bilen lütfen yazsın

dagcan_33

Paylaşımcı
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
arkadaşlar dinimizce faiz haram hiç şüphe yok.günümüz şartlarında bankacılıkta gerekli bir ihtiyac özellikle son yüzyılda .peki her konuda büyük alimlerimiz varya hepimizin hocası parti lideri veya cemaat lideri neden düzgün islama uygun faiz sistemi geliştirmedi?biraz çalışanlarada kulp takılıyor
hep başkalarını eleştirecegimize birazda kendimizi eleştirelim yani sözün özü kolay yoldan haram diye atıp insanlara çıkış göstermezler . müminlere yasak koymak yoluna giderler.mesala şöyle bir bankacılık sistemi kurulsa haram veya faiz olmaz demezler.geri kalmamızda böyle şeylerin büyük etkisi var bence.
onlar yapmıyorsa siz söyleyin faizden nasıl korunuruz?
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
Ey iman edenler! Allah'tan korkun! Eğer imanınızda gerçek iseniz, fâizden arta kalanı bırakın almayın. (Bakara: 278)

Allah-u Teâlâ müminlerin iman etmiş olabilmeleri için fâizi terk etmelerini şart koşuyor ve imanı fâizi bırakmaya bağlıyor.

Yok eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah';a ve peygamberine açılmış bir savaş olduğunu bilin.(Bakara: 279)



Eğer fâiz almaktan tevbe ederseniz, ana paranız yine sizindir. Böylece ne kimseye haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz. (Bakara: 279)



Hükmü yalnızca fâizi ilgilendiriyor gibi görünen bu Âyet-i kerimeler, muhtevası ve delâleti bakımından bir çok yasaklara âit hükümleri de içine almaktadır.

Fâizciler hakkında buyurulan hem lafzî hem de mânevî bu şiddetli tehditler, hemen hemen hiçbir tahrim âyetinde yer almış değildir.


Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Âyet-i kerime lerinde fâizi şiddetle yasaklamıştır:

Fâizi yemeyiniz! (Âl-i imran: 130)

Fâiz kesinlikle haram olduğu için, haram bir fiili işlemek Allah-u Teâlânın cezasını mucip olur, fâiz yemek de cezayı gerektirir. Fâiz yiyenler dünyada ve ahirette bu suçun ağır cezasını çekerler.

Âyet-i kerimede şöyle buyuruluyor:

Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, "alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır. (Bakara: 275)

Allah-u Teâlâ fâizi ve fâizin girdiği bütün kazanç yollarını kesin olarak haram kıldığı halde; fâiz ile alış-veriş yapıp insanların kanlarını emenler, menfaatleri doğrultusunda fâiz alıp-vermekten çekinmeyenler, Âyet-i kerime'de belirtildiği üzere kıyamet günü kabirlerinden delirmiş gibi perişanlık içinde kalkarlar.
Kör gibi, el yordamıyla hareket eden kimse gibi sağa sola yıkıla yıkıla çaresiz olarak dolaşırlar. En çirkin ve en kötü bir görünümle mahşer yerinde teşhir edilirler. Bu hâl onların ayrıca özelliği olacaktır.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Miraç gecesinde fâizcileri Âyet-i kerimenin tasvir ettiği şekilde görmüştür.

Zira onlar fâizi helâl görmek suretiyle küfürdedirler. Çünkü Allah-u Teâlânın haram kıldığı bir hükmü helâl gören kimse kâfirdir.

Allah fâizle kazanılanı eksiltir, bereketini tamamen giderir. Sadakası verilen malları ise artırır. Allah küfran-ı nimette bulunan günahkâr hiç kimseyi sevmez. (Bakara: 276)

Fâizi helâl kılarak, fâiz yiyerek isyana devam etmek suretiyle küfrü gittikçe büyüyen, artan ve katmerleşen hiç kimseyi sevmez, aksine nefret eder.


Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde mümin kullarına hitap ederek fâiz almayı ve kat kat fâiz yemeyi kesin olarak yasaklamakta ve şöyle buyurmaktadır:

Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak fâizi yemeyiniz, Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz. (Âl-i imran: 130)


Fâizin kat kat artırılması, bir borca geçmişi eklene eklene fâizin ana para kadar veya daha çok miktarı bulması demektir. Sonuç olarak fâizin azı da çoğu da haramdır.


Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şeriflerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

Fâiz yetmiş çeşit günaha sebeptir. Bunların en hafifi, kişinin anası ile zinâ etmesi gibidir. (İbn-i Mâce: 2274)

Allah(c.c) ben size zerre kadar beyin verecegim,siz benim size zerre kadar verdigim beyinle benim hukumlerime karsi ahkam keseceksiniz buyuruyor,

faizin her turlusu haram iken bu hususda yok alimler niye bir finansman vs kurmamislar on ayak olmamislar demek akil kari degil,

geri kalmamizin en buyuk etkisi,harama bulasmis olmamizdandir.....

Allah(c.c) soyle buyuruyor
“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerdir.” (Mâide: 44)

“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerdir.” (Mâide: 45)

“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar fâsıklardır.” (Mâide: 47)


yukarda faiz ile ilgili ayetler acik,Allah(c.c) kendi indirdigiyle hukmetmeyenler hakkindada hukmunu belirtmis

duyduk isittik itaat ettik,bundan otesi bos
faizin herturlusu haramdir,bundan oteside yalandir

selametle
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Allah razı olsun dagcan_33 kardeş, çok güzel bir konu açmışın. Bazı konularda kısır tartışmalara girmektense, hayatımızı direk ilgilendiren bu türlü konularda, araştırıp, birbirimizden bilgilenmek çok daha iyi olacaktır.

Hadis-i şerifte şöyle buyurulur:

"İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, faiz yemeyen kalmayacaktır. Yemese bile tozu bulaşacaktır"

Evvela mümkün mertebe faiz ile iş yapan bankalardan uzak durmak lazım. Mesela muhterem bir abimiz, maaşı bankaya yattığı gün, sabahleyin kalkar ve maaşının hepsini çekermiş. Para ne kadar bankada kalırsa, o derece banka desteklenmiş olur.

Para konusunda sıkıntı çekilse dahi bankadan borç para çekmek doğru değildir. Bu müslümanların eksikliğinden kaynaklanan bir durum. Müslüman diğer kardeşlerinin halini gözetmeli ve yardımcı olmaya çalışmalıdır.

Ev kredisi konusunda Ali Rıza Demircan Hoca -zannedersem- zaruret olduğu için kredi çekilerbilir demişti. Yine de iyice araştırmak lazım.

Kar ortaklığına dayalı, faizsiz iş yapan bankalar konusunda ise bildiğim kadarı ile bir sıkıntı yok. Bunlarla iş yapılabilir. Araştırmakta yine de fayda var...
 

dagcan_33

Paylaşımcı
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
Allah sizden razı olsun . İyiki varsınız.Gerçekten ögrenmek için sordum aydınlatıcı bilgiler için teşekkürler. Acak buraya kadar yazdıgınız şeylere zaten tartışmasız inanırız.

Mesela diyelim 10 milyarım var evdemi saklayım,yada asker yegene para gönderecem hakkariye nasıl gönderebilirim, faturaları nereye yatırayım,maaşımı nerden çekeyim, ev sahibime kirayı nasıl ulaştırayım. bunun gibi yüzlerce şey saya biliriz ve bunların hepsi faiz li bankacılık yapan kurumlardan geçmiyomu? benim sordugum bunlara bulaşmayacak bir sistem yada banka olamazmı ? kesinlikle bu biz müslümanlar için problem altarnatif gösterin ve kaçarak degil yeni iktisat tekniklere geliştirerek çözmek gerekmezmi?
 

