Başörtü yazıları

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
İNSAN FARZI KENDİ İÇTİHADIYLA BIRAKMAZ
Evet, dostlar bu aralar çok muzdaripim. Elim kalem tutmuyor. Ama bugün tutmalı. Yazmalı. Dokunmalı kâğıda sonra usulca dokunmalı kâğıda. Sert olmamalı kızmamalı kimseye. Emribilmaruf için yapmalı. Kraldan fazla kralcı davrananlara cevap vermeli bu kalem! Bu kalem yazmalı cevabını vebal üzerinde kalmamalı.
Evet, mustaribim demiştim. Bir fikir var beni mahvediyor. Ateistlerin fikri beni bu kadar mahvetmez. Zaten rızasıyla zarar girene acınmaz diye söz var. Onlara o yüzden acımıyorum. Ama bazı insanlar görüyorum ki’ İnsan fıtraten mükerrer olduğundan, hakkı arıyor. Bazen batıl eline gelir; hak zannederek koynunda saklar. Hakikati kazarken, ihtiyarsız, dalâlet başına düşer; hakikat zannederek kafasına giydiriyor.Sözüne masadak olanları görüyorum.
Mektuba | Hakikat Çekirdekleri | 455’
Evet, bu kadar merak yeter. Konuya gelelim. Evet, bu aralar çok üzülüyorum.’Allah için yapıyorum’sözü beni kahrediyor. Kardeşim tamam açıyorsun deki’’Doğru değil ama ben hizmet te ediyorum’Haydi öyle desen neyse. Açıyorsun beni ilgilendirmez diyeceğim. Ama vazgeçiyorum. Beni ilgilendiriyor. Diyorum direniş zincirini kırdınız. Bari susun yav. Bari susun bizim konuşmamız gerekirken sustuk. Vicdan meselesi dedik. Bari deki’yapamadım’Ve sıyrıl. Bu konu hakkında yorum yapma. Direniş gösterseydi herkes yasak büyümeyecekti. Fayda umarak yapıldı. Demokrasi katledildi. Bir farz çok rahat bırakıldı. Evet, dostlar ne olur ‘Kraldan fazla kralcı olmuyalım’Allah emredin hayrı emredin diyor. Ama dikkat dostum.’emir ve helal dairesinde’Yo vallah Allah’ım ben insanları irşat için farzını bırakıyorum’ demek. Hiç bir mantığa uymaz.
Bir gencin hikâyesini okumuştum bir dergide yine bir başörtü hikâyesi yine son yıl. Ve yine karamsarlık. Bu genç Allah’tan işaret bekliyor. Ne yapması gerekeni rabbinden öğrenmek istiyor. Aslında biliyor da. Şeytan kulağında fısıldıyor. Evet, rüyasını görüyor. Rüyasında üstadının hayatından iki kesit canlandırılıyor. Evet, Ankara valisi Nevzat Tandoğan onu odasına alıp. Zorla başını açmasını istemişti. O da ‘bu sarık bu başla çıkar demişti’.
Ve şu söz rüyasında yankılanmıştı.’ben ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz asla!’Bu iki sahneyi izleyen genç sabah uyanınca artık karalıydı.’ne olursa olsun’diyecek kadar kararlı. Evet, o gence üstadı başını aç oradakiler irşada muhtaç’demedi. Demez de. Hangi peygamber hangi âlim farzı terk ederek irşadı yapmıştır. Evet, dostlar kraldan fazla kralcı olmayalım.
Tabiî ki de anlatalım. Anlatacağız yaşayacağız. Yaşatacağız yaşamadan yaşatamayız. Yanmayan yakmaz. Evet, her saniyemiz dolu olmalı. Kendimizi donatmalıyız. İnanın biz hakkıyla dinimizi yaşarsak diğer dinin müntesipleri grup grup İslamiyete girecekler. Diyor üstadımız. Evet, anlatacağız ama her şeyin bir usulü var. Peygamber nasıl anlatmıştı. Müşriklere ulaşmıştı. Ama onlar içki masasındayken değil. Evet, o hakkı hakla anlatmıştı. O yüce resulü örnek alalım. Bu kadar zorluğa rağmen tek taviz yok. Üstadı hatırlayalım. Bir sarık için sosyal hayata girmeyen üstadımızı eğer üstadım diyorsak örnek alalım. Evet, düşünün ne kadar çok hizmet etti nurlar islamiyete. Evet, hakkın yolu hak olmalı. Diyor üstadım. Hala konuşan varsa kraldan fazla kralcı olanlar varsa ….
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0


