Bir AKP eleştiri yazısı : "Biz size efendi olmaya geldik!.." S. ÖZIŞIK

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
"Biz size efendi olmaya geldik!.."

08.04.2019



suleyman-ozisik_1516606407.png

Süleyman Özışık
[email protected]

product-button-facebook-24.png

AK Parti'nin bir bayrak reklamı vardı hatırlar mısınız?
Hain bir elin ipini kestiği bayrağın yere düşmemesi için yurdun dört bir yanından insanlar koşuyordu.
İlk gelenler bayrak direğine sarılıyor, ardından gelenler onların omuzlarına basarak yukarı tırmanıyordu.

Aslında o bayrak reklamı, bu aslında bizim bugünlere gelmemizin de hikâyesiydi.
İlk gelenler, davanın sancağı yere düşmesin diye ardından gelenlere daima omuz verdi. Sonra, herkes birbirine omuz verdi ve bugünlere geldik.

Ama daha sonra beklenmedik bir şey oldu.
Arkalardan gelip, omuzlara basarak yükselenlerden bazıları bayrağın ve davanın ipini bırakıp manzaraya kaptırdı kendini. Kendilerinden sonra gelenlere de omuz vermedikleri gibi, altta kalanları hor görmeye, "Sabit dur, konumumu bozuyorsun" diye tekmelemeye başladılar.
O da yetmedi...


"Aşağıdan bizim tayfa geliyor, onlara da omuz verip yukarı yükselmesine yardım et" diye emir buyurdular,
"Bak dediğimi yapmazsan bayrak yere düşecek" diyerek korkuttular.

"Yahu bizim dayanacak takatimiz kalmadı. Ya tutun şu ipin ucundan ya da inin aşağı, biz tutalım" diyenleri tekmeleyip uzaklaştırdılar.
E, hâliyle alt kısımlarda bir boşluk oluştu ve düşüş riski ortaya çıkmaya başladı.

Sakın ha kimse bu yazdıklarımı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve etrafındaki gerçek dava adamlarına yormasın. Erdoğan ve etrafındaki bir avuç insan olmasa, zaten bu davanın bayrağı bu kadar yükseğe çıkamaz, bunca yıl dalgalanamazdı.

Ben içimizde olup, kahır zamanlarında yanımızda olmayanlardan bahsediyorum. Yaşadığımız süreci şöyle kısaca özetlemek gerekirse...
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti bugüne kadar sayısız badire atlattı. Darbe tehditleri, e-Muhtıralar, Gezi eylemleri, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz kanlı darbe girişimi...
AK Parti'ye oy verenler bütün bu süreç içinde canıyla, kanıyla Erdoğan'ın yanında saf tuttu. En son 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı'nın bir çağrısıyla ölüme yürüdü bu insanlar.

Biz bu insanlara ne yaptık da gidip terör örgütü PKK'nın partisiyle iş birliği yapan CHP'ye oy vermelerine neden olduk? Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir siyaset faciasını sevindirecek, Recep Tayyip Erdoğan'ı gibi bir siyaset dehasını üzecek hangi hatalara imza attık?

Kendimize sormamız gereken can yakıcı sorular bunlar. Gidenleri ihanetle suçlamak, onlara hakaret etmek kolay, lakin bizi çözüme ulaştıracak yöntem bu değil...
Şunu kabul edelim arkadaşlar.
FETÖ operasyonu bu ülkede AK Parti'ye dönmeye başladı.
İçeride FETÖ'den yatan binlerce masum AK Partili isim var. OHAL İşlemleri Komisyonu "Suçsuzdur" demesine rağmen görevlerine iade edilmeyen on binlerce insan var.

Alnına haksız yere "Hain" damgası vurulmuş ve açlığa mahkûm edilmiş bu insanların dönüp AK Parti'ye tekrar oy vermesini nasıl beklersiniz?
Dün gözüme bir haber ilişti.
Doğu ve Güneydoğu’daki muhtar adayları başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde yaşayan hemşehrilerinin seçmen kaydını 31 Mart’ta kendilerine oy vermeleri için köylere taşımış.
İstanbul Muhtarlar Federasyonu Başkanı ve Ümraniye Necip Fazıl Mahallesi Muhtarı Kadir Delibalta, aylar öncesinden bu duruma dikkat çekmiş, “Bu taşıma işlemi İstanbul’da seçim sonuçlarını baştan sona değiştirebilir” diye uyarmış.
İstanbul’da yaklaşık bin mahalle var. Her bir mahalleden ortalama 500 kişinin bu seçimlerde muhtarına destek vermek için köyüne gittiği varsayımları yapılıyor.
Ortaya 500 bin gibi korkunç bir rakam çıkıyor.

