Risale-i Nur Talebesi
Diyar-ı Bekirli
- Katılım
- 30 Haz 2006
- Mesajlar
- 1,460
- Tepkime puanı
- 11
- Puanları
- 0
“Bediüzzaman’dan hikmetli nasihatler” başlıklı bazı açılımları birlikte DÜŞÜNECEĞİZ bugün..
“Bir saat TEFEKKÜR yani DÜŞÜNMEK; BİR SENE “NAFİLE İBADETTEN” FAYDALIDIR” hadisi şerifi ile inşALLAH bu TEFEKKÜR ile de BU YÜKSEK SEVAPLARI elde etmeye çalışacağız..
“NASİHAT İSTERSEN “ÖLÜM” YETER... EVET, ÖLÜMÜ DÜŞÜNEN, DÜNYA SEVGİSİNDEN KURTULUR ve AHİRETİNE CİDDİ ÇALIŞIR”
Şimdi bu cümlenin açılımlarına bakalım:
Eğer insan NEFSİNİ ISLAH ETMEK; ONU YOLA GETİRMEK İSTİYORSA, bunun için ÖLÜMÜ DÜŞÜNMESİ yeterlidir.
Çünkü ölümü düşünmek insanı DÜNYA HAYATININ NEFSÂNİ ÇEKİCİLİKLERİNDEN, HIRSINI YAPTIĞI ZEVKLERDEN, MAL SEVGİSİNDEN ve DÜNYA HAYATINI KENDİNE “TEK HEDEF” EDİNMEKTEN uzaklaştırır
Ölümü düşünen insan DÜNYA HAYATININ NE KADAR KISA OLDUĞUNU, -birkaç on sene içinde- GENÇLİĞİN VERDİĞİ TÜM NİMETLERİN KENDİSİNDEN UZAKLAŞACAĞINI hatırlar...
Dünya hayatı insan için KISACIK BİR DENEME SÜRESİDİR ve İNSAN, TÜM YAPIP ETTKLERİYLE “AHİRETTE HESABA ÇEKİLECEKTİR.”
Ve dünya hayatında geride bırakılan her dakika, her saat, her yıl İNSANI BÜYÜK BİR SÜR’ATLE ÖLÜME YAKLAŞTIRMAKTADIR...
AKSİNİ İDDİA EDEBİLECEK VAR MI?..
ŞEYTAN, HEP “NEGATİF” BOYUTU GÖSTERMEYE ÇALIŞIR İNSANA…
“ÖLÜM” dendiğinden kimisi “ALLAH GECİNDEN VERSİN” falan tepkilerinde bulunur.. GECİ-ERKENİ; BU “MUTLAK” BİR SON değil mi?
Ha BUGÜN olmuş; Ha YARIN; ne fark eder?.. HER BİR YAZILI ve SÖZLÜ İMTİHAN; ÇALIŞKAN İÇİN “NOTUNU YÜKSELTME FIRSATIDIR”.. TEMBEL İÇİN İSE “SEVİYE HEP ALÇALMADADIR..
Hiç kimsenin ALLAH katında belirlenmiş bu zamanı ERTELEMESİ, ENGELLEMESİ, DURDURMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR...
İnsan ölümü aklına getirdiğinde, bu kadar değer verdiği bedeninin, yüzünün, ellerinin
ölümün hemen ardından hızla nasıl renk değiştirip tazeliğini ve yumuşaklığını yitireceğini,
daha sonra da toprağa karışacağını düşünür ve DÜNYA SEVGİSİNİN NE KADAR BÜYÜK BİR “ALDATMACA” OLDUĞUNU ANLAR...
O an geldiğinde ARTIK DÜNYAYA AİT HERŞEY, DEĞERİNİ YİTİRMİŞTİR.
Ölümü düşünmek, insana dünya hayatında değer verdiği, sevdiği, bağlandığı, PEŞİNE DÜŞTÜĞÜ HER ŞEYİN “BİRGÜN MUTLAKA YOK OLACAĞINI” hatırlatır.
HER İNSAN BU DÜNYAYI “BİR DAHA GERİ GELMEMEK ÜZERE” TERK EDECEK ve DÜNYAYA AİT HERŞEYİ ARKASINDA BIRAKACAKTIR...
İşte bu nedenle ÖLÜMÜ DÜŞÜNMEK, “BİN TÜRLÜ NASİHATTEN” DAHA İYİDİR ve İNSANI HER TÜRLÜ HAYASIZLIKTAN ALIKOYAR...
Cansız bir et yığını halini alan bedeni TOPRAK ALTINA atıldığında, İNSANIN YANINDA HİÇBİR DOSTU, YARDIMCISI ve ŞEFAATÇİSİ OL-MA-YA-CAK-TIR...
TEK ve MUTLAK VARLIK “ALLAH’TIR(C.C.).”
Hayatı da ölümü de yaratan ALLAH’tır. İnsanı yoktan var eden, ölüm anında hayatını alacak olan ALLAH’tır.
