Bir milli görüş sevdalısı yahyalılı hacı hasan efendi (ks)

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
BİR MİLLİ GÖRÜŞ SEVDALISI
YAHYALILI HACI HASAN EFENDİ (KS)
seyyahin_kalemdar215kq.jpg



- Milli Görüş mesajını en iyi anlayan ve en güzel anlatan gönül erlerinden birisidir. Olanca safiyet ve samimiyetiyle bu davaya sahiplik eden, nefsi cihadıyla siyasi cihadı birlikte yürüten, siyasi tavrını ve tarafını çok net ve mert şekilde belirten, örnek bir Allah (C.C.) velisidir.

- Yahyalılı Hacı Hasan Efendi, 27 Ocak 1987 tarihinde vefat etti. Bundan 23 yıl önce. O mübarekteki teslimiyet, istikamet ve muhabbet yolumuzu aydınlatmaya artarak devam ediyor. Onları bugün mumla arıyoruz, istikamet üzere olan Allah dostlarını, evladlarını Hakk’ı hakim kılma yoluna ram eden mücahid şeyhleri.

- Yakınlarından birisi İstanbul'da anlatmıştı :
"Erbakan Hocamız, Hacı Hasan Efendimiz’i ziyarete gelmişlerdi... Üstadımız, Erbakan Hoca'yı ayakta karşılamış ve "Muhterem Hocam! şu mübarek elinizi uzatınız da, bir manevi sorumluluğu yerine getireyim! Zira Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz "Cihad etmeden ( Hak’ta ve hayırda beraber olmaya söz vermeden ) ölen cahiliye üzerine ölmüştür" buyurmaktadır!..."
İşte, siyasi çalışmaların önemi konusundaki ciddiyet!...
İşte, Resululah’ın emrine ve İslâm'ın hükümlerine olan riayet!...
İşte, kimin yanında bulunacağını bilen ve bildiren bir feraset!...
Ve işte o mübarek haline ve kemaline rağmen, gösterdiği tevazu ve teslimiyet!...

- Ve yine Adana'daki bir arkadaşımdan dinlemiştim:
"Erbakan Hocamız, mahkemelerde beraatınden sonra, Hacı Hasan Efendi’ye iadeyi ziyarete gelmişlerdi...
Bir ara Hacı Hasan Efendimiz Erbakan Hocamıza dönerek "Bir gün, şimdiki Cumhurbaşkanı'nın makamında siz oturacaksınız!..." buyurdular..."
Ve işte zamanları delen ve öteleri gören bir basiret ve velayet!...

- Bu mübarek Zat (R.A.), Erbakan Hocamız’ın 12 Eylül mahkemelerine bizzat katılmış ve her şeyiyle Milli Görüş’ün yanında yer almıştır. Hatta 1980 sonrası esen Özal rüzgarında bile. Ki o zaman milliyetçi, mühafazakar, dindar kitleler ve kanaat önderleri akın akın Merhum Özal’ın (Özal da Amerika’nın) peşinden giderken Yahyalılı Hacı Hasan Efendi ve yine bazı büyükler istikametinden ve duruşundan zerre taviz vermemiş, Milli Görüş’ün, Refah Partisi’nin ve Erbakan Hocamız’ın yanında yer almaya ve evladlarına da bunu telkin etmeye devam etmiştir.

