bir hadisin düşündürdükleri

Erhan

Profesör
Katılım
21 Tem 2006
Mesajlar
2,115
Tepkime puanı
42
Puanları
48
Konum
Ankara
Web sitesi
www.softajans.com
Hadis-i Şeriflerde İNANANLARIN VASIFLARI-6 "Mümin, herkesi sever, herkesle anlaşır ve kendisi de başkaları tarafından sevilir ve anlaşılır. Böyle olmayan müminde hayır yoktur. İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydası olandır."(Müsned, 2/400; 5


Aynı manada "mümin gibi ülfet edilen, hemen ısınıverilen bir başka hayırlı şey bilmiyorum."(1) hadisi de vardır. Hadiste müminin vasfını anlatan anahtar kelime "ülfet"tir. Ülfet ise, alışmak, cana yakın olmak, sevmek, dostluk ve arkadaşlık gibi manalara gelir. Bunun gerçekleştirilmesinin biraz da insan tabiatına ve mizacına bağlı olduğu akla gelebilir. Çünkü herkes, hemen herkesle kaynaşamayabilir, ama burada müminler olarak bizlere bir hedef çiziliyor. Gerçek müminin, herkesle anlaşması, herkesi sevmesi ve kendisini de başkalarına sevdirme gayreti içinde olması gerektiğine dikkat çekiliyor. Demek ki bu durum bizim iradelerimize bırakılmış. Zaten İbn Haldun'un da dediği gibi "İnsan, mizacının ve tabiatının çocuğu değil, alışkanlıklarının ve itiyatlarının çocuğudur." Öyleyse müminler, istedikleri takdirde kendi iradelerine bırakılan bu meseleyi biraz zorlayarak da olsa yapabilirler.

Evet, gerçek mümin, yılanlarla, kobralarla bile arkadaşlık kurabilecek kadar sevgi ve hoşgörü insanı olmalıdır. Zaten, Allah, Hz. Musa'ya, Firavun'a gitmesini -ki Firavun, kendisinin Allah olduğunu söyleyen ve gözünü kırpmadan pek çok cana kıyabilen bir kobra değil midir?- ve ona "kavl-i leyyin"le yani yumuşak söz, yumuşak tavır ve yumuşak üslupla hitap etmesini söylemiyor mu?
Gerçek mümin, itici, anlaşmaya kapalı, aksi ve soğuk bir tip olamaz. İslam böyle bir tipi ideal mümin olarak kabul etmiyor. Böyle birinin imanı vardır; ancak imanın tezahürleri onda yoktur. Efendimiz'in hayatına baktığımızda, hayatı boyunca herkese müsamaha ile baktığını ve her kesimden insanla çok rahat diyaloğa geçtiğini görürüz. Siyer kitapları bunların yüzlerce misalleriyle doludur. Devletler planında Medine Sözleşmesi, diyalog planında Necran'lı Hıristiyanlara mescidini açması, ferd planında bir köleye arkadan gelip gözlerini kapatıp şakalaşması, bir çocuk olan Enes'le şakalaşması, beşerî münasebetlerindeki sıcaklığına deryadan bir katre olarak hatırlanabilir.
Hadisin sonunda geçen, "İnsanların en hayırlısı insanlara en çok faydalı olandır" cümlesi ise, İslam'ın evrenselliğini hem de bütün insanlara bir rahmet olduğunu çok açık bir biçimde gösterir. İnsan, Allah'ın en şerefli varlığı, ona hizmet de elbette alkışlanması gereken bir durumdur. İnsanların önüne böylesine güzel bir hedefin konması, herkesi hayra kilitleyecek ve hayrın, iyinin, güzelin salih bir daire oluşturmasına sebep olacaktır. Bir de mesela bir insan mizacı ve tabiatı itibariyle sevilmeyebilir ama insanlara faydalı olarak başkalarının sevgisini celbedebilir.
Konuyla alakalı önümüze yakalamamız gereken hedefleri içeren başka hadisler de vardır: "Muhakkak mümin, yoldan insanlara eziyet veren bir şeyi kaldırmasında, birine yol tarifinde, birisine bilmediği bir kelimeyi (veya tarifi) açıklamasında, birine yolculukta (azığındaki) sütünü vermesinde hep sevap kazanır. Hatta o kadar ki elbisesinde kurumuş bir lekeyi silip eliyle kazımasına varıncaya kadar sevap vardır."(2)
"Mümin serâpâ menfaattir. Her yönüyle insana fayda getirir. Birlikte yürürsen sana yararlı olur. Onunla bir meseleni istişare etsen sana faydalı fikirler verir. Onunla ortaklık kursan (iyi bir ortak olur) faydalanırsın. Hasılı onun her işi faydadır."(3)
"Mümin, koku satan gibidir, yanında oturduğunda güzel kokudan istifade edersin, beraber yürüsen yine istifade edersin..."(4) "Mümin, hurma ağacı gibidir, ondan aldığın her şey sana fayda verir."(5)
"Müminin hali arıya benzer. Arı yediği zaman tayyibini (çiçeğin özünü) yer. Bıraktığı (dışkısı) da tayyib (temiz bal)dır. Çürük bir dala bile konsa onu kırmaz ona zarar vermez. Müminin hali altın parçasına da benzer. Az nefhadip (tüf tüf edip) ovaladın mı hemen parlar. Tartıldığında ise bu onun gramajından bir şey eksiltmez."(6)

Dipnotlar:

1-Kenz, 1/146.
2-Kenz, 1/157.
3-Kenz, 1/143.
4-Kenz, 1/147.
5-Kenz, 1/147.
6-Münâvî, Feyzu'l-kadîr, 5/655-656


Bunu çok iyi anlamamız lazım ve görüyoruz ki hayatımız da oluyor bizler daha münim kardeşlerimiz ile anlaşamıyoruz.....

Bence çok güzel bir yazı...
 
Üst