Bilmiyorum!

durmuş göktekin

Paylaşımcı
Katılım
16 Ağu 2009
Mesajlar
185
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Yaş
88
Bilmiyorum.

Ne zaman öleceğimizi bilmediğimizden, hayat bitmeyecekmiş gibi geliyor insana. Bu yüzden rahat yaşıyoruz. Fakat ölenleri gördükçe düşüncemiz artıyor. Beden ve ruh münasebetinde ruh, beden ülkesinin sultanıdır. Bedenimize can veren, organlarımızı çalıştıran bir fabrikanın enerji kaynağı gibidir. Ruh bedeni terk edince, beden suyu kesilmiş değirmene döner. Elektrik kesilince lambalar söner. Bildiğin doğruları, önce kendine öner. Beden hizmetçi, ruh efendidir. İnsanı şaşırtan nefsin fendidir. Hizmetçi efendiye tabidir. Gözden akan yaş ruhun üzüntüsünden haber verir. Üzülen ne göz ne de onun takılı olduğu bedendir. Kulaklar, sesten anlamaz. Ayaklar gittiği yolun yanlış veya doğru olduğunu bilmez. Eller aldığının veya tuttuğunun haram mı, helal mi olduğunu bilmez. Bedenin ruh namına hareket etmesi, gayb âleminin şahadet âlemine hâkimiyetini gösterir. Ayaklar kendi arzusuyla istedikleri yöne gitmedikleri gibi, dünya da kendi isteği ile dönmez. Göz de kendi isteği ile görmez. Güneş, ışığını kendi iradesiyle vermez. Aşırı soğuk, sıcak beden üzerine etki yapar. Fakat bu etki, hiçbir zaman, ihanetin, zulmün, vefasızlığın etkisi kadar değildir.
Bazı gıdalar, vücuda tesir eder. Fakat bu tesir, üzüntünün, heyecanın tesiri kadar olmaz. Ruh ve beden arasındaki ilgi bir bakıma sesle mana arasındaki ilgiye benzer. Ses mananın bedeni, mana da sesin ruhudur. Bu ruh bedenin her noktasındadır. Mana hayatiyetini devam ettirmek için sese de muhtaç değildir. Mana hafızada sessizce durur. Görmek ve görünmek istediğinde ses görev başı yapar. Ses muhatabın kulağına varınca ömrünü tamamlar. Mana varlığını ondan sonra da devam ettirir. Mana önce vardı, sonra da vardır. Ruh bedende iken, beden pek çok Rabbanî hakikatlere aynadır. Haritadaki bir nokta bir şehre işaret eder. Ama o nokta ile şehir arasında bir benzerlik yoktur. Bir yazı yazarını gösterir. Fakat hiçbir zaman yazarı olamaz. Ruh doğmaz, doğurmaz. Bedende mekân tutmaz. Ruhu mahiyetiyle birlikte kavramak mümkün değildir. Bir bedende iki ruh bulunmaz.
Hayatımızın devamı için kullandığımız her şeye ruhumuz için şükrederiz. Ruhun bedendeki icraatı, güneşin gezegenlerini döndürmesi gibidir. İcraatlarını dokunmadan ve temassız yapar. Göz kapaklarımız irademiz dışı açılır kapanır. Ses tellerimiz dokunmadan titreşir. Yere düşen bir şeyi elimizle tutar alırız. Kolumuzu ve ayağımızı tutmadan kaldırır indiririz. Bunların hepsi Allahâ€ââ€￾¢ın emridir, kanunudur. Met cezir olayında Ay denize dokunmadan deniz yükselir ve alçalır. Ay da dünyaya, dokunmadan dünyanın etrafında döner. Bütün bu örneklerin en mükemmeli ruhun bedendeki icraatıdır. Uyanıkken karşı dağın arkasını göremeyiz. Ama rüyada dünyayı gezeriz. Bir hücreyi idare etmekle bütün hücreleri idare etmek arasında ruh için bir fark yoktur. Birincisi kolay ikincisi zor değildir. Beden kafestir, ruh ise kuştur. Beden ruh içindir. Kafesin boyanmasıyla kuş güzelleşmez. Bedenin sıhhati de ruhun olgunluğuna delil olmaz. Kafesi büyütmekle kuşu geliştirmiş olamayız. Kuş kafesten dışarıyı seyreder ama gören kafes değildir. Kuşsuz kafesi kimse evinde barındırmaz.
Ölen sevgililerimizi ne kadar evimizde tutabiliriz? Kuş kafesten önce de vardı, kafesten uçtuktan sonra da vardır. Şu kâinat sarayı ruh için bir oda gibidir. Bedense kafes. Kuş kafesten uçtuğu gibi saraydan da uçar gider daha geniş âlemlere. Ruh nasıl bir şey diye soranlara: “Bilmiyorumâ€￾ veya Kurâ€ââ€￾¢an üslubuyla : “Çok az şey biliyorumâ€￾ denmeli. Böyle demekle insan kendini ve haddini bilmiş olur. Mahiyeti bilinmezler hakkında en ileri ilim, “bilmiyorumâ€￾ kelimesindedir. Beden ve evren kesif ve maddidir. Ruh ise latif ve nuranidir. Şu âlem bize ruhun mahiyeti hakkında bir bilgi vermez. Verilecek bilgiler yanıltıcı olur. Toprağa bakarak yer çekimi hakkında bir tahminde bulunamayız. Ruh ile beden, elektrikle çalışan mükemmel bir fabrikaya benzer. Ruh bedene dâhil olmadığı gibi bedenden de ayrı değildir. Bir şeye dâhil ve hariç olma keyfiyeti cisim ve maddeye aittir. Ruh ise cisim ve maddenin özelliklerinden farklı bir varlıktır. Elektrik ışığa dönüştüğü zaman ampule dâhil değildir. Ampul kırıldığında onun parçalarında elektrik yoktur. Fabrikayı çalıştıran elektrik kesilince bütün fabrika üniteleri duracaktır. Elektrik o ünitelere dâhil değildir. Bütün fabrikayı çalıştıran elektrik olduğundan o ünitelerden de ayrı düşünülmez. Çünkü fabrikaya hareket veren elektriktir. Ruhun bedenle ilişkisi, kanunidir. Yani büyüğe, küçüğe, aza çoğa aynı bakar, farklı bakmaz. Yer çekimi küçük taşı nasıl çekerse kocaman bir dağı da öyle çeker. Ruh beyni kullanandır. Beden, beynin komutlarına uyar. Acı çeken, haz duyan ruhtur. Allah yolunda hareket etmek ruhun hoşuna gider.
23 Mart 2018
Durmuş Göktekin
 
Üst