Şeytanın dünyanın dört bir tarafını gezdiğine delil istemiyorsun ama değil mi? Allah'ın (c.c.) düşmanı iken hem de..
Bu nasıl cevap ne anlatıyorsunuz yahut ne demek istediniz kerametle şeytan arasında nasıl bağlantı kurdunuz
Şeytanın dünyanın dört bir tarafını gezdiğine delil istemiyorsun ama değil mi? Allah'ın (c.c.) düşmanı iken hem de..
Bu nasıl cevap ne anlatıyorsunuz yahut ne demek istediniz kerametle şeytan arasında nasıl bağlantı kurdunuz
Şeytan olağanüstü şeyler yapabiliyor mu sizce? Ya da diğer cin tâifesi?
"Aslolan 'keramet' değil, 'istikamet'tir"
Şeytanın birşey yapabildiği yok.Şeytan olağanüstü şeyler yapabiliyor mu sizce? Ya da diğer cin tâifesi?
odelil isteyen arkadaşa şu soruyu sormadan edemeyecegim...Allahu tealanın varlıgına turnusol kagıdıdı gibi bir delil istiyorum...aksi takdir de inkar edecegim..var mı bir delilin...
"Keramet, mucize gibi Cenab-ı Hakkın fiilidir, hediyesidir, ihsanıdır ve ikramıdır; beşerin fiili değildir. O keramete mazhar olan zat ise, bazan biliyor, bazan bilmiyor, vukuundan sonra bilir. Keramete mazhariyetini kablelvuku bilen ve ikram-ı İlâhîye ihtiyariyle tevfik-i hareket eden kısım, eğer enaniyetten bütün bütün tecerrüd etmişse ve Hazret-i Gavs gibi kudsiyet kesb etmişse, Cenab-ı Hakkın izniyle, o kerametin her tarafını bilerek kendisi sahip çıkar, bilir ve bildirir. Fakat bununla beraber, madem o keramet ikramdır; bütün tafsilatıyla keramet sahibine de meşhud olmak lâzım değildir. Bu sırra binaen, Hazret-i Şeyh, ilâm-ı Rabbanî ve izn-i İlâhî ile bu asrı görmüş ve hizmet-i Kur'âniyenin etrafında bizleri müşahede edip nazar-ı şefkatiyle bakmış. O beş satır, sırf bir keramet ve intak-ı bilhak ve bir ikram-ı İlâhî ve veraset-i Nebeviye itibarıyla zuhur ettiğinden, mucizevârî, kudret-i beşer fevkinde bir şekil almış. Sun'î, irade-i şeyh ile olduğu değildir. Çünkü intaktır. Ruh-u kudsîsi hissetmiş, görmüş. İrade ve ihtiyar yetişemiyor. Akıl ise ruhun harekâtını ihâta edemez. Lisan, ne kadar aklın dekaik-i tasavvuratının tercümesinde âciz ise, ihtiyar dahi ruhun dekaik-ı harekâtının derkinde o derece âcizdir."Evvela mücize ile keramet arasındaki farkı belirtelim çünkü bilmiyorsunuz.Bir ağacın yerinden çıkması ve yürümesi mucizedir çünkü böyle bir olay olamaz fakat bir evliyanın abdest alacağı suyun ısınması keramettir adetullaha muvafık çünkü su ısnabilir fakat ağaç yürümez.
Gelelim sizin verdiğiniz cevaba bu dünyada esbab galibtir ahiretten bahsetmiyoruz ahirette kudret galibtir.
Yani ahiret ile dünyayı birbirine dahil ediyorsunuz.
Dolayısıyle bu dünyada hiç bir adam maddeten bir zerreye sığmaz ruhen deseler ruhun mahiyeti bilinmediğinden muhtemeldir denebiliir yoksa seksen kilo cismi bedenisini kimse bir zerreye sığdıramaz böyle şeylere inanmakta hurafedir.
Bu arada idare edin benim gibi cahil biri keramet ve mucizenin ne manaya geldiğini pek idrak edemez...
Burada esas mesele, içimizdeki bazı aklı evvellerin kendileri gibi düşünmeyen bir kardeşimin bir konu hakkında yazısı olduğunda --Bu Kurnada var mı ?-- diye konuya MAYDANOZ olmalrıdır. Bilindiği gibi , her konunun belki Kurnada geçiyıor ve geçmesi de büyük ihtimalle doğrudur. Ancak, bu çoğu zman müteşabih, rumuzlu, remzli, kinaye veya mecazi bir şekilde olduğundan herkes bunu anlayamaz... Kaldı ki, Kurnada olmayan meseleleri rasulullah (s.a.v.) Efendimiz hayatı boyunca ashabına ve ümmetine izah etmiştir. Hâl böyle olunca artık herhangi bir mesel hakkında --Kuranda var mı ?-- sorusu çok sakil ve dandik kaçıyor. Bu soruyu soranların da iyi niyetinden elbetteki şüphe ediliyor. Meselnin özü kanaatimce budur.
Kendini analiz et.
Sen önce, net adabını öğren de gel beyim ! Muhatabına emir verme yerine yazılanları sindire sindire ve heceleyerek yavaşça oku ve buradakilerin asla yemeyecekelri şeyleri önlerine koyma !..Senin gibierini bz çok gördük buralarda...Şu anda hepsinin yerinde yeller esiyor. Senin de akıbetin büyük bir ihtimalle aynı...
aynı sütunda ben açayım o zamanKonunuzu keramete veya mucizeye bağlayan ben değilim cevap yanlış itiraz etmişiz makul bir açıklama daha gelmedi.