Bebek Katili Terörist Başının 5 adet SEKRETERLERİ DE tamam !

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Teröristbaşına Sekreterya Da Tamam


Ana Sayfa» GÜNCEL
1x1.gif
1x1.gif


16.03.2015 14:40


694601.jpg

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne Kürt sorunu derken, diğer taraftan yürütülen çözüm süreci kapsamında teröristbaşı Öcalan'a sekreterya da tamam. 5 mahkum, İmralı Adası’na gönderildi. İşte o mahkûmlara dair detaylar...



Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi’nde; Abdullah Öcalan’ın PKK’yı silahsızlanma konferansına çağırdığı 10 maddelik tarihi açıklamanın duyurulmasının ardından sürece ilişkin dün önemli bir gelişme daha yaşandı.
Abdullah Öcalan’a müzakerelerde eşlik edecek, notları tutacak ve “sekretarya” görevini üstlenecek 5 mahkûm İmralı Adası’na gönderildi. Mahkûmların Mehmet Sait Yıldırım, Ömer Hayri Konar, Çetin Arkaş, Nasurullah Kuran ve Veysi Aktaş olduğu, ailelerine de yer değişikliği ile ilgili bilgi verildiği bildirildi.

Öcalan’la birlikte cezalarını İmralı’da çeken 5 mahkûm; Şeyhmuz Poyraz, Bayram Kaymaz, Cumali Karsu, Hasbi Özdemir ve Hakkı Alpan ise önceki gün kara ve havayoluyla Tekirdağ ve Kocaeli F Tipi cezaevlerine gönderildi.


CEZAEVİ ARKADAŞLARI

Ada’ya sevk edilen 5 isimden dördünün, 21 yılını cezaevinde geçiren ve tutukluyken milletvekili seçilerek tahliye edilen HDP Van Milletvekili Kemal Aktaş’ın cezaevi arkadaşı olduğu ortaya çıktı


İŞTE O İSİMLER

Öcalan’ın yanına sevk edilen 5 mahkum da örgüt suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış isimler. Mahkûmlara dair detaylar ise şöyle:
PKK cezaevi sorumlusu


NASURULLAH KURAN: Siirt nüfusuna kayıtlı. 23 yıldır cezaevinde. PKK’nın cezaevi sorumlularından. Cezaevlerindeki PKK’lıların Kuran’ın gönderdiği talimatlara göre hareket ettiği belirtildi. Ağabeyi Bedri Kuran tutuklanmadan önce Abdullah Öcalan’ın avukatları arasındaydı. İmralı’ya gönderilen Nasurullah Kuran 2013’te, kelepçesiz bir şekilde katılmasına izin verilmediği için babasının cenazesine gitmemişti. Annesi Kadriye Kuran, oğlunun telefonla yaptıkları görüşmede, “Ben taziyede özgür bir şekilde halkımın ve ailemin başsağlığı dileklerini alamayacağım yere gelmem. Kardeşim Bedri de kelepçeli bir şekilde gelmesin” dediğini anlatmıştı.

Yapılanmayı yönetti

ÖMER HAYRİ KONAR: Elazığ nüfusuna kayıtlı. 13 yıldır cezaevinde yatıyor. En son Nazilli Cezaevi’ndeydi. PKK, 2000-2002 yıllarında Suriye ve Lübnan başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinde etkin olabilmek için yeni bir yapılanmaya gitmiş, süreci Ömer Hayri Konar yürütmüştü. Öcalan’a en yakın isimler arasında gösterilen Konar, Suriye’de yakalanarak Türkiye’ye teslim edilmişti.


12 kişi katledilmişti

ÇETİN ARKAŞ: Diyarbakır doğumlu Arkaş, Bakırköy’deki Çetinkaya mağazasına 25 Aralık 1991’de yapılan molotoflu saldırının faillerinden biri. Vitrinleri kırılarak molotofkokteyli atılan mağazada çıkan yangında 12 kişi hayatını kaybetmişti. Arkaş, müebbet hapse mahkûm oldu. Arkaş, 2009 yılında Öcalan’ın yanına sevk edilmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştu. Arkaş’ın ismi, Öcalan’ın dava klasörlerinde de geçiyor.


