Dergaz
Profesör
Hani şu Ergenekon davasını Amerikancılar, cemaatçiler ve hükümet yaptırıyor ya.. Hani bölücü teröre karşı mücadele eden komutanlarımızın PKK, Hizbullah ve diğer terör örgütleri ile ilişkisi olamaz ya.. Hani şu 27 Mayıs olayı bir darbe değil ya.. 12 Eylül’ü yapanlar terörü ve anarşiyi ortadan kaldıran halk kahramanları ya.. 28 Şubat zaten darbe değil, halkın ışıkları yakıp söndürerek gerçekleştirdiği demokrasi şaheseri bir olay ya..
Ayrıca da..
Türkiye’de JİTEM diye bir şey yok..
Kafes planı denilen şey kağıt parçası..
Law silahı denilen ortası delik nesne boru..
Poyrazköy’den çıkanlar yerelması,
Zir vadisindekiler patates,
Çukurambar’da dolaşanlar tavşan avcıları,
Hakime ve savcıya gönderilen ve bizim mermi zannettiklerimiz kolye,
Yapılanlar TSK’ya karşı asimetrik psikolojik savaş ya..
Komutanlarımız bu aydınlatıcı açıklamaları yapmasalar gerçekten cahil kalacaktık. Meğer bize ne yalanlar söyleniyormuş da inanıyormuşuz. tsk.mil.tr gibi bir gözbebeği sitemiz ve Hıfzı Paşa gibi doğruluk timsali bir paşamız var da gerçeklerden haberdar olabiliyoruz vesselam.
Hıfzı Paşamıza, Yaşar Paşamıza ve Çetin Paşamıza eğer izin verirlerse, eğer müsaade buyururlarsa, eğer uygun görüyorlarsa, eğer yanlış anlamayacaklarsa-uygun görmedilerse lütfen kızmasınlar, bir bildikleri vardır- acaba birkaç soru şey edebilir miyim?
Soru 1: Şu iftiracı(!) Taraf Gazetesi’nin haberine göre, Çetin Paşamız sağ olsunlar vatanı kurtarmak için Selimiye Kışlası’ndaki toplantıyı 5-7 Mart 2003 tarihleri arasında yapmışlar. Yani bu toplantının, Irak’ın işgali için Türkiye’nin ABD’nin yanında olması ve ABD askerlerinin Türkiye toprakları üzerinden Irak’a girmesini düzenleyen tezkerenin, TBMM tarafından reddedilmesinin hemen ardından yapılmış olması bir tesadüf müydü?
1 Mart tezkeresini TBMM’den geçirme konusunda yeterli gayret göstermediği için Ak Parti’yi cezalandırma yolunu tercih etmiş olamazsınız değil mi Çetin komutanım? Hani siz ABD karşıtı ulusalcısınız da, ABD lehine tezkereyi geçirmek için çabalamayan AKP hükümeti Amerikancı ya..
Soru 2: Birinci ordu içinde yapılan bu planlar konusunda Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Paşamızın bilgisi ve desteği var mıydı acaba?
Soru 3: Yapılan planın en önemli hedeflerinden biri de o dönemin “Hükümete karşı gerekli tepkiyi göstermeyen” Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök olabilir mi paşalarım?
Soru 4: Çetin Paşamız darbelere meğer ne kadar karşıymış da biz bilmiyormuşuz. Paşam hani zatı devletlerinize göre 12 Eylül darbedir de 28 Şubat darbe değildir ya.. Hani 28 Şubat halkın ışık yakıp söndürerek gerçekleştirdiği bir demokrasi efsanesi ya.. Siz 28 Şubat günlerinde BÇG’nin başında memleketi hainlerden kurtarmaya çalıştığınız için bilirsiniz diye sorayım dedim. Buyurduğunuz gibi bu Selimiye’de yaptıklarınız bir “Harp oyunu” ya.. Zaten bu oyunun içinde cami bombalamak, kendi uçağımızı düşürmek gibi şeyleri zaten siz düşünmezsiniz bundan çok eminiz(!).