MADEM DÜNYA İÇİN DEĞİL DİYORSUNUZ FEDAKARLIK DİYORSUNUZ BUYRUN OKUYUN
Evet, fedakârlık mıdır gerçekten yoksa fedakârlıktan çekinmek midir? Yoksa fedakârlık adı altında sığınmamıdır? Gerçekten fedakârlık sanıp binlerce insan feda etti başörtüsünü. Gelin bu konuyu tarayalım. Üstadın zamanında da fetva veren mukadessatı feda eden âlimler vardı. Hatta kendinisine soruluyor niçin Mustafa kemalin verdiği koltuğu kabul etmedin. Eğer etseydin fetva verseydin şapka için kesilen başlar kesilmezdi. Üstat başınıza şapka takın bu zamanda irşat koltukla yapılıyor demedi demezde. O milyonların imacının kurtaran nurları telif etmeyi tercih etti. Ne dersiniz aynı dava başımızda değil mi?
O valiye karşı’bu sarık bu başla çıkar’Dedi. Çünkü taviz verince canavara muhabbet edildikçe daha da azar. Açanlar muhabbet ediyor demiyorum. Ama şu var ki taviz verildi fayda umularak. Verilen tavizler yasak alnını genişletti. Zaten her yere birden yasak getirmezler. Yavaş yavaş. Eğer herkes direniş gösterseydi asla ve asla yasak bu kadar uzamadı. Ve on binler dindar tavizsiz
İnsanlar dışarıda kalmazdı.Evet taviz yüzünden direniş yıkıldı.Bir çok imanlı dışarıda mahrum kaldı.O çok merak ettiğiniz irşadı yapabilecek on binler yasakla değil tavizle dışarıda kaldı.Hep diyorum.Yanlış anlaşılmasın ben vicdanları yargılamıyorum haddim değil.Ama bir farza fetva verilirse bir Müslüman olarak konuşmak bana farzdır.Evet irşat farzdır irşadın usuluvardır.İrşat yani hak hak dairesinde olmalı .Hakkın her yolu hak olmalı der üstad.Şimdi diyeceksiniz ki üniversitedeki insanlar irşada muhtaç!
Bende diyorum ki.
İlk etapta!!!
İrşadımız nefsimizle olmalı. Evet, nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez. Evet öyle bir insan olmalıyız ki lisanı halimiz konuşmalı. Ve insanlar bizi gördüğünde Allah’ı hatırlamalı. Şahsen ben iki buçuk yıldır ilimle uğraşıyorum daha nefsimi ıslah etmedim. Ve lisanı halimizin konuştuğumuzu hissettiğimiz zaman artık lisandan dökülmeli cümelelr. Yoksa ayette var’yapmadıklarını söylüyorlar’.Maazallah. Zaten yapmadığımızı söylersek.İnsanların gözünde ‘namaz kılıyor ama ondan bin kat iyiyim’Profilini vermemek lazım.Çevremde insanları tanıyorum.Böyle insanları tanıyorum’namaz kılanlardan korkacaksın diyorlar’.Bu sözleri tekzip gerek tekzip.Eğer yalanlamasak islamiyetin güzelliklerini barışı hoşgörüyü yaşamasak sonuna kadar üniversiteye değil.Ataistlerin ordusuna gidelim .Boş yere konuşmuş oluruz.Evet diyelim ki o insan artık kendini irşat etmiş.Tam bir Müslüman.Olabilir çok insan var nefsine binmiş.Sıra ailesine gelir.Artık irşat sırası ailededir.Elinden geleni yapmalı.Çünkü önce insan çevresini irşat etmekle yükümlü.Unutmayalım ki peygamber ilk tebliği kendisine yaptı.Sonra ailesine sonra akrabalarına.70 defa ebucehilin kapısına giden peygamber o.Her türlü azara hakarete rağmen.İşte irşat budur.Ama ebucehili içki masasında tebliğ etmeye gitmedi.Helal ortamda irşat için harama gitmedi.Hudeybiye savaşı örnek verilir.Orada da taviz yok.Sadece antlaşma Müslümanlara ters görünüyor.Bir müslümanı alıkouyuyorlar karşı taraf.Müslümanda Allah için bunu kabul ederse taviz olmaz.Ki taviz bile sayarsanız.Bu antlaşamanın önemine dikkat edin.Başka seçenek yok.Ama insan için bir sürü seçenek var.Hele dünayanın küçük bir köy olduğu bu dönemde irşat edecek çok insan var etrafımızda vaktimiz bile yetmez.Sonra sıra insanın ailesine gelir.Aileden sonra çevreye gelir akraba ve komşulara sıra gelir.Ki ailenin içinde dahi bir sürü üniversiteli var.Siz onlar irşat ederseniz onlarda üniversitede kilerini irşat eder.Akrabalardan sonra komşu gelir.Unutmayalım ki’komşsusu açken tok yatan bizden değildir’Evet bu hadisi ben manevi olarak ta kabul ediyorum.Bu daireleri irşat ettikten sonar illaki irşat diyorsanız.Madem sırf fedakarlık için okuyorum diyorsunuz.Bir takım kurslara gidin.Para verin üstüne daha ihlaslı olur.Kurslara da her takım insan takılır.