İşte tam bu noktada kendimize bir kez daha şu soruyu sormamız gerekiyor: Biz ne yaptık da şehirden şehire göç ederek muhtarına oy vermeye giden bu insanları, AK Parti’ye oy vermeye ikna edemedik.
Sebebi çok basit…
Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta, “Biz size efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik” diyordu. AK Parti içinden birileri yaptıkları icraatlarla,
“Biz size efendi olmaya geliyoruz” dedi âdeta…


Şu kardeşiniz, bu köşeden aylarca bağırdı.
"Milletin adaylarını değil de kendi adamlarınızı bir yerlere getirmeye çalışırsanız bunun bedeli çok ağır olacak" dedim.
Mesela; beni hiç alakadar etmeyen Bursa'nın Gemlik ilçesini yazdım. "Mevcut belediye başkanı bir önceki seçimde CHP'li rakibine 17 puan fark attı. Bu adam dışında biriyle Gemlik'in tekrar kazanılması mümkün değil" dedim. Birileri Cumhurbaşkanı'na, "Biz bununla kazanırız" diyerek başka ismi aday gösterdi.
Sonuç? CHP'nin adayı AK Parti'nin adayına 17 puan fark attı.

Bakın çok çarpıcı bir örnek vereyim.
Karabük'ün Safranbolu ilçesini biliyorsunuz değil mi?
Burada milletin istediği isim değil de Erol Kaya'nın akrabası olan Ali Kaya zorla ve ısrarla aday gösterildi.
Sonuç?
CHP'nin adayı AK Parti'nin adayına 4 puan fark taktı.

İstanbul'la ilgili uyarılarım arşivde duruyor. "Bu adaylar Binali Bey'e kaybettirebilir" dedim. Bunu ben kendimden uydurmadım. AK Parti'nin üst düzey yöneticilerine seslerini duyuramayan insanlar bana ulaştı ve ben de onların isyanını dile getirdim.

Erdoğan'ı sahte anket sonuçlarıyla yanıltanlar bu isyana en üst perdeden cevap verdi.
AK Parti''nin önemli ve en tecrübeli kurmaylarından Hayati Yazıcı, "Vatandaşın fantezi yapma hakkı yok. Gösterdiğimiz adaylara oy verecekler" diye hakir görücü bir dil kullandı.

Ankara'da Mehmet Özhaseki kazanmadı diye hayıflanıyoruz değil mi? Peki niye kimse Mehmet Özhaseki'nin yanında yer almayanlardan ve âdeta onun kuyusunu kazanlardan bahsetmiyor?
Örneğin, mevcut belediye başkanı Mustafa Tuna?

Seçim öncesinde Melih Gökçek'in usulsüzlük yaptığını açıklayarak partiye darbe vuran Tuna, seçim döneminde Melih Gökçek'in çeyreğinin çeyreği kadar çalıştı mı?

CHP’li isimlere şöyle bir bakın lütfen!
Eskiden AK Partili’nin yaptığını şimdi onların yapmaya başladığını göreceksiniz. Bizim kırdıklarımızı onlar sahipleniyor. Bizim sırtüstü ittiklerimizi onlar tutuyor. Bizim eskiden kullandığımız dili şimdi onlar kullanıyor. Bizim 17 yıldır yaptığımız çalışkanlığı onlar sergiliyor.

Milletvekillerimizle, teşkilatlarımızla, belediye başkanlarımızla, medyamızla ve her aykırı konuşanı susturmaya çalışan, susmayanı ise FETÖ’cü olmakla yaftalayan kimi insanımızla kötü bir sınav verdik.