- Lütfi Doğan Hocaefendi (Diyanet İşleri Eski Başkanı - Eski Refah Partisi milletvekili) Erbakan Hocamız mahkum iken Yahyalılı Hacı Hasan Hazretleri’nin mahkemeye gelişini ve Rabbimiz’e ilticasını şöyle anlatıyor:
12 Eylül hadisesinden sonra içerde bizi bir müddet misafir ettiler. Bir süre sonra bizi serbest bıraktılar. 1981 Ramazanında bir duruşma yapıldı. Duruşma sonunda diğer arkadaşlarımızı da serbest bırakırlar ümidini taşıyorduk. Ama öyle olmadı. Sonuçtan hepimizde müteessir olmuştuk. Merhum Hacı Hasan Efendi de gelmişti o duruşmaya. Kendisi hemen her mahkemeye gelirlerdi. O da çok müteessir olmuştu. Çok hassas ruhlu bir insandı. Bir müslümanın en küçük üzüntüsü O’nu daha fazla üzerdi. Cenab-ı Hak kendisine böyle rikkatli bir kalp ihsan etmişti. Çok üzülmüş, duruşmaya kadar Yahyalı'ya gitmemiş, Cenab-ı Hak'ka iltica etmişti...
(Yahyalılı Hacı Hasan Efendi Hazretleri hasta olmalarından dolayı "Yahyalı'ya dönelim" diyenlere ise şu cevabı vermiştir: "Ben Hocamız’ı yalnız bırakmanın vebalini kaldıramam.")
15 gün sonraki mahkeme bir cuma günü idi. Artık ümit taşımıyorduk. Bizimkileri bırakmayacaklardı. Merhum Hacı Hasan Efendi erkenden gelip ön tarafta bir yere oturmuş, Tahir Büyükkörükçü Hocamız’a: "Bugün sizi almadan gitmeyeceğim. Rüyamda Peygamberimiz’i (sav) gördüm, müjdeyi O'ndan aldım. Haberiniz olsun bugün tahliye olacaksınız." demiş...
Gerçekten mahkeme bitiminde kimsenin tahmin ve tahayyül etmediği bir zamanda arkadaşlarımız topluca tahliye olmuşlardı. Rabbimiz her şeye kadir.

- O mübarek yine şöyle söylüyor: (Gölbaşı, 1981) "Sizin tahliyeniz için biz Gölbaşı 'nda secdede düşmüş kalmışız da, kim bilir kaç saat sonra gelip kaldırmışlar bilmiyorum." Yahyalılı Hacı Hasan Efendi (KS)

- Yahyalılı Hacı Hasan Efendi bir seferinde yakınlarına şöyle demiştir; "Beni nasıl bilirseniz Erbakan Hocamız’ı da öyle biliniz. Biz Kayseri'ye anlatıyoruz, o dünyaya anlatıyor."

- Yahyalılı Hacı Hasan Efendi’nin evladı Ali Ramazan Dinç Hocaefendi 1996 yılında bir derginin yaptığı röportajda “(Politik olmanın ötesinde) Siyaset ile Tasavvufi kurumlar arasındaki ilişki sizce nasıl olmalıdır?” sorusuna şöyle cevap veriyor:
* Tasavvuf, “insanların gönüllerine seslenme anlamında” insan olan her alana hitap ettiği için siyaset ile de ilişkisi vardır. Mesela, İbrahim Ethem Hz., önce devlet başkanı idi. Sonra zühd hayatını tercih edince köşkü, saltanatı her şeyi terk etti. Bununla ilgili olarak Meşayihi Kiram’dan birisi “Eğer ben o zaman hayatta olsaydım, ona devlet reisliğini terk ettirip de, bir hırka giydirerek derviş etmezdim. Onu kendi makamında eğitirdim” buyuruyor. Neden böyle söylüyor? Çünkü “Bir saat adaletle hükmetmek, 60 yıllık nafile ibadetten üstündür” anlayışı budur işte… İmam-ı Rabbani hz., dervişi tarif ederken “Tacirin(tüccar) ticaretini en güzel şekilde yapmasıdır..” diye ifade ederler. Bizlerde bu anlayıştan hareketle; “Bir mühendisin mühendisliğini en güzel/kamil bir şekilde yapması sufiliktir, bir öğretmenin öğrencilerini en güzel şekilde eğitmesi sufiliktir. Çünkü Efendimiz aleyhisselam,“İşini sağlam/düzgün yapanı Allah sever” buyuruyor.
Bir iş yaptığı zaman, o işini planlı, düzgün, güzel bir şekilde yapanı Rabbimiz sever.. Bu ifade hem maddi hem de manevi işlerimiz anlamındadır.