Üniversitelisinden tut.Alevisinden tut koministine kadar.İrşat edilecek bu kadar daireyi atlayıp.Uzun bir atlama yapıp bir farzı terk ederek .İrşat için zaruret demek karı akıl değildir.Yemin ederim zaruret değildir.Bazı durumlarda zaruret olabilir.Mesela biri boğazımızı sıkarken ‘ya Allahı inkar et ya ölürsün ‘Dese o an kalben değilde ağızdan söylemek caizdir.Ama buna rağmen dememek daha efdaldir.Bunu araştırmıştım.Bu uğurda ölen şehittir.
Evet bu kadar daireyi atlayıp irşat demek fedakarlık demek.Açamıyanlara karşı yapılan büyük bir saygısızlıktır.Bu durumda açmayan fedakar olmaz.Ne komik bir durum.
Üstad bir zaman çok düşünüyor.İnsanlar nasıl feda ediyor diye.Bu kadar mukaddesatı diye düşünüyor.Bakıyor ki rızk endişesiyle yapılıyor.
‘Evet, iktisat etmeyen, zillete ve mânen dilenciliğe ve sefalete düşmeye namzettir. Bu zamanda isrâfâta medar olacak para çok pahalıdır. Mukabilinde Bazen haysiyet, namus rüşvet alınıyor. Bazen mukaddesât-ı diniye mukabil alınıyor, sonra menhus bir para veriliyor. Demek, mânevî yüz lira zararla maddî yüz paralık bir mal alınır.’
Evet,mukaddaset feda edilmiyormu?Rızık için.Yoo bizim ki fedakarlık diyorsanız.Öyle bir içtihadınız varsa.
.Bu fetvayı kendiniz veriyorsanız alın şu cümleyi okuyun
’Nasıl ki kışta, fırtınaların şiddetli olduğu bir vakitte, dar delikler dahi seddedilir; yeni kapıları açmak, hiçbir cihetle kâr-ı akıl değil. Hem, nasıl ki büyük bir selin hücumunda, tâmir için duvarlarda delikler açmak gark olmaya vesîledir. Öyle de, şu münkerât zamanında ve âdât-ı ecânibin istilâsı ânında ve bid’aların kesreti vaktinde ve dalâletin tahribâtı hengâmında, içtihad nâmiyle, kasr-ı İslâmiyet’ten yeni kapılar açıp duvarlarından muharriplerin girmesine vesîle olacak delikler açmak, İslâmiyet’e cinâyettir.’
‘İkincisi
Dinin zarûriyâtı ki, içtihad onlara giremez. Çünkü, katî ve muayyendirler. Hem, o zarûriyât kût ve gıdâ hükmündedirler. Şu zamanda terke uğruyorlar’
Soıuyorum testtür zaruri değil mi? Soruyorum.
‘Ammâ şu zamanda, medeniyet-i Avrupa’nın tahakkümüyle, felsefe-i tabiiyenin tasallutuyla, şerâit-i hayat-ı dünyeviyenin ağırlaşmasıyla, efkâr ve kulûb dağılmış, himmet ve inâyet inkısam etmiştir; zihinler mâneviyâta karşı yabânîleşmiştir. İşte bunun içindir ki, şu zamanda birisi, dört yaşında Kur’ân’ı hıfzedip âlimlerle mübâhese eden Süfyân ibni Uyeyne olan bir müçtehidin zekâsında bulunsa, Süfyân’ın içtihadı kazandığı zamana nispeten on defa daha fazla zamana muhtaçtır. Süfyân on senede içtihadı tahsil etmiş ise, şu adam yüz seneye muhtaçtır ki tahsil edebilsin. Çünkü, Süfyân’ın ibtidâ-i tahsil-i fıtrîsi sinn-i temyiz zamanından başlar, yavaş yavaş istidadı müheyyâ olur, nurlanır; her şeyden ders alır, kibrit hükmüne geçer. Ammâ onun nazîri, şu zamanda-çünkü, zihni felsefede boğulmuş, aklı siyâsete dalmış, kalbi hayat-ı dünyeviyede sersem olmuş, istidadı içtihaddan uzaklaşmış-elbette fünûn-u hâzırada tevaggulu derecesinde, istidadı içtihad-ı şer’î kabiliyetinden uzaklaşmış ve ulûm-u arzıyede tefennünü derecesinde, içtihadın kabulünden geri kalmıştır. Onun için, "Ben de onun gibi zekîyim, niçin ona yetişemiyorum?" diyemez ve demeye hakkıyoktur ve yetişemez’
Nasıl oluyorda biz daha nefsimizi irşat etmeden fetva veriyoruz.Bu uzun atlamaları yaptıktan sonra fedakarlık diyoruz.Neyi feda ediyoruz.Vicdan azabını mı?Yok madem fedakarlık.Biz çekelim vicdan azabını.Biz fedakarlık yapmıyoruz.Evet bu dalaletli zamanda dinin zaruriyat kısmına karşı asla fetva verilmez!!!!
Ne olur biraz daha düşünelim.Ve endişei istikbal hastalığına kapılmayalım.Nefsimizin bizi nasıl yönelendirdiğini bilemeyiz.Bu kadar kafamız karışıkken.Ve son paragraf

