BBP'ye FETÖ Operasyonu

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Bugün cereyan eden hadiseler, Gülen Cemaati ile ilgili bir gerçeği daha su yüzüne çıkardı.

Büyük fotoğrafı görmek için bu yapınınsiyasetalanında nasıl bir plan, hedef ve taktikler geliştirdiğine bakmak gerekir.

Var oluşundan itibaren temel hedefi devleti ele geçirmek olan Gülen grubu, maslahatı gereği taktiksel olarak bir süre Ak Parti ile iyi geçinmeyi tercih etmiş, ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a istedikleri gibi nüfuz edemeyeceğini anlar anlamaz ise onu ve partisinial aşağı edip iktidardan devirmek için uluslararası güçlerle işbirliği de yaparak büyük bir oyun planı kurgulamıştır.

Bu “oyun planı”, devlet içi etkinlik, kadrolaşma, ekonomik büyüme, örgütsel yapıyı derinleştirme, uluslararası etkinlik/meşruiyet vs. birçok diğer unsuru barındırmakla birlikte, muhafazakâr-sağ seçmene hitap edebilecek alternatif partilerin oluşumunu da gerekli kılmakta ve Başbakan Erdoğan’a karşı bir saldırı kampanyası başlattıklarında oyların akabileceği başka bir alana ihtiyaç duymaktaydı. Bir süre Numan Kurtulmuş gibi isimlere yönelerek alternatifler üretmeye çalıştılarsa da aradıklarını bulamayınca, Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadetini fırsat bilip Büyük Birlik Partisi’ne yöneldiler.

Milliyetçi ve aktivist gençlerin yoğun bir şekilde toplandığı bu partiye yönelik harici operasyonlar uzun bir süredir aslında sürüyordu. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu da bunun farkındalığı ile partinin içindeki gençlerin kullanılmasından korkuyordu.

Hele ki Hrant Dink’in öldürülmesinde partili bazı gençlerin adının karışması, bu korkuyu iyice artırmıştı. Yazıcıoğlu, “Bizim tarlayı sürmüşler haberimiz olmadan”derken, bugün Cemaat müntesibi olduğu herkesçe bilinen Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, Trabzon Emniyet Müdürü olduğu dönemde, cinayetin azmettiricisi Erhan Tuncel'i yardımcı istihbarat elemanı yapmış olduğunun ortaya çıkması, Cemaatin operasyonel birimlerinin daha o dönemlerde Parti içinde çalışmalara başladıklarını da deşifre etmiş oldu.:clap2:

Aslında, Cemaat, tamamen kendi kontrolünde olan ‘Emniyet İstihbarat’ vasıtasıyla, istediği anda Hrant Dink cinayetini BBP’ye havale etme gücünü elinde tutarak BBP’yi bir nevi avcunun içine almayı başarıyordu.:clap2:

Ancak, Muhsin Yazıcıoğlu, karşısındaki bu odağı tam olarak bilemese de bununla mücadele etmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Yakın arkadaşları bunun tanığıdır.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun 2009 yılında şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmesi ile onun en yakın dava arkadaşı olan Yalçın Topçu bayrağı devralarak muhafazakar-milliyetçi hareketin lideri oldu.

Topçu da Yazıcıoğlu gibi partinin Türkiye’nin çıkarlarını önceleyen politikalarını sürdürünce, Gülen Cemaati’nin hedefi olmaya başladı.

Özellikle İHH Başkanı Bülent Yıldırım ile yaptığı bir özel görüşmede Mavi Marmara Gemisi’ne bizzat binerek Gazze’ye gitme talebini dile getirmesi ve İHH’yı sonuna kadar desteklemesi O’nu Cemaat’in kara listesine girmesini sağladı. :clap2:

Cemaat, BBP’den sorumlu bir “Abi” atadı ve operasyonel bir birim oluşturuldu.

Topçu aleyhinde birçok propaganda yapılarak yıpratıldı, milli değerler çerçevesinde olumlu gördüğü hükümet politikalarını destekleyen, Çözüm Süreci ve demokratik açılımın arkasında duran Topçu’yu, BBP’yi Ak Parti’nin arka bahçesi haline getirmekle itham ederek yıpratıp etkisizleştirmeye çalıştılar.:clap2:

Gülen Cemaati’nin süreç içerisinde partiyi mali olarak destekleyen bölge abileri, il başkanlıklarında ve ilçe teşkilatlarında gittikçe etkili olmaya başlarlarken, partinin delegelerine de ciddi anlamda nüfuz ettiler.

