Bak biz ne güzel de inanıyoruz! Sade, basit, dusunmeden.

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Venharhaber.

ARAF ÜZERİNDE


Bak biz ne güzel de inanıyoruz! Hem Allah’a inanıyoruz, hem her Allah diyene, hem de Allah yolunda her söylenene, her yapılana! Ne kadar da eminiz doğru yolda olduğumuzdan! Mevlitler yapıp şekerler dağıtıyor, hocaları ağzımız açık, gözümüz yaşlı dinliyoruz. Hele bir de sahabeden heyecanlı heyecanlı olağanüstü hikâyeler anlatıyorlarsa değmeyin keyfimize! Ağlayarak mutlu olup, üzülmekten haz alan, arabesksiz yaşayamayan bir milletiz biz.

Tiz sesli adamlardan nağmeli ilahiler, ağlayarak ya da ağlar gibi yaparak okunan Kuranlar dinlerken hayallere dalıp gideriz. Ne Zühruf 44’de ne dendiği önemli bizim için ne Al-i İmran 7 bizim derdimiz. Onları hocalar biliyor, biz bilsek ne olur bilmesek ne! Biz zaten dinimize teslim olmuşuz! Ne insana boyun eğenler kimdir diye düşünürüz, ne de İslamiyet nasıl bir teslimiyet umurumuzda. Delille, ikna ile, bilerek, tatmin olarak inanmak da neymiş! Zaten inanıyoruz ya işte. Sade, basit, düşünmeden… Bilip de kafayı mı üşütelim! Bilmemek ne hoş bir tembellik! Bir kelime-i şehadetle ve inandık demekle iş bitmiş ne güzel! Bilmemek daha güzel!!!

Bir biz müslümanız! Din adına aykırı her söz söyleyen kâfirdir, münafıktır, gavurdur, ateisttir ya da çok gizli planlar peşinde koşan din düşmanı kimselerdir! Doğduğumuzdan beri duyduğumuz dine tam bir teslimiyetle teslim olmuş, bir yerlerimizin ucunu düğün dernekle kestirip “Müslümandır” diye onay belgemizi almış, onunla mutmain olmuşuz işte. Allah’ın vahyini sorgulayıp kafir mi olalım!!! Fecr neymiş, güneş nereden nereye doğru kayarmış, ettehiyyatüde ne diyormuşuz umurumuzda olmaz bizim. Allah’ın sünneti nedir bilmesek de peygamberimizin anlatılan sünnetine teslim olmuşuz biz.

Ne dediğimizi bilmediğimiz namazımızla ocağın üstündeki yemeğin taşıp taşmadığını ya da elektrik faturasının neden çok geldiğini düşünerek kıyam eder, bel ağrımızı ve dizimizin kireçlenmesine isyanla yatar kalkar, sağ ayağımızı kıbleye dikkatle diker oturur, meleklere selam verir ve böylece cenneti kazanırız biz! Hele bi de subanallahla başlayıp, subanalla, subha, subha, suba, sba, sba… elemdülillah, elemdülil, elemdülil, elemdü, elemdü, elemü, elem, lem, lem… Allahuekber, Allaakber, allakbe, alakbe, lakbe, lakbe, balak, balak… diye 33’er defa tesbihimizi çektik mi içimizde bir huzur peydah olur!

Musa Firavunla neler yaşamış, Haman kimmiş, Musa Harun’a neden kızmış, Meryem tek başına mihrabında ne düşünmüş, Süleyman’ın mülkü ne demekmiş, Davut’un yanına tırmananlar bize ne ders verirmiş, Salih, Nuh, Hud, Yusuf tebliğlerini nasıl yapmışlar, İbrahim’in tevhide uzanışı nasıl olmuş bizi hiç ilgilendirmiyor! Onları âlimlerimiz bilir! Bahçe sahiplerinden, mağarada uyuyanlardan, Hüdhüdden, Belkıs’ın tahtından, Zülkarneyn’den , sivrisinekten, ameneresulünün anlamından ve 19’dan bize ne!!!

Ah davam, ah derdim diyen muvahhid… İyi ki varsın. Dindarların durumu böyle işte… Dini umursamayanlar zaten ayrı âlem. Durum içler acısı. Arabesk isteyenler için tam arabesklik, acıyı seven bir ümmet için en acınası zaten. Ama yanlış şeylere üzülüyor, yanlış şeylere seviniyorlar. Bindikleri dalı kesiyorlar da haberleri yok.

Kılığına kıyafetine bakılarak peşinde koşulan insanlar yüceltilmekte… Kürklere yedirilmekte sosyete yemekleri. Makamına memuriyetine bakılarak abartılan insanlar… Zenginliği ve sözü geçerliğiyle övülen insanlar… Yeryüzünde kitleleri peşinde koşturan Firavunlar ve Hamanlar… Hep övülmekteler… Ve galip gibiler… Aynen öncekiler gibi… Tıpkı tahtlarını altından çektikleri diğer o eski firavunlar ve o eski Hamanlar gibi…

Kazanın doğurduğuna inanıp öldüğüne inanmıyorlar. Sihirbazları, kâhinleri, azizleri, papazları, hocaları ve hahamları kendi gösterileriyle destek vermekte… Hamanları dev aynalarında ağır ve oturaklı… Musalar ne yapsa inandıramıyor… Kendileri gibi sihirbaz zannediliyorlar… Benim gösterim daha cümbüşlü… Benim taraftarlarım daha çok… Sense düşmanlarımdansın suçlamaları… Hep suçluyorlar… Aynen öncekiler gibi… Mazeretleri hazır… Tıpkı Musa’nın yüzüne vurup yumruğunu hatırlatarak üstün gelmeye çalışanlar ya da Lut’la akılları sıra ne temizmişsin diye alay edip aşağılayanlar gibi…

Parayı veren düdüğü çalıyor. Geçici dünyada tahtlarına kurulanların çoğu kölelerini kandırmaya devam ediyorlar… Cariyeler de halinden memnun… Yalanına kendi bile inanmış da hizmetçinizim diyen Firavunlar kutsanıyorlar… Bu nasıl bir akıl tutulması ki hizmetçilere köle oluyor evsahipleri… Aynen öncekiler gibi… Tıpkı daha önceleri de ayakların baş, başların ayak olmuş olduğu gibi…

O bizdendir çığlıkları, ona kurban sunulan yürekler… Avuçlar şişmiş alkışlardan… Gözlerde böbürlenme üstüne böbürlenen bakışlar… Onurlar kıl olmuş derinlerde, gurursa üstünmüş gibi yükseklerde… Öbürleri öbürleri öbürleri… Öbürlerine sorarsan öbürleri öbürleri… Hep ayrıştırıyorlar… Aynen öncekiler gibi… Tıpkı daha önce başkalarını öbürleyenler gibi…

Ağdalı sözlerine kulak verilip coşkuyla dinlenip büyük hak veriliyorlar… Bayrak yarışında bayrağı ele geçirmiş diye, kendilerini yarışın tek galibi zannediyorlar… Olamamış kalabalıklar, olmuş zannettikleri kahramanlarıyla, ham kahramanlar oluyorlar… Tek başına kaldıklarında değersizleşiyor ve cahillikleriyle baş başa kalıyorlar… Aynen öncekiler gibi… Tıpkı bir zamanlar değerliyken ve alkışlanırken, şimdi tek tek kalıp da değersizleştirilmişler gibi…

Boyuna posuna bakılarak peşinde koşulan insanlar da kutsanmakta… Firavunlarının zenginliğini kendi zenginliği zannedenler çığlıklarla coşuyor… Firavunlarının sözlerini kendi intikamları zannedenler hazla sarhoş olmuşlar… Firavunlarının sözü dinlenirliğini kendi sözü dinlenirliği zannedenler… Ve Firavun’un dinini kendi dini zannedenler… Allah’ı sever gibi kahramanlarını seviyorlar… Aynen öncekiler gibi… Tıpkı daha önce başka kahramanları da kutsamış olanlar gibi…

Ağdalı ve galip hitabetlerine bakılarak peşinde koşulan insanlar övülmekte… Ama sen ne söylesen boşa… Bir sadakat ki Allah’a yok… Bir övünüş ki Allah için değil… Bir övgü ki Allah’a yapılmamış… Bir şükür ki Allah’a edilmemiş… Bir güven ki Allah’a duyulmamış… Bir iman ki Allah’a özgülenmemiş… Bir sevda ki Allah’a gösterilmemiş… Ama Allah’a ulaşma yolunda zannedilmekte… Aynen öncekiler gibi… Tıpkı öncekiler gibi…