Kendisi başvurdu

MEHMET SAİT YILDIRIM: Diyarbakır doğumlu. 18 yıldır cezaevinde olan Yıldırım, Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde kaldığı 2009 yılında Adalet Bakanlığı’na, İmralı Adası’na sevk edilmek için başvuruda bulunmuştu.


21 yıldır cezaevinde

VEYSİ AKTAŞ:
Diyarbakır nüfusuna kayıtlı. 21 yıldır cezaevinde. “Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmak” suçundan ömür boyu hapse mahkûm edildi.

Kaynak : http://www.habervaktim.com/haber/409930/teroristbasina-sekreterya-da-tamam.html
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Katil başının sekreterlerine bak, hizâya gel.

Her birinde, ayrı bir hüner, her birinin elinde ayrı şehid kanı.
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Ağa olaya çok daha bütüncül bakanilirmisin ?
misal bu akşam bir mandela filmi seyret ...
 

Serasker

Yasaklı
Katılım
22 Şub 2015
Mesajlar
142
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yazık iktidarın Türkiye Cumhuriyetini düşürdüğü duruma bak. Apo'yu İmralıdan sağ çıkarmak AKP'nin ve Erdoğan'ın birinci görevi.
Apo ile aynı yorganın altında iş görüyorlar. Neyi bölüşüyorlar milletin haberi bile yok. Bir de utanmadan çıkmış dün ekranlarda "Kürt sorunu yok kardeşim" diye erkekleniyor. Çözüm süreci müzakere süreci hangi sorunun çözümü için yapılıyor. Akil adamlar falan filan. Seçimler yaklaştı milletin yalıyorlar. Millet de salak ya, yedi. Apo başımıza Mandela olacak şaşırmayın. Sonumuzun ne olacağı da belli Suriye gibi bölük pörçük bir Türkiye. Ama millet Tayyibe tapıyor. Devam edin bakalım tapmaya
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
O zaman bir tercih yap ...
bi otuz bin dahamı ?
Yoksa bi çaremi ?
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Yarın, 100. Yılını anacağımız, 700 bin karasal ordusunun, sadece tek cephede 253 binini şehit, 30 binini esir, 5 bini kayıp olan bir ecdâdın torunu olarak;


Ben, oğlum ve torunum fedâ olsun.

Lâkin sadece vatan ilelebet pâyîdâr olsun.

Bugün muhatabımız katiller Yada Dağdakiler değil, bizzat Yöre halkıdır !

Dağdakiler de, ellerindeki silahlar gibi İngiliz'lerin itidir. Size Musul'u Kerküğü el eğleyen gevur, çözümümü yar eyleyecek ?
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Ilelebet payidar filan olamayacak ağa unut o geyiği ....
Süleymanın devletimi ilelebet kaldı seninki kalacak ?
100 yıl önce vatan dediğin yerler vatanın değil ...
100 yıl sonrada muhtemel aynı yere vatan demeyeceksin ...
Atan Alparslan da vatanını bırakıp gelmiş şu anki vatanına ...
şu sair ömrümde sadece Avrupa'da on küsür ülke konum statü değiştirdi...
herhalde tüm dünyada son 30 yılda 60-70 devlet hakkın rahmetine kavuştu...
dünya döndü, gök yerinde kaldı, yer yarılmadı...
burnumuzun dibinde mazlumlar telef olurken vatan tanımı bize yük oldu engel oldu...
hasılı payidar olacaksak önce şu misakı milli kazığını çıkartalım bünyeden...
sonrada Kahire'ye Şam'a Bağdat'a Sarayova'a vatan gözüyle bakalım ...
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Dertli Gönül'e, züğürt tesellisi bizimkisi ağa !

Lozan hezîmetinden 90 küsur yıl sonra dahi Açe, Somali, Doğu Türkistan'ı, Musul, Halep, Kerkük... Yetmedi Kobanşi, Ezidisi bağrına ilk düştüğü Ateşi'nde sana koşuyorsa

iki imparator artığı biz, Anadolu'yu yurt, mazlumlara kol kanat olduk. Bunu biz istemedik, kader de varıdı

Elbette Bâkî yalnız Rabbül Âlemindir. Ancak Müslüman onurlu ve şereflidir. Bu da ancak istiklal ile kâimdir.

Bugün "aman canım toprak değil mi, ne olacak" diyenler yaklaşık 50 Yıldır açlık ve sefalet içinde ağa !