Böyle bir ortamda Mustafa Destici, 03 Temmuz 2011 yılında 4. Olağanüstü kurultayda Büyük Birlik Partisi genel başkanlığına seçildi.
Destici’nin Başkanlığı ile birlikte Cemaat’in BBP içindeki faaliyetleri de iyice artmaya başladı.:clap2:

Ellerindeki finansal gücün yardımı ile partinin kilit noktalarını adım adım kuşattılar. MKYK’da ve birçok önemli ilin teşkilatında etkin bir güce kavuştular. BBP artık zamanı geldiğinde kullanılabilecek bir kıvama/noktaya gelmişti.

17 ve 25 Aralık operasyonları ile Başbakan Erdoğan ve Ak Parti hükümetini devirme operasyonunu başlattıklarında ise BBP’yi sahaya sürme vaktinin geldiğini düşündüler.

BBP’nin Ak Parti’ye zarar vereceklerini düşündükleri “Yolsuzluk, Suikast ve Açılım” stratejisi adını verdikleri bir üçgende seçim kampanyası başlattırdılar, Ak Parti’nin muhafazakâr kesiminden belli bir ölçüde oy kaydırmayı hedeflediler.

Ankara, Sivas ve BBP’nin oy ağırlığı olduğu bazı illerde Ak Partiye zarar verecek bazı gizli seçim ittifaklarının içine soktular. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda CHP’nin adayı Mansur Yavaş’ı destekleme kararı aldırttılar.

Mehmet Baransu ve Radikal’den cemaat irtibatlı bazı muhabirler aracılığı ile Mustafa Destici’yi Ankara’da sık sık ziyaret edip ardından Taraf ve Radikal gazetelerinde eş güdümlü operasyonel manşetler atılmasına yarayacak demeçler vermesini sağladılar. Milli İstihbarat Teşkilatı’nı hedefe koydurttular. Destici’yi daha bir iki yıl önce Uludere’ye dair açıklamaları ile yüzde yüz ayrışan bir dil kullanmaya ve söylem geliştirmeye zorladılar.

Örneğin, 2011 genel seçim konuşmalarında “hükümet kimle işbirliği yapıyor? Dün 'terörist' dedikleri, dün idam etmekten bahsettikleri, dokunulmazlıklarını kaldırmaktan bahsettikleri, dünün paralel devleti olarak iddia ettikleri KCK'lılarla, PKK'lılarla onların siyasi sözcüleri ile işbirliği yapıyorlar. Milletimizin bunları çok iyi bilmesi ve değerlendirmesi lazım." diyordu. Sonra ne olduysa (olan belli, “abi” devreye girmişti.)

Radikal’in birinci sayfasını tamamen ayırdığı haberde Destici’ye “PKK’lı dahi olsalar vurulmamalıydılar” dedirtirken, Taraf’ta ise aynı gün Baransu haberinde Uludere’de 34 köylünün bombalanmasına yol açan MİT’in TSK’ya gönderdiği raporları, Taraf ele geçirdi. Raporların ulaşmasından sonra TSK’yı telefonla arayan MİT’çi, Fehman Hüseyin’in hudut hattını geçtiğini söyledi. Bunun üzerine F16’lar köylüleri bombaladı” şeklinde haberini yayınladılar.

Aslında şunun altını çizmemiz gerekiyor. Cemaat için elbette BBP bir iktidar alternatifi değil ve alacağı oy da bu anlamda direk olarak önem arz etmiyor. Ancak, BBP’yi Cemaat adına anlamlı kılan Ak Parti’den oyların belli bir ölçüde de olsa akabileceği sağ-muhafazakar bir alternatif partinin olması. Kimin kazanacağı önemli değil, önemli olan kimin kaybedeceği.
Cemaat için bu bir taktik.

Ak Parti’yi koalisyona itebilecek her durum, onlar için zafer olacak ve ellerinde bulundurdukları bürokratik gücü tahkim etmeye yarayacaktır.

Zayıf siyasi aktörlerin bürokratik vesayet tarafından daha rahat yönetildiğini yakın dönemde yaşayarak gördük. Cemaat de bütün planlarını, sivil siyasetin zayıf olduğu, bürokratik etkinliğin arttığı bir ortamın oluşması yönünde icra ediyor.