Göle maya tutturmaya çalışıyorlar. Okunmamış Kuran’dan sekiz tane kısa sureyi Arapça ezberleyince tamamdır zannediyorlar. Kuran’ı kendi diliyle okuyan zındık! Kuran’dan öğüt veren sapmış! Kuran bize yeter diyen mutezile! Kuran’ı anlayabiliriz diyen akılsız, anlayamayız diyen dindar! Kuran eksik diyen aradığını kitabın dışında bulur, Kuran eksiksizdir diyen aklını ilah edinmiş! Şu Kuran da Kuran diyenler var ya bunlar ya oryantalist, ya misyoner ya da delirmiş!!! Allah onları asla lütfuna nail etmeyecekmiş!

7-Araf 48-49 A’râf ashabı, simalarından tanıdıkları bir kısım kimselere seslenip: “Gördünüz ya, ne topladığınız mallarınızın, ne onca taraftarlarınızın, ne de büyüklük taslamalarınızın ve o çalımlarınızın size hiç bir faydası olmadı!” O cennetlikleri göstererek “Sahi, şunlar “Allah, bunları asla lütfuna nail etmez.” diye yeminler edip hor gördüğünüz kimseler değil miydi? İşte onların ne yüce mevkide olduklarını şimdi anladınız değil mi? derler ve sonra o cennetliklere dönerek: “Buyurun girin cennete, derler, size korku ve endişe olmadığı gibi, siz asla üzüntü de görmeyeceksiniz.”

Kalemzede.net
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
İşte, Müslümanların itikadlarıyla ve yaptıkları amellerl istihza edilişin, onları hor, hakir ve sapık görüşteki insanı kıpkırmızı kafir olma kategorisine sokan bir inanışın yazıya dökülmüş hâli !.. Katılanlar, Onaylayanlar veya tasdik edenleri de aynı akıbe sürükleneceğini tahmin etmek hiç zor bir şey değil… Bu yazı ; Suret-i Haktan görünerek bu forumda bulu8nanların yedikleri nanelerden sadece bir tanesidir… Böyle küfür içerikli yazıların Adı “ihvanforum” olan bu sayfaya ne kadar yakıştığını da herkesin takdirlerine sunuyoruz.
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
kalemzadeye cevaplar verdik.Bu sitedeki yanlız kuran diyenlerede gayet açık cevaplar verdik.

Kalemzadenin yazılarından alıntı.
"Peki, şimdi biz nasıl salât edeceğiz veya namazı nasıl kılacağız diye soran varsa, Allah’a emanet olsun inşallah. Bu makalenin asıl teması şudur: Bölünmemeliyiz. İster beş vakit, ister üç vakit, ister iki vakit ister tüm gün namaz kılın. Hatta isterseniz kılmayın. Bu ayrışma sebebi değildir. Tesbihiniz sizin mahreminizdir. Rükû edenlerle rükû etmek de Allah’ın emridir. Sadece Allah’a yönelinmesi koşuluyla… Biz O’nunla kendi anladığımız dilde ya da en azından anlamını bildiğimiz cümlelerle irtibat kurmalıyız. Hangi baba, oğlu yalvarırken merhametsiz kalabilir. Allah bir babadan daha mı merhametsiz!!! Veyahut “niye şöyle eğildin de böyle eğilmedin, neden şu hareketi yapmadın da şöyle yaptın” diye kızar mı bize? Allah’ı hiç mi tanımadık!"

İster beş vakit, ister üç vakit, ister iki vakit ister tüm gün namaz kılın. Hatta isterseniz kılmayın.

"Namaz müminlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır." buyuruyor. (Nisâ: 103)

“Ben cinleri ve insanları ancak (beni bilsinler) bana ibadet etsinler diye yarattım.” buyuruluyor. (Zâriyât: 56)

Ayrıca dediği gibi yanlız kuran diyenlerden 2,3,5 vakit kılanlar vardır .Hiç kılmayanlarda vardır.Buda büyük bir bölünmeye yol açmaktadır.

Kalemzadenin yazılarından alıntı.
"Ben namazımı şu şu şu saatlerde gönlüm ferah olarak kılmaya devam ediyorum. Var mı yok mu tartışmalarından sıyrılmış, içim rahat ve huzurlu biçimde sadece Allah’a yöneliyorum. Daha fazla bir huşu duymam gerekir ve belki hatam da olabilir ama Kuran’da tüm bunları gördükten sonra, kuşlar gibi kendi bildiğim şekilde yapmamın bana emredilen olduğu kanaatindeyim. Varsa küçük hatalarımı Allah’ın affedeceğini umuyorum. Bence siz de içiniz rahat olarak nasıl yönelecekseniz öyle yönelin. Kimseyi ilgilendirmez sizden başka."