Sultan Abdülhamid Hanı hiç görmedim amma şu lafını şimdi çok daha iyi idrak ettim. Kendisinden toprak isteyen thedor Herzl'e "buralar ne ile alındıysa, o ile verilir" Demişti.

Toprağım üzere hesap yapılırken çıkmazsa gıkım, kanımdan Şüphe ederim
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
O zaman bir tercih yap ...
bi otuz bin dahamı ?
Yoksa bi çaremi ?

gerekirse bi otuz bin daha......kimsenin, çare aramanın seti değil, lakin çare bu değil....kimlik siyaseti üzerinden çare aramak, ülkeyi bütünleştirmez,,,, İsrail, bunu bekliyor.... anlaşması , 1996 da yapıldı, büyükşehir binasında....
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
İsterseniz uslullu gidelim ...
Önce şu vatanı tanımlayalım olmazmı ?
Sonra bütünü tanımladıkmı , bölünmeyi tanımlarız ...
Daldan dala hele damardan damara atlarsak konu nihayete ermez ...
Snrasında istiklal , bağımsızlık , ulus , ümmet kavramlarına geceriz ...
Şimdi şunda mutabıkmıyız ...
Atamız Alparslan vatanı bırakıp geldi ?
Vatan öyle bırakılmayacak bir yer değilmiş ...
Vatan değişebilirmiş ...
100 yıl önce vatan dediğimiz yerlere bugün suriye ırak yunanistan vs gibi el isimleri ile bakıyoruz bugün onlar için bir şey düşünmüyoruz ?
Elbette bunu kişisel olarak söylemiyorum , toplum olarak düşündügümüzü iddia edemeyiz ...
Ki zaten resmi devlet politikalarımızdan da belli ne düşündüğümüz ...
Ve can ne demek ?
30 bin candan daha kıymetli ne olabilir ?
bunlar nelerdir ?
tanımlayarak gidersek bir sonuca varabiliriz ...
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Siz kıymetli ağabeylerime tarih dersi verecek değilim.

1 -

Vatan : Çeşitli milletlerin oluşturduğu, ortak kara parçasını kullandıkları, ortak dil ve bayraklarının bulunduğu bir bütündür.

Bu bütüne Osmanlı İmparatorluğu da diyebilirsiniz Devleti de.

Çok çok uzaklarda aramaya gerek yok, dedelerimiz Osmanlı nasıl, ne şekilde, hangi unsurlarla, hangi azınlıklarla parçalandı buna bakmak yeterli.

Sultan Muhammed Alparslan neden Anadolu’ya geldi.

Orta Asya’da canı sıkıldı, biraz değişik yerler görelim, deniz aşalım dedi, atladılar kısa bacaklı atlara, düştüler Anadolu yollarına. Böyle mi düşünüyorsunuz ?

Selçuklu’dan evvel Anadolu topraklarına kök salmış Bizans, yaklaşık 3000 bin yıldır hem bölgeye, hem Müslüman Araplara karşı başarı ile savunmuştur bu coğrafyayı.

Evveli, kısmen konar – göçer olarak hayat süren Selçuklu, Malazgirt Muhaberesi ile yerleşik hayatı geçmiş, coğrafi, ekonomik ve jeopolitik olarak Anadolu’yu yurt edinmiştir. Bunda, Rumların, şarktaki hristiyanlara uyguladığı ağır politikalar da etkilidir. Sultan Muhammed Alp Arslan Anadolu’ya evvelinde Alp Erenleri girdiğinde, yerli halkın saygıyla ve hoşgörüyle karşıladıklarını okumuşsunuzdur.

2- Selçuklu, Anadolu Selçuklu Beylikler dönemi, sonrasında Kayı Obası, yazlak Söğüt, kışlak Domaniç, Süleyman Şah oğlu Ertuğrul oğlu Osman Bey…

Osman Bey, bey olup, civar beylerden biât isteyince hemen kabul edivermişler, neden ?
Kimisi de kabul etmemiş, savaşmışlar, ağır vergiler ve şartlara hâiz olmuşlar, neden ?
Timur ile Yıldırım ne için ve neden savaştı, ikisi de Müslüman ?

Geçtik bunları, 630 yıl kadar hüküm sürüyor Osmanlı, üç kıtaya yayılıyor, çok genişliyor, nüfuz politikası başlarda iyiyken, toprak o kadar büyüyor ki sonra nüfuz politikası zayıflıyor.
Yüzlerce sebep sayılabilir gerileme ve çöküş dönemi için.