Cemaat’in BBP operasyonu da düşman olarak gördükleri Başbakan ve Ak Parti’yi zayıflatmaya yöneliktir.

Hakkı Görür

Ak Parti'nin oyları azalacak diye bekliyorlar. Fitneleri bacaklarına dolanacak ve olanları anlayan Türk halkı ödünç oy ile Ak Parti'yi destekleyerek bu fitnecilere şamarı indirecek. Cumhuriyet mitinklerinde kimler birleşmediki, ne oldu? Sandıkta sille tokat edilip hapsi boyladılar.
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
BBP, Cemaat ile işbirliği mi yapıyor?

Türkiye öyle bir süreçten geçiyor ki, sapla samanı birbirinden ayırabilme gibi bir durum için umut şimdilik uzak gözüküyor.

17 Aralık tarihinde başlayan gelişmelerin amaçlarından birinin de seçim endeksli olduğu dile getiriliyor ve bu manada birçok teori öne sürülüyor.
Bunlardan biri de Cemaat’in seçimlerde BBP’yi destekleyeceği yönünde.
AK Parti'den istifa eden vekiller BBP yolunda” haberleri üzerine ise BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, bir görüşme yapıldığını doğruladı.

Destici’nin erken seçimden bahsetmesi dikkat çekerken “AK Parti’den de MHP’den de istifa eden arkadaşlarla görüşüyoruz, hepsini de BBP'de görmek isteriz" sözleri ise ilginçti.
Buraya kadar ki kısmı için siyasette herşey olabilir denilebilir.

Ancak herşey bundan sonra başlıyor.

Twitter’da “Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu yaşasaydı, sivil iktidarı farklı yollarla devirmek isteyenlerle görüşmezdi!” şeklinde şahsi bir görüş belirttikten sonra kendini BBP’li olarak gören bazı şahısların öyle çirkin hakaretlerine maruz kaldım ki, akıl alır gibi değil.

Öncelikle belirtmeliyim ki, camia içerisinde beni tanıyanlar tanır ve bilir. Rahmetli Yazıcıoğlu ile diyaloğumuzun ne şekilde olduğunu da şahittir.
Muhsin Başkan’ın adını ağzına alma” deme cüretini gösterenlere bu nedenle tek bir sözüm olacak.
Siz, Yazıcıoğlu’nu hiç tanımamışsınız!

Şimdi bu gerçekten yola çıkarak BBP camiası içerisinde karşılıklı konuşmanın ve tartışmanın nasıl olacağını bilebilecek isimlere merak ettiğim birkaç soruyu sormak istiyorum;
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun şu süreçte yaşananlar ile ilgili hükümete karşı bir duruş sergileyeceğine gerçekten inanıyor musunuz?

Yazıcıoğlu bu tablo karşısında “Evet yolsuzlukların üzerine gidilsin ama bir iktidarı yasadışı girişimler ile köşeye sıkıştırmak bize yakışmaz” demez miydi?:clap2:

Rahmetli Yazıcıoğlu, Hrant Dink cinayetinden sonra parti içindeki gençlerin kullanılmasından endişe etmekle birlikte bu cinayeti BBP’nin üzerine yıkabilecekleri sinyallerini aldığı için bunu yapmak isteyenlere karşı mücadele başlatmamış mıydı?:clap2:

Bu mücadeleye şahit olan arkadaşları ne zaman konuşacak?
Muhsin Yazıcıoğlu’nun 2009 yılında şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmesinin ardından partinin başına geçen Yalçın Topçu, BBP’yi AK Parti’nin arka bahçesi haline getirdiği suçlaması ile kimler tarafından hedef haline getirildi?

Gülen Cemaati’nin bölge ağabeylerinin, Topçu’nun gidişinden sonra partiyi mali olarak desteklediği ve Mustafa Destici’nin Genel Başkan olması ile birlikte Cemaat’in parti içerisinde etkinliklerini arttırdığı iddiaları ne kadar gerçekçi?

Destici’nin Mehmet Baransu ve Radikal’den cemaat irtibatlı bazı muhabirler ile sık sık görüştüğü söylemleri nereye konulmalı?

