Baba kaza geçirdi,oğlu dolandırılacağını sanarak gelmedi

Düzeltme:Tarafımdan hürriyet gazetesinden alıntı yaparak açılan aşağıda ekli bulunan haber doğrusuyla düzeltilmiştir.Bahsedilen vatandaşımızdan özür diliyoruz.

Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesinde önceki gün babasını kaybettiği trafik kazasının andından kendisini arayan polise 'İşim var gelemem' dediği iddia edilen Adnan Okur, 'hayırsız evlat' olmadığını söyledi. Polis memuru aradığında uyuduğunu ifade eden Okur, daha önce kendisini polis olarak birisi tarafından dolandırıldığını, yine oyun oynandığını zannederek telefonu kapattığını bildirdi.

Basın-yayın organlarında "hayırsız evlat" olarak lanse edilen Adnan Okur (44), kazanın ardından yaşadıklarını anlattı. Gece vardiyasında çalıştığını belirten Okur, sabah işten geldiğinde eşi ile gezmeye gittiklerini dile getirdi. 3 çocuk babası Okur, kaza günü saat 14.30'da eve döndüğünde dinlenmeye çekildiğini söyledi. Okur, şöyle konuştu: "Yaklaşık 2 saat sonra telefonum çaldı. Karşımdaki ses 'Babanız kaza geçirdi' deyince irkildim. TC kimlik numaramı isteyince de dolandırıcı olduğunu zannettim. Daha önce de polis olduğunu söyleyen kişi tarafından dolandırılmıştım. Hemen telefonu kapattım. Fakat içimde bir kuşku vardı. Durumu kardeşime bildirdim. Cebimde para yoktu, işyerine gidip para aldıktan sonra hemen kaza mahalline gittim. Polisler babamın cesedinin 5 dakika önce kaldırıldığını söyleyince morga gittim. O benim babamdı. Kurşun girdi, içimizde kaldı. İnanmayanlar telefon görüşme kayıtlarımı incelesin."

Merkez Osmangazi ilçesi Beşyol yakınlarında meydana gelen trafik kazasında 75 yaşındaki Hasan Okur hayatını kaybetmişti. Kazanın ardından polis memurunun aradığı Adnan Okur'un da 'İşim var, gelemem' dediği iddia edilmişti. (CİHAN)
-----------------------------------

Bursa’da banka para nakil aracının çarparak ağır yaraladığı Hasan O.'nun (75), üzerinden otomobil geçti. Hasan O. olay yerinde hayatını kaybetti. Polis cesedin üzerinde bulunan cep telefonunda ‘oğlum’ yazan Adnan O'yu telefonla arayarak, “Babanız kaza geçirdi durumu ağır acele gelmeniz gerekiyor” dedi. Telefondaki kişi ise “Şu an işim var gelemem” diyerek telefonu kapattı.

Kaza dün merkez Osmangazi İlçesi Yeni Yalova Yolu üzerinde meydana geldi. Yaya geçidini kullanarak yolun karşısına geçmek isteyen Hasan O.’ya önce 30 yaşındaki İrfan A. yönetimindeki bir bankaya ait para transfer aracı çarptı.
Hafif yaralanan Hasan O. yerden kalkacağı sırada, arkadan gelmekte olan Erol T.’nin (42) kullandığı otomobilin altında kaldı. Yaklaşık 15 metre aracın altında sürüklenen Hasan O. olay yerinde hayatını kaybetti. Kazadan sonra Erol T.'nin kullandığı otomobil olay yerinden kaçtı. Polis çevrede bulunan görgü tanıkları ve güvenlik kameralarından tespit ettiği aracı olaydan 6 saat sonra sürücüsüyle birlikte yakaladı.

Kaza yerinde Hasan O.’nun yakınlarına ulaşmak isteyen polis ekipleri cesedin üzerinde bulunan cep telefonunda ‘oğlum’ yazan numarayı aradı. Ancak karşı taraf cevap vermedi. Bunun üzerine polis memuru kendi cep telefonundan, bu numarayı yeniden aradı. Bu kez cevap alındı. Polis kazada ölen Hasan O.'yu tanıyıp tanımadığını sordu. Adının Adnan O. olduğunu söyleyen kişi, Hasan O.'nun oğlu olduğunu söyledi. Bunun üzerine polis, “Babanız Beşyol kavşağında trafik kazası geçirdi. Durumu ağır, olay yerine gelmeniz gerekiyor” dedi. Ancak Adnan O. “Benim şu anda işim var, gelemem” karşılığını verdi. Polis memuru tekrar arayınca bu kez telefona yanıt verilmedi.

Hasan O. çevrede bulunan vatandaşların yardımıyla cenaze aracına konulup Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Kazayla ilgili soruşturmaya başlandı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15973803.asp?top=1

yazık..konu başlığı yeterli...

Oğluyla kavga edip kaza yapmıştır belki, belki ona ağır konuşmuştur. Evladının beddua edipte hayatı kararan zalim anne babalarda mevcut.

