Başörtü Yasağında Hep Aynı Nakaratlar!

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Bu ülkede, başörtü yasağı konusunda söylenmeyen bir şey kaldı mı?

“Kızlarımız, kendi özgür iradeleri ile değil, baskı ile başlarını örtüyorlar.Para verilerek, kızların başları örttürülüyor” denildi.

Bu ahlâksız yorumu yapanlara meydan okuduk: “Buyurun, para ile başını örten kızların varlığını ispat edin. Böyle bir ispat halinde, para ile başörtü takanların başının açılmasına itiraz etmeyeceğiz. Ama, kendi özgür iradesi ile başını örtenlere de, siz karşı çıkmayacağınıza söz verir misiniz?”

Söz veremediler.

Ama ahlâksızca iftiralara devam ettiler.
“Başörtü destekçisi erkek öğrencilerden korktukları için, üniversiteli kızlar başlarını örtüyorlar.Hatta bazı üniversitelerde, başı açık kızların yüzüne kezzap atıldı” dediler..


Evet; bu denli ağır bir iftirayı, sıradan insanlar yapsalar, “Ciddiye almaya gerek yok” derdik.
Ama bu iftirayı atanlar, bazı üniversitelerin “prof” ünvanlı ahlâksız rektörleri idi.. Onlara meydan okuduk, “kezzap atma” iftiralarını ispat etmelerini istedik. “Bir tane somut örnek gösterin” dedik.

Gösteremediler..

Gece-gündüz çalışarak kazandıkları üniversitenin kapısından bile içeri alınmayan kızların umutları ile oynadılar..

Utanmadılar, “Bizim için sorun yok, kanun böyle” dediler!.. “Kanun değişsin, biz de yeni kanunu uygularız!” dediler.

Bu lâfları, koca koca tıp profesörlerine ettirdiler..
“Kanunlarda böyle bir yasak zaten yok ki! Hangi kanunun değişmesi gerekiyor ki?” dedik..

Hukuktan anlamazlar ya, önce şaşırdılar, “Olur mu canım, yasakla ilgili kanun nasıl olmaz!” deyip şöyle bir kafa çıkartır gibi oldular..

“Bugüne kadar yaptığınız zulümleri geçtik. Bundan sonrası için bari, açın kanunu, gösterin bize, yasakla ilgili bir madde.. Gösteremiyorsanız, bırakın şu despotluğu!” dedik..

Yasakla ilgili bir kanun maddesi bulamadılar.
Çünkü yoktu..

Sonra, sıfatı hukukçu olan, hukuk katillerinden bilgi aldılar: “Kanunda yasak ile ilgili madde yok ama, yargı kararı var” dediler.

“Yargı kararı”nı, kanun diye yutturmaya çalıştılar.
Yargı kararlarının, kanun yerine geçemeyeceğini gizlediler..

“Yasakların; kanunla konulup, kanunla kaldırılacağı” ilkesini görmezlikten geldiler.

Çok sıkışınca, “Biz başörtüye değil, türbana karşıyız” dediler.

Ama, kendilerine dayanak aldıkları Anayasa Mahkemesi kararı, türban ve başörtü kelimelerini aynı anlamda kullanıyordu. Karar konuldu önlerine. “Sizin dayanağınız yargı kararının literatüründe, ‘başörtü’ de, ‘türban’ da aynı” dedik.

Ciddi hiçbir cevap veremediler..

Yıllardır sürdürdükleri tekerlemeyi tekrarladılar: “Bizim annelerimiz, babaannelerimiz de başörtülü. Biz başörtüye karşı değiliz.”

Cevap verildi kendilerine: “Başörtülü anneniz gelse, üniversiteden içeri girebilir mi? Orduevinin kapısından içeri girebilir mi? Samimi iseniz, buyurun kendi annenizi başörtüsü ile üniversite kapısından içeri, misafir olarak da olsa aldırın bakalım.”

İstismar kokuyordu, “Annem de örtülü” savunmaları..
Onların düşmanlıkları, aslında “örtü”ye de değil, “örtü özgürlüğüne” idi.

Onun içindir ki; başındaki örtüsü görünmeyen, perukla gelen öğrencilere de karşı çıktılar.

Öğretmenlerin peruklarının altında, ‘başörtü var mı’ diye, kontrol yaptılar...

Anneleri örtülü olsa bile, annelerinin örtülerini kabullenemiyorlardı...

Ama “annelerinin örtüsü”nü, istismar ediyorlardı.
Annelerinin örtüsüne sahip çıksalardı; bir tane de, kendi eşlerinden, kendi kızlarından başörtülü birisini gösterirlerdi.

Ama gösteremiyorlardı..

Eski kuşak başörtülü idi ama.. Şimdi onların yerine gelen kuşak, başı açıklığı kendilerine yol olarak seçmişlerdi. Eski kuşağın başörtüsünü de, istismar aracı olarak kullanıyorlardı.

“Bu yasağı, konuşmayarak, tartışmayarak kaldıralım. Toplumsal uzlaşma ile kaldıralım” dediler.