Birkaç yıl önce Hakan Şükür’ün Sivas’a giderek belediye yetkilileriyle biraraya geldiği, sonrasında ise Başkan Doğan Ürgüp’ün Pensilvanya’ya ziyarette bulunarak Fethullah Gülen ile bir görüşme yaptığı doğru mu?
O günlerde Sivas ile birlikte 3 ilde Terzioğlu Konağı ile ilgili düzenlenen operasyon kapsamında belediyede görev yapan ve tutuklanan bazı personelin Şükür’ün bu ziyaretinden hemen sonra serbest bırakılması bir tesadüf mü?

Hiçbir suçlama da yada şahsi bir iddia da bulunmuyorum. Sadece kamuoyunda konuşulan ve merak edilen soruları sizlere yöneltiyorum.
Ama rahmetli Yazıcıoğlu’nun Genel Başkanı olduğu BBP ile şu anki BBP arasında çok fark olduğuna kesinlikle inanıyorum.
Her şeyden önce üslup farkı…

Bir zamanlar Numan Kurtulmuş ile yakınlık kurup istediği yönde bir gelişme olmayınca farklı siyasilere yönelen Cemaat bugün başka yarın bambaşka partiler ile de yakınlaşabilir.

Netice de siyaset, siyasiler için her zaman kaygan bir zemin olmuştur.
Aslında üzerinde en çok düşünülmesi gereken Muhsin Başkan’a duyulan partiler üstü sevginin sebebinin ne olduğudur.

Toplumun büyük bir kesiminin ölümünün ardından gözyaşı döktüğü Yazıcıoğlu’na duyulan güven ise “Şu üç günlük dünya için fırıldak olmaya gerek yok” sözlerinde gizli!:clap2:

Arzu Erdoğral
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Murat MIZRAK‏@MuratMIZRAK35 dk.

@GizliArsiv Yazıcıoğlunu helikopteri Mad-Air ndi. Madair de Esas holdinge bağlıdır. Esas holding Sabancılarındır bilgi yanlış değil yanii

GİZLİ ARŞİV‏@GizliArsiv47 dk.

MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN DÜŞEN HELİKOPTERİNİN SAHİBİ KİM?GÜLEN’E BİAT EDEN ALİ SABANCI !


GİZLİ ARŞİV‏@GizliArsiv37 dk.

Alperenlerden Surekli RAHATSIZ OLAN VE SÜREKLİ FARKLI AÇIKLAMALARLA TEPKİ GÖSTEREN ERTUĞRUL GÜNAY,REİSİN PARTİSİNE KATILACAK-ALINACAK

GİZLİ ARŞİV‏@GizliArsiv40 dk.

ALPEREN’LERE ‘YARATIK’ DİYENYAZICIOĞLU’NUN TACEDDİN DERGAHINA DEFNEDİLMESNE KARŞI ÇIKAN KİM?BBPye geçeceği söylenen GÜLENci ERTUĞRUL GÜNAY

 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Cemaat'in örtülü operasyonları: Kod Adı BBP -2

Türkiye’de gündem çok çabuk değişirken, Gülen cemaatinin siyasete yön verme çabaları yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne gelen raporları gördükçe söylemlerinin sertleştirmesinden anlıyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti uluslar arası bağlantıları da olan ülke politikalarını dizayn etmek isteyen dini motifli bir örgütle karşı karşıyadır.

Bu paralel örgütün Ak Parti’yi ele geçirme çabaları, Başbakan’ın büyük oyun planını görmesiyle deşifre olmuştur. :clap2:

Örgütün siyasi
hedef kitlesi olan muhafazakâr-sağ seçmenin ikinci partisi olarak görülen ve kurulduğu günden itibaren dirsek temasında olunan Büyük Birlik Partisi hedef seçilmiştir.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun şahadetinin
Büyük Birlik Partisindebüyük bir kırılma yaşanacağını bekleyenler, Yalçın Topçu’nun partiyi ayakta tutup yeniden kenetlenmesini sağlamasının ardından partiye operasyona başlamışlardır.

Paralel yapının medya ayağında yer alan bazı kuruluşlar Muhsin Yazıcıoğlu’nun cemaate çok yakın olduğunu iddia etseler de durum hiç de öyle değildir.

Yazıcıoğlu fıtratı gereği Türk İslam davası adına
güzel şeyler yapan her organizasyonda olmuş hatta cemaatin Türkçe Olimpiyatlarını ve cemaatin ticari işlerinde aracılık yapan Türk okullarını bile Türkçeye yaptığı katkılardan dolayı bizzat desteklemiştir.