dagcan_33

Paylaşımcı
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
işte gördünüz mü arkadaşlar? herkes bu konudan kaçıyo yada sıkıcı buluyor oysa bu hayatımızda var ve her an iç içeyiz ve müslimana lazım bir konu allah encanımızı hayr eyleye
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
arkadaşlar dinimizce faiz haram hiç şüphe yok.günümüz şartlarında bankacılıkta gerekli bir ihtiyac özellikle son yüzyılda .peki her konuda büyük alimlerimiz varya hepimizin hocası parti lideri veya cemaat lideri neden düzgün islama uygun faiz sistemi geliştirmedi?biraz çalışanlarada kulp takılıyor
hep başkalarını eleştirecegimize birazda kendimizi eleştirelim yani sözün özü kolay yoldan haram diye atıp insanlara çıkış göstermezler . müminlere yasak koymak yoluna giderler.mesala şöyle bir bankacılık sistemi kurulsa haram veya faiz olmaz demezler.geri kalmamızda böyle şeylerin büyük etkisi var bence.
onlar yapmıyorsa siz söyleyin faizden nasıl korunuruz?

Bu konuya nasıl bir çözüm bulunabilir bilmiyorum ama bankacılık zaten faize dayanıyor. Allah C.C yasakladığı hiçbirşeydende hayır gelmez. Biz geliyor zannederiz. Geri kalmamızla bunları bağdaştırmak doğru değil. (Sözüm meclisten dışarı...)
 

dagcan_33

Paylaşımcı
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
kardeşim neden alternatif üretilmiyor paramızı küpe saklayıp gömelimmi? herhalde kabahat benim kimseye derdimi anlatamıyorum sonuç mesala siz nasıl çözdünüz? onu yazın bari
 

tunco

Üye
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bananas Republic
Çok zor bir soru sormuşun Dağcan kardeş. Kimse bunun cevabını bilmiyor. Aslında herkez biliyorda kimse ne yapacağını bilmiyor. Faizsiz bankacılık denen şeyde inan büyük bir masal. Sözde bu bankalar kasındaki parayı başka işletmeye verecek o işletme o para ile ettiği karı finans kurumu ile paylaşacak iyi hoş güzel ilk bakışta ama gerçekte 3 yıl önce yatırılan paraya %80 kar payı dağıtan bu kurumlar bugün % 15 lerde dağıtıyor. ne değişti karlarmı düştü bu denli hayır yok öyle birşey bunların tek yaptığı Dünyadaki faiz oranlarını nbir kaç puan altında kar payı dağıtmak. Bu işin çözümünü birilerinin anlatması bulması lazım haklısın sana katılıyorum. Ama bu konuyu çözecek olanlarda biliyorsun müslüman insanlardan topladıkları paraları yiyip bitiriyor ve inançları kullanıyor. Buu iş çözümsüz sevgili arkadaşım.
 

halimselim

Paylaşımcı
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
378
Tepkime puanı
0
Puanları
0
süleyman ateşin bu konuya verdiği cevap

SORU: Paramın bir kısnını borsaya yatırdım ancak yarısını kaybettim. Geri kalan paramla hazine bonosu aldım. Ancak şimdi de faizi olduğu için “harama mı bulaştım” diye içim içimi yiyor. Düşünmekten uyuyamıyorum. Sizce ne yapmalıyım? (F. Ö.)

CEVAP: Kuran’da haram olan ribadır yani tefeciliktir. İhtiyaç sahibi bir fakire verdiğin paradan, değerinden fazla almak haram faizdir. Bankalar fakir değil, kâr kuruluşlarıdır. Devlet ise asıl servetin sahibidir. Devlete para yatırmakla yapacağı yatırımlara yardım etmiş olursun. Devlet o paralarla yol yapar, köprü yapar, iş yapar, para kazanır. Buna karşılık bu yatırıma katkısı olanlara bir miktar kâr verir. İşte hazine bonosu budur. Bunun haram olduğu kanısında değilim.

Bugünkü ekonomik sistem, bankacılık üzerine, hazine bonosu üzerine kuruludur. Siz bunu kaldıramazsınız. Aksi takdirde ekonomi durur. Devletten ve bankadan alınan ancak paranın değerini koruyabilecek orandaki getirinin haram olacağını sanmıyorum. Gönlün rahat olsun. Bir sürü finans kuruluşu var. Bunların verdiği kâr payı da aslında aynen banka faizidir. Sistem aynıdır, sadece onlar ona kâr payı diyorlar. Kaldı ki siz paranızı daha önce borsaya yatırmışsınız. Sanki borsa faizden çok farklı bir şey mi? Ayrıca borsada birçok oyunları oynanmaktadır.