Yıllar geçti.. Bu söz; 2002 seçimlerinden hemen önce,CHPGenel Başkanı Deniz Baykal tarafından dillendirilmiş iken, bunun üzerinden tam 8 sene geçtikten sonra bugün, yine aynı hikâyeyi okumaya başladılar: “Bu yasağı, toplumu rahatlatarak kaldırabiliriz!”

Ve yıllarca eğitimcilik yapmış CHPMilletvekili Muharrem İnce, iftira kokan söyleme tekrar döndü:

“YÖK;bu gidişle, 5 yıl sonra türbansız girenlere, hocalara tutanak tutturursa şaşmayın!”

8 yıldır iktidarda olan bir hükümete, başörtü yasağını kaldırma imkânı vermemişler..

Utanmadan sıkılmadan, “Böyle giderse, 5 yıl sonra herkes zorunlu olarak başını örtecek” korkusu yaymaya kalkışıyorlar!

Başörtü yasağı kalksın, kimse kimseye, zorla başörtü taktıramaz Muharrem Efendi..

Ama siz bu kafa ile giderseniz, yaptığınız zulme tepki için, Çağdaş Yaşamcı kızlarınız bile başlarını örterse, işte ona hiç şaşırmayın,Muharrem Efendi!


Ali Karahasanoğlu
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Hükümettin Başörtüsü Fiyaskosu
Lafa bak "8 yıldır iktidar olan bu hükümete başörtü yasağını kaldırma imkanı vermemişler"

Safsata, yok hezeyan.

İcraat mercii muhalefet mi hükümet mi?

Hükümette icraat yapma gücü yok mu?
Ne demek istiyorsunuz?

Hükümet 8 senede ne yaptı ki çözülmesine izin vermediler.

Sen çözmek istiyormuş gibi yapmak için anayasaya aykırı hareket edersen vazifesi bu gibi işler olan CHP elbette boş durmaz. Engel olur. Sen adamlara koz ver sonra şikayet et.

Yahu, başörtülü kızlara fırça atan bu hükmet değil mi? Başörtü meselesi yüzde bir buçuğun meselesi diyen bu hükümet değil mi?

Kimden şikayetçisiniz böyle?

İşte hükümet başörtüsü meselesinde fiyaskoya netice vermiştir.

YÖK bir adım atıyor. Bu adım çözümü beraberinde sürüklerken hükümet ve başbakan sukut ediyor. Diyor: "YÖK bağımsız bir kuruldur" yorum yapmıyorlar.

Bak sen ya!

Yargı bağımsız değil mi? Danıştay vesaire. Niye onların uygulamalarına eleştiri getiriyorsun?

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

YÖK bu adımı atınca diyemez miydin: "Tutanak tutulmasıda lazım değil. Çünkü, başörtüsü yasağı kanunsuzdur. Yasak anayasal bir suçtur"

Hadi bunu diyemedin. Şöyle deseydin: "Keşke tutanak da tutulmasa"

Hükümet niye sustu? Niye devamını getirmedi?

Çünkü, sorun çözülecek diye ödü koptu.

Sonra kalkıp Kılıçdaroğlunun başörtüsü ile alakalı çözüm arzusuna "blöf" dedi.

Blöfün alası hükümettedir.

İstemeyi bilmezseniz ve kimden isteyeceğinizi bilmezseniz hiç bir şey elde edemezseniz.

CHP muhalefettir. Misyonu bellidir. Halk değerlerine düşmandır.

İstiyorsunuz ki, başörtüsü meselesinde CHP geri adım atsın. Ondan sonrası kolay diyorsunuz.

Yahu CHP geri adım atıp başörtüsü çözülecekse, biz neden AKP'yi iktidar yaptık.

CHp'yi mağlup etsin diye değil mi?

Biz AKP'yi icraat için mi seçtik, CHP'ye laf soksun diye mi?

Müslümanların basiret ve feraset sahibi olduğu muhakkaktır. Lakin bunu ne zaman kullanacaklar.

vesselam
 

HENGAMe

Yeni
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
1,386
Tepkime puanı
268
Puanları
0
Yaş
41
duha kardeş sonuna kadar köküne kadar haklısınız..
sekiz senede gördükki,müslüman tarafından çözüm istenen sorunların hiç birisi çözülmemiş...
nezaman seçim yaklaşsa hükümet hareketsiz oturduğu koltukta şöyle bir dönüyor hareket getiryor ama döndüğü noktaya gelip duruyor..
maksat ne?
biz gayret ettik en azından olmadı ama işte zamanla olacak..sekiz senenin adı var bea..
nezaman olacaksa artık..
yarın seçimlerdede kurnaz laflarla halkın önüne getirecekler millette hakketen yaw adamlar uğraştı diyecek..pehh
konyada bazı bölümler dün itibariyle derslere başörtülü girebilmişler..tabi az vijdana sahip olan dekan görevli profa denk geldikleri için..
ben hiç ışık görmüyorum geçen seçimlerden öncede koltukarını hareket ettirmişlerdi yine tarih şahit değişen bişey olmadı..
 