Sonra Coğrafi Keşifler oluyor. Türk ve Müslüman bilim adamlarının haritalarından, kitaplarına bu keşiflerde önemli rol oynuyor. Makine ve Sanayileşme öğütecek ve sömürecek yerler arıyor.

Tarihte ilk Sömürge Bakanlığı’nı kuruyor İngiltere (uzun bacaklılar). Zaten Amerika’nın sözde keşfinden sonra, oraya 13 koloni gönderen de yine İngiltere. Amerika halkı sonradan sonraya İngiltere’yi tanımıyor, vergi ödemeyiz falan filan diyor vs.

Makine tamam, para tamam, ancak önünde kocaaaa bir pasta duruyor, pastanın başında da HALİFE (Osmanlı). Ümmetçilik ile bağlı, saygı ve hoşgörü politikası hakim.

Pastayı içeriden milliyetçilik akımlarıyla kurtlandırıyorlar. Yahudi, Ermeni, Arap, Kürt, Süryani, Alevi vs. vs. değişik etnik guruplamalarıyla sürekli yumuşak karınlarımızı okşuyorlar.

Boynunda haç taşıyan imam efendiden tut, mason şeyhülislama kadar. Mason paşalardan tut, ajan bürokratlara kadar ne ararsan var…

Sultan Abdülhamid’i tahttan indermeye gelen heyette bir tane İngiliz yoktur. Ancak o heyeti oraya gönderen İngiltere’dir. Heyette kimler, hangi milletten adamlar vardır ?

İşte neden bölündük sorusunun cevabı budur.

Velhasıl-ı Kelâm, lord planları tayin etmiş bizim 100 yıl önceki coğrafyamızı. Fransa, İngiltere, İtalya, Yunanistan, Rusya çökmüşler pastanın kaymaklı kısımlarına. Sınırlar çizilmiş masalarda, Lozan denilen hezimetle memleket parça parça bölünüyor.

Meşhur olaydır. Tesbihin imâmesi biz isek, taneleri sizin saydığınız devletlerdir. İmameyi kopartırsan, tespih parçalanır. İşte bölünmenin hikayesi.

Aslında İngiltere’nin amacı, küçücük, sembolik bir Padişahlık adı altında, başından sonu üç saat sürecek bir memleket idi Osmanlı için. Biraz daha büyükçe bir toprak parçası kaldı. Daha doğrusu pastanın son lokması.

Bu son lokma için neler yapmalı, nasıl bölmeli ? Çünkü halen çok önemli bir konuma sahip.


3- İnsanın canından ve malından daha önemli ne olabilir ?

İnsanın canından ve malından daha önemli unsuru, müslümana göre dinidir. Aslında tüm bunlar birbirlerine sıkı bağlarla bağlıdır. Özgür bir insan olmazsa dini vecibeleri kim, nasıl yaşayabilir ?

Namaz kılmak için evin olacak
Evin olması için memleketin
Memleket olması için vatan denilen toprağın olacak
Serbest ticaret, serbest tarım, serbest gezi yapman lazım.
Vatan olması önemli değil, özgür ve hür olman lazım.

Soru : Medine, sürekli Mekke’nin tehdidi altında kaldığında, tehdit ve istismar edildiğinde ne oldu ? Kaç kez savaşıldı ?

Budana budana, kırpıla kırpıla işte elimizde kalan bu Anadolu yurdu. Bugün Suriye, Irak, Balkanlar bize yabancı. Sadece tel örgüler ile örülü. Rabbül Alemin’in kardeşlik sınırında bu tel örgünün tanımı nedir, var mı bilen ? Telin ışındaki kardeşim değil midir ? Kardeşim ise nasıl hukuk gerekir ?

Bugün ölen ve öldürenler hep Müslümanlar. Gaz veren hep İngiltere ve saz arkadaşları. Daha evvelde söyledik “insana şeytan ne ise, dünyaya İngiltere odur – Cemil Meriç”

Osmanlı artığı olarak bize Kürtler sığınıyor, Araplar sığınıyor, Doğru Türkistan yukarıdan bağırıyor, Musul – Kerkük “gavim gardaş nerdesen” diyor, Ne olduğu belli olmayan Ezidi’ler çıplak ayakla sana koşuyor… Aliya İzzetbegoviç sana emanet ediyor milletini… 2005 Açe’de tsunami oluyor, ilk giden kızılaya “nerede kaldınız” dercesine Osmanlı gümüş paralarını gösteriyorlar, camilerinde hala son Sultan adına hutbe okunuyor…

Yani sayamadığım, bahsedemediğim dini ve manevi milyon husus var. Unuttum, atladığım binlerce olay var.