Ancak hiçbir zaman cemaatin “hizmet eri” olmamıştır. Cemaatten emir alarak
politika yapmamıştır. Hatta yeri geldiğinde Cemaatin “dinler arası diyalog” denen projesine şiddetle karşı çıkmıştır.

Örnek verecek olursak
Gülen Cemaati’nin kurduğu “Diyalog Avrasya Platformu” (DAP) 07.04.2006 tarihindeAntalya da ki toplantısına davet edilen Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, dinler arası diyalog projesine karşı olduğundan ve Amerika’nın oyununa alet olmak istemediğinden toplantıya katılmamış ve yakın dostlarına bu tarz organizasyonlar İslam’ın özüne zarar verdiğini söylemiştir.

Yakın çevresinin bildiği üzere Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Nakşibendi'dir. Hatta son görüşmesinde İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'na "İki aydır beni çok sıkı takibe aldılar. Ölürsem beni siz yıkatın" diye vasiyette bulunmuştur.

Nakşibendi tarikatının kollarından olan İsmailağa cemaatine mensup "Abdullah Hoca"nın cemaate yaptığı sohbette Muhsin Yazıcıoğlu’nun İsmailağa Cemaatine bağlı biri olduğunu ve İstanbul’a her geldiğinde dergahı
ziyaretinden bahsetmiştir.

Yazıcıoğlu’nun gönül bağıyla bağlandığı İsmailağa Cemaati de, devletin kurumlarına sızmış bu paralel yapının hedefi olmuştur.

2011 seçimlerden önce “diyalogcuların oyununa gelmeyin” çağrısı yapan İsmailağa cemaatinin önde gelenlerinden olan Cübbeli Ahmet Hoca seçimlerden hemen sonra kendisine kurulan bir komplo sonucu hapse atılmıştır. Şunun altını çizmek gerekiyor bu bir komploydu. Cübbeli Ahmet Hoca simgeydi, hedefte Nakşibendîler vardı. Niye? Çünkü cemaat Türkiye’de “tek” olmak istiyor.:clap2:

Türk Siyasetinin, sosyal desteğe dayalı siyasal iradesini, elinde bulundurduğu bürokratik ayrıcalıklara sığınarak gasp etmeye çalışan bu paralel yapılanma, bürokrasideki elemanları aracılığıyla (Polis, Yargı, TSK) BBP politikalarına müdahil olmuştur.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun şahadet sürecinde bazı Vali ve Emniyet Müdürlerinin yanlış yönlendirmeleriyle arama ve kurtarma çalışmaları aksamış, üstelik bu bürokratlar yaptıkların dan dolayı paralel yapının desteğiyle görevlerinde yükselmişlerdir. Dönemin Kayseri Valisinin Danıştay üyeliğine kadar yükselmesi bunun somut örneğidir.

Tarih 31 Mayıs 2010 gösterdiğinde İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargoyu delmek ve Gazze halkının temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yola çıkan Mavi Marmara yardım gemlisine İsrail deniz komandoları tarafından yapılan saldırıda 9 Türk vatandaşı şehit edildi. Hemen akabinde F. Gülen "İsrail'in onayı olmadan hareket etmek, otoriteye başkaldırıdır" dedi.

İsrail’in saldırıda bulunduğu Mavi Marmara yardım gemisinde BBP’yi temsilen bulunan BBP Genel Başkan Başdanışmanı Eyüp Gökhan Özekin bu paralel yapının diğer kurbanlarından biridir.

Alperen Ocakları Genel Başkanlığı ve BBP’ de Muhsin Yazıcıoğlu’nun Genel Başkan Baş Müşavirliği görevi ve daha sonra Yalçın Topçu’nun Başdanışmanı görevlerinde bulunmuştur. Özekin 2010 yılında “İsrail’in İran ve Suriye gibi bir teröre destek metodu izlemeyip direk terör devleti olduğunu savunup ve parti bildirgesine yazdırmak isteyince” o günün Genel Sekreteri Mustafa Destici tarafından partide istenmeyen adam olarak fişlenmiş ve partiden istifa etmiştir.

"İSRÂ" felsefesiyle yola çıkan Müslüman İHH insanı yardım derneğini üyeleri yanlarına farklı din ve ırklar dan onlarca insanı da yanlarına alarak "uluslararası hukuk" içinde kalarak yapmayı planladıkları insanı yardıma yapılan "kalleşçe, insanlık dışı" saldırıyı kınamak İnsanlık gereği değil midir? İşte bu paralel yapının şekillendirmek istediği adalet anlayışı budur; şiddeti uygulayanı değil maruz kalanı karalamaktır.