O tür işlere bizim aklımız ermez.
 

tunco

Üye
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bananas Republic
süleyman ateşin bu konuya verdiği cevap

SORU: Paramın bir kısnını borsaya yatırdım ancak yarısını kaybettim. Geri kalan paramla hazine bonosu aldım. Ancak şimdi de faizi olduğu için “harama mı bulaştım” diye içim içimi yiyor. Düşünmekten uyuyamıyorum. Sizce ne yapmalıyım? (F. Ö.)

CEVAP: Kuran’da haram olan ribadır yani tefeciliktir. İhtiyaç sahibi bir fakire verdiğin paradan, değerinden fazla almak haram faizdir. Bankalar fakir değil, kâr kuruluşlarıdır. Devlet ise asıl servetin sahibidir. Devlete para yatırmakla yapacağı yatırımlara yardım etmiş olursun. Devlet o paralarla yol yapar, köprü yapar, iş yapar, para kazanır. Buna karşılık bu yatırıma katkısı olanlara bir miktar kâr verir. İşte hazine bonosu budur. Bunun haram olduğu kanısında değilim.

Bugünkü ekonomik sistem, bankacılık üzerine, hazine bonosu üzerine kuruludur. Siz bunu kaldıramazsınız. Aksi takdirde ekonomi durur. Devletten ve bankadan alınan ancak paranın değerini koruyabilecek orandaki getirinin haram olacağını sanmıyorum. Gönlün rahat olsun. Bir sürü finans kuruluşu var. Bunların verdiği kâr payı da aslında aynen banka faizidir. Sistem aynıdır, sadece onlar ona kâr payı diyorlar. Kaldı ki siz paranızı daha önce borsaya yatırmışsınız. Sanki borsa faizden çok farklı bir şey mi? Ayrıca borsada birçok oyunları oynanmaktadır.

O tür işlere bizim aklımız ermez.

Mutlaka ATEŞ hoca bizden daha ilimlidir ama bir de ekonominin gerçekleri var bugün devlet fakir fukaranın ekmeğinden KDV diye aldığı vergiyi dahi zenginlerin bankaya yatırmakta oldukları paranın faizini ödemek için kullanıyor.Eğer o faizler olmasa devlet vergi geliri ile gayet güzel şekilde hizmet edebilecek ve bu kartopu gibi katlanarak büyüyor. Ben devlete verilen paranın helal olduğunu düşünmüyorum. Sadece Özal döneminde çıkarılan Köprü baraj ortaklıkları bunun dışındadır bu kurumlar kar sağlayan kurumlar olup belli zamanlığına karı halka verilmiştir. Onun dışındaki tüm uygulamalar bana doğru gelmiyor. ALLAH daha iyi bilir.
 

halimselim

Paylaşımcı
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
378
Tepkime puanı
0
Puanları
0
bu konuda benimde kafam karışık. yani oluşmuş bir sistem var. bu sistem içinde çözüm üretmek mi lazım. yoksa ayrı bir sistem oluşturup o sisteme göre yeni kuruluşuşlar kurmak mı lazım. yeni sistem oluşturmak devlet işi... yani zor gözüküyor. diyelim bunun için mücadele verdik. yeni sistemin oluşumuna kadar ki süreçte neye göre davranacaz.? mevcut sistemden faydalanacaz. o zaman sülüyman ateşin dediği mantıklı oluyor. yoksa mal varlığını korumakta proplem yaşıyacağız. malvarlığı ticaret yapmaka artar. ticaret mevcut sistemin kurallarına uygun hareketle kazanç getiriyor. ama bulaşmayayım diyorsan o zaman zengin benim kaybolan mal varlığımla nemalanmaya devam edecek. bende haram diyerek küçülmeye itilmeye ezilmeye fakirliğe mahkum olacam.
 