Tüm bunlara rağmen ben – sen nasıl “ne olacak canım, Sultan Alparslan’da yurt değiştirmiş, bizde değiştiriverelim” diyebilir miyiz ?

1000 bin önceki silah, coğrafya, sınır, hukuk bir mi ?

Bahsettik, 253 bin şehit vereceğimize, döneydi madem Osmanlı Orta Asya'ya.

253 candan daha önemli neydi muhterem ?

 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
Dünya 'ya neye geldik ki! neyin kavgasını yapıyoruz? Bizim olan ne var ki? Neden sahip olmak istiyoruz yada sadece benim diyebiliyoruz?

Bilinçlenmenin zamanı gelmedi mi geldi dikkat eden doğru bilinçlenelim bari
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Patron biraz daha sade ve dramatik olmayan dil kullanırsak daha net anlaşırız ...
Vatan için kullandıgın tanımda bazı sihirli kelimeler var ordan başlayalım ...
Ortak dil misal , yada Ortak bayrak ...
Eğer Osmanlı yahut tarihteki devletler bu ortak kavramını kullanmış olsalardı , emin olun dünyada ki dil sayısı da , bayrak sayısı da bu denli gelişmiş olmazdı ...
Kırılma Fransız ihtilali ile başlar ...
Fransız ihtilaline kadar henüz milliyetcilik fikirleri dünyaya yayılmış değildir , bazı tekil hadiseler olsa da gerçek anlamda milliyet kavramı yoktur dünyada ...
Ne dile , ne de bayrağa bu kadar anlam yüklemesi yapılmamıştır ...
Hatırlarsınız Kayı boyunun bile bayragı vardır ...
Osmanlı ordusunda binbir çeşit bayrak söz konusudur , değil milletler aşiretler bile kendi bayragını taşır , kendini sembolize eder , kimliğini açıkca ortaya koyardı ...
Lakin ne zaman sınırlar kesin hatlarla çizilmeye başlandı , ne zaman her milletin kendi devleti olması fikri yayılmaya başlandı o zamandan beridir , dil de bayrak ta tabiri yerindeyse bayraklaştırıldı ...
Artık yer gök tek tipciliğe büründü ...
Tek dil konuşulacak , tek bayrak taşınacak , tek tip kıyafet giyilecek , tek tip üretim yapılacak , tek bir ideolojiye inanılacak , hatta ileri gidildi tek dine inanılacak dayatması bile yapıldı ...
Özgürlük modernizmin söylemi olsa da eskiden dünya çok daha özgürdü ...
Farklılığa , farklı sembol ve dinlere , dillere , kıyafetlere , örfe daha saygılı idik ...
Anlayabiliyorduk bu bizim kutsalımız sa , başkalarınında kutsalı olabilir ...
Her zaman bir üst kimlik tanımlaması gecerliydi ...
Ben bir Ermeni olabilirim , hrsityan olabilirim , ama osmanlı tebasıyım mantığı vardı ...
Ve toprak ...
Üretimin geniş "toprak" lara dayalı oldugu dönemlerden bahsediyoruz ...
Toplumlar için geniş topraklar ve bu topraklarda üretim yapacak kalabalıklara ihtiyac duyuyorlardı ...
Ve güçlü kimse o topraga egemen olan , devamlılığını sağlayan oydu ...
Günümüzde bu durum söz konusu değil ...
Bir konya kadar toprağa sahip pek çok Avrupa ülkesinin değil bileğini bükmek , yanına yaklaşamazsınız ...
Ve öyle korkunç ordulara filanda ihtiyacları yoktur , zaten parada harcamazlar bunlar için ...
Bu anlamda toprak ciddi anlamda anlam kaymasına ugramıştır ...
Bu hala bizde bir anlam ihtiva ediyor , sınırların olmadıgı Avrupa da bu söz konusu değil ...
Ortak avrupa çıkarları /tehditleri çercevesinde birleşmiş pek çok devlet var ...
Ümmet mantıgı güden zamanımızın zalimleri var ...
Ümmetciliğin ne oldugunu gayet iyi anlamış ve hayata gecirmiş bir topluluk ...
sınırlarının önemi yok malum , bayraklar herkesi temsil ediyor kimse vay sen Türk bayragı nasıl taşırsın diyen de yok ...
Sen Türkçe konuşamazsın diyende ...
Cayır cayır dergisi , gazetesi , tv si , egitimi vs işler durur ...
Hizmet almak istiyorsan ortak kamu dilini bileceksin diyor sadece ...
Yeni yeni göçmenliği zorlaştırmak adına Almanca vs zorunluluğunu tartışıyorlar ...
Oda dili bilmek zorunluluğu , bu dili konuşacaksın zorunluluğu değil ...
İsminin ne oldugunun da önemi yok ...
Kısaca ortak olan tek şey var , dünya hayatının ortak mücadelesi ...
Diğer semboller ve araçlar buna hizmet ettiği sürece değer kazanıyor ...
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Eyvallah ağam.