BİRİNCİSİ : Akıbeti görmeyen ve bir dirhem hazır lezzeti ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyât-ı insâniye akıl ve fikre galebe ettiğinden, ehl-i sefâheti sefâhetinden kurtarmanın yegâne çaresi, ehl-i sefâhetin aynı lezzetinde, elemini gösterip hissini mağlûp etmektir. Ve Onlar dünya hayatını seve seve âhirete tercih ederler...(İbrâhim Sûresi:3.) âyetinin işaretiyle, bu zamanda, âhiretin elmas gibi nîmetlerini, lezzetlerini bildiği halde dünyevî kırılacak şişe parçalarını onlara tercih etmek, ehl-i îman iken ehl-i dalâlete o hubb-u dünya ve o sır için tâbî olmak tehlikesinden kurtarmanın çare-i yegânesi, dünyada dahi Cehennem azâbını ve elemlerini göstermekle olur ki; Risâle-i Nur, o meslekten gidiyor.’
Evet başörtüsünü rızk için feda edenlere müthiş bir cevap.Yok rızk için feda etmiyorum diyorsanız.Yazımın ilk paragraflarını okuyun.Ve ahla fetva veriyorsanız.İçtihatla ilgili kısmı okuyun.Eğer rızk derdide varsa nefsinizde son paragrafı da sesli sesli nefsinize hitap ederek okuyun
Yanlış anlaşılmasın amacın kimseyi sorgulamak değil.Kimsenin vicdanını sorgulamak bana düşmez.Ama bir Müslüman olarak fetva verilmişse bir farza kusura bakmayın .Konuşmak bana farz vallahide farz billah ide farz.Herkes bu yazıyı nefsine hitap ederek okusun.İnanın bende önce nefsime ders olarak yapıyorum.Hatta sadece nefsime isteyen okusun.Bu arada şu fikir de var.’Ben açıyorum ama açmayan çok insandan daha takvalıyım’Bizim öyle bir iddiamız yok.Kafirin dahi bazı sıfatları müslümandan daha üstü olabilir.Biz burada amelleri hesaba çekmiyoruz.Yapılan amelin doğruluğunu tartışıyoruz.Ki tartışmaya bile gerek yok’fetvaya en cüretkarınız cehenneme karşı en cüretkarınızdır’Hadisini 100 kere okumanızı ve tefekkür etmenizi rica ediyorum
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
MÜslÜman KardeŞlerİme SÖylemeyemedİĞİm Bİr Şey