real.ist

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
500
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Ortada fiyasko yok, temkinli olmak var. Bakalım yökün verdiği son karardan sonra yargıya baş vuran olacakmı, göreceğiz. Baş vuran olmazssa başbakanla görüşüp, böyle bir adım atan yök başkanı bu kararını devam ettirir. Sezerin atadığı bazı rektörler yasağa direniyormuş. Başbakan istemeseydi yök böyle bir adım atamazdı. Maşa varken niye elini yaksın başbakan.

chp bile sesini çıkaramadı, yargıya gitse başbakana zarar veremiyecek, gitmese taban rahatsız başörtüsünden, bakalım ne yapacaklar. Chp deki dinazor kadınlar homurdanmaya başladı.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Realist kardeşim AKP Anayasa değişikliği ile başörütüsünü çözmeye kalkması Anayasaya aykırıdır. CHP'de bunu fırsata çevirdi ve Anayasa Mahkemesinin iptal etmesini sağladı.

Peki, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç buna istinaden ne dedi:

"Bu sorun uygulama ile çözülebilir"

Yani, demiş oldu: Yasak olması için hiç bir kanun yok. Yürütmede sorun var. O zaman yürütmenin uygulama yetkisi kimlerde ise çözüm onlara aittir.

Peki bunu çözecek kimlerdir?

YÖK
Polis
Bakanlar Kurulu
Cumhurbaşkanı

Hepsi çözüme razı gözüküyor.

Demek biri razı değil ki çözülmüyor.
Hala muhalefette medet umuyorsun. Bizim işimiz CHP'nin başörtüsü yasağının kaldırılmasına izin vermeye kaldı ise... eyvah ki ne eyvah

Faraza CHP'nin foyası ortaya çıktı.
Hükümet ne diyecek? Bakın yasağı sürdürenler kimilermiş, biz çözmek istedik CHP istemedi mi diyecek? Yasak baki mi kalacak?

Hükümetlerin icraatlarına izin vermek ne zamandan beri muhalefete düştü.
Şaşıyorum
 

real.ist

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
500
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Kardeş olay çözülmüş gibi, chp nin hareket alanı daraldı, seçim kapıda. Bu işin böyle olması yine Ak Partiye yaradı, yökün uygulaması başörtülüleri menun eder ve, iktidar değişirse aynı yasağın başlayacağını bildikleri için yine seçimde iktidar kazanır. Yani ne yaparlarsa yapsınlar Ak Partiye yarıyor. Çünkü ard niyetliler.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
duha kardeş sonuna kadar köküne kadar haklısınız..
sekiz senede gördükki,müslüman tarafından çözüm istenen sorunların hiç birisi çözülmemiş...
nezaman seçim yaklaşsa hükümet hareketsiz oturduğu koltukta şöyle bir dönüyor hareket getiryor ama döndüğü noktaya gelip duruyor..
maksat ne?
biz gayret ettik en azından olmadı ama işte zamanla olacak..sekiz senenin adı var bea..
nezaman olacaksa artık..
yarın seçimlerdede kurnaz laflarla halkın önüne getirecekler millette hakketen yaw adamlar uğraştı diyecek..pehh
konyada bazı bölümler dün itibariyle derslere başörtülü girebilmişler..tabi az vijdana sahip olan dekan görevli profa denk geldikleri için..
ben hiç ışık görmüyorum geçen seçimlerden öncede koltukarını hareket ettirmişlerdi yine tarih şahit değişen bişey olmadı..

Allah razı olsun kardeşim.

Ben Müslümanların hükümetlere karşı nasıl özgür iradesini kullanması gerektiğini göstermek derdindeyim. Hürriyetin hükümetlerin her dediğini kabul etmek değil, kendi isteğini kabul ettirmek demek olduğunu anlatmak derdindeyim.

Başörtüsünden daha büyük sorun budur. Biz Müslüman olarak, ne isteyeceğimizi, nasıl isteyeceğimizi bilmeliyiz. Ne başörtüsü derdi ne dini eğitimde yasal sınırlama kalmaz. Ayasofya'da eski misyonuna iade olunur.

Derdimiz hükümeti devirmek değildir. Hükümete vurmak da değildir.

Cihad ve Mücadele kadar, cihad ve mücadele kaidelerini de bilmek ve onlara riayet etmek elzemdir.

Zafer, hak yol ile mücadele edene aittir.

Hak yol ise şu ucu ecnebilerde olan siyasete din namına girmek ve din namına giren partiyi iktidar yerinde muhafaza için her yol mübah ve her icraatını ve sözünü yutmak değil sorgulamak, sormak; uyanık olmaktır.
Feraset ve basiretimizi takınmalıyız.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Kardeş olay çözülmüş gibi, chp nin hareket alanı daraldı, seçim kapıda. Bu işin böyle olması yine Ak Partiye yaradı, yökün uygulaması başörtülüleri menun eder ve, iktidar değişirse aynı yasağın başlayacağını bildikleri için yine seçimde iktidar kazanır. Yani ne yaparlarsa yapsınlar Ak Partiye yarıyor. Çünkü ard niyetliler.