BBP’nin bu paralel yapının kontrolü altına girmesini destekleyen diğer bir iddia ya göre; Yavuz Ağıralioğlu BBP seçimlerinde aday olduğunda ekibine yönelik olarak kendisinin İBDA'cı olduğu ve çevresinin ise Ergenekonculardan oluşan bir yapıyı temsil ettiği iddia edilmiştir. Ağıralioğlu’ na göre; Fethullah Gülen'e yakınlığı ve sempatisiyle mümeyyiz vasıf kazanan Remzi Çayır ve Mustafa Destici bu iftiraların planlayıcısıdır. Ağıralioğlu BBP içindeki bu yapıyı şöyle tanımlıyor;“ Otoritesever Gülen zihniyeti diye tercüme edebileceğimiz hakikatleri yalan ve dolanla bulandırıp profesyonel iftira dehası marifetiyle iş görme zihniyetidir.”

Fethullah Gülen, BBC ye verdiği röportajda ilginç bir tespitte bulunuyor ve diyor ki; “Oy vermenin dışında da bizim hiçbir siyasi partiyle alakamız olmadı. Böyle derken belki sempati duyan iki tane insan, kendileri istemişlerdir de iki tane insan girmiştir o partinin içine. Yoksa başka kişiler de yönlendirilebilir.”Tabi durum bu kadar da basit değildir. Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, M. Fethullah Gülen Hocaefendi ve sevenlerinin bu güne kadar kendilerine dua olarak destek verdiklerini ancak bundan sonra hem dua hem de fiili olarak destek umut ettiklerini söyleyerek, cemaat “abi”lerini partiye davet etmesiyle birlikte cemaat BBP siyaseti dizayn etmeye başlamıştır.

Cemaatin BBP üzerindeki siyasal planlarını, Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Ankara temsilciliği üzerinden planladığı, Ak Parti eski milletvekilleri ile girişilen pazarlıklarda aracılık yaptığı iddiaları BBP tabanında ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Türk Milliyetçilerinden bahsederken “Tiksinç” bulduğunu ifade eden F. Gülen’ in bölge “abi” lerinin BBP gibi milli mukaddesatçı bir partiyi ele geçirerek, perde arkasından yapmayı planladığı Türk Siyasetini dizayn çabaları Muhsin Yazıcıoğlu’nun karakterinden uzaklaşan bir parti görüntüsü vermektedir.

Nihai amaç Ak Parti’yi koalisyona itebilecek her durum, Cemaat ve ABD deki “paralel başbakanları” için büyük başarı olacak ve ellerinde bulundurdukları bürokratik paralel yapıyı daha da güçlendirecektir.

HABER10

Geziciler gibi nal toplayacaksınız. Milletin desteği ve DUALARI BAŞBAKAN'IN YANINDA OLDUĞU SÜRECE HEEEEP YENİLECEKSİNİZ.
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
BBP'de şok istifa

BBP eski genel başkanı Yalçın Topçu,BBP'den istifa etti.
Gerekçe olarak ise 17 Aralık Operasyonu sonrası BBP'nin duruşunu gösterdi.
Yalçın Topçu istifasını şu sözlerle duyurdu:

"Kuruluşundan bu yana çatısı altında bulunduğum partimde, partikurucusu, kurucuAnkara İl Başkanlığı, Başkanlık Divanı Üyeliği, Genel Sekreterlik ve Genel Başkanlık görevlerinde bulundum.
Aldığım, atandığım ve seçildiğim her görevde partimin ve davamın emrinde yoğun gayret gösterdiğimi düşünüyorum. Siyasetimi ilkeler üzerinden, devletin ve milletin bekasını önceleyen bir anlayışla devam ettirdim.

Özellikle son zamanlarda vefanın, dostluğun devleti ebed, milleti esas alan anlayışın hiçe sayıldığı bir siyaset biçimini de tasvip etmiyorum.

Kamuoyunun bildiği gibi 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri öncesi 'şayet yüzde 10 oy alamazsam genel başkanlık görevinden istifa ederim' diye deklare ederek seçim sonuçlarının açıklandığı gece; ilkelerime, partime ve de milletime olan sorumluluğun gereğini yerine getirerek istifa ettim. İstifa etmenin de bir erdem olduğuna vurgu yapmaya çalıştım.

