Bayram Ali Öztürk (Rha.) bugün Şehid edildi

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Bayram Ali Öztürk (Rha.) bugün Şehid edildi

Cumartesi, 04 Eylül 2010 04:10





Aşk bedel ister diyordu,bedelini ödedi şehid olarak rabbine döndü.
Fatih Çarşamba'da Kocatepe Mahallesi'nde bulunan İsmailağa Camii'nde emekli imamımız, sabah namazından sonra verdiği sohbette, cemaatin arasına bulunan Mustafa Erdal isimli bir şahsın kalbinin üzerine sapladığı 34 santimlik bıçak darbesiyle katledilmişti. Verilen bilgiye göre, dini sohbette, peygamberlerle evliyalara yönelik saldırılar, kötü muameleler konuşuluyordu.

Osmanlıyı en güzel biçimde temsil eden bu zatın kahpece şehid edilişinin yıldönümünü anarak ruhuna el FATİHA

itibarhaber
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun...
Mevla makamın ala, mekanı cennet eyleye..
bizlere de yolundan gitmeyi nasib eylesin inşaAllah
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Şehit Bayram Ali Öztürk

Fatih'te İsmailağa Camii'nin Alimlerinden emekli imam Şehit Bayram Ali Öztürk, 1952'de Trabzon'nun Of İlçesi'nde doğdu. Çocukluğu Adapazarı'nda geçen Öztürk, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu.

Şehit Bayram Ali Öztürk, 1952'de Trabzon'nun Of İlçesi'nde doğdu. Çocukluğu Adapazarı'nda geçen Bayram Hoca, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Farsça, Arapça, Osmanlıca, İngilizce ve Fransızca bilen Bayram Hoca, hukuk eğitimi de aldı. Büyük İslam alimlerinden İmam Rabbani'nin mektuplarından oluşan 'Mektubat-ı Rabbani' kitabını ezbere bilen ve her pazar sabahı İsmailağa Camii'nde sohbet veren Şehit Bayram Ali Öztürk'ün bir oğlu, iki de kızı bulunuyor.

Bayram Hoca, muhakkik, muttaki bir ilim adamıydı. “Büyük hocalardan” ders okumuştu. Yıllarca Mahmud EfendiHz. Sadreddin Yüksel, Halil Günenç ve Mehmet Savaş gibi kudema bezmine ahirde gelen allamelerin ilim halkalarında bulunmuştu.

Bayram Hoca’nın ibare ve ifade vukûfiyeti ilim ehli tarafından takdirle karşılanırdı. “Kem aletle kemâlât olmayacağını” bilenler, Onda ders okumayı Allah Teala’nın bir ihsanı olarak telakki ederlerdi.

Muhterem Mahmut Efendi Hz.öğrencileri arasında Ona ayrı bir alaka gösterirdi. Yıllarca ders olarak okuttuğu İmam-ı Rabbani Hazretleri’nin “Mektubat”ını okuyup, şerhetme görevini Ona vermişti. Sultan Selim Camii’nde Pazar sabahları, namazdan sonra akdedilen sohbet programının bir bölümünde gür sesi ve geniş müktesebatıyla yıllarca mektupları tercüme ve şerh etti. Bir ara haftanın her günü sabah namazlarından sonra İsmailağa Camii’nde de “Mektubat” dersleri vermişti.

Bayram Hoca, İmam-ı Rabbani Hazretleri’nden bahsederken kendisini, Onun adını ağzına almaya layık görmez, ismini telaffuz etme yerine “Sultan” kelimesini kullanırdı. Mektubat derslerinde zamanla o derece uzmanlaştı ki bir çok hocanın okumaya dahi cesaret edemediği mektupları kürsüde şerhetti. Bu yönü “Mektubatçı Bayram Hoca” diye tanımasına yol açtı.

Bayram Hoca “Mektubat” dışındaki kitapları okutma noktasında da “müşarun bi’l-benan/parmakla gösterilen” bir ilim adamıydı. Zira İstanbul medreselerinde takip edilen klasik eserlerin yanı sıra doğu-batı medreselerinde okutulan bir çok kitabıda okutmaktaydı. Yıllar önce Arapça kitap satan bir dükkanda karşılaştığım bir öğrencisine “hocanız akaitte ne okutuyor?” diye sorduğumda talebesi şöyle demişti: “Said Ramazan el-Buti’nin Kübra’l-yakîniyyâti’l-kevniyye’sini henüz bitirdik, nasip olursa Seyyid Şerif Cürcani’nin Şerhu’l-Mevakıf’ine başlayacağız.” Ne oldu, başladılar mı, başladılarsa ne kadar devam ettiler bilemiyorum. Fakat bildiğim bir şey var ki o da bu devirde Şerhu’l-Mevakıf gibi kitapları okutabilecek hocaların sayısının iki elin parmaklarını geçmeyeceğidir.

Bayram Hoca etraflı bir literatür bilgisine de sahipti. O, neyi, nerede bulabileceklerini araştıran hoca ve öğrencilerin müracaat kaynağıydı. Ömrünü kitaplara vakfeden muasır bir İsmail Saib Sencer’di. Devlet kütüphanelerinin bir çoğundan daha büyük bir kütüphaneye sahipti. Buna rağmen durmaz, sık sık Sultanahmet’teki İrşad Kitapevi’ni ziyaret ederdi. Kitapevinde Onunla birkaç defa karşılaşmıştım. Yeni gelen kitaplara iştiyakla bakar, ilgisini çekenleri bir tarafa ayırırdı. Orada bulunan diğer kitap taliplileri, eserlerle alakalı istifsari sorular sorduklarında sözü alır, kitabın muhtevasından, tab’ eden yayınevlerine kadar ayrıntılı bilgiler verirdi.