Tamam AKP'ye yaradı ya gerisi boş. Yaşasın!
 

real.ist

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
500
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Peki nur sereter yasak yok dereken ne demek istiyor?
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yök aslında ne dedi ?

13 yıl geriye gidelim. 28 Şubat dönemine.

Üniversitelerdeki öğrenci sayısından fazlası dışarıda kapıların önündeydi.

İçeri alınmayanlar, alınmayanlara destek için okula girmeyenler..

Ve binlerce öğrencinin hep birlikte “dünya yerinden oynar YÖK’ten adam çıksa” diye tempo tutup slogan atmaları.

Kendi gençliğini üniversitelere sokmamayı başarı kabul eden, bunu yaparak Cumhuriyeti, laikliği ve sistemi koruduğunu düşünen kıt zekalı yöneticiler yüzünden heba olup gitti yıllar.

Okula alınmayan bu öğrencilerin aralarına sokulan provokatörler sayesinde de ülkedeki gerilimin şartları olgunlaştırıldı.

Öğrencileri okullarına sokmayan yasakçı zihniyet içerde, onların maşası olan fitne fesatlar dışarıda ülkeyi tam bir kaos ortamına sürüklediler.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir kurumunun yaptığı sınavı kazanıp üniversite kapısına gelen kızları, başörtülü oldukları gerekçesiyle içeri almadılar.

Üniversite kapılarına ikna odaları kurdular, on binlerce genci buralarda sorguladılar.

Daha yeni reşit olmuş bir sürü çocuk, devletle ilk tanışmalarını yasakçı zihniyetin huzurunda yaptı.

Devletin her vatandaşa anayasal bir hak olarak verdiği eğitim öğretim hakkını zorbalıkla milletin evlatlarının elinden aldılar.

Üniversiteye; öğrencileri başörtüsü sakal vesaire gibi sebeplerle sokmamak kanun tanımazlığın ve zorbalığın en bariz örneğiydi.

Yıllarca uygulandı bu zorbalık.

Şimdi aynı zorbalığı sürdürmeye çalışan zihniyete, YÖK sadece kanunları hatırlattı.

Buranın bir devlet olduğunu, bir cumhuriyet olduğunu, bu ülkede vatandaşlara muamele ederken kanunların baz alınması gerektiğini hatırlattı.

YÖK başka hiçbir şey yapmadı.

YÖK; iddia edildiği gibi üniversitelere yazılar gönderip bundan böyle başörtüsü serbesttir demedi.

Ya da; üniversite yönetimlerinin öğrencileri başörtüsüyle derslere almak zorunda olduklarını ilan etmedi.

Peki YÖK ne dedi ?

YÖK; bugüne kadar aslında var olan fakat uygulanmayan bir yolu gösterdi.

YÖK; yöntem olarak bugüne kadar yapılan zorbalığı değil, işin medenice hal yolunu gösterdi.

YÖK; sınıftaki bir öğrenciyi “çık dışarı” diye dersten atamazsın dedi.

Sınıftaki bir öğrenciyi, kıyafetin göz zevkimi bozuyor, dikkatimi dağıtıyor, ders anlatamıyorum diye sınıftan kovamazsın dedi.

YÖK; üniversiteyi kazanıp okuma hakkını elde etmiş bir öğrenciyi kapıdan çeviremezsin dedi.

Öğrencinin okuluna girmesini; kaba, saba ve farklı yöntemlerle engelleyemezsin dedi.

YÖK; bugüne kadar yıllarca yapıldığının aksine, medeni ülkelere yakışan bir yol gösterdi.

Bir öğrencinin sınıfta uygunsuz kıyafetle bulunduğunu düşünen, tespit eden bir hocanın bununla ilgili tutanak tutup, bunu idareye bildirmesi gerektiğini ve o öğrenciye verilecek bir ceza varsa bunu idarenin verebileceğini hatırlattı.

YÖK sadece, aslında olanı fakat uygulanmayanı hatırlattı.

Geçmiş yıllarda kılık kıyafet gibi sebeplerle öğrencileri okuldan uzaklaştıran yasakçı zihniyet YÖK’e de hakim olduğu için, kimse olması gerekeni söylemiyordu.

Ve kanunsuz bir şekilde yıllardır, öğrenciler ya üniversite kapılarından çevriliyor ya da onur kırıcı uygulamalarla arkadaşlarının önünde derslerden çıkarılıyordu.

Şimdi gelinen bu noktadan sonra; eğitim-öğretimin önündeki yasakçı engellerin kalkması için, siyasetin üzerine düşeni yapması ve ortadaki çarpık durumu değiştirmesi gerekiyor.

Üstelik bunun için yeni anayasayı beklemeye de gerek yok.

CHP sorunu çözmekte kararlıysa tam da konu tekrar tartışılmaya başlamışken, meclis de açılmışken, şekille şemalle uğraşmayı bırakıp, anlamsız modeller üretmek yerine fikri çözüm için adımını atmalı.

Zaten pratikte sorun çözülme aşamasına girdi.

CHP için şimdi samimiyet zamanı.

Kılıçdaroğlu’nun partisindeki o yasakçı, zorba, kanun tanımaz zihniyete boyun eğmemesi ve bugün hala özgürlüklerin önünde engel olmaya kalkan ikna odası kurucusu milletvekillerine kulak asmaması gerekiyor.

Yoksa; Kılıçdaroğlu’nun genelbaşkan olduğundan beri, bir atımlık barutu olan “başörtüsüne çözüm vaadi” partisindeki anlamsız polemikler yüzünden yakında elinde patlayacak.

abdullah abdulkadiroğlu

 

Ebu'l-Feth

Doçent
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
648
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Konum
dünya
Kıymetli ihvanlarım, mesele başından çözülebilirdi fakat bir anda çözülebilecek bir iş olmadığı en son 411 oy ile çıkarılan başörtüsü serbestliğini sağlayan kanunun chp tarafından anayasa mahkemesine gitmesi ile anlaşıldı. Dolayısıyla bu mesele sadece meclis de çözülecek iş değil çünkü orada çıkmadı ki bu uygulama... ama gidişatı ve bu meseleyi bertaraf etmek isteyenleri teker teker bertaraf etmek işi uzatsada sağlam adımlarla götürmeye yaradı ve sonunda her kesim artık serbest olması yönünde olumlu bakmaya başladı bunda da Ak partinin ve bilhassa başbakanımızın emeği büyük... endişe yok yola devam inşaAllah...
 

Zübeyirr

Üye
Katılım
11 Ağu 2010
Mesajlar
46
Tepkime puanı
1
Puanları
0
duha kardeş sonuna kadar köküne kadar haklısınız..
sekiz senede gördükki,müslüman tarafından çözüm istenen sorunların hiç birisi çözülmemiş...
nezaman seçim yaklaşsa hükümet hareketsiz oturduğu koltukta şöyle bir dönüyor hareket getiryor ama döndüğü noktaya gelip duruyor..
maksat ne?
biz gayret ettik en azından olmadı ama işte zamanla olacak..sekiz senenin adı var bea..
nezaman olacaksa artık..
yarın seçimlerdede kurnaz laflarla halkın önüne getirecekler millette hakketen yaw adamlar uğraştı diyecek..pehh
konyada bazı bölümler dün itibariyle derslere başörtülü girebilmişler..tabi az vijdana sahip olan dekan görevli profa denk geldikleri için..
ben hiç ışık görmüyorum geçen seçimlerden öncede koltukarını hareket ettirmişlerdi yine tarih şahit değişen bişey olmadı..

:clap2:

http://www.haberpan.com/basortulu-derse-giriyordu-yok-baskani-provake-etti/
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Kıymetli ihvanlarım, mesele başından çözülebilirdi fakat bir anda çözülebilecek bir iş olmadığı en son 411 oy ile çıkarılan başörtüsü serbestliğini sağlayan kanunun chp tarafından anayasa mahkemesine gitmesi ile anlaşıldı. Dolayısıyla bu mesele sadece meclis de çözülecek iş değil çünkü orada çıkmadı ki bu uygulama... ama gidişatı ve bu meseleyi bertaraf etmek isteyenleri teker teker bertaraf etmek işi uzatsada sağlam adımlarla götürmeye yaradı ve sonunda her kesim artık serbest olması yönünde olumlu bakmaya başladı bunda da Ak partinin ve bilhassa başbakanımızın emeği büyük... endişe yok yola devam inşaAllah...

Hala anlamak istemediğiniz şu: Başörtüsü ile ilgli AKP'nin yaptığı Anyasa değişikliği gereksizdi ve Anayasaya aykırı idi.

AKP bunu bilmiyor muydu sanıyorsunuz?

Elbette biliyordu.

Peki, niye yaptı?

Seçmenlerinin gazını almak için?

Peki, Anayasa Mahkemesi ve Anayas Mahkemesi Başkanı ne dedi?

Başörtüsü yasağı ile alakalı uygulanacak bir kanun yoktur. Mesela uygulama ile çözülmelidir.

Peki, çok itimat ettiğiniz Başbakan bu çözüm önerini neden hiç ağzına almadı?

Çünkü, çözmek istemiyor?

Çünkü, çözüm net "Yasak ile ilgili yürütmeyei durduracak mercii harekete geçirmek.

Yürütmeyi durudarcak muhtelif imkanlar var.

"Herhangi bir yargı organı kararı alınırsa Yürütmenin yargı kararlarına uymamak gibi bir yetkisi yok."

"yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanı devreye girer."

"Yürütmeden sorumlu Bakanlar Kurulu devreye girer."

"Hükümet Anayasa Mahkemsine Yürütmenin durdurulması için dava açar."

Bütün bunlar varken, hükümetin ısrar ile Kanun ile çözülebileceğini söylemesinin manası şudur:

"Bu yasak yasaldır."

Oysa yasal değil. Eğer kanun ile çözülmeye kalkılırsa, orta vadede tehlike şudur:

Yasa iptal edilir ve yasak bir daha çözülmez hale gelir.