dagcan_33

Paylaşımcı
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
kardeşim allah razı olsun evet yüzde yüz katılıyorum
biz gayret eder ve talepte bulunursak en güzelini bulmayı allah nasip edecektir.
sorunu kabul etmek çözüm mün yarısı kestirip atanlardan olmayıp yüzleştiğin içinteşekkürler
 

tunco

Üye
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bananas Republic
HalimSelim kardeşim zor konulara gidiyorsun. Tehlikeli sularda yüzüyorsun..
Rızkı veren ALLAH tır. Ne sistemin içine girererek mal sahibi olursun ne sistemden çıkarak malın kaybolur. Ama işte tam burada Kader mevzu giriyor. Sular derinleşiyor tehlikeli olmaya başlıyor. ALLAH iyi etsin ilmi ile amel etmeyi nasip etsin.
 

dagcan_33

Paylaşımcı
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
tunco kardeşim siz faturalarınızı nereye yatırıyorsunuz?
bir havale işi olunca nasil hallediyosunuz _ kısaca faiz e bulaşmadan işleri nasıl yürütüyonuz? tehlikeli sular da dolaşıyor diyosunuz hepimiz o suda boguluyoruz
azıcık kurtulmaya çalışana tepki duyorsunuz.
 

halimselim

Paylaşımcı
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
378
Tepkime puanı
0
Puanları
0
tunco kardeşim,
sistem dediğim toplam ekonomik sistemdir.

evin var kiraya verecen
evin, araban,arsan, bahçen, vs. var satacan
bunları sistemin biçtiği değere göre mi verecen yoksa nasıl?

evin iaşesini karşılayacan
sistemin verdiği değere göre mi alacan yoksa nasıl ?
 

tunco

Üye
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bananas Republic
Ben sana tepki vermedim kardeşşş...
İçimdeki vicdan azabının sesi oldun sen...
Bulaşmamak mümkün değilki bugün.
Ama bulaştım suçluyum diyor af diliyorum, yardım istiyorum.
Yaptıklarım doğru zengin olmak için bunlar şart diyip fetva veremiyorum.
Sanırım ayni şeyleri hissedip farklı kelimelerle anlatıyoruz.
 

halimselim

Paylaşımcı
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
378
Tepkime puanı
0
Puanları
0
suçluluk duygusu kötü... insanı savunmasız ve güçsüz bırakır. edilgen yapar..bildiğin doğruları takip etmelisin.
 
S

SaLtan

Guest
arkadaşlar faiz ve finans olaylarını birbirine katıyoruz galiba. ekonomiden anlayınca çalakelem:)
faiz bankaya yatırıp bekletilen belli bir miktar paranın, mümkün olduğunca enflasyon çıkışlarını gözeterek zamana ve orana dayalı olarak işletilmeden yükseltilmesi olayıdır.
finans ise para yönetimi ile özetlenebilir. şöyleki: küçük yatırımcı birikimlerini faizsiz yada ülke kalkınması niyetine yönelik değerlendirmek ister finans kuruluşları alır bu parayı en uygun şekilde daha çok üretime dayalı yatırımlarla değerlendirir. batıdaki finans kuruluşları sermayeyi her koşulda, direkt istihdamla birlikte ayrıyetten karına bakarak bonoda, tahvilde, faizde ve hisse senedlerinde kullanır. fakat türkiyede islami sermaye dediğimiz finans kuruluşları bu parayı alır diğer bankaya faiz getirisi için yatırmaz. kendi şirketlerinin gelişiminde kullanır, ve yeni istihdam sağlayacak yatırımlarda kullanır ve ortaklarına karpayını dağıtır. yatrımcı ve finans yönetimi arasında karar-zar hesabı gözetilerek akidler, sözleşmeler yapılır ancak kar payı genelde cüzi olurki buda finans kuruluşunun müşterisine karşı mahçup olmamasıyla değerlendirilebilir.
finans kuruluşları bir nevi borsa gibidir.. borsa eskiden tüccarların toplanıp ortada mal yok iken sürekli alış satış (anlaşma-bağlantı) yapmaları neticesinde doğmus bir çesit ticaret alan ve kompozisyonudur.
banka ve finans arasındaki bariz bir farkta:
banka para alır, para satar. yani küçük tüketiciden parayı çeker. büyük üreticiye faizle para verir. onun bunun sırtından para kazanma olayıdır kısacası. paranın saklanma yeri değildir..
finans kuruluşlarında ise küçük sermayederlerden parayı alıp, parayı yatrım ve üretim ekseninde çoğaltmaktır. kısaca ortaklık yani..
finans kuruluşları bir şahsa veyahut işletmeye kredi veriyorsa bu şahıs mutlaka kendileriyle işbirliği yapan refaranslı kişilerdir. yani finans kuruluşunun daimi müşterisidir.
buraya kadar olanlar benim görüşüm..
bundan sonrasını hekimoğlu ismail'in olacak
asr-ı saadet'te bankalar yoktu. fertler arasında faiz işlemi vardı. tefeciler faizin miktarını kendileri tespit ettiğinden fakirler eziliyordu.

