DENİZKRTL
Ordinaryus
- Katılım
- 14 Şub 2010
- Mesajlar
- 2,267
- Tepkime puanı
- 475
- Puanları
- 0
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, Tunceli baskınıyla ihmalleri gündeme getiren gazetecilere yönelik "hain, mütareke basını" suçlamaları tepki çekti.
Başbuğ'un sözlerini hakaret sayan gazetecilerden Mehmet Altan, "1984 yılından bu yana terörle mücadele eden bir ülkede karakolun kolayca basılması nasıl mümkün oluyor?" derken, Emre Aköz "Başbuğ önce Çukurca'da askeriyeye ait mayınlarla şehit düşen 7 askerin hesabını versin." ifadelerini kullandı. Oral Çalışlar da Başbuğ'un basına karşı düşmanca ifadeler kullanmasını yadırgadığını vurguladı.
Söyledikleri hakaret, haddini aşıyor
Mehmet Altan (Star Gazetesi):
Açıklamaları eleştiriden fazla hakaret. Başbuğ haddini aşıyor. Basında bir hafta öncesinden Türk ve Kürt oluşumlar içerisindeki Ergenekoncuların anayasa değişikliğinin önünü kesmek için bazı terör olaylarını yapacakları yazıldı. Şimdi herkesin aklında şu soru işaretleri var: Nasıl oluyor da 1984'ten beri savaşan bir ülkede karakol bu kadar rahat basılıyor ve komutanı bu kadar rahat öldürülebiliyor? Orası Tunceli. Antalya değil, Bodrum değil ki. Sen havanın kötü olabileceğini, yardım gidemeyeceğini düşünemiyor musun?
Her şehidin hesabını verecekler
Emre Aköz (Sabah Gazetesi):
1960'lardan sonra yakın tarihe kadar Türk basınının büyük bölümü askerciydi. Hep siyasetçiler kabahatli, askerler hep haklıydı. Bu algı Ergenekon ile değişmeye başladı. Önceden şehit haberi geldiğinde ah çekiyorduk, şimdi basının bir kısmı "Kardeşim bu askerler niye şehit düştü?" diye hesap soruyor. Artık eski devirler bitti, her şehidin hesabını verecekler. Buna da Mayıs 2009 Hakkari Çukurca'da kendi döşedikleri mayınlarla şehit düşen 7 askerin hesabını vermekle başlasın. Önce o askerlerin hesabını versin, sonra basını eleştirsin.
Yazılanlar doğru olduğu için öfkeli
Ergun Babahan (Star Gazetesi):
Doğrudan basın özgürlüğüne bir müdahale. Hiçbir ülkede genelkurmay başkanının haddi değildir ki basını böyle ağır bir dille eleştirmek. Haddini ve kastını çok aşan bir değerlendirme. Bu biraz da yazılanların doğruluğunun bilinmesinden kaynaklanan bir öfke. Bir ülkede silahlı kuvvetler mensupları kendi halkına komplo, cinayet gibi olaylara karışabiliyorsa önce bunun hesabını versin. Medya kendi iç değerlendirmesini yapar. Demokratik kültür açısından ayıp, kınanacak bir açıklama.
Asker de eleştirilmeye alışacak, sakin olmalı Oral Çalışlar (Radikal Gazetesi): Basının bir kesimine karşı bu kadar düşmanca ifadeler kullanmasını doğrusu yadırgadım. Basının eleştiri hakkına, basın özgürlüğüne yönelik böylesine kamplaştırıcı bir dil doğru değildir. Herkes eleştirildiği gibi askerler de eleştirilecektir. Son dönemde eleştirilmektedir de. Onlar da eleştiriye alışacaklar. Sayın Başbuğ'dan sakin olmasını, eleştirileri (bazen bu eleştiriler haksız da olabilir) dikkate almasını dilerim. Genelkurmay Başkanı bu kadar öfkeli konuşursa, hem iç gerginliği artırır hem de TSK'yı gereksiz yere siyasetin içine çeker. ZAMAN
Başbuğ'un sözlerini hakaret sayan gazetecilerden Mehmet Altan, "1984 yılından bu yana terörle mücadele eden bir ülkede karakolun kolayca basılması nasıl mümkün oluyor?" derken, Emre Aköz "Başbuğ önce Çukurca'da askeriyeye ait mayınlarla şehit düşen 7 askerin hesabını versin." ifadelerini kullandı. Oral Çalışlar da Başbuğ'un basına karşı düşmanca ifadeler kullanmasını yadırgadığını vurguladı.
Söyledikleri hakaret, haddini aşıyor
Mehmet Altan (Star Gazetesi):
Açıklamaları eleştiriden fazla hakaret. Başbuğ haddini aşıyor. Basında bir hafta öncesinden Türk ve Kürt oluşumlar içerisindeki Ergenekoncuların anayasa değişikliğinin önünü kesmek için bazı terör olaylarını yapacakları yazıldı. Şimdi herkesin aklında şu soru işaretleri var: Nasıl oluyor da 1984'ten beri savaşan bir ülkede karakol bu kadar rahat basılıyor ve komutanı bu kadar rahat öldürülebiliyor? Orası Tunceli. Antalya değil, Bodrum değil ki. Sen havanın kötü olabileceğini, yardım gidemeyeceğini düşünemiyor musun?
Her şehidin hesabını verecekler
Emre Aköz (Sabah Gazetesi):
1960'lardan sonra yakın tarihe kadar Türk basınının büyük bölümü askerciydi. Hep siyasetçiler kabahatli, askerler hep haklıydı. Bu algı Ergenekon ile değişmeye başladı. Önceden şehit haberi geldiğinde ah çekiyorduk, şimdi basının bir kısmı "Kardeşim bu askerler niye şehit düştü?" diye hesap soruyor. Artık eski devirler bitti, her şehidin hesabını verecekler. Buna da Mayıs 2009 Hakkari Çukurca'da kendi döşedikleri mayınlarla şehit düşen 7 askerin hesabını vermekle başlasın. Önce o askerlerin hesabını versin, sonra basını eleştirsin.
Yazılanlar doğru olduğu için öfkeli
Ergun Babahan (Star Gazetesi):
Doğrudan basın özgürlüğüne bir müdahale. Hiçbir ülkede genelkurmay başkanının haddi değildir ki basını böyle ağır bir dille eleştirmek. Haddini ve kastını çok aşan bir değerlendirme. Bu biraz da yazılanların doğruluğunun bilinmesinden kaynaklanan bir öfke. Bir ülkede silahlı kuvvetler mensupları kendi halkına komplo, cinayet gibi olaylara karışabiliyorsa önce bunun hesabını versin. Medya kendi iç değerlendirmesini yapar. Demokratik kültür açısından ayıp, kınanacak bir açıklama.
Asker de eleştirilmeye alışacak, sakin olmalı Oral Çalışlar (Radikal Gazetesi): Basının bir kesimine karşı bu kadar düşmanca ifadeler kullanmasını doğrusu yadırgadım. Basının eleştiri hakkına, basın özgürlüğüne yönelik böylesine kamplaştırıcı bir dil doğru değildir. Herkes eleştirildiği gibi askerler de eleştirilecektir. Son dönemde eleştirilmektedir de. Onlar da eleştiriye alışacaklar. Sayın Başbuğ'dan sakin olmasını, eleştirileri (bazen bu eleştiriler haksız da olabilir) dikkate almasını dilerim. Genelkurmay Başkanı bu kadar öfkeli konuşursa, hem iç gerginliği artırır hem de TSK'yı gereksiz yere siyasetin içine çeker. ZAMAN