Hükümet "ben üstüme düşeni yaptım "der

Seçimlere yakın yine başörtüsü eylemleri düzenletir. Yine iktidar olur.

vesselam
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Hala anlamak istemediğiniz şu: Başörtüsü ile ilgli AKP'nin yaptığı Anyasa değişikliği gereksizdi ve Anayasaya aykırı idi.

AKP bunu bilmiyor muydu sanıyorsunuz?

Elbette biliyordu.

Peki, niye yaptı?

Seçmenlerinin gazını almak için?

Peki, Anayasa Mahkemesi ve Anayas Mahkemesi Başkanı ne dedi?

Başörtüsü yasağı ile alakalı uygulanacak bir kanun yoktur. Mesela uygulama ile çözülmelidir.

Peki, çok itimat ettiğiniz Başbakan bu çözüm önerini neden hiç ağzına almadı?

Çünkü, çözmek istemiyor?

Çünkü, çözüm net "Yasak ile ilgili yürütmeyei durduracak mercii harekete geçirmek.

Yürütmeyi durudarcak muhtelif imkanlar var.

"Herhangi bir yargı organı kararı alınırsa Yürütmenin yargı kararlarına uymamak gibi bir yetkisi yok."

"yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanı devreye girer."

"Yürütmeden sorumlu Bakanlar Kurulu devreye girer."

"Hükümet Anayasa Mahkemsine Yürütmenin durdurulması için dava açar."

Bütün bunlar varken, hükümetin ısrar ile Kanun ile çözülebileceğini söylemesinin manası şudur:

"Bu yasak yasaldır."

Oysa yasal değil. Eğer kanun ile çözülmeye kalkılırsa, orta vadede tehlike şudur:

Yasa iptal edilir ve yasak bir daha çözülmez hale gelir.

Hükümet "ben üstüme düşeni yaptım "der

Seçimlere yakın yine başörtüsü eylemleri düzenletir. Yine iktidar olur.

vesselam

Siz takılıp kaldınız Ak Parti başörtüsü üzerinden seçim kazanmak için yapıyor diye.

Bu seçmen bu kadarmı cahil, Türkiyede yıllardır neler olup bittiğini bilmiyormu?

Çok bilinçli , eğitim seviyesi gittikçe yükselen bir halk bu numarayı yemez. Kimse kimsenin kara kaşına gözünede oy vermez.

Bir gecede başbakan tutuklayıp asan, ona iftiralar atan, darbecilerin tutundukları dallar kurutulmadan tam demokratikleşme bu ülkede mümkün değil. Belki yavaş gidiyor ama her şey şu anda sırasıyla gidiyor. Hadi bakalım başörtüsü serbest, bak okula olmayanı tutuklatırız de bakalım neler oluyor. ,Ak partiyle ilgili korku pompaladılar yıllarca, iran rejimi falan gelecek diye.

Erbakan deneyimi yaşadı bu ülke, akıbeti ortada. O yanlışları Ak Parti yapmayacak, darbecilerin yargı ayağı bir düzene sokulmadan, zihniyet devrimi yapılmadan öyle hadi başörtüsü serbest artık denilmiyor bu ülkede. Zaten yasak değil ama , köşebaşlarını tutmuş darbeci zihniyetin beyni yasakçı. Kılıfına uydurulup, bir gecede darbe olmayacağının garantisi yok bu ülkede.

Biz başbakan inanıyor ve bu sorunun hallolacağını biliyoruz. Öyle olmasa yüzde 58 almazdı referandumda.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Bak kardeşim, ben de senin kadar neyin ne olduğunu biliyorum, zor olduğunun farkındayım.

Ama bu benim hakkı istememe ve sukut etmeme sebeb olmaz.

8 sene önce başörtüsü yasağını ANa-Sol-M kaldırsın diye AKP önderliğinde gösteriler düzenlerken kolya mıydı?

Zordu. O zaman kolay olmadığını bilmiyor muydunuz? Biliyordunuz.

Neden gösteri düzenlediniz.

Neden hükümete geçince mücadele sustu.

İşte, o mücadelenin susması ile hükümet rehavete kapılıyor diyor: Bu iş çok zor. Zaten başörtülüler şimdilik iktidarımı zorlayacak mücadele içinde değiller.

Ben de istiyorum: Tıpkı o zamanki gibi bu yasağın kalkmasını isteyelim.

Bu yasak kalkana kadar iktidarlar düşsün.

Kaldırmayan, kaldırmaya gücü olmayan, kaldırmak istemeyen gitsin.

Eğer AKP yasağın bitmesini gerçekten istiyorsa ve biz susuyorsak AKP'ye zarardır. Çünkü statüko diyecek "bak çözülmesini isteyen yok. Amacın nedir?"

AKP'nin elini kolunu rahatlatmak için, gür sesle istemeye devam edelim.

Gerek olsa AKP'ye diyelim: Ya çöz ya gidersin.

Başörtümüz, AKP'nin iktidarından mühim değildir.

Biz eğer başörtümüze sahip çıkarsak, Allah bizi muhafaza edecek hükümetler var eder.

Yok biz siyaset, iktidar uğruna değerlerimizden vaz geçersek, hakkımızı ve hukukumuz bilmez isek dostlarımız bile düşman ederiz.