on sekizinci asırda avrupa'da sanayi devriminin başlamasıyla büyük sermayeler gerekliydi. çünkü büyük sermaye büyük işleri başarır, bu mantıkla bankalar doğdu. bankalar tasarruf sahiplerine faiz vererek paraları topladı, bunları iş sahiplerine faizle dağıttı (kredi verdi), aradaki fark bankanın kârıdır.

bankalar anonim şirkettir. müslümanlar on sekizinci asırdan itibaren kâr dağıtan anonim şirketler kursaydı bankalara muhtaç olmazlardı. hem çok ortaklı şirketler kurulmayacak, hem de bankalara muhtaç olunmayacak. böyle bir sistem yoktur.
sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği'nde özel mülkiyet olmadığından banka, dolayısıyle faizli işlemleri de yoktu. devlet patrondu, halk da işçi; herkesin geçimi devlet tarafından karşılanıyordu. orada her türlü dinî faaliyet yasaktı.

kapitalist ülkelerde özel mülkiyet teşvik edilince bankalar kendiliğinden doğdu. büyük krediler zengini daha zengin ederken küçük krediler fakiri iflas noktasına sürükledi, böylece zenginle fakir arasındaki uçurum büyüdü. vergi adaleti sağlanamazsa gelir dağılımındaki bozukluk devam eder.

faizler malın maliyetini artırır, o da enflasyonu kamçılar. faizler yükseldikçe yatırım azalır, para ile para kazananların sayısı artar. bu da işsizliğe sebeptir. bankaya yatırılan para faiziyle geri döner. iki paranın arasında mal olmadığı için işlem faizlidir.

iki paranın arasına mal girerse ticaret olur, bu sebeple kira gelirleri helaldir. bir insanın beş tane dairesi olsa (işçinin hakkını verdiği için) dairelerin maliyetinden zekât verilmez, gelirinden verilir. islam'da paranın piyasaya çıkması çok önemlidir. bunun için altın ve gümüş eşyalar haram kılınmış. ücret vermek zekât vermekten efdaldir. çünkü ücret alan zekât verecektir.

faiz denince akla kapitalizm gelir. kapitalizmin en akıllı çocuğu komünizmdir.
kapitalizmde bazı fertler, sosyalizmde devlet zengindir. islamiyet'te kitle kalkınması vardır. bu sebeple zekât, sadaka, borç, prim geçerliliğini korurken parada, malda, makamda müslümanca hareket etmek ibadetlerin başında gelir.