MÜSLÜMAN KARDEŞLERİME SÖYLEMEYEMEDİĞİM BİR ŞEY

Söyleyemiyorum be! Dostum. Hala tedirginim. Yazsam mı? Acaba. Sonra mailler gelmesin. Fetva mailleri. İnsanlara hiçbir şey anlatamıyorsun. Kâğıt ve kalem. Klavye bana tepki vermiyor. Dostum sizsiniz ha! Sadece bozuk diksiyondan kaynaklanan hataları yüzüme vuruyorsunuz. Bu yüzden sizinle konuşuyorum. İnsanlar muhatabım değil. Niye bize yazıyorsun diye soracak olursan sana değil kâğıda yazıyorum.

Maaşaalah hepimiz fetva eminiyiz. Pardon fetva amiri. Başı secdeye gitmeyenler. Allah’ın ayetiyle ilgili nasıl fetva üretir. Sübhanallah! Başı secdeye gidenler onun ayetini kur’anın fihristesini günde en az kırk defa okuyanlar nasıl fetva verir. Maazallah…

Vallah maazallah cümlesi daha bir ürperirken söylenir. Ben diyorum ki dostlar ben bütün fetvaları biliyorum. Ne olur yormayın kendinizi. Bu konuda tez bile hazırlarım ha! Pardon hazırlayamam. Niye mi? Yoo söylemeyeceğim. Katiyyen olmaz. Aslında söylersem daha iyi olur. Bol bol fetva alır. Tezim için iyi kaynak olursunuz. Doğru ya! Ben tez hazırlayamıyorum ki?

Şimdi diyeceksiniz ki. Ne kadar insanların tepkisinden korkuyor. İnsanlar onu garip görsün istemiyor. Asla ve kat’a bu devirde ahir zamanın garibi değilim. Ama öyle görünürsem çok sevinirim. Niye söylemiyorsun. Diye sormaya devam ediyorsun değil mi? Evet Müslüman kardeşlerimin günaha girmesini istemiyorum. Fetva vermelerini istemiyorum. Bazen söylüyorum. Bazen meslek lisesi diyorum. Vallah en çok bu katsayı uygulaması bana yaramıştır ha!’Yav zaten Türkiye birincisi olsam tıbbı okuyamayacağım ‘Deyip kaytarmaya çalışıyorum. Birine yine bu bahaneyi deyince. İnanmadı mı? Ki inanmamakta haklı. Çabala yine sen diyor. Başka bir şey demiyor.

Evet, tahmin ettiniz değil mi? Söyleyemediğim şeyi. Hala tedirginim. Fetva vermeyeceklerine söz verenler. Fetva taraftarı olmayanlar devamını okusun.