Peygamber Efendimiz(s.a.v) kaç vakit namaz kılardı?
"Ne dersiniz? Birinizin kapısı önünden ırmak geçse, günde beş defa içinde yıkansa kiri kalır mı?"

– Hayır, hiçbir kir bırakmaz.

"İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah bununla günahları yok eder." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 319)

Daha çok hadis ekleyerek konuyu uzatmayacağım.
Buhari, Müslim gibi sahih kabul edilen hadis kitaplarının, hiç değiştirilmeden bugüne kadar geldiğine nasıl kanaat getirebiliriz?
Tıkla Oku


İslam bellidir.Kuran ve sünnet bellidir.İslam hiç değişmemiştir.Fakat insanlar fırkalara ayrılmışlardır.

"Ümmetim benden sonra yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bir fırka müstesna diğerleri hep ateştedir."
– Onlar kimlerdir ya Resulellah!
"Benim ve ashabımın yolunda olanlardır." (Ebu Dâvud)


“Allah katında din İslâm’dır.” (Âl-i imrân: 19)
“Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rûm: 30)
“Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, onunki aslâ kabul edilmeyecektir. Ahirette de ziyan edenlerden olacaktır.” (Âl-i imrân: 85)
“Ey iman edenler! Hep birden tam bir teslimiyetle İslâm’ın sulh ve selâmetine girin.” (Bakara: 208)

Yanlız kuran diyenlere gerçekten çok cevap verdik.Artık ümidim kalmadı.



Ahir zamanda zannına uyan çoktur.Kurtulan fırka kimlerdir?

"Yarattıklarımızdan öyle bir topluluk da vardır ki, onlar Hakk'a iletirler ve Hakk ile hüküm verirler." (A'râf: 181)


"...Benim ve ashabımın yolunda olanlardır." (Ebu Dâvud)


"Ümmetimden bir tâife, kıyamet gününe kadar Hakk için muzaffer bir şekilde mücadeleye devam edecektir." (Müslim)

İşte bu kurtulan fırkayı bulun.Allah hidayet versin.Allah buldursun.Amin.





Ahir zamanın sonlarına doğru yaklaştık.Büyük kıyamet alametleri gerçekleştiğinde sanırım hadislerin doğruluğunu anlayacaksınız fakat çok geç olucaktır.Eğer küçük kıyamet alametlerine, hadislere bakarsanız hepsi veya çoğunun gerçekleştiğini göreceksiniz.Peygamber efendimiz(s.a.v) ne demişse gerçekleşti,gerçekleşiyor.

Allahın kurtardığından başka kimsenin kurtulamayacağı açıktır.Allah cümlemizi kurtarsın ,affetsin,helak etmesin amin.Bu zamanda imanını korumak çok zor.her tarafımız günahlarla çevrili .
İnşaAllah Allah bizlerin günahlarını ve hatalarını bağışlasın,hidayet versin ve rahmet ve merhametiyle selametle cennetine alsın amin.

Gerçektende cehennemin üzerine sırat köprüsü kurulduğunda.Köprüden düşünleri gördüğümüzde ve cennete girmek için başka bir yol olmadığında,yürümemiz için zorlandığımızda halimiz ne olucaktır?Şimdi düşünüp korkmazsak ahiretde yaşayacaklarımız bizi daha çok korkutacaktır.
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
herkes kendi yoluna gidecektir, doğuştan kendi elindeki sermaye üstüne bir hayat inşa edecektir. namazı olan onu kullanacak, onu anlamlı kılmak zorunda olacaktır. başka ibadet ve iyi işi olan onu ilerletecek, ve ona yenilerini ekleyecektir. sonunda şanslı ve akıllı olam namaz da kılacak, aklı da olacak, mesleği de olacak, vs...
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
kalemzadeye cevaplar verdik.Bu sitedeki yanlız kuran diyenlerede gayet açık cevaplar verdik.

