Bi Tanem

Katılım
8 Ocak 2007
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
İstanbul
Bitanem


Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga,
Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya.
Dalga seven, kıyı sevilendir.
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte, ben de seni böyle severim bitanem.

Bitanem,
Bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini...
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle.
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte, ben de seni böyle beklerim bitanem

Bitanem,
Ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç
Meyve tohum olur, tohum kök olur
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte ben de böyle bitanem;

YOK OLMAYI GÖZE ALDIM
TEKRAR SENDE DOĞMAK İÇİN...
 
Katılım
8 Ocak 2007
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
İstanbul
Ben Giderken

Ben giderken ardımdan baktın öylece.

Oturduğun koltuğa gömülmüştün sanki. Sanki ölmüştün. Başın ellerinin arasında, görmek istemeden ama bu gerçeğe katlanarak duruyordun öylece.

Gidiyordum

Dur demiyordun.

Durmuyordum.

Seni bekliyordum.

Ölmeyi dilediğim nadir anlardandı…

Kızgınlığını, dargınlığını hatta belki nefretini alıp sırtıma, öylece kaldım hayatın tam ortasında. Issızlaştı bir anda, kapının arkasındaki dünyada hayat bitti.

Burada kal, yaşam burada demedin.

Dışarı çıktığın an nefes alamazsın demedin.

Ölürsün demedin.

Öldüm…

Her hareketimde yalvardım sana. Sen sessizce sigaranı yakarken, elimden geldiğince yavaş gidiyordum. Dur demek için zaman yaratıyordum sana. Yarattığım zamanları sessizlikle harcıyordun.

Gidiyordum.

Dur demiyordun.

Hoşça Kal dedim son gücümle. İstiyordum ki, seninle kalmak istiyorum de. Ancak o zaman hoş olur kalmam de. “ Ne halin varsa gör” dedin sinirle kalkarken, kapıyı çarparak çıktığın oda daraldı. Birden bire karardı dünya. Birden bire öldüm.

Kapıdan çıktığımda dünya değişmişti sanki. Bildiğim yaşam değildi gördüğüm. Islak sokaklara, soğuk havaya ve devam eden yaşama katıldım ben de. Ağladım var gücümle. Oturduğum kaldırımda, baş başa kaldığım yalnızlığımla ağladım. Ağlamak hayatı kolaylaştırıyordu. Yada gerçeğe inanmamı.

Sonra yürüdüm.

Yürüdüm.

Yürüdüm.

Ne halin varsa gör dedin.

Ne halim varsa gördüm.

Ölsem, ölsem, ölsem... hemen şimdi
Kaçsam, gitsem, kaçsam... tam da şimdi
Bu kez pek bir afili yalnızlık
Aldatan bir kadın kadar düşman
Ağzı bozuk üstelik... bırakmıyor acıtmadan
Bu kez pek bir afili yalnızlık
Ağlayan bir kadın kadar düşman
Tuzaklar kurmuş üstelik
Bırakmıyor acıtmadan
Bitiyorum her nefeste
Ne halim varsa gördüm
Çok koştum, çok yoruldum
Ve şimdi ben de düştüm...

Sövdüm, sövdüm, sövdüm ben dünyaya
Acılara, sokaklara, ait olmaya, insanlara

Değmezmiş hiç uğraşmaya
Bu kez mecalim yok hiç dayanmaya... dayanmaya...
 
Üst