Besle büyüt düşman gibi olsun...

Allah korusun, allah böyle evlatlardan tüm ümmeti muhammedi muhafaza eylesin. Tüm yavrularımızı anasına, babasına, dinine, miletine, vatanına hayırıl evlatlar eylesin.

Üfff.
Ahlaki bir dejenerasyon haberi.
Yazık.
Genelleme yapmıyorum ama benzer konuda bir kaç kişi tam tv de "Kutlar Vadisi" oynuyorken aynı cevapları verebilir.
Böyle kaza olarak değilde, Dizi oynarken anne-baba "oğlum bir bardak su getiriver, oğlum bakkaldan bir ekmek alıver" dense o diziye müptela bir çok kişi benzer cevaplar verebilir.
Toparlanmamız lazım.

iman eksikliği allah korkusu olmayışı elbette..
ama bir laf vardır..
öldüren ne çekmiş ölenin elinden diye..
omisal baba nasıl bir babaydıki evlat buderece umursamaz..
diğer bir husuta ,kişi ektiğini biçer.
baba zamanından, altı yaşında namazı öğretin çocuklarınıza emrini yerine getirseydi veya dinimiz katındaki anne babanın önemini anlatsaydı yine böyle olurmuydu..
ben çocuğa suç bulmuyorum ne gördüyse onu işler...
hakiki anlamda allah korkusu işlenmiş bir bireyin ataya hürmetsizliğini görmedimde duymadımda..

Geçen huzurevine yeni gelmiş yaşlı bir teyze ile karşılaştım.. Telefonda oğluna feryad ediyordu.. 'oğlum ben yatalak değilim, sadece yürüyemiyorum. Beni buraya neden getirdiniz' diye..

TakVa' Alıntı:

Oğluyla kavga edip kaza yapmıştır belki, belki ona ağır konuşmuştur. Evladının beddua edipte hayatı kararan zalim anne babalarda mevcut.

Genişletmek için tıkla ...

Anne -babaya hürmet emredilmiştir her nasıl olursa olsun, zalim anne baba ya da benzerleri istisna edilmemiştir, dolayısı ile evlat her halukarda anneb-abasına hürmet edecektir.

ummuhan' Alıntı:

Anne -babaya hürmet emredilmiştir her nasıl olursa olsun, zalim anne baba ya da benzerleri istisna edilmemiştir, dolayısı ile evlat her halukarda anneb-abasına hürmet edecektir.

Genişletmek için tıkla ...

Mutlaka, ahlakende dinende bu böyle, aksi düşünülemez. Ancak; çocuğuna ilgisiz, ayyaş, kumarbaz, onunla bunula düşüp kalkan, hatta çoluk çocuğunun ve eşinin evde olduğu anda eve kadın getiren utanmaz babalar mevcut, bunları duyuyor, okuyoruz, seyrediyoruz.

O evlat nasıl bir psikoloji içindeki babasımı ölmüş, bir hayvanmı umursamadan işim var diyebiliyor. Sevgi vermeyen, sevgi göremez. Ha o evladın durumu, Allah nezdinde nedir, bilemeyiz. Ama her şeyin bir nedeni vardır, eden bulur.

O baba, kendi babasından beddua almışmıydı? Evladında bul inlşallah denmişmiydi kendisine?

72 milyonun önünde gazetelerin altında ibreti alem olsun diye seyrettiren Allah ona bu sonu neden reva görmüştü?

Gerçek yaşanmış bir olay, zengin bir ailenin kızı, babasının istemediği fakir biriyle evlendi diye babası tarafından fakir bir yaşama mahkum edildi. Kızı babasına öyle bir beddua etmişki şöyle: Çöplükte canın çıksın, ismimi anmadan, elime düşmeden ölme!!!

Bu bayanın çocukları kenar mahallelerden birinde, dışarda oynarken, koşarak annesine gelmişler ve:anne çöplükte bir ölü var diye. Kadın koşmuş, bakmış babası. Almış eve getirmiş, son nefesini kıznın ismini sayıklaya sayıklaya kıznın elinden su içip ölmüş.

Meğer kzına geliyormuş, belki özür dileyecekti, yıllardır görüşmemişler ve böyle bir son. O bayanın anneside ders almamış ve malını mülkünü sözünden çıkmayan evladının üzerine yapmak için yola çıktığı bir anda arabası kamyonun altına girmiş ve felç olmuş. Kızı bakmış bir ay falan ama utancından, fakir diye aşağıladıkları damadın yanında fazla kalamamış.

Diğer malını mülkünü devretmek istediği evlatlarının yanındada yeterli bakımı göremeyince malını devretmekten vazgeçmiş.

Onun ölümünden sonra kardeşler arasında mal paylaşımıyla o bayan zenginliğe kavuşabilmiş. Flim gibi inanılmaz şeyler oluyor hayatta.

Bilemeyiz o baba ve oğulun durumunu.

ummuhan' Alıntı:

Anne -babaya hürmet emredilmiştir her nasıl olursa olsun, zalim anