ismail
Yeni
- Katılım
- 3 Mar 2007
- Mesajlar
- 20,475
- Tepkime puanı
- 2,063
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44

"O mahiler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler" diyen Hayali'nin işaret ettiği gibi taşı toprağı tarih ve arkelojiden oluşmuş İstanbul'da yaşayan bilgisayar şehri çocuklarına İstanbul nasıl sevdirilir, nasıl gezdirilir?
Bu konuya kafa yoran yazar Gülçin Tunalı Koç, ilginç bir roman kaleme almış. Hayal gücünün bilgi birikimiyle yoğrulması ve çocukları cezbecek üslupla harmanlanmasından ortaya çıkan İstanbul'un Sırrı, sadece çocukların değil, onların bilgisayar tutkusuyla nasıl baş edebileceğini düşünen büyüklerin de seveceği ve faydalanabileceği türden bir eser...
Kendisini B.O.C.E. (Bilgisayar Oyunu Çocuğu Eren) olarak tanıtan ve Bilgisayar dehası olduğunu düşünen kahramanı üzerinden çocukların bilgisayar tutkusuyla, yasakla değil, bilgisayardan daha heyecan verici oyunlarla başedilebileceğini işaret ediyor yazar...
İstanbul'da yasayan ama daha cok bilgisayarıyla vakit geçirdiği için İstanbul'u fark edemeyen Eren'in hikâyesi dedesinin mahallesine gitmesiyle başlıyor. Babası ona büyük sırrını açıklıyor ve bu sırrın aslında İstanbul'un da sırrı olduğunu belirtiyor.
Tarihçi Gülcin Tunalı Koç'un çocuklara tarihi ve İstanbul'u sevdirmek için kurguladığı kitap, bilgiyi sıkıcı olmadan heyecanlı bir kurgu ile çocuk dünyasına aktarma konusunda başarılı örneklerden.
Eser, "bir çocuk bilgisayar oyunlarını neden bu kadar çok sever" sorusuna verilebilecek cevapların mantığının kavrandığında çocuğa aynı hazzı verecek gerçek oyunların onun tarihi ve arkelojiyi dahi sevmesini sağlayabileceğini savunuyor...
(Haber 7)
