Adamın birisi, gece rüya görmüş. Ertesi sabah hemen bir rüya tabircisine gitmiş. Rüya tabircisi, "Anlat bakalım rüyanı!" demiş. Adam başlamış anlatmaya. "Efendim!" demiş. "Gece rüyamda karanlık bir yerde yürüyordum. Karşıma bir yol çıktı. Kumlu yol mu desem, asfalt yol mu desem, bilmiyorum. Neyse biraz ilerde ağaca benzer bir karaltı gördüm. Çam ağacı mı desem, kavak ağacı mı desem, elma ağacı mı desem, bilmiyorum. Burayı geçtikten sonra karşıma koca bir deniz çıktı. Ama göl mü desem, deniz mi desem, okyanus mu desem, bilmiyorum. İşte rüyam bu! Bunu bana tabir et!"
Rüya tabircisi içten içe söylenmiş ama, kara kaplı kitaplara bakmış, sağa bakmış, sola bakmış ve adama: "Bak evlâdım! Kitaplara baktım, Senin rüyanla ilgili herhangi bir yorum bulamadım. Ama anladığım kadarıyla, Allah belânı verecek ama; yazın mı desem, güzün mü desem, bugün mü desem yarın mı desem. İşte senin rüyanın tabiri bu!" demiş. :O
Rüya tabircisi içten içe söylenmiş ama, kara kaplı kitaplara bakmış, sağa bakmış, sola bakmış ve adama: "Bak evlâdım! Kitaplara baktım, Senin rüyanla ilgili herhangi bir yorum bulamadım. Ama anladığım kadarıyla, Allah belânı verecek ama; yazın mı desem, güzün mü desem, bugün mü desem yarın mı desem. İşte senin rüyanın tabiri bu!" demiş. :O