Bediüzzaman 'ı Öldüreceklerdi

Erhan

Profesör
Katılım
21 Tem 2006
Mesajlar
2,115
Tepkime puanı
42
Puanları
48
Konum
Ankara
Web sitesi
www.softajans.com
Bediüzzaman 'ı Öldüreceklerdi

Bediüzzaman zaman zaman Kureyş Camiine giderek halka va'z ve nasihat ediyordu. (5) Burada ihtimalen Üstad'dan nakleden Zübeyir Ağabeyin bu vaazlarla ilgili bir hatırasına yer verelim:

"Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri bir âyet-i kerimeye mânâ vererek, bir camide vaaz veriyor. Camide bulunan âlimler, şeyhler, ahali öyle müessir [tesirli] ve emsalsiz tefsiri, kütüb-ü Islâmiye de ve Kur'ân tefsirlerinde göremiyorlar. Çok hayran kalıp Üstadımıza minnettar kalıyorlar. Fakat kıskanç bir şeyh, iki müridine emrediyor. 'Bediüzzaman'ı, sık sık gelip geçtiği şu tenha geçitte akşam namazından sonra mavzerle [tüfek] vurun!' diyor. Şeyhin müritleri aynı günde akşam namazından sonra, mezkur geçitte Üstadımız Bediüzzaman Hazretlerinin oradan geçmesini bekliyorlar. Hz. Üstad geçide yaklaşınca o iki mavzerli müritleri görüyor. O iki mürid de Hz. Üstat’ı görür görmez mavzerleri hemen kaldırıp Üstad'a ateş etmek üzere iken, kolları felç tutmuş gibi oluyor, mavzerler yere düşüyor. Merhum Üstad-ı Pâkimiz o iki müridin omuzlarına mübarek kollarını koyuyor ve 'Kabahat sizde değildir, ben size hakkımı helâl ediyorum' diyerek yoluna devam edip tek başına gidiyor.

"Bu harikulade hâdise o gün şayi oluyor. Merhum Üstad o zamanlar çok genç olduğundan, yaşlı ve büyük bâzı âlim ve şeyhler, Üstadın 'Bediüzzaman' lakabını benimseyemiyorlardı. Fakat bu hadiseden sonra hakikaten Üstadımız Said Nursî Hazretlerinin 'Bediüzzaman' olduğunu tasdik ve takdir ediyorlar." (6)

Bediüzzaman, Meşrûtiyetten sonra kaleme aldığı Münâzarât isimli eserinde yedi defa ölümle karşı karşıya kaldığını yazmıştır. Onun bu eserinde yer alan "Yedi defadır şu hayat elimden uçacaktı, emaneten elimde bırakılmış" (7) ifadesinde geçen bu ölüm tehlikelerinden birisi de Allâhu a'lem bu hadise olsa gerektir.

Vali Bediüzzaman 'dan şehri terhetmesini istiyor

Şeyh Emin Efendinin Bediüzzaman'a karşı tavır takınması sebebiyle Bitlis halkının bir kısmı Bediüzzaman'ı, bir kısmı da Şeyh Emin Efendiyi tutmaya başladı. Bunun üzerine büyük bir hadiseye meydan vermemek için, Bitlis valisi Bediüzzaman'a şehri terk etmesini bildirdi.
kyn: http://www.menba.org/default.asp?i=m_oku&k=17&t=Bediüzzaman%20'ı%20Öldüreceklerdi&m_id=294
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
ÜSTADA SUİKAST

Geçenlerde Kanadalı gazeteci Freed Reed’in Anadolu Kavşağı adlı eserini okudum. Ünlü gazeteci, Türkiye’ye yönelik gözlem ve tespitlerini akıcı bir üslupla yansıttığı eserinde, bu ülkede siyasi ve derin cinayetlerin genelde “Trafik kazası” süsü verilerek işlendiğinden bahsediyordu.

Şimdi nakledeceğimiz dehşetli hadise de, bu tip adi bir teşebbüsü ihtiva ediyor.

Musa Yukarı bey 1957’de Üstadı ziyaretlerini bahsederken bu hadiseyi anlatıyor: “Isparta’ya vardık, orada dediler ki: “Eğirdir’e gitti. Orada Allah rahmet eylesin Çilingir Ali ağabeyimiz vardı. Onun evine vardık. Çocukları yeni sünnet olmuş, sünnet elbiseleri ile geziyorlar. Dedik: “Üstadımız burada mıydı?” “Buradaydı, ama gitti, benim sünnet düğününe geldi,davet etmiştim.

Gölün kenarında bir namaz kıldık. Mustafa Sungur ağabeyi imam yaptı. Gitti şimdi, ama nereye gittiğini bilmiyorum” dedi.

“Kısmet değilmiş” dedim ben. Geldik, bir handa yatacağız. Orada bulunanlarla tanışırken sordular. “nerelisiniz?” “İzmirliyiz” dedik. Hayrola dediler. “Bediüzzaman hocayı ziyarete gelmiştik, görüşemedik” dedik. Bir tanesi birden doğrularak: “Bediüzzaman mı?” dedi. Otuzbeş yaşlarında bir gençti.

Biz evet deyince şu hatırasını anlattı: “Ben kamyon şoförüyüm. 15-20 gün evvel üç kişi bana geldiler: “Bediüzzaman diye bir hoca var. Zararlı bir adam. Sana 50 bin lira para var. Sana taksisinin pilakasını vereceğiz. Buna çarpacaksın, kaza süsü vereceksin. Hocayı öldürdün mü, 50 bin lirayı alacaksın. Çok zararlı bir hoca, bunu öldürüver” dediler. Anlaştık. Parayı yed-i emine teslim ettiler. Daha sonra bana telefon ettiler. “falan yerden çıktı, geliyor” diye.

Ben kamyonla gidiyorum. Direksiyonun yanına arabasının pilakasını ve rengini yazdım. Bir baktım, bir araba geliyor. Rengi uydu, dikkatle plakasına bakıyorum. O sırada taksi sağa yanaştı, durdu. İçinden biri çıktı, kamyonun önünde el kaldırdı, durdum. “Hocaefendi seni çağırıyor” dedi. Hemen indim, arabaya doğru gittim. “Hocam ne var?” deyince, “Evladım ben zararlı bir kimse değilim. Sana yanlış malumat verdiler. Bu teşebbüsten vazgeç” dedi. Şoför şöyle devam etti: “Bunu ben başkasından duymadım, biri bana anlatmadı. Kendim yaşadım. O sırada o üç kişiyi görseydim ezerdim. Az kalsın böyle kıymetli bir alimi bana öldürteceklerdi.”


Denizlili MUSA Amcanın video klibinde herhalde bu olay anlatılmaktadır..
 
Üst