~Bediüzzaman Said Nursi~

Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
32
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
~~BURSA~~
Bedüzzaman Said Nursi ,,yüzyılımızın yetiştirdiği önde gelen islam mütefekkirlerinden biridir,,,,,1876 da Bitlis'in Hizan kazasına bağlı nurs köyünde dünyaya gelmiş,,23 Mart 1960 da Şanlıurfa'da hakkın rahmetine kavuşmuştur,,
Keskin zekası harikulade hafızası ve üstün kabiliyetiyle çok küçük yaşlardan itibaren dikkatleri üzerine toplayan Said Nursi,,normal şartlar altında yıllar süren Klasik medrese eğitimini 3 ay gibi kısa bir zamanda tamamlamıştır,,Gençlik yıllarını alabildiğine hareketli bir tahsil hayatıyla bitirmiş,,,ilimdeki üstünlüğünü devrinin ulemasıyla çeşitli zeminlerde yaptığı münazaralarda fiilen ıspatlamıştır,,bu meziyetleriyle ilim çevresine kendini kabul ettirerek "BEDİÜZZAMAN"(ZAMANIN EN İYİSİ)lakabı ile anılmaya başlamıştır,,,,,,,,Said nursi medrese eğitimiyle dini eğitimde kazandığı ihtisası çeşitli fenlerde yaptığı tetkiklerle tamamlamış,,bu arada devrinin gazetelerini takip ederek ülkedeki ve dünyadaki gelişmelerle ilgilenmiştir,,,Diğer taraftan doğup büyüdüğü şark topraklarının sıkıntılarını ve problemlerini bizzat yaşayarak gören said nursi ,,en zaruri ihtiyacın eğitim olduğu kanaatne varmış;bunun içinde şarkta din ve fen ilimlerinin birlikte okutulacağı bir üniversite kurulmasını teğmin için yardım istemek maksadıyla 1907 de İstanbul'a gelmiştir.İstanbul'da ilim dünyasına kendini kısa sürede kabul ettiren Bediüzzaman çeşitli gazetelerde yazdığı makalelerle o günlerde Osmanlı'yı ve İstanbul'u çalkalayan hürriyet ve meşrutiyet tatrtşmalarına katılmış ,,meşrutiyete islam namına sahip çıkmıştır,,,1930'da patlak veren 31 mart olayında yatıştırıcı bir rol oynamış,,buna rağmen haksız ithamlarla Sıkıyönetim Mahkemesine çıkarılmış,,ancak beraat etmiştir,,Bu hadiseden sonra İstanbul'dan ayrılarak şark a geri dönmüştür.....
Bir mükerrer davetler neticesinde 1922 sonlarında Ankara'ya gelmiş ve bir"hoşamedi"merasimiyle karşılanmıştır,,,Ankara'da kaldığı günlerde yeni kurulan devlete hakim olan kadronun dine bakış tarzının menfi olduğunu görünce on maddelik bir beyeanname hazırlayarak,,meclise dağıtmıştır,,Bu beyeannamede yeni inklabın mimarlarını islam şearine sahip çıkmaya çağırmış ;akabinde Mustafa Kemal'le birkaç görüşmesi olmuştur,,,Kendisine şark umumi vaizliği,,milletvekilliliği ve diyanet azalığı teklif edilmiş ancak bediüzzaman bu teklifleri kabul etmeyerek Van'A dönmüştür,,,,,ve daha fazla sorunları ve dertleri olmasına rağmen ,,gelecek nesil i de unutmamıştır,,,Hayatı sürgün içinde geçmedine rağmen,,ömrünün son günlerine kadar keyfi muamele eziyetlerden kurtulamayn Bediüzzaman buna rağmen,,iman hizmetini üyük bir kararlılıkla devam ettirmiş,,,o şartlar altında telif ettiği 6000 küsür sayfalık,,,Risaile-i Nur Külliyatını tamamlamaya ve yaymaya muvaffak olmuştur,,,Kur'an ı bu asrın idrakine uygun ikna edici bi uslupla izah ve ispat eden ve vehbi olarak kalme alınan bu eserler,,onun çileli hayatının en güzel meyvesidir,,,,,benim fikrimi sorarsanız arkadaşlar,,,"pes"demeyerek 10 ws.defa zehirlenmesine rapğmen,hayatı mahpus ve çilekeş olan bi adam nasıl olurda hala gelecek nesilini düşünür,,,işte ben........başka bişi diyemiorum..Allah'a Emanet Olun
 

selcan

Üye
Katılım
26 Haz 2007
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
dusuncelerınız cok guzel sıze katılıyorum tesekkurler
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Allah (CC) razı olsun kardeşim..

yeni konu ve mesajlarınızı bekliyoruz inşaallah...
 
Üst