Bugün gelinen siyasi atmosferde milli irade ve demokratik usullerin rafa kaldırıldığı, herkesin bel altı vuruş yaptığı bir ilkesizlik ortamınıbüyük bir hayal kırıklığı ve üzüntü içinde takip ediyorum.

Özellikle son zamanlarda vefanın, dostluğun devleti ebed, milleti esas alan anlayışın hiçe sayıldığı bir siyaset biçimini de tasvip etmiyorum. Bu sebeplerle Büyük Birlik Partisiyönetimi siyasi birlikteliğimin sona erdiğini beyan ediyor, Büyük Birlik Partisi üyeliğinden istifa ediyorum. Kamuoyunun ilgisi ve takdirine arz ederim."

haber10
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Topçu, “Bana teklif edilenler size teklif edilse dininizi değiştirirdiniz” dedi
 

ebkem

Baş Yücelik
Katılım
3 Ara 2011
Mesajlar
3,128
Tepkime puanı
321
Puanları
0
bu adamı ben yakından tanırım hayatı yalakalıkla geçti hem vallahi hem billahi ..
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Topçu, “Bana teklif edilenler size teklif edilse dininizi değiştirirdiniz” dedi

Söylenenler iftira olabilir. Gaybı Allah cc bilir.

Ancak Yalçın Topçu yiğit ise çıkıp o teklifleri kim yaptı söylemeli.

BBP üzerindeki entrikaları bir bir anlatmalıdır.

Yiğit adamın yoldaşına, yiğitlik düşer...

Gariptir ki "Alp-Eren" tasavvuf mektebinde yetişmiş savaşçılardır.

Gariptir ki günümüzde altın nesil çocukları tassavvufçuları fişliyorlar !
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Destici'nin bir açıklaması var haber ajanslarında...

Hükumete "Doğanbey'de Türkmen katliamı yaşanıyor...Bunun sorumlusu hükumettir..." şeklinde açıklama yapıyor...

Öte yandan paralel yapının Türkmenlere götürülen yardımlara operasyon çekmesine "Tık" demediği gibi 17 aralıktan bu güne yapının her işine sahipleniyor...

Ya merhum Yazıcıoğlu'nun dediği gibi BBP'nin tarlasını tepeden tırnağa sürmüşler...Ya da Sn. Destici milletle kafa buluyor?...
 

gunduzalp

Kısıtlı Erişim
Kısıtlı Erişim
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
2,954
Tepkime puanı
33
Puanları
0
AKP'den ayrılanlar BBP'ye gecseler guzel olur. Gerçi secimler sonrası oluşumların düşünüldüğü netleşti gibi. Secim öncesi düşük bir ihtimal. AKP'de içeriden çıkaracağı Tuncay Özkan, Veli Küçük, Doğu Perinçek ile paydaş olsun :)
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Söylenenler iftira olabilir. Gaybı Allah cc bilir.

Ancak Yalçın Topçu yiğit ise çıkıp o teklifleri kim yaptı söylemeli.

BBP üzerindeki entrikaları bir bir anlatmalıdır.

Yiğit adamın yoldaşına, yiğitlik düşer...

Gariptir ki "Alp-Eren" tasavvuf mektebinde yetişmiş savaşçılardır.

Gariptir ki günümüzde altın nesil çocukları tassavvufçuları fişliyorlar !

Evet .Topçu madem istifa etti açıklamalı olanları.
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Destici'nin bir açıklaması var haber ajanslarında...

Hükumete "Doğanbey'de Türkmen katliamı yaşanıyor...Bunun sorumlusu hükumettir..." şeklinde açıklama yapıyor...

Öte yandan paralel yapının Türkmenlere götürülen yardımlara operasyon çekmesine "Tık" demediği gibi 17 aralıktan bu güne yapının her işine sahipleniyor...

Ya merhum Yazıcıoğlu'nun dediği gibi BBP'nin tarlasını tepeden tırnağa sürmüşler...Ya da Sn. Destici milletle kafa buluyor?...

Yazıcıoğlı'nun ölümü tüm bu olanlardan sonra yeni bir anlam kazanıyor.
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Evet .Topçu madem istifa etti açıklamalı olanları.

Rahmetli Muhsin Başkan BBP'yi kurarken Menzil'e, Rahmetli Seyda Muhammed Raşid Hazretlerine (k.s.) gider.