Evet, başımı açmayacağım. Bilsem ki bir salise ‘aç’ diyecekler bana sonrada sezerin makamını verecekler. Yine açmayacağım tamam mı? Bunu okuyanlar ve duygulanalar. Ve kahkahayı basanlar. Ve amma atmış diyenlere duyurulur. Rabbime sözüm var. Evet, Rabbine söz veren döner mi? Sözünden. Kalubeladaki söze uymadık hakkıyla zaten. Bir imtihan çıkmış karşımıza niye Allah’ın ayetini yok sayacağım niye? Çok mu? Garip. Çok mu? Okumadım. Ne oldu. Ne oldu kariyerim olmadı. Olmasın be dostum. Aslında belki böylece olmuştur. Evet, bu sarık bu başla çıkan diyen üstadıma talebe bir nebze olmuşumdur. Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam. Ne komik! İnsanlar da ekmek için hürriyetini feda ediyor. Aslında ekmeği var. Rızkın mahiyetini anlamamış. Allah’ım hepimize hidayeti nasip eyle

 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0

BEN DOKTOR OLACAKTIM
Ben doktor olacaktım kararımı vermiştim doktor olacaktım. Daha çok küçükken bu kararımı vermiştim. Ortaokulda kötü yazmaya başlamış. Aklı sıra prova yapıyordum. Ve bütün sınıf gülerdi. Bu halime tabii prova yaptığıma gülüyorlardı.
Evet, ben doktor olmalıydım. Öyle sıradan bir doktor değil. Büyük buluşlar imza atan bir doktor olacaktım. İlayı kelimatullah maddeyle ilerleme bağlı. Evet, ilim, fen ve sanat silahını kullanmalıydık.
Ortaokul bitti. Tıp öğrencisi olmam üç yıl kaldı. Ama duuur dediler. İmam hatibi okursan sen kolay kolay tıpçı olamazsın. Tamam dedik kaydımızı aldık. Bu seferde başını aç dediler. Bilmezler ki en büyük hakaret budur bir başörtülüye. Belki de bilirler bu yüzden yaparlar sadist mi bunlar. Yapamadım evet cahildim on dört yaşımdaydım. İmanımda o kadar kuvvetli değil. Ama Allah’ tan asi biriydim. Bu asilik beni asil yapacaktı.
Evet, hayatım öyle merhalelerden geçti ki Allah’a şükrediyorum. Beni hayata hazırlamak için yönlendiriyordu. Evet, bazen sevmediğimiz şey en hayırlısı olur. Ve biz bunu zamanında anlamayız. Ve hakkıyla teslimiyet içerisinde olamayız. Hudeybiye antlaşması aklıma geldi h.z. Ömer bile itiraz etmişti ilk etapta. Evet, ileri görüşlü olamazsak. Yani hikmetli sebeplerini düşünemezsek maazallah öyle sukut ederiz ki isyankârlık bizi küfre götürür.
Fen lisesine hazırlanıyordum. Sınıfta derce yapıyordum. Çalışkandım. Öyle sebepler oldu ki bıktım çalışmaktan. Sınav günü kimliğim kayboldu. Psikolojim bozuldu. Allah’tan ki bozulmuş yoksa kazansaydım. Maazallah okurdum. Ve iç hesaplaşma benim psikolojimi mahvederdi. Evet, insanı ne hale getiriyorlar. Okumak için can atan ben maazallah diyorum. Ve Allah’ın izniyle bu can bu bedenden çıkıncaya kadar böyle diyeceğim. Bende üstadım gibi ‘ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşamam’ diyeceğim.’Bu sarık bu başla çıkar’ diyen üstadın talebesiysem eğer bu başörtü de bu başla çıkacak. Zalimler açmayanlar militan diyecek belki. Ve dindar kardeşlerimde bana çok karışacaktı. En çok ta bu beni yarlalıyacaktı. Bulmuştum bir çare evet soran olursa imam hatip mezunuyum diyeceğim. İlahiyatçı ol diyene diyene' ilahiyatı sevmem' diyecektim. Artık bıktım. İnanın bu yazıyı da yayınlamak istemiyorum. Bu yüzden inşallah fetvaları insanlar kendilerine saklar. Zaten bütün fetvaları ezberledik. Bu konuda tez bile hazırlarım.
