kilicarslan
Kıdemli Üye
- Katılım
- 14 Mar 2013
- Mesajlar
- 4,054
- Tepkime puanı
- 41
- Puanları
- 0
İslam tarihi konusundaki bilgilerimiz, genelde Asrı Saadetten öteye gitmez.
Bildiğimiz bir yerden başalayalım okumamıza..
Bedirde düşen müşriklerin torunları nasıl olduysa islam ümmetine halife oldular.
Birileri bu durumu bir şekilde yadırgamış olacakki.. " biz sizin kaderiniz", deme gereği duydu iktidarı gasp edenler.
Onlar üstelik dedelerinin müşrik olmalarını " Allah'ın ezelde kuranda(yaratılmamış, daim olan) yazdığı şeyler olduklarını" söyleyerek hem dedelerini bir nevi temize çıkartıyor hemde kendi zulumlerini meşrulaştırma yolunu tuttuyorlardı.
Onlar böylece , halifeliği gayri meşru şekilde gasp etmelerini ezelde yazılmış bir kader olduğunu söyleyerek kendilerini meşrulaştırmakla kalmadılar aynı zamanda Rasulün soyundan gelenlere ertikleri eziyetleri , cinayetleride meşrulaştırdılar.
Yezid Hz. Zeyneb 'e " onu ben değil Allah katletti " diyerek bütün kendi günahını adeta Allah' a yüklüyordu, kendinide aklınca temize çıkarıyordu.
Bazı alimler bu slogana karşı çıkarak, Kuran' ın mahluk olduğunu savunmaya başladılar. Onların amacı aslında emevielrin yaptıkları zulmlerden sorumlu olduklarını , Allah'a iftira ettiklerini belirtmekti.
İşte ümmetin başına ileride daha farklı fitnelere sebebiyet verecek " kuranın mahluk olup olmadığı tartışması" böyle başlamıştı. O döneme kadar böyle bir soru kimsenin aklına gelmemişken, birileri siyasi amaçlar uğruna fitne ateşini böyle yakmıştı.
Emevilerin, yaptıkları bunlarla kalmadı, kendi ideolojilerini halka empoze etmek adına kendilerine yakın bir okumuş takımı oluşturmayı ihmal etmediler. Bu oluşum daha sonraları "şam ekolü" olarak isim yampış olup emevileri meşrulaştıran ,onların iddialarını destekleyen ve ayrıca arap milliyetçiliğini empoze eden rivayetler üretmekten geri durmadılar.
Bildiğimiz bir yerden başalayalım okumamıza..
Bedirde düşen müşriklerin torunları nasıl olduysa islam ümmetine halife oldular.
Birileri bu durumu bir şekilde yadırgamış olacakki.. " biz sizin kaderiniz", deme gereği duydu iktidarı gasp edenler.
Onlar üstelik dedelerinin müşrik olmalarını " Allah'ın ezelde kuranda(yaratılmamış, daim olan) yazdığı şeyler olduklarını" söyleyerek hem dedelerini bir nevi temize çıkartıyor hemde kendi zulumlerini meşrulaştırma yolunu tuttuyorlardı.
Onlar böylece , halifeliği gayri meşru şekilde gasp etmelerini ezelde yazılmış bir kader olduğunu söyleyerek kendilerini meşrulaştırmakla kalmadılar aynı zamanda Rasulün soyundan gelenlere ertikleri eziyetleri , cinayetleride meşrulaştırdılar.
Yezid Hz. Zeyneb 'e " onu ben değil Allah katletti " diyerek bütün kendi günahını adeta Allah' a yüklüyordu, kendinide aklınca temize çıkarıyordu.
Bazı alimler bu slogana karşı çıkarak, Kuran' ın mahluk olduğunu savunmaya başladılar. Onların amacı aslında emevielrin yaptıkları zulmlerden sorumlu olduklarını , Allah'a iftira ettiklerini belirtmekti.
İşte ümmetin başına ileride daha farklı fitnelere sebebiyet verecek " kuranın mahluk olup olmadığı tartışması" böyle başlamıştı. O döneme kadar böyle bir soru kimsenin aklına gelmemişken, birileri siyasi amaçlar uğruna fitne ateşini böyle yakmıştı.
Emevilerin, yaptıkları bunlarla kalmadı, kendi ideolojilerini halka empoze etmek adına kendilerine yakın bir okumuş takımı oluşturmayı ihmal etmediler. Bu oluşum daha sonraları "şam ekolü" olarak isim yampış olup emevileri meşrulaştıran ,onların iddialarını destekleyen ve ayrıca arap milliyetçiliğini empoze eden rivayetler üretmekten geri durmadılar.