Mübarek (k.s.), "birliğinizi dirliğinizi bozacak insanları içinizde barındırmayın" şeklinde nasihat eder.

Bunun üzerine partinin adını Büyük Birlik Partisi koyarlar. Nasihati uzundur, imzamdaki blokta röportajın tamamı var, bakabilirsiniz.
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
AKP'den ayrılanlar BBP'ye gecseler guzel olur. Gerçi secimler sonrası oluşumların düşünüldüğü netleşti gibi. Secim öncesi düşük bir ihtimal. AKP'de içeriden çıkaracağı Tuncay Özkan, Veli Küçük, Doğu Perinçek ile paydaş olsun :)

Ama onlar sanırım tansiyonu ölçülürken kollarını sıvıyorlar. Ahmak adamlar, düşük seviyeli insanlar.

Hiç tansiyon ölçülürken kol mu sıvanır yav ?
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
O ona geçsin bu buna geçsin değil mesele...Mesele devlet meselesi...50 yıl geçse nafile...

Ne milletvekiline güven olur...Ne bürokratına...Hele halk(çoğunluğu) İşçi partisini iktidar yapar yine de bu yapının partisine rey vermez...
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
O ona geçsin bu buna geçsin değil mesele...Mesele devlet meselesi...50 yıl geçse nafile...

Ne milletvekiline güven olur...Ne bürokratına...Hele halk(çoğunluğu) İşçi partisini iktidar yapar yine de bu yapının partisine rey vermez...

Çevremde bir çok kişi bunlar Ergenekon'dan bile tehlikeli demeye başladı.
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Ama onlar sanırım tansiyonu ölçülürken kollarını sıvıyorlar. Ahmak adamlar, düşük seviyeli insanlar.

Hiç tansiyon ölçülürken kol mu sıvanır yav ?

Yan komşunun tansiyonunu duvardan bile ölçebiliyorlarmış diye dalga geçiyordu sosyal medyada geçen gün birisi:)))
 

gunduzalp

Kısıtlı Erişim
Kısıtlı Erişim
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
2,954
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Ama onlar sanırım tansiyonu ölçülürken kollarını sıvıyorlar. Ahmak adamlar, düşük seviyeli insanlar.

Hiç tansiyon ölçülürken kol mu sıvanır yav ?

Ahmak adamlar kıyafet üzerinden tansiyon ölçülmesinin cok büyük fark olmadığını bilmeyecek kadar cahil ve bunun üzerinden fantezi üretecek kadar da birikimsiz boş kişilerdir. Bunlara hayal sat yeter, yoksa atı alan Üsküdar'ı geçti :)
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Ahmak adamlar kıyafet üzerinden tansiyon ölçülmesinin cok büyük fark olmadığını bilmeyecek kadar cahil ve bunun üzerinden fantezi üretecek kadar da birikimsiz boş kişilerdir. Bunlara hayal sat yeter, yoksa atı alan Üsküdar'ı geçti :)

Bende aynen öyle diyorum.

Cemaat olmasa PKK hortlar diyorlar biliyor musun ?

Cemaat kaç yıldır var - 30

PKK kaç yıldır var - 30

Niye bitmiyor bende anlamıyorum açıkçası.

Tabi Profesörlük makamına kadar yükselmiş insanlar yanlış biliyor, hepsi beyinsiz sürüsü. Zaten sağlık ocağı, hastane, orası burası gibi kuruluşlarda bize sırf fantazi olsun diye kolumuzu sıvayıp serum hortumuyla, yada kemerle sıkıyorlar.

Değilse kaban, mont, gömlek üstünde ceketle de ölçülebildiğini kanaat önderlerimiz ispatlamıştır.
 

gunduzalp

Kısıtlı Erişim
Kısıtlı Erişim
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
2,954
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Ben de kaç kere kıyafet üzerinden ölçüm yaptırdım bunu anlamak için profesörlüğe ne lüzum var? Birsey de bilir gibi laf ederler ya !

Senin tarikatın güneydoğu da o zaman onlarda beceriksiz ve işe yaramıyorlar PKK bu halde ise?

PKK'yı resmi zemine çeken bu hükumetir. Cemaatın suan güneydoğudaki hizmetini devlet de verse bu sorun kalkar, kactane âlim biliyorum Seyyid Taha, Bedreddin Sancar gibi Hocaefendi ile irtibat kurmuş . Sana neyi ispat edeyim ben yahu ?
 
Üst