Bayram Hoca iyi bir vaiz olmasının yanı sıra tahkik ehli bir ilim adamıydı. Seçiciydi; her bulduğu kitabı okutmaz, her gördüğü meseleyi anlatmazdı. Bu yüzden muhatapları sözlerini senet gibi güvenilir kabul ederdi. Söylenmesi gereken hakikatleri anlatmaktan da çekinmezdi. Bu yüzden son yılları hayli sıkıntılı geçmişti. Takdir belgeleriyle onurlandırılması gerekirken cami cami sürüldü.

Bir gün Fatih’te ikibinden fazla kişinin hazır bulunduğu bir camide teravih öncesinde vaaz ediyordu. O geceki konuşmasında Osmanlı Devleti’nden bahsediyor, Çanakkale başta olmak üzere diğer cephelerde tahakkuk eden Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve selem)in manevi yardımlarını anlatıyordu. Konuşurken ifadeler boğazında düğümleniyor, belli bir süre sonra kendini toparlayıp gür sesiyle “Cemaat! Bu topraklara sahip çıkın!” ifadesini tekrar ediyordu.

Ulemanın kıt olduğu nasibsiz bir asırda yaşadığından omuzlarında büyük sorumluluk taşımaktaydı. Eşine az rastlanır bir ilim ve gönül eriydi. Büyük adamdı. Dünyaya “elveda” derken de büyük adamlar gibi gitti.

Kitapseverler, müşkili olan öğrenciler, vaazlarını takip eden cemaat Bayram Hoca’yı unutamayacak. Daha şimdiden özlediklerini söylüyorlar. “Sultan buyuruyor ki” deyişini, kürsüdeki celalli sesini, müeddep duruşunu, en zor metinleri rahat bir şekilde çözüşünü, siyonizme kafa tutuşunu ve istikametini özleyecekler…

Bayram Hoca etraflı bir literatür bilgisine de sahipti. O, neyi, nerede bulabileceklerini araştıran hoca ve öğrencilerin müracaat kaynağıydı. Ömrünü kitaplara vakfeden muasır bir İsmail Saib Sencer’di. Devlet kütüphanelerinin bir çoğundan daha büyük bir kütüphaneye sahipti. Buna rağmen durmaz, sık sık Sultanahmet’teki İrşad Kitapevi’ni ziyaret ederdi.
İlim Hayinesiydi,son derece mütevazi bir kişiliği vardı.

Onun yokluğu bizler için büyük kayıp, zira onun gibi korkusuzca, göğsünü gere gere şeriat, hakikat diye haykıran osmanlı aşığı nadir bulunur.



Ona,Sohbetlerine, bize verdiği öğütlere sahip çıkalım...
Allah(c.c ) bizi onun Şefaatine nail eylesin.(amin )

Kaynak: İtibarHaber
http://www.islamiyet.gen.tr/news.php?readmore=140
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Allah Teala, sırrını yüksek eylesin. Şefaatlerine nail etsin.
 

MECZUP

Profesör
Katılım
5 Ağu 2010
Mesajlar
887
Tepkime puanı
178
Puanları
0
Konum
Bî mekân..
Rabbim şaadetini kabul eylesin, bizide şefeatlerine nail eylesin inşAllah...

Selam olsun sana eyy Allah'ın sevgili kulu !!! Sen rahat uyu.... :(
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir

Alper...

MarmaranınKralı
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
9,574
Tepkime puanı
452
Puanları
0
Konum
İsLamBol
Web sitesi
cennetsarayi.blogcu.com
Kitap aşığı, Bilmiyorum yerini doldurabilecek bir başka kitap aşkı alim var mıdır şu dünyada...Zannetmiyorum olacağını zira bir hadisde mealen buyuruluyor ki, bir alim öldüğü zaman kıyamete kadar kapanmayacak bir gedik açılır....
 

ensar

Üye
Katılım
18 Eki 2009
Mesajlar
20
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Allah rahmet etsin ve bizleride şefaatlerine nail eylesin.

Bayram Ali Öztürk Hocaefendi'yi,Hz. Ömer'(radıyallahu anh)in şehadetine benzeyen vefat haberiyle tanımış ve uzun zaman etkisinde kalmıştım.

Böyle mubarek zatların sevenlerinin kalblerinde unutulması mümkün değildir.
 

MECZUP

Profesör
Katılım
5 Ağu 2010
Mesajlar
887
Tepkime puanı
178
Puanları
0
Konum
Bî mekân..
Nasıl unuturuz İhvan nasıl unuturuz ! Yarası hala yüreğimizde... Rabbim şefaatine nail eylesin inşAllah:(
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Mevla can-ı gönülden şehadet isteyene nasib ediyor...
Mevla şefaatlerine nail olmayı nasib eylesin...
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Sehl İbni Huneyf radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah Taâlâ'dan bütün kalbiyle şehitlik dileyen bir kimse, yatağında ölse bile, Allah ona şehitlik mertebesine ulaştırır."
Müslim, İmâre 157. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd 36; İbni Mâce, Cihâd 15
 
Üst