Diğer önemli sorular ve Ali Ramazan DİNÇ Hocaefendi’nin cevapları aşağıdadır:
- Efendim, sadece İstanbul'da binlerle ifade edilen şeyh olduğu söyleniyor. Her Anadolu şehrinde de bir iki tane şeyh ve alim var, birçoğu da icazetli... Yine de çok fazla etkili değiller... Tüm dünya müslümanları da kan ağlıyor. Sizce nedeni nedir?
- Ali Ramazan Dinç Hocaefendi: Bunun iki sebebi var. Birincisi, müslümanların bağlı bulunduğu bir kurum yok. O da Abdülhamit Han Hz. den sonra, yok edilen hilafet müessesesidir. Lozan antlaşmasıyla, bir kararla bizim üç mühim kurumumuz yerle bir edilmiştir. Birincisi hilafet, ikincisi medrese, üçüncüsü dergahtır. Osmanlının temeline bakacak olursanız, Osmanlı güçlü. Neden güçlü? Bu üç sisteme dayandığı için... Ordu, medrese ve dergah üçlüsüne dayandığı için güçlü görünüyor. Ordu dediğimiz zaman, nedir? devlettir. Medrese dediğimiz zaman; halkı, ilimle kafası geliştirilmiş ve her yönden güçlü insandır. Dergah dediğimiz zaman, kalbini Allah (c.c.) aşkıyla, muhabbetiyle, Resulullah (s.a.v.) sevgisiyle dolduran kimse demektir. İşte bu üç kurumun ortadan kalkması bizi mahvetmiştir. Ne kadar şeyh olsa da, binlerle de ifade edilse, hepsinin takip edeceği bir liderin olması şarttır.
Bir misal vermek gerekirse mesela Abdülhamit Han Hz. nin devrinde, Hollandalılar Filipinlilere hücum etmişti. Bu hücumda, Abdülhamit Han Hz. leri, "Donanma hazırlansın" emrini vermişti. Donanma hazırlanır hazırlanmaz, haber duyulunca, -çünkü bütün müslümanlar ona bağlıydı- Hollandalılar geri çekilip kaçmaya başladılar. Asıl sebebi budur.
- Efendim, günümüzde hizmet ve cihadın öneminden bahseder misiniz?
- Ali Ramazan Dinç Hocaefendi: Hayat cihaddır zaten. Hayat cihadla başlar, doğan bir çocuk ne yapıyor, rızkını temin için? Önce emekliyor, yürüyor, düşe kalka, okul devresi, okul sonrası, yeme-içme, giyinme, hayatını devam ettirme endişesi başlıyor. Barış karşılıklı güce dayanır, mesela Bosna'da barışı temin edebildik mi, Çeçenistan'da barışı temin edebildik mi? Zulüm gören bir çok devletler var, neden? Gücümüz kuvvetimiz olmadığı için... O bakımdan, deminden beri ifade ettiğimiz; müminlerin Allah derken, zikrinde dahi, zikir kelimesini yanlış kullanıyoruz. Ne demektir zikir? 6666 ayeti yaşamaktır. 6666 ayeti yaşarken, Kur'an'da, Cenab-ı Hakk "yaş ve kuru ne varsa hiçbir şeyi eksik bırakmadık" buyuruyor. O zaman cihad, müşriklere karşı malımızla, canımızla ve dilimizle cihad etmektir. Basınla mücadele etmek de öyledir. Cihad ederken bu hususa dikkat etmek gerekir. Birincisi Allah'ın (c.c.) yoluna hikmetle davet etmektir. Hikmet ne demektir, ilim ve ameldir. 29 manası vardır hikmetin. Ondan sonra nasihattir. Ne demek bu? Strateji ve taktiktir. Üçüncüsü de, mücadeleyi, en güzel şekilde, kırmadan dökmeden yapmak...