Konya kadar toprağı olmayan, bi okadar yanından dahi geçemediğimiz bir Avrupa ülkesi bizi karıştırmak, kaşımaz, birleştirmemek için elinden gelen tüm pisliği yapar.

Gariptir ki "özgürlük, üst kimlik, anlayış" adı altında hepsi Hristiyandır.

Yine Konya kadar toprağı olmayan bu ülkelerin jeopolitik olarak Türkiye'den hatta KKTC'den daha önemsizdir ! Yalan mı ?

Geçtik bunları. Taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmaz elbet. Her nefsin ölümü tadacağı gibi...

Lakin ağam !

Şunun neresindesin ?

- Hüseyin… Dayın Şıpka’da, baban Dimetoka’da ağaların da sekiz ay evvel Çanakkale’de yatıyorlar. Bak son yongam sensin! Minareden ezan sesi kesilecekse, caminin kandilleri körlenecekse, sütlerim haram olsun, öl de köye dönme! Yolun Şipka’ya uğrarsa, dayının ruhuna Fatiha okumayı unutma! Haydi oğul, Allah yolunu açık etsin.” (Harp Mecmuası, sayı 17, s. 267, 268)

Bu bir ananın, evladına nasihati, harbe giderken.

1 can neden önemli, neden fedâ edilebilir ?
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Bebeklerimizi uyuttuğumuz şarkıları yoldaki herkesin ezbere bildiği mekandır vatan. "Alla beni pulla beni" ile uyuttuk Teo'yu bu gece.
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Yukarıda ki cümle şahsıma ait değil tevafuk oldu twitte gördüm ...
kabul biraz romantik bir tanım ama hoş bir tanım ...
mesajı hoş kılan o mesajın sahibi Hayko Bağdat ...
bir İstanbul Ermenisi ...
elbette referans tanım olarak almayacağım ama konu ilerlerken bence anlam ihtiva eden bir cümle olduğu için ekledim ...
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Tlfdan uzun yazamıyorum ama konuya inş yarın gün içinde devam ederiz ...
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Evet konuyla biraz parçalı bulutlu ilgileniyorum ama ancak pc yi kapabiliyorum diyebilirim ...
Haykonun mesajından devam etmek istiyorum ...
Şimdilerde bize biraz romantik , biraz güzel bir tespit gibi geliyor ...
Belkide içselleştirmekte zorlanıyoruz kimimiz ...
ama bu durum tespiti bile geldiğimiz noktayı bize anlatıyor ...
Biz imparatorluk kalıntısı bir devletiz ...
Dini , tarihi , mekanı ne olursa olsun tüm imparatorlukların ortak bir özelliği vardır ...
72 millet bir arada yaşar ...
her cins insan bulmak mümkündür imparatorluklarda ...
yani tarih içinde bu topraklarda çok çok sıradan bir durumdur Haykonun cümlesi ...
Öyle ki , belki söz konusu parçanın sözleri Ermenilerden , ezgisi Kürtlerden , güftesi Araplardan , mayası Türklerden zuhur etmiştir de ortaya çıkmıştır ...
O kadar çok izi vardır ki bu topraklarda , ince ince deşelesen , ne isimler , ne türküler , ne eserler , ne alışkanlıklar çıkar şimdikinin "ötekisinden" aldığımız bünyemize kodladığımız ...
Misal Türk olmaktan söz ediyoruz ya bu sıra ...
Türkler kavim olarak ilginç bir millettir nazarımda ...
Aslında hiç bir medeniyet kurucusu değildir Türkler ...
Ki bu çok doğaldır , medeniyet şehir demektir , Türklerse yerleşik kültüre Anadoluda alışmış bir toplum ...