Demek isteyip de lafı dolandırdığım şey şu: Acaba zati alileriniz ve o zamanki büyükleriniz 28 Şubat öncesinde de 2003’te olduğu gibi böyle güzel “Harp oyunu” hazırlamış mıydınız?
Yani demem o ki, şu “Balyoz” oyununda çarşaf çarşaf isimleri yazmak için sağ olun bayağı uğraşmışsınız ya biz vatandaşları düşmandan korumak için. Hani diyorum, mesela Fadime Şahin’in ne yapacağı, Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz gibi din büyüklerinin(!) rollerinin ne olacağı, hangi gazetelerin hangi manşetleri atacağı, ışık yakma kampanyasının nasıl yürütüleceği, büyük demokrasi kahramanı Sisi’nin neler yapacağı, hangi böyük televizyoncuların ekranda kimleri konuşturacağı, Hizbullah’ın, domuz bağları ile kimleri roketleyip toprağa gömeceği, kimlerin imha edileceği gibi.. Ya da DYP’den kimlerin kopartılacağı, kimin liderliğinde nasıl bir parti kurulacağı, Cumhurbaşkanının nasıl hareket edeceği, yargı mensuplarının nasıl efsunlanacağı, bürokrasinin ne şekilde yönlendirileceği, “oyun” sonrası yeni hükümetin kimlerden oluşturulacağı gibi..
Zahmet buyurup alnımızı rahat rahat karışlıyorsunuz. Soruyu isterseniz özetleyelim. Acaba bir gün şu 28 Şubat’ın “Harp oyunu” da yayınlanabilir mi sizce paşalarım? Yayınlanırsa sizce neler olur paşalarım?
Şimdilik son soru: Sevgili harp oyunusever paşalarım, Çetin Paşamızın 2003’te kaldırdığı balyoz sapından fırladı. Bayağı yükseklere çıktı. Yedi senedir havada. Biraz sonra düşecek. Sevgili paşalarım sizce bu balyoz kimin başına düşecek?
Onlar bu sorunun cevabını düşünedursunlar, bu arada naçizane küçük bir tavsiyede bulunalım. Şu “harp oyunu” oynayan paşalarımız, vatandaşla bu kadar fazla oyun oynamasanız daha iyi edersiniz. Neden mi? Çünkü oyun bir zeka işidir. Cunta işi değil.
kaynak
Ayrıca da..
Türkiye’de JİTEM diye bir şey yok..
Kafes planı denilen şey kağıt parçası..
Law silahı denilen ortası delik nesne boru..
Poyrazköy’den çıkanlar yerelması,
Zir vadisindekiler patates,
Çukurambar’da dolaşanlar tavşan avcıları,
Hakime ve savcıya gönderilen ve bizim mermi zannettiklerimiz kolye,
Yapılanlar TSK’ya karşı asimetrik psikolojik savaş ya..
Komutanlarımız bu aydınlatıcı açıklamaları yapmasalar gerçekten cahil kalacaktık. Meğer bize ne yalanlar söyleniyormuş da inanıyormuşuz. tsk.mil.tr gibi bir gözbebeği sitemiz ve Hıfzı Paşa gibi doğruluk timsali bir paşamız var da gerçeklerden haberdar olabiliyoruz vesselam.
Hıfzı Paşamıza, Yaşar Paşamıza ve Çetin Paşamıza eğer izin verirlerse, eğer müsaade buyururlarsa, eğer uygun görüyorlarsa, eğer yanlış anlamayacaklarsa-uygun görmedilerse lütfen kızmasınlar, bir bildikleri vardır- acaba birkaç soru şey edebilir miyim?
Soru 1: Şu iftiracı(!) Taraf Gazetesi’nin haberine göre, Çetin Paşamız sağ olsunlar vatanı kurtarmak için Selimiye Kışlası’ndaki toplantıyı 5-7 Mart 2003 tarihleri arasında yapmışlar. Yani bu toplantının, Irak’ın işgali için Türkiye’nin ABD’nin yanında olması ve ABD askerlerinin Türkiye toprakları üzerinden Irak’a girmesini düzenleyen tezkerenin, TBMM tarafından reddedilmesinin hemen ardından yapılmış olması bir tesadüf müydü?
1 Mart tezkeresini TBMM’den geçirme konusunda yeterli gayret göstermediği için Ak Parti’yi cezalandırma yolunu tercih etmiş olamazsınız değil mi Çetin komutanım? Hani siz ABD karşıtı ulusalcısınız da, ABD lehine tezkereyi geçirmek için çabalamayan AKP hükümeti Amerikancı ya..
Soru 2: Birinci ordu içinde yapılan bu planlar konusunda Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Paşamızın bilgisi ve desteği var mıydı acaba?
Soru 3: Yapılan planın en önemli hedeflerinden biri de o dönemin “Hükümete karşı gerekli tepkiyi göstermeyen” Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök olabilir mi paşalarım?
Soru 4: Çetin Paşamız darbelere meğer ne kadar karşıymış da biz bilmiyormuşuz. Paşam hani zatı devletlerinize göre 12 Eylül darbedir de 28 Şubat darbe değildir ya.. Hani 28 Şubat halkın ışık yakıp söndürerek gerçekleştirdiği bir demokrasi efsanesi ya.. Siz 28 Şubat günlerinde BÇG’nin başında memleketi hainlerden kurtarmaya çalıştığınız için bilirsiniz diye sorayım dedim. Buyurduğunuz gibi bu Selimiye’de yaptıklarınız bir “Harp oyunu” ya.. Zaten bu oyunun içinde cami bombalamak, kendi uçağımızı düşürmek gibi şeyleri zaten siz düşünmezsiniz bundan çok eminiz(!).
Demek isteyip de lafı dolandırdığım şey şu: Acaba zati alileriniz ve o zamanki büyükleriniz 28 Şubat öncesinde de 2003’te olduğu gibi böyle güzel “Harp oyunu” hazırlamış mıydınız?
Yani demem o ki, şu “Balyoz” oyununda çarşaf çarşaf isimleri yazmak için sağ olun bayağı uğraşmışsınız ya biz vatandaşları düşmandan korumak için. Hani diyorum, mesela Fadime Şahin’in ne yapacağı, Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz gibi din büyüklerinin(!) rollerinin ne olacağı, hangi gazetelerin hangi manşetleri atacağı, ışık yakma kampanyasının nasıl yürütüleceği, büyük demokrasi kahramanı Sisi’nin neler yapacağı, hangi böyük televizyoncuların ekranda kimleri konuşturacağı, Hizbullah’ın, domuz bağları ile kimleri roketleyip toprağa gömeceği, kimlerin imha edileceği gibi.. Ya da DYP’den kimlerin kopartılacağı, kimin liderliğinde nasıl bir parti kurulacağı, Cumhurbaşkanının nasıl hareket edeceği, yargı mensuplarının nasıl efsunlanacağı, bürokrasinin ne şekilde yönlendirileceği, “oyun” sonrası yeni hükümetin kimlerden oluşturulacağı gibi..
Zahmet buyurup alnımızı rahat rahat karışlıyorsunuz. Soruyu isterseniz özetleyelim. Acaba bir gün şu 28 Şubat’ın “Harp oyunu” da yayınlanabilir mi sizce paşalarım? Yayınlanırsa sizce neler olur paşalarım?
Şimdilik son soru: Sevgili harp oyunusever paşalarım, Çetin Paşamızın 2003’te kaldırdığı balyoz sapından fırladı. Bayağı yükseklere çıktı. Yedi senedir havada. Biraz sonra düşecek. Sevgili paşalarım sizce bu balyoz kimin başına düşecek?
Onlar bu sorunun cevabını düşünedursunlar, bu arada naçizane küçük bir tavsiyede bulunalım. Şu “harp oyunu” oynayan paşalarımız, vatandaşla bu kadar fazla oyun oynamasanız daha iyi edersiniz. Neden mi? Çünkü oyun bir zeka işidir. Cunta işi değil.
kaynak