- Milli Gazete’de “Hacı Hasan Efendi, keramet ve istikamet” adlı yazısında Kamil Yeşil şunları ifade ediyor:
`Allah, diye diye öleyim’
…Ertesi sabah saat dokuza doğru Hacı Hasan Efendi`nin evindeyiz. Bizi, o zamanlar İlahiyat Fakültesinde talebe olan mahdumu Ali Ramazan Dinç Hocaefendi karşıladı. Kütüphaneli bir odaya dizildik. Biraz sonra beyaz sarığı, cüppesi içinde Hacı Hasan Efendi teşrif ettiler.
Üstadımız, bir not defterine bakarak sohbetine başladı… “Hakk`tan hakikatten ayrılmayanlarla beraber olun”… Tasavvuf, evrat ezkar, ölüm, şeriat ve sünnete bağlanmanın önemi derken söz döndü, dolaştı memleketin haline geldi. Hacı Hasan Efendi`yi bir sıkıntı bastı. Biraz durdu… Bu konuda üstadımız, sultanımız Sami Efendimiz’e de gelmiş ihvan, efendim, ne yapalım demişler o da, `Hakk`tan, hakikatten ayrılmayan insanlarla birlikte olun` demiş. Ben de onun çizdiği çizginin dışına çıkmam, çıkmak istemem. Rey vermeye girdiğiniz zaman Allah`la baş başasınız. Elinizi vicdanınıza koyun, mason ile, komünist ile dinsiz ile, imansız ile olmayın. Senin gibi namazında, niyazında olan, senin gibi inanan... işte onlarla, ben derken sen anladın zaten, işte öyle insanlarla beraber olun.` dedi ve biz mesajı zaten almıştık.
Biz, kişilerin olağanüstü haller gösterip göstermemelerine değil; merhum Üstadımız Sami Efendi Hazretleri’nin dediği gibi `istikametlerine` bakarız. `İstikamet keramettir` Öyle demişler bir gün Üstadımız Sami Efendi Hazretlerine. `Bir keramet lutfetseniz efendim.` `İstikamete bakın siz demiş Üstaz, istikamet, keramettir.` Şu kadar yıl bütün olumsuzluklara rağmen ayaktayız; bundan büyük keramet mi olur ?` demişler bir başka zaman.

Mezkur sohbetinde Hacı Hasan Efendi Üstadımız bu istikamet bahsinde buyurdular ki: `Ahlakınıza, ticaretinize, cebinizdeki paranın helal olup olmadığına, istikametinize çok dikkat ediniz. Bir kişinin velayetinden mi bahsettiler; bakınız ona; sehaveti var mı kerameti var; yok cömert değil de cimri ise, sıka sıka malının suyunu çıkarıyorsa, zekatını, sadakasını tam vermiyorsa; sünnetten kılın ucu kadar ayrılıyorsa; havada, boşlukta duruyor görseniz; kanatlarını kesin, sihirdir o, keramet değil.`
Kerameti kendinden bilmeyen, zahir olunca bulunduğu yeri değiştiren, bu halden utanan ve asıl meselenin istikamet olduğunu ifade eden üstatlar nerede, kerametini bir bayan gazeteciye bizzat anlatanlar nerede? İstikametini modernizmin açtığı yeni ufuklara ve değerlere göre belirleyenler, mesele, İslami siyaset veya İslamcılık olduğunda alabildiğine reelpolitikçi, rasyonel ve pozitivist iken; söz kendilerine geldiğinde bu kez olabildiğince mistik oluyor. Anlamak mümkün değil doğrusu.
Biz, güzel ahlakın, Kur`an`ın ve sünnetin kısacası istikametin peşindeyiz vesselam.

Yahyalılı Hacı Hasan Efendi’nin vasiyeti:
Vasiyetimdir.
Din Kardeşlerim !
Allah'ımızın emrettiklerine harfiyyen uymanızı,
yasakladıklarındanda harfiyyen kaçmanızı istirham ediyorum.
Hâlık-ı Zülcelâlin huzuruna yüzü kara gidiyorum
Adaletine değil , lütfuna sığınıyorum.
Bizde sizler gibi ölenlerin vasiyetini çok dinledik.
Lâkin gaflet perdesini yırtamadık
İbret alıp uyanamadık
Ah! Ah!
Şimdi anladık fırsat kaçtı, tedarik ve telafi imkanı kalmadı.
gözlerinizi açın
ÖLÜM VAR!