üç yüz senedir vaizler, faizi haram eden ayet ve hadisleri okurken, bundan kurtulmanın çarelerini söyleyemediler. ve, bugün bir bakan diyor ki: "en büyük sorun yüksek faizdir." bir şey bütünüyle elde edilemezse bütün bütün de terk edilmez. müslümanların kâr dağıtan şirketler kurması, işçi çalıştırması bugün için önemli bir ibadettir. islam ahlaki iktisat sistemlerini ıslah etmeye yeterlidir. max weber, "kapitalizm protestan ahlakının sonucudur." diyor. kapitalizmi alanlar protestan ahlakını almamışsa, islam ahlakından da uzaksa ekonomi ahlaksız kalır.
ayrıca : ÖZEL FİNANS KURUMLARI VE KONUT KREDİSİ - II
Bir önceki yazımızda, bir soru üzerine özel finans kurumlarının işlemlerinden birisi olan murâbaha üzerinde durmuş, bu kurumların başka işlemlerinin de bulunduğuna işaret etmiştik.
Özel finans kurumlarının faizsiz sisteme -ekonomik ve sosyal etkisi bakımından- daha yakın, daha uygun bulunan iki işlemi daha vardır: Mudârabe ve müşâreke.
Mudârabede sermaye kurumdan, proje ve işletme (amel, teşebbüs) karşı taraftan olmak üzere bir ortaklık kurulur. Kâr anlaşmaya göre paylaşılır. Kurumun hissesine düşen kâr da kurum ile ona para yatıran katılım hesabı sahipleri arasında paylaşılır. Teşebbüs zarar ederse zararı kurum ve hesap sahipleri yüklenir.
Müşârekede sermaye ortaklığı vardır. Sermayesi olan, fakat daha fazlasına da ihtiyacı bulunan müteşebbis kurumdan sermaye katarak ortak olmasını ister, anlaşma yapılır. Kâr anlaşmaya göre, zarar da sermaye nisbetine uygun olarak paylaşılır. Faizsiz bankacılığın finansal kiralama, faizsiz ödünç verme, havale, tahsil gibi birçok işlemi ve hizmeti daha vardır.
Mudârabe ve müşâreke, özel finans kurumu uygulamalarında, murâbahaya göre daha küçük oranlarda gerçekleşmektedir. Bunun sebepleri arasında hesap sahiplerinin sabırsızlığı, riske düşmeden kâr beklentisi, müteşebbis firmaların hesaplarının kısmen kayıt dışı olması, iş dünyasında emanet, ahde vefa, sadakat, haram-helal şuur ve duygularının zayıflamış olması sebebiyle hasıl olan güven bunalımı... vardır. Biz kemiyet ve keyfiyet yönünden ne kadar iyi Müslümanlar olursak, kurumlarımız da o kadar iyi (Müslümanca) olacaktır.
Konut kredisini, işi faizcilik olan bir kurum verirse burada mutlaka reel faiz vardır, zaruret hali dışında bu kurumlar ile faizli işlem yapılamaz.
Krediyi -bankaları aracılığı ile de olsa- devlet veriyorsa burada reel faiz olmayabilir. Reel faizin (enflasyon nisbetini geçen faizin) bulunmaması halinde bu krediyi almakta bir sakınca yoktur. Bu durumda devlet, teb'asına, konut edinsinler diye yardım etmiş olmaktadır, ihtiyacı olanların bundan istifade etmeleri tabiîdir. Devletin verdiği kredide de reel faiz varsa yine ancak zaruret halinde bu kredi alınabilir.
Zaruret halinden maksadımız kişinin, bu krediyi almadıkça başını sokacak bir konut edinmesinin mümkün olmamasıdır.

http://www.hayrettinkaraman.net/yazi/laikduzen/2/0036.htm
 

islamveinsan

Doçent
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,360
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Suvas
s.a

Faiz; bugün bulaşılması zorunlu, bulaşmamak imkansız bir olgu...
Bugün faize bulaşmamak türkiyede yaşayan için imkansız gibi ...
Faiz in her türlüsü haramdır, bugün sistemin zoruyla girilen bu haram, bize faizi helal kılmaz...
Öncelikle; iman edecegiz, faiz haramdır diyecegiz, mümkün mertebe uzak olacağız, teyakkuzda olacağız, iman ı muhafaza edip yesek de tövbe edecegiz... Allah a sığınacağız...

Zaruret var diye helal demek, faiz yemek (helal diye), faize fetva vermek küfürdür...
Bu tasarruf sadece Allah a ait dir... Haram ı Helal; Helal i Haram kılan ancak o dur....
Selametle.
 

dagcan_33

Paylaşımcı
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
kardeşim yukarda faize helal mı diyen oldu ? çok hassas ve arştırmacı biri olduğun aşi kar.Ama ilim le faizsiz bir yol bulunması iyi degilmi? yine kestirip atıyorsun
 
Üst