Neyse lisem yine imam hatip ama doktor olamayacağım düşüncesi hala var. Bu yüzden ilçeye gitmeliyim. Babaannem gülün yanına gittim. Diğer liseler geçiş yapmıyorlardı. Buradan belki geçiş yapardım. Oda ne ilk defa yasak oraya geldi darbe üstüne darbe alıyorum. Müdür ‘on beş gün devam etsen geçişini yapabiliriz’ dedi. İdare etmelerini istedim. Kabul etmediler. Bir bunalıma girmişin sormayın. On beş yaşında genç biri bunalıma girse ne yapar. O imanı da olmasa intihar eder. Psikolojim alt üst oldu. Neyse ki müjdeli haber geldi. Müdür beni tamamen kovdu. Nasıl mı? Onlarda genelge gelmiş. VE yine imam hatipteyim. O yılda bitti. Son yılda açık öğretim hayalleriyle yaşadım. Ve en büyük darbeyi o zaman aldım. ÖSS’ye giremezsin dediler. Yaklaşık bir iki ay çalışmıştım. Bıraktım ve durmadan çalışan imam hatipli arkadaşlarıma bakıp gülerdim. Gariptir ben sorularını çözüyordum. Hepsi hayret içerisinde. Hava olsun diye söylemiyorum. Çünkü insanlar tembel olduğun için girmiyor ithamını da ediyorlar. Şimdi çözemem herhalde en zor soruları değişik yöntemlerle çözüyordum. İyikide çözüyormuşum. Bir itham olursa bunu söyleyeceğim. Allahın verdiği nimetleri şükranla anmak lazım.
Neyse o yıl forumlar geldi. Herkes tek tek fire veriyor.’gireceğim’ diyor.’Bu yıl kalsın’ dedim. İkinci yıl kurslara gittim. Üçüncü yıl artık nurlara dalmıştım. Okumadan açmayan birisi okuduktan sonra açar mı? Ah dostlarım bu benim başörtü hikâyem kimseye anlatmam dolmuştum boşalmak istedim
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
ŞİKÂYETİM VAR
Direniş olmazsa eğer, kırılır zincirler teker teker. O zaman işte kılıf uydurma zamanı gelmiştir. Nefisi temize çıkarmaya başlamıştır o mübarek insan. Evet, artık kendince kılıfınca mübarek mücahit bir müslümandır.
Çoktandır yazmamakta direndiğim bir konuda direnişimim bende kırdım. Artık gayrı yeter dediğim bir psikolojiyle yazıyorum bu satırları. Mevzu başörtü. Kanayan yara. Ama kanayıpta artık ülfet peyda edip alıştığımız için acımayan bir yara. Bu yarayı açanlar dahi bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemişler şu yaranın. Hatta ilk etapta endişe duymuşlar bunlar bu yaraya tahammül etmezler demişler. Bakmışlar ki işler rayında istediklerinden fazlası oluyor. Ve bu yarayı büyüttükçe büyüttüler. Bu yara büyüdükçe aksine acısı azaldı. Gariptir aksi olur yara büyüdükçe acı artar. İşte biz Müslümanların bu garip hali keşke ahir zamandaki garip Müslümanların hali gibi olabilseydi…
Direnişim kırıldı artık. Nerdeyse on yıl olacak olan bir esaretin sorumlusu olarak en azından suçluluk psikolojisine girmeyip teşvik edenlere şikâyetim var. Bu kadar zinciri kırıp beni bu kadar bekletenlere şikâyetim var. Bu yasağı çıkaran insanlara şikâyetim yok. Boyun eğene şikâyetim var. Bu yasağı çıkaran zalimler şaşırmış zincirlerin bu kadar çabuk kırılmasına. Onları şaşırtanlara şikâyetim var. Şikâyetim var cihad adı altında emri pervasızca çiğneyenlere şikâyetim var! Batılı hak diye gösterenlere şikâyetim var!
Bu şikâyetlerden bunalıp ağlamak istiyorum. Bana ağlayacak şikâyetimi anlatacak pek kimse bırakmayanlara şikâyetim var! Şikâyetim var dünya hayatını seve seve ahİrete tercih edenlere şikâyetim var.
 