Kalemzadenin yazılarından alıntı.
"Peki, şimdi biz nasıl salât edeceğiz veya namazı nasıl kılacağız diye soran varsa, Allah’a emanet olsun inşallah. Bu makalenin asıl teması şudur: Bölünmemeliyiz. İster beş vakit, ister üç vakit, ister iki vakit ister tüm gün namaz kılın. Hatta isterseniz kılmayın. Bu ayrışma sebebi değildir. Tesbihiniz sizin mahreminizdir. Rükû edenlerle rükû etmek de Allah’ın emridir. Sadece Allah’a yönelinmesi koşuluyla… Biz O’nunla kendi anladığımız dilde ya da en azından anlamını bildiğimiz cümlelerle irtibat kurmalıyız. Hangi baba, oğlu yalvarırken merhametsiz kalabilir. Allah bir babadan daha mı merhametsiz!!! Veyahut “niye şöyle eğildin de böyle eğilmedin, neden şu hareketi yapmadın da şöyle yaptın” diye kızar mı bize? Allah’ı hiç mi tanımadık!"



"Namaz müminlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır." buyuruyor. (Nisâ: 103)

“Ben cinleri ve insanları ancak (beni bilsinler) bana ibadet etsinler diye yarattım.” buyuruluyor. (Zâriyât: 56)

Ayrıca dediği gibi yanlız kuran diyenlerden 2,3,5 vakit kılanlar vardır .Hiç kılmayanlarda vardır.Buda büyük bir bölünmeye yol açmaktadır.

Kalemzadenin yazılarından alıntı.
"Ben namazımı şu şu şu saatlerde gönlüm ferah olarak kılmaya devam ediyorum. Var mı yok mu tartışmalarından sıyrılmış, içim rahat ve huzurlu biçimde sadece Allah’a yöneliyorum. Daha fazla bir huşu duymam gerekir ve belki hatam da olabilir ama Kuran’da tüm bunları gördükten sonra, kuşlar gibi kendi bildiğim şekilde yapmamın bana emredilen olduğu kanaatindeyim. Varsa küçük hatalarımı Allah’ın affedeceğini umuyorum. Bence siz de içiniz rahat olarak nasıl yönelecekseniz öyle yönelin. Kimseyi ilgilendirmez sizden başka."

Peygamber Efendimiz(s.a.v) kaç vakit namaz kılardı?
"Ne dersiniz? Birinizin kapısı önünden ırmak geçse, günde beş defa içinde yıkansa kiri kalır mı?"

– Hayır, hiçbir kir bırakmaz.

"İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah bununla günahları yok eder." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 319)

Daha çok hadis ekleyerek konuyu uzatmayacağım.
Buhari, Müslim gibi sahih kabul edilen hadis kitaplarının, hiç değiştirilmeden bugüne kadar geldiğine nasıl kanaat getirebiliriz?
Tıkla Oku


İslam bellidir.Kuran ve sünnet bellidir.İslam hiç değişmemiştir.Fakat insanlar fırkalara ayrılmışlardır.

"Ümmetim benden sonra yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bir fırka müstesna diğerleri hep ateştedir."
– Onlar kimlerdir ya Resulellah!
"Benim ve ashabımın yolunda olanlardır." (Ebu Dâvud)


“Allah katında din İslâm’dır.” (Âl-i imrân: 19)
“Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rûm: 30)
“Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, onunki aslâ kabul edilmeyecektir. Ahirette de ziyan edenlerden olacaktır.” (Âl-i imrân: 85)
“Ey iman edenler! Hep birden tam bir teslimiyetle İslâm’ın sulh ve selâmetine girin.” (Bakara: 208)

Yanlız kuran diyenlere gerçekten çok cevap verdik.Artık ümidim kalmadı.



Ahir zamanda zannına uyan çoktur.Kurtulan fırka kimlerdir?

"Yarattıklarımızdan öyle bir topluluk da vardır ki, onlar Hakk'a iletirler ve Hakk ile hüküm verirler." (A'râf: 181)


"...Benim ve ashabımın yolunda olanlardır." (Ebu Dâvud)


"Ümmetimden bir tâife, kıyamet gününe kadar Hakk için muzaffer bir şekilde mücadeleye devam edecektir." (Müslim)

İşte bu kurtulan fırkayı bulun.Allah hidayet versin.Allah buldursun.Amin.





