Güzel fıkra ama yılbaşının, noelle alakası yok. Dini bir bayram değil. Biz bunu cahilliğimizle dini bayram yaptık, noel ağacını ve hindiyi yılbaşıyla cem ettik. Dünyada bu iş böyle değil. Aslında bu işte âlimlerimizinde kabahati var çünkü din adına direk yılbaşının kendisini yargıladılar. Bunun sebebi analiz kabiliyetine sahip olmamalarıdır. Bizde Kur'anı ezberlersen, arapça öğrenirsen alim sayılıyorsun. Dünyadan bihaber köylü geliyor, 3-5 sende bunları öğrenip âlim oluyor. Oysa âlim dediğin usûl bilecek. Âlimi alim yapan ezber değil, ûsül bilmesidir. Usûl bilirsen, mantık ve kelam bilirsen analiz de yaparsın.
Yılbaşı, takvimle alakalı matematiksel bir gündür. Dinle alakası yoktur. Keyfiyyeti kendindendir. Dini günler gibi dışarıdan gelen bir keyfiyyeti yoktur. Kaide şudur: Dini günler, belli bir keyfiyyetin kemmiyete yüklenmesidir. Yani belli bir olayın takvime bağlanmasıdır. İslamda yasak olan bayramlar bunlardır. Fakat bahar bayramı, hıdırellez gibi bayramlar takvimin kendinden haiz günleridir; yılbaşı da bu kategoriye girmektedir. Lakin âlimlerimiz detaya inemedikleri için kaba taslak fetvalar verir geçerler. Analiz, analiz, analiz! Âlimlerimizin bu trajikomik durumu malesef her sahada verdikleri fetvalara yansıyor.
Yılbaşında islami olarak problem olan durum; noel ağacını süslemek, hindi kızartmak, o güne özel(!) hediyeleşmektir. Hristiyanlar noelde, yani 24 Aralık'ta çam ağacı süslerler, evangelik olanları ise hem ağaç süsler hem hindi kızartır. Onun için tarih 31 Aralık'a denk gelmesede bu bizde ki fiil Noel'e binaen geliştiğinden gene uygun değildir). Bu üç unsur haricinde itikadî problem yoktur. Alkol tüketimi ve kadın erkek karışık eğlence durumu itikadî sahada değerlendirilemez. Diğer haram unsurlar sırf o gün değil her zaman haramdır.