Etmişiz.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Bu seçmen bu kadarmı cahil, Türkiyede yıllardır neler olup bittiğini bilmiyormu?

Ben demokratım seçmene cahil demem.

Seçmen cahil değil zaten.

Bir kilo üzümü pay etmelerini istesen seni rahatlıkla kandırabilirler.

Ama, kandırıldıkları ve aldatıldıkları doğrudur. Bazen alimler de kandırıldığı vakidir.
Evet, Müslümanlar şu ucu ecnebilerde olan deccalist kaideler ile kaim siyasetin içinde mücadele etmeye devam ettikçe mağlup olmaya devam edecekler.

Çünkü o siyasette amaç için her yol mübah ve ayakta durmak için yalan ve aldatma bir kaidedir.

Müslüman din adına o siyasete girince dindar kalamıyor. Kendide yalana ve aldatmaya caiz der hale geliyor.

Evet, biz o siyaset ile o siyasete girmeden mücadele edelim. O siyasete hizmet etmeyelim. O siyaseti kendimize hizmetkar kılalım.

İşte o siyasetin sahibi müstebitler başörtüsü yasak etmiş.

Biz de o siyasette ehven olarak oy verdiğimizden yasağı kaldırmasını ve dinimize himzet etmesini isteyelim.

Eder, etmez. O bahçeye girenden herşey beklenir.

Ama bizim Allah huzurunda anlımız ak olur.

Allah bize "sen ehven olan, ucu ecnebilerde olan deccale ait siyasete giren bir partinin iktidarı için değerlerini feda ettin" diye hesap sormaz.
Allah bizden zafer ve netice istiyor değil. Doğru ve hak kaideler ile hareket etmemizi istiyor.
Biz doğru yolda olalım.

Bak bakalım o mistebitler Allah'ın oyununa direne bilecek mi?

İşte bu kısmı imana dairdir.
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Bak kardeşim, ben de senin kadar neyin ne olduğunu biliyorum, zor olduğunun farkındayım.

Ama bu benim hakkı istememe ve sukut etmeme sebeb olmaz.

8 sene önce başörtüsü yasağını ANa-Sol-M kaldırsın diye AKP önderliğinde gösteriler düzenlerken kolya mıydı?

Zordu. O zaman kolay olmadığını bilmiyor muydunuz? Biliyordunuz.

Neden gösteri düzenlediniz.

Neden hükümete geçince mücadele sustu.

İşte, o mücadelenin susması ile hükümet rehavete kapılıyor diyor: Bu iş çok zor. Zaten başörtülüler şimdilik iktidarımı zorlayacak mücadele içinde değiller.

Ben de istiyorum: Tıpkı o zamanki gibi bu yasağın kalkmasını isteyelim.

Bu yasak kalkana kadar iktidarlar düşsün.

Kaldırmayan, kaldırmaya gücü olmayan, kaldırmak istemeyen gitsin.

Eğer AKP yasağın bitmesini gerçekten istiyorsa ve biz susuyorsak AKP'ye zarardır. Çünkü statüko diyecek "bak çözülmesini isteyen yok. Amacın nedir?"

AKP'nin elini kolunu rahatlatmak için, gür sesle istemeye devam edelim.

Gerek olsa AKP'ye diyelim: Ya çöz ya gidersin.

Başörtümüz, AKP'nin iktidarından mühim değildir.

Biz eğer başörtümüze sahip çıkarsak, Allah bizi muhafaza edecek hükümetler var eder.

Yok biz siyaset, iktidar uğruna değerlerimizden vaz geçersek, hakkımızı ve hukukumuz bilmez isek dostlarımız bile düşman ederiz.

Etmişiz.

Yahu Başbakan , Başkanlık sisteminden falan bahsediyor. Seçmen demezmi başörtüsü sorunundan ne haber diye, millet enayimi sorununa çare olamamış birini devlet başkanı yapsın. . Millet Tabiki çözüm istiyor ama, bakın şimdi olduğu gibi toplumsal bir uzlaşmada gerekli. Kendileride inanmıyor ama, siyasi ikbal uğruna tekraraladıkları nakarat şu: Ya bir gün başımız zorla örtülürse? İşte bu argümanları kullanarak, laikçileri gaza getirebilir ve bir anda ülkeyi başörtüsü probleminin oluşturduğu kaosun içinde bulabilir insan kendini.

Onlar istesede istemesede, şu an başörtüsü ile okula giriliyor, istisnalar olabilir. . Seçim yaklaştığı için, chp yandaşları bu duruma susacaklar.
Sonrasında görülecekki,başörtüsü artık modası geçmiş bir tehlike aracı, biz başka bişey bulalım ülkenin tehlikede olduğunu söylemek için diye düşünecekler. Dünya değişiyor ve şartlar herkesi değişime zorluyor, ister kabullensin, ister kabullnmesinler.