Sözün özü…
Geldiğimiz noktada bayrağın ve davanın ipi elimizden kayıp gitmek üzere. Ya eski halimize dönüp bayrak düşmeden o ipin ucunu yakalayacağız.
Ya da “Buraya kadar” diyerek havlu atacağız. Bunu başarabilmek için önümüzde tarihî bir fırsat var.
Yeter ki yeniden “biz” olalım!
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
CHP’li isimlere şöyle bir bakın lütfen!
Eskiden AK Partili’nin yaptığını şimdi onların yapmaya başladığını göreceksiniz. Bizim kırdıklarımızı onlar sahipleniyor. Bizim sırtüstü ittiklerimizi onlar tutuyor. Bizim eskiden kullandığımız dili şimdi onlar kullanıyor. Bizim 17 yıldır yaptığımız çalışkanlığı onlar sergiliyor.
Milletvekillerimizle, teşkilatlarımızla, belediye başkanlarımızla, medyamızla ve her aykırı konuşanı susturmaya çalışan, susmayanı ise FETÖ’cü olmakla yaftalayan kimi insanımızla kötü bir sınav verdik.


------------
Bu kısım önemli tespit.. bizler sürekli bunu vurguluyoruz, ama S. özışık bamteline vurmuş belki dikkat çeker..
AKP de bir zamanların CHP'li tavrını sürdürüyor.. değiş tokuş bir durum sözkonusu..
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Dedik ya ! İstanbul ve Ankara ALTIN TEPSİ içinde AKP tarafından CHP'ye sunulmuştur !
Halâ bu gerçeği göremeyen ve anlayamayan var mı? Hayret bi şey !..
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
AKP'li başkandan devraldığı küçücük belediyenin borcu : 111 milyon TL..
Kasadaki Para: 177bin TLcik..
Sonra da Gönül Belediyeciliği diye afiş bastırsan nolur bastırmasan nolur..
CHPye İyipartiye, SP'ye gavur veya hain demişsin kim inanır sana..
Asıl hainleri gavurları kendi içinde aramadığın müddetçe düzelmek mümkün değil AKP için..
--------------



Sadece 95 bin nüfusu var! Başkanın afiş yaptırıp astığı borç dudak uçuklattı




Sadece 95 bin nüfusu var! Başkanın afiş yaptırıp astığı borç dudak uçuklattı

TOKAT Erbaa'da yeni seçilen MHP'li Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl, devraldığı "111 milyon 397 bin 766 lira" borcu gösteren afişi belediye binasına astırdı.
Başkan Karagöl, yaptığı açıklamada Belediyenin borcu ile ilgili inceleme yaparak kamuoyu ile paylaşmak istediklerini ifade ederek,
"Seçimlerde halkımız bizlere bir görev verdi.
Ardından da herkesin merak ettiği konu ve bizden çokça talep etmeleri hasebiyle bazı açıklamalarda bulunmak zorunda hissettik kendimizi" diye konuştu.
"Toplamda 177 bin 616 lira paramız var"
Başkan Karagöl, Bu anlamda uzman arkadaşlarımızla bir inceleme yapıp Belediyemizin şuan ki durumu ile alakalı bir hazırlık yaptık. Şuan kasamızda nakit olarak 138 bin 126 TL, kredi kartı olan hesabımızda 39 bin 489 lira olmak üzere toplamda da 177 bin 616 lira paramız var" ifadelerini kullandı.
Kalem kalem açıkladı
Karagöl, "En çok merak edilen belediyenin borçları ile alakalı idi. İller Bankası kredi borcu 30 milyon 413 bin, kamu bankasına kredi borcu 7 milyon 515 bin, özel bankalara kredi borcu 3 milyon 194 bin, piyasaya olan borçlar 40 milyon 454 bin, emekli sandığı, SGK'ya olan borcumuz 3 milyon 371 bin, SSK'ya 8 milyon 153 bin, vergi dairesine 4 milyon 46 bin, İl Özel İdaresine 776 bin, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansına 904 bin, belediye birliklerine 315 bin, Çamlıbel Elektrik AŞ'ye 1 milyon 732 bin, icra dairelerine 5 milyon 269 bin, nakit teminatlara da 5 milyon 250 bin lira olmak üzere toplam 111 milyon 397 bin 766 lira borcumuz var. Buradan bütün kamuoyuna Erbaa halkına duyurulur" açıklaması yaptı.
İşte o kare:
erbaa-B7Pu.jpg



------
 
Son düzenleme:
Üst