Yani bir olumsuzluk atfetmiyorum bilakis az sonra öveceğim :)
Alfabeleri , mimarileri , sanatları , metinleri kısaca medeniyete ölçü olacak eserleri yoktur Türklerin ...
Lakin "ötekiler" ile bir arada yaşama "hoşgörüleri" çok yüksek bir millet olduğundan mütevellit çok güzel medeniyet sentezi yapabilmiş bir millettir Türkler ...
Araptan alfabeyi , anadoludan hamamı , Bizanstan kubbeyi , sayabileceğiniz pek çok şeyi ordan burdan alarak ortaya dönemlerinin en güzel medeniyetini inşa etmişlerdir ...
Dikkat edin "kurucu unsur" değillerdir , Medeniyet sahibi değillerdir demiyorum ...
Öteki ile olan ilişkilerinden dolayı - ki benim gözümde bir meziyettir bu - yıkılması bile 400 yıl sürecek bir devlet kurmuşlardır ...
Ki bu devletin omurgasında dahi hep ötekini barındırmışlardır ...
Said Halim paşa vakti zamanında Avrupa devlet başkanlarına mektup yazar ...
Mektubunda derki Ey Avrupa Osmanlıyı yıkmaya niyetlisiniz , ama dikkat edin bunu yaptıgınız anda bu toprakları kaosa sürüklersiniz ve bunca milleti bir arada tutacak başka bir devlet yoktur ...
Başınıza bela alırsınız , bu çoğrafyadaki yangın sizide bulacaktır ...
Mubalaga yok adam bunu 1900 lein başında söylüyor ve elimizde belgeleri var ...
İşte bunu yapabilen güçtür Devlet ...
Güçlü devlet böyle olunur ..
Tıpkı bugün nufusunun % 40 a yakını gayriamerikan olan ABD gibi ...
Tüm bunların konu ile alakası nedir ?
Elbette ittihatcıların bu topluma , hatta bu ümmete attığı en büyük kazık olan " ulus devlet" söylemiyle alakalı ...
"ulus devlet " söylemi kendince bir bütün tarif etmiştir ...
Bu bütün bu toprakların "bütün" anlayışından çok uzak , ulus devletin sınırlarını temsil eder ...
Ve bütünü tanımlayan aynı zamanda TC resmi ideolojisi olan bu söylem bize bölücüyü de tanımlamaktadır ...
Nasıl sa "bütün" zokasını yuttuk , "bölücü" zokası çok çok kolay bir hamle artık ...
Lütfen rica ediyorum "bölücü" koruyan kollayan konumuna itmeyin ...
Yapmaya çalıştıgım o degil , o kadar çok etiket yedim ki konuşmak bazen zor geliyor ...
Derdim bölücü ile değil , derdim "bütün" kavramının "ulus devletin" yutulması durumunda ortaya otomatik olarak çıkacak kavramın "bölücü" oldugudur ...
Veya şöyle diyelim ...
bölücülüğün bitmesini istiyor isek , bütün kavramımızın düşünülmesi gerekmektedir ...
Bütün kavramını dogru inşaa edersek , "ulus devletten" ümmete evrilirsek ...
Tek tip dinden, bayraktan , dilden , kendimizi kurtarırsak , sınırlarımızı gönlümüzün attıgı yerde görürsek zaten bölücüye hayat hakkı vermeyeceğiz ...
Barınacak bir "bütün" bataklığı olmayacak ...
Tek tip din dayatmasının en güzel örneğini de bu forumda yaşıyoruz :)
asla bir araya gelemeyecek müslüman kardeşleri temaşa etmek zor degil değil mi ...
Tek dil de aynı etkiyi yapar, tek tip sembolizmde , tek tip ideolojide , tek tip dinde ...
Umarım biraz olsun derdimi anlatabilmişimdir ...
Gene devam ederim inş.
Tek tip sövgüye maruz kalmazsam :)
 
Üst