İNSANIN TEK YAPMASI GEREKEN İSE: RABBİNE TESLİM OLMAK ve SAMİMİ BİR KALBLE O’NA YÖNELMEKTİR…
ÇÜNKÜ İNSAN, ALLAHA MUHTAÇTIR..
“DOST İSTERSEN “ALLAH” YETER. Evet O DOST İSE HERŞEY DOSTTUR.”
İnsan dünya hayatı boyunca hep yanında SAMİMİYETİNE, AKLINA, SEVGİSİNE, KENDİSİNE OLAN BAĞLILIĞINA GÜVENEBİLECEĞİ ve ZOR GÜNLERDE KENDİSİNİ BIRAKMAYACAK, DESTEK OLACAK bir “DOST” arar.
Ancak İMAN ETMEDİĞİ SÜRECE bu dostu bir türlü bulamaz. Çünkü İNSANLAR İÇİN “GERÇEK DOST ve VELİ” ALLAHTIR...
ALLAH İNSANI YOKTAN VAR ETMİŞ, TÜM HAYATI BOYUNCA SAYISIZ NİMETLER SUNMUŞ ve GÜZEL AHLÂKI yani “BU NİMETLERE TEŞEKKÜR” KARŞILIĞI, “SONSUZ AHİRET HAYATI İLE ÖDÜLLENDİRECEĞİNİ müjdelemiştir…
İnsana HİDAYETİ (doğru yolu), İYİLİĞİ KÖTÜLÜKTEN AYIRABİLECEK BİR ANLAYIŞI VEREN,
HASTALANDIĞI ZAMAN ONA “ŞİFA” VEREN.
DUA ETTİĞİ ZAMAN DUâSINA İCABET EDEN,
YEDİREN, İÇİREN ve BARINDIRAN “ALLAH’TIR..
Zor anlarında onu MELEKLER İLE ve İMAN EDENLERLE DESTEKLEYEN, ZAYIFKEN GÜÇLENDİREN yine ALLAH’TIR...
Bu nedenle İNSANIN KENDİNE DOST ve VELİ OLARAK SADECE ALLAH’I BİLMESİ GEREKİR
İnce bir nokta meseleyi daha iyi anlamamızı sağlyabilir: BİZE İYİLİK YAPMAK İSTEYEN BİR KİŞİNİN KALBİNE “İYİLİK YAPMA İSTEĞİNİ VEREN” DE ALLAHTIR... varın; diğer bütün platformları buna göre değerlendirin..
Eğer insan sadece Rabbine rağbet eder ve GÖNÜLDEN TESLİM OLURSA O’nun dostluğunu ve sevgisini kazanır, Cennetine kabul edilmeye lâyık olur.
İnce bir nokta daha: İNSAN “DOSTLUĞU” YALNIZ ve YALNIZ RABBİNDE ARARSA; O ZAMAN ALLAH ONA “DİĞER İNSANLARI DA DOST KILAR” İMAN EDENLERLE ARASINDA GÜÇLÜ BİR SEVGİ BAĞI KILAR...
Onun için BİRÇOK YARDIMCI KILAR, MÜSLÜMANLARLA DESTEKLER...
Çünkü KALBLER ALLAH’IN ELİNDEDİR ve O (C.C.) DİLEMEDİKÇE HİÇ KİMSENİN BİR İNSANA KARŞI MUHABBET DUYMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR...
Sevgiyi ilham eden ancak ALLAH’tır.
“DÜŞMAN İSTERSEN ‘NEFİS’ YETER.
EVET, KENDİNİ BEĞENEN BELAYI BULUR ZAHMETE DÜŞER; KENDİNİ BEĞENMEYEN, SAFAYI BULUR, RAHMETE GİDER.”
İnsanın yeryüzündeki EN BÜYÜK DÜŞMANI, kendisine en çok tahribat ve zarar veren, kötülüğünü isteyen güç KENDİ İÇİNDEKİ NEFSİDİR...
NEFİS VİCDANIN; yani İNSANI DOĞRUYA YÖNELTEN İLHAMIN KARŞISINDA YER ALAN “NEGATİF” SESTİR; ŞEYTANIN SESİDİR..
İnsana KÖTÜLÜĞÜ, GÜNAHI, İSYANI, YALANI kısaca DOĞRU OLAN HERŞEYİN TAM AKSİNİ İLHAM EDER..
Bu nedenle de KİŞİNİN NEFSİNİN KÖTÜLÜKLERİNE UYMASI İÇİN “ÖNCELİKLE VİCDANININ SESİNİ BASTIRMASI” GEREKİR!!!
Bunun ardından ise ortaya Kur’ân’da bildirilen “VİCDANLARI KABUL ETTİĞİ HALDE, ZULÜM ve BÜYÜKLENME DOLAYISIYLA İNKÂR EDEN..” (Neml Suresi,14) İNSAN MODELİ ÇIKAR...