şevin

Üye
Katılım
10 Haz 2006
Mesajlar
186
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yüreğine sağlık Nur talebesi. Tüm başörtü mağdurlarının yüreklerinden geçenleri yazmışsın. Tebrik ediyorum.güzel Yazılarıın devamını diliyorum. Allah yaşadıklarının mükafatını kat kat versin. Üstadın dediği gibi
Zalimler için yaşasın cehennem!!!
 

zemahşeri

Paylaşımcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
392
Tepkime puanı
1
Puanları
0
ya doğru haklısınız. kafamda hala amalar var inan bilmiyorum ya.. ben bu yaz kapandım ve 2. sınıftayım napacağm acabaa? of ya Allah ım yardım et hayırlısını ver.........
 

zemahşeri

Paylaşımcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
392
Tepkime puanı
1
Puanları
0
direnişten zincirden bahsediyorsunuz ya anlamadm biraz daha açk olurmusnz..
:punch:
 

melde

helina_roje
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
2,238
Tepkime puanı
24
Puanları
0
Konum
Ankara
azazel' Alıntı:
ya doğru haklısınız. kafamda hala amalar var inan bilmiyorum ya.. ben bu yaz kapandım ve 2. sınıftayım napacağm acabaa? of ya Allah ım yardım et hayırlısını ver.........
kapandığınıza çok sevindim Allah yardımcınız olsun

NurTalabesi Kardeşim Allah razı olsun çok güzel yazılar yüreğine sağlık
 

mustafa

Profesör
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
1,972
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
Ankara
kalemine kuvvet çok güzel yazılar.
 

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
çok değerli yazılar Allah gönlünüzdekine göre muamele eylesin yüreğine sağlık...
 
Katılım
15 Tem 2006
Mesajlar
148
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Allah Razi Olsun KardeŞİm..doĞru,tavİz Tavİzİ Geİtİroyr.bİer Defa Tavİz Verdİn Mİ?alir BaŞini GÖtÜrÜ.tavİzle.zaten Bİz MÜslÜmanlarin Luan Bu Halde Olmasi Hep VerdİĞİmİz Tavİzlerden Dolayidir.
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
fisebilillah' Alıntı:
Allah Razi Olsun KardeŞİm..doĞru,tavİz Tavİzİ Geİtİroyr.bİer Defa Tavİz Verdİn Mİ?alir BaŞini GÖtÜrÜ.tavİzle.zaten Bİz MÜslÜmanlarin Luan Bu Halde Olmasi Hep VerdİĞİmİz Tavİzlerden Dolayidir.
Allah razı olsun
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Eline sağlık kardeşim. Allah razı olsun.
Yönetimden ricam bu konuyu sabitlesin. Adamlar okumak uğruna bizleri dinimizden taviz vermeye çağırıyorlar. Bazıları gidiyor bazıları ise bu şekilde okuyacağıma evimde oturup Kuran ilmi öğrenirim daha iyi diyor. Allah C.C cümlemize doğru yolu nasip eder inş...
 
M

Murat Sâki

Guest
konu sabitledim inşAllah herkes bir nebze bir batman faylanır (nasib olur faydalanmak)

Sevgili; NurTalebesini tekrar tebrik ediyorum bu güzel ve düşündürü makaleleri için umarım bir gün evrensel kıtlelere hitab etme şansını bulur...
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Allah razı olsun zınar kardeşim duygulandım
Ve limriemvrm kardeşim Allah sendende razı olsun
 

mavera27

Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İman insanı insan belkide sultan eder
Gerçek imanı elde eden kainata meydan okur..
Rabbim gerçek imanı elde eden kullarından eylesin bizleri
Rabbim razı olsun kardeş bu güzel paylaşımlarından dolayı.
Rabbim tüm inancı için ögrenimini feda eden kardeşlerimizden razı olsun
 
Üst