Bu kesim eğitim, seviyesi yükselen, yurt dışına açılmış, gençliğin karşısında pes edecek, o şartlanmı, cahil kafaları bunu kabul edecek. Arıtman, serter, arat kem küm etmeye başladılar, bunlar azgın bir başörtüsü karştıydı, seçim yaklaştığı için süngüleri düştü. İşte şartlar böle oluşuyor, yoksa kimse onlara başörtüsünün hak olduğunu kabul ettiremezken, şartlar oluşur ve susarlar.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Eğer zekaya tarafgirlik musallat olursa aldatılması vakidir.

Ben demiyorum ki, kolay. Zor olduğunu biliyorum.

Ama bu işi çözmesi kolay bir Zat var: Allah

Neden ona yaslanmayalım.

Dün ANA-SOL- M iktidarını başörtüsü yasağı ve dini eğitimde yasal sınırlama sebebi ile yıktınız. O hükümeti başörtüsü için feda etmek kolayınıza geldi.

Peki, şimdi neden başörtüsü için AKP'yi feda etmiyorsunuz.

Çözmeyecekse gitsin, yıkılsın.

Size -acizane- tavsiyem Bakara suresi 204-207 ayetlerini iyi tahlil etmeniz.

Orada dünya işlerinde nasıl seçim yapılması gerektiğini izah ediyor.

Hususan Bakara 207'de Allah'ın sevdiğinin "kendisini feda eden" olduğunu emrediyor.

O zaman Başbakan madem dindar siyasiyun olarak yapamadığını Müslüman olarak yapsın: Kendisini feda etsin.

Kendisini feda etmiyorsa 206ıncı ayet muhattab olur.

Demek Başbakanı sizden daha çok seviyorum.
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Eğer zekaya tarafgirlik musallat olursa aldatılması vakidir.

Ben demiyorum ki, kolay. Zor olduğunu biliyorum.

Ama bu işi çözmesi kolay bir Zat var: Allah

Neden ona yaslanmayalım.

Dün ANA-SOL- M iktidarını başörtüsü yasağı ve dini eğitimde yasal sınırlama sebebi ile yıktınız. O hükümeti başörtüsü için feda etmek kolayınıza geldi.

Peki, şimdi neden başörtüsü için AKP'yi feda etmiyorsunuz.

Çözmeyecekse gitsin, yıkılsın.

Size -acizane- tavsiyem Bakara suresi 204-207 ayetlerini iyi tahlil etmeniz.

Orada dünya işlerinde nasıl seçim yapılması gerektiğini izah ediyor.

Hususan Bakara 207'de Allah'ın sevdiğinin "kendisini feda eden" olduğunu emrediyor.

O zaman Başbakan madem dindar siyasiyun olarak yapamadığını Müslüman olarak yapsın: Kendisini feda etsin.

Kendisini feda etmiyorsa 206ıncı ayet muhattab olur.

Demek Başbakanı sizden daha çok seviyorum.

Feda edilen kişi ile başbakan farklı.

Erbakan seçildi ama, millet bir yönüyle onun hal ve tavırlarında başbakanlığa yakışmayan unsurlar gördü. Gittiğindede üzülmedi. Ak Partiye yöneldi ve başbakana sahip çıkıyor. Zaman seçmenin haklı olduğunu gösterdi, Erbakanın yaptıklarına bakın, başbakana bakın. Yeni konu açtım dikkatli okuyun, birde bu yönüyle düşünün emre aköz Ak Parti seçmeninin duygularına tercüman olmuş.tercüman olmuş.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Başbakan sahip çıkmak demek Başörtüsü yasağını kaldırmamasına susmak mıdır?

Başörtüsü yasağını çözmek adına yaptığı hataları yutmak mıdır?

Kan kusup kızılcık şerbeti içmek midir?

Hiç kimse kimseden kendisini feda etmesini isteyemez. Biz de başbakandan kendisini feda etmesini isteyemeyiz.

Ama deriz: Başörtüsü yasağını çöz (bu sadece bir misaldir)

O der: Çözersem ölürüm, giderim, şöyle kötü olur, bana böye yaparlar.

Derim: Korkuyorsan korkmayan, kendisini feda edebilecek başka birini seçerim.

O da değerlendirmesini yapar, kararını verir. Çözemeye cesaret edemiyorsa gider.

Allah'ta bize kendini feda edecek bir idareci gönderir.

Zira, biz nasılsak Allah bize öyle idareci verir.

Biz korkuyoruz, idarecimiz de korkuyor.

Biz diyoruz "Aman başörtüsü çözülürse iktidarımız gider"

Allah'ta biz bir farza karşı iktidar istediğimiz için iktidarımızı muhafaza ediyor.

ama, zulm devam ediyor.

O zaman "bu zulüm niye" demek hakkımız yok.

Galiba müslümanlar hiç sınanmasın istiyorlar.

Bu zalim olmasa diğer zalim olacak. Bu kafir olmasa başkası gelecek. Ama kıyamete kadar sıananacağız.

Zülümler karşısında vaveyla edeceğimize, o zulmün amacını anlayıp ona göre davranmak lazımdır. Zulüm o vakit vazifesini bitirir.

Sonar başka zulum gelir. Böyle devam eder. Ta kıyamete kadar.

Biz sadece hak yolda olmak ile mükellefiz.
 
Üst