Basit Bir Tercih

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Basit Bir Tercih

İlk Müslüman Türk Devletlerinden biri olan Gazneliler devletinin en büyük ve değerli hükümdarlarından biri olan ve tarihte ilk defa "sultan" adını alan Sultan Mahmud, İslamı yaymak için Hindistan'a on sekiz sefer düzenlemişti. İşte bu seferlerden birinde çok şiddetli bir direnme ile karşılaşmış, zafer kazanacağından şüpheye düşmüştü. Tam bu zor durumda iken Allah'a şöyle yalvardı: "Ey Rabbim; bu savaştan galip çıkarsam, aldığım bütün ganimetleri yoksullara dağıtacağım"
Neticede Sultan Mahmud galip geldi ve çok kıymetli ganimetlere sahip oldu. Gazne'ye döndüklerinde elde ettikleri bütün ganimetleri yoksullara, muhtaçlara dağıtmaya başladı. Fakat bazı vezir ve komutanlar araya girip, "aman Sultanım ne yapıyorsunuz, bunca değerli ganimetler, altınlar, inciler fakir fukaraya dağıtılır mı? Hem onlar bunların kıymetini ne bilecek? Üstelik devletin hazinesinin bunlara ihtiyacı var" diyorlardı. Sultan Mahmut bunu Allah'a verdiği sözün gereği olarak yaptığını, kendisi için bir adak olduğunu söyledi. Adamları yine itiraz ettiler: "Efendimiz önemsiz olanları dağıtın, değerli olanları hazineye ayırın, bütün memleketin bunlara ihtiyacı var" dediler. Sultan Mahmut'un kafasını karıştırdılar. O zamanda Gazne'de yaşayan, doğruyu ve hakki kellesi pahasına söylemekten çekinmeyen âlim ve fâzıl büyük bir zat vardı. Sultan Mahmud onu çağırtıp durumu anlattı ve fikrini sordu. O büyük zat şöyle dedi:
"Sultanım bunda kararsızlığa düşecek bir taraf yok. Çok basit bir tercih karşısındasınız. Eğer Allah'a bir daha işiniz düşmeyecekse hemen adamlarınızın dediğini yapın, ganimetleri hazineye koyun. Ama Allah'a tekrar işiniz düşecekse verdiğiniz sözü tutun, adağınızı yerine getirin, ganimetleri yoksullara dağıtın.

"
Not: İşte böyle kardeşler... Bizimde Rabbimizden isteklerimiz varsa (tabiri caiz ise Rabbimize işimiz düşüyorsa) ve isteklerimiz olmuyorsa, daha önceden verdiğimiz sözler varsa, yerine getirip, getirmediğimizi hatırlayalım lütfen...
 
K

Kaçak

Guest
Sonuçta bir menkıbe gözüyle baksakmı ki ..
Veya şunu sorsakmı ki ...
Savaş ganimetinin paylaşımı , onun bunun şunun insiyatifindemidir ?
Yoksa belli bir fıhkı ölçüsü varmıdır ?
Allah Rasulu hangi esaslara göre paylaştırmıştır ?
Padişah bu konuda tek söz sahibi ise o zaman elbette yukarıda dogrusunu yapmıştır ...
Ama konuya söz verme ve yerine getirme olarak bakarsak güzel bir kıssa :)
 
Üst