İşte İNSANLARIN AHLÂKLARINDAKİ FARK:
DOĞRUYU İLHAM EDEN “VİCDAN” İLE KÖTÜLÜĞÜ EMREDEN “NEFSİN” HANGİSİNİN BASKIN ÇIKTIĞI İLE BELİRLENİR!!!
İŞTE ÖLÇÜ..
VİCDANININ SESİNİ DİNLEYEN, HER ZAMAN “GÜZEL BİR AHLAK” ÜZEREYKEN; NEFSİNİN EMİRLERİNİ DİNLEYENLER “İYİ OLAN HERŞEYİN KARŞISINDA” OLURLAR..
Nefsin en büyük özelliği olan KİBİR; BÜYÜKLENMEK, BU İNSANLARIN EN ÖNEMLİ AHLAK ÖZELLİĞİDİR..
Ancak NEFSİNİ TERCİH EDEN ve GURURU, KİBİRİ, BENCİLLİĞİ kendine yol edinen insan HEM DÜNYADA, HEM DE AHİRETTE ÇOK BÜYÜK BİR KAYBA UĞRAMIŞTIR..
NEYİN GURURU BU???
Kısa bir zaman sonra bir buçuk metre toprak altına gitmek ile KENDİNDE BÜYÜKLÜK SEBEBİ OLAN HERŞEYİ; KABRİN BERİ TARAFINDA BIRAKIP GİDECEK BİR İNSAN “NEYİ İLE KİBİRLENEBİLİR Kİ?”
Başlarken ÖLÜMÜ DÜŞÜNMENİN, BU TÜR KÖTÜ HASLETLER İÇİN DE EN TESİRLİ BİR “İLAÇ” OLDUĞUNA İŞARET ETMİŞTİK..
Genel itibarı ile DÜNYA HAYATI SIKINTILARLA, BELALARLAİ ÜZÜNTÜLERLE GEÇER (İmtihan sırrı gereği)
HER VARLIK DA KENDİSİ GİBİ “ACİZ” ve “FAKİR” OLDUĞUNDAN; GÜVENEBİLECEĞİ TEK BİR DOSTU OLMAZ...
Yani İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAK İÇİN “HERŞEYİN SAHİBİNİN” DOSTLUĞUNA İHTİYAÇ VARDIR..
O DOST İSE HERŞEY DOSTTUR.. Çünkü HERŞEYİN DİZGİNİ O’NUN ELİNDEDİR; HERŞEY O’NUN EMRİ İLE HALLEDİLİR…
En basitinden; YAĞMURU YAĞDIRMAK.. BÜTÜN İNSANLAR BİR ARAYA GELSEK; BU İŞİ YAPABİLİR MİYİZ?..
HAYATIN KAYNAĞI hükmünde olan GÜNEŞİN DOĞMASI İÇİN, NASIL BİR ÇABASI VAR İNSAN OĞLUNUN??.. ÇABASI OLSA DA BU, “NE ANLAM İFADE EDECEKTİR Kİ?”
DEMEK Kİ; “HAYATIN DEVAMI İÇİN “SONSUZ BİR KUDRET” ve “SONSUZ BİR ŞEFKAT SAHİBİNE” SIĞINMAKTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOK…
EĞER İNSAN HER DAİM “NEFSİNİ YENER, VİCDANINI YÜCELTİRSE” O ZAMAN DA “AHİRETTE OLDUĞU KADAR, ŞU İMTİHAN MEYDANI OLAN DÜNYADA DA” KOLAYLIK BULUR
Hem DÜNYA HAYATINDA HUZURU, NEŞEYİ, ZEVKİ ve RAHATI BULUR;
Hem de AHİRET HAYATINDA SONSUZ NİMETLERLE ve “SELAM” SÖZLERİ İLE KARŞILANIR; “SİZLER SELAMETE, KURTULUŞA ERDİNİZ” MÜJDESİ İLE KARŞILAŞIR..
BİZ İNSANLARIN “HER İKİ HAYATTAN” BAŞKA NE BEKLENTİSİ OLABİLİR Kİ?..
HEM DÜNYADA HUZUR; HEM AHİRETTE EBEDİ SAADET…
YOL BELLİ… ŞABLON BELLİ.. BU “KUTLU YOLU” TAKİP EDENLER, İNŞALLAH “HER İKİ AMACINA” DA ULAŞIR..
ALLAH HAŞR SURESİNDE; “NEFSİNİ KENDİNE –DÜŞMAN- EDİNEN MÜSLÜMANLARI ŞU ŞEKİLDE MÜJDELEMEKTEDİR:
“...KİM NEFSİNİN ‘CİMRİ ve BENCİL TUTKULARINDAN’ KORUNMUŞSA, İŞTE ONLAR FELAH (kurtuluş) BULANLARDIR.” (Haşr Sûresi, 9)
RABBİM HEPİMİZİ NEFSİMİZİN ‘CİMRİ ve BENCİL TUTKULARINDAN’ KORUNANLARDAN ve KURTULUŞU BULANLARDAN EYLESİN… (AMİN)