Canlarım,ciğerlerim
Cenab-ı Allah'tan daima korkun
Allah'ın emanetini, kulların emanetini yerine getirin.
Her işte hıyaneti terkedin, iyiliği emredin kötülükten kaçındırın.

Bütün güzel ahlakların anası, tevazu,ilim ve cömertliktir.
Bütün kötü ahlakların anası da dünya sevgisi ve nefsin arzusudur.

Evlatlarım!
Küslerle barışın,zulmedenleri affedin
vermeyenlere verin
kötülük edenlere iyilik edin
sabırlı olun
kanaatli olun
çok yemeyin, çok uyumayın
çok söz söylemeyin, salihlerle konuşun
fasıklarsan kaçının

Yavrularım,Canlarım!!!
Sizlere hakkıyla hizmet, hakkıyla kölelik edemedim
Kölenin ücreti olmaz ya
arkamdan yasinler. hatmi şerifler gönderin dualarınızı eksik etmeyin
Hakkınızı helal edin
Sizleri Aziz ve Celil olan Allah'a emanet ediyorum..."

- “Müminin 4 düşmanı vardır, uzak durun:
Şeytân-ı mel’un
Nefs-i emmâre
Kötü arkadaş
Dünya muhabbeti”
*
Sadakayı çokça veriniz. Çünkü sadaka belâları def eder ve ömrü uzatır.

Ham olsun Alemlerin Rabbi olan Allah’a.

Ersan Bilgin
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
(Gölbaşı, 1981)

"Sizin tahliyeniz için biz Gölbaşı 'nda secdede düşmüş kalmışız da, kim bilir kaç saat sonra gelip kaldırmışlar bilmiyorum. " Yahyalılı Hacı Hasan Efendi (KS)
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
Yahyalılı Hacı Hasan Efendi’nin vasiyeti:
Vasiyetimdir.
Din Kardeşlerim !
Allah'ımızın emrettiklerine harfiyyen uymanızı,
yasakladıklarındanda harfiyyen kaçmanızı istirham ediyorum.
Hâlık-ı Zülcelâlin huzuruna yüzü kara gidiyorum
Adaletine değil , lütfuna sığınıyorum.
Bizde sizler gibi ölenlerin vasiyetini çok dinledik.
Lâkin gaflet perdesini yırtamadık
İbret alıp uyanamadık


Ah! Ah!
Şimdi anladık fırsat kaçtı, tedarik ve telafi imkanı kalmadı.
gözlerinizi açın
ÖLÜM VAR!

Canlarım,ciğerlerim
Cenab-ı Allah'tan daima korkun
Allah'ın emanetini, kulların emanetini yerine getirin.
Her işte hıyaneti terkedin, iyiliği emredin kötülükten kaçındırın.

Bütün güzel ahlakların anası, tevazu,ilim ve cömertliktir.
Bütün kötü ahlakların anası da dünya sevgisi ve nefsin arzusudur.

Evlatlarım!
Küslerle barışın,zulmedenleri affedin
vermeyenlere verin
kötülük edenlere iyilik edin
sabırlı olun
kanaatli olun
çok yemeyin, çok uyumayın
çok söz söylemeyin, salihlerle konuşun
fasıklarsan kaçının

Yavrularım,Canlarım!!!
Sizlere hakkıyla hizmet, hakkıyla kölelik edemedim
Kölenin ücreti olmaz ya
arkamdan yasinler. hatmi şerifler gönderin dualarınızı eksik etmeyin
Hakkınızı helal edin
Sizleri Aziz ve Celil olan Allah'a emanet ediyorum..."


 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
geçen, mübarek oğlu, şeyh efendi, Ali Ramazan Dinç hocaefendiyi, ziyaret etmek ve duasını almak nasib oldu....

Rabbim cümlesine rahmet etsin, şefaatlerine nail etsin....
 
Üst