Ahir zamanın sonlarına doğru yaklaştık.Büyük kıyamet alametleri gerçekleştiğinde sanırım hadislerin doğruluğunu anlayacaksınız fakat çok geç olucaktır.Eğer küçük kıyamet alametlerine, hadislere bakarsanız hepsi veya çoğunun gerçekleştiğini göreceksiniz.Peygamber efendimiz(s.a.v) ne demişse gerçekleşti,gerçekleşiyor.

Allahın kurtardığından başka kimsenin kurtulamayacağı açıktır.Allah cümlemizi kurtarsın ,affetsin,helak etmesin amin.Bu zamanda imanını korumak çok zor.her tarafımız günahlarla çevrili .
İnşaAllah Allah bizlerin günahlarını ve hatalarını bağışlasın,hidayet versin ve rahmet ve merhametiyle selametle cennetine alsın amin.

Gerçektende cehennemin üzerine sırat köprüsü kurulduğunda.Köprüden düşünleri gördüğümüzde ve cennete girmek için başka bir yol olmadığında,yürümemiz için zorlandığımızda halimiz ne olucaktır?Şimdi düşünüp korkmazsak ahiretde yaşayacaklarımız bizi daha çok korkutacaktır.

Kalemzadenin çok destekçisi vardır.Çünkü söyledikleri nefslerinin hoşuna gitmektedir.Nefslerinin işine geliyor.

Günümüzde ahir zaman hocalarının tesettüre gerek yok ,çıplak gezilebilir,faiz helaldir... gibi halka göre fetva vererek çevre edinmişlerdir.Akın akın takip ediyorlar.
Hakka göre fetva verenler ise bırakılmıştır.
Elbette namaz kılmayın diyende bu zamanda ne kadar destek verilir siz düşünün.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir başka Hadis-i şerif’lerinde buyururular ki:

“İnsan üzerine öyle bir zaman gelecek ki, sünneti eskitecekler ve bid’atları tazeleyeceklerdir. O gün benim sünnetime bağlanan garip kalır ve yalnız kalır. Bid’atlara bağlı olan kişi ise elli ve daha fazla arkadaş bulabilir.”

Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- Hazerâtı Resulullah Aleyhisselâm’ın bu beyanı üzerine: “Yâ Resulallah! Allah’ın selâmı senin üzerine olsun! Bizden sonra daha faziletli kullar gelecek mi?”diye sorduklarında:

“Evet! Bizden sonra daha faziletli kullar gelecek!” buyurdu.

Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- Hazerâtı: “Seni onlar görürler mi?” diye sorduklarında:

“Hayır!” cevabını verdi.

“Peki onlara vahiy mi iner?” dediklerinde:

“Hayır!” buyurdu.

“Onlar o zamanda nasıl olurlar?” dediler.

Buyurdu ki: “Tuzun suda eridiği gibi kalpleri erir.”

Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- Hazerâtı: “Onlar o devirde nasıl yaşarlar?” diye sorduklarında:

“Onlar o devirde kurdun sirkede yaşadığı gibi yaşarlar!” buyurdu.

Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- Hazerâtı son olarak: “Dinlerini nasıl muhafaza ederler?” dediklerinde:

“Avuçtaki kor gibidir ki; elinden onu bıraksan söner, tutsan ve sıksan elini yakar.” cevabını verdi. (Abdüllâtif)





 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Konunun namazla alakasi nedir?

Ayrica bir kimsenin veya sitenin begendigimiz bir yazisini paylasmak her gorusunu kabul ettigimiz anlamina gelmiyor.

Ya muhalefet olsun da nasil olursa olsun...
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Anlayacak ferasete sahip olmadan anlayamamaları gayet doğal.
Bir kere kendiğini gerçeğe kapatmış bir taassub ehli için gerçeğin kendi gördüğü anahtar deliğinden fazlası var mıdır?
Mehmet Okuyanın bir programda önündeki çay kupasıyla çok sade bir örnekleme yapmış çok hoşuma gitmişti.
Kısıtlı bir görüş açısı ile bu kupanın üstündeki 4 rakamının bir kısmı gösterilen bir insan aceleyle buldum yahu orada 4 rakamı var der..
Görüş açısı biraz daha genişleyince hee bu 4 ama bir kanalın logosuymuş der.
biraz daha genişleyince tamam logo ama bu bu çay kupasıymış der dedi...

Anahtar deliğinden bakıp Allah'ın dinini tarife kalkmanın sonucu her gün okuyoruz burada.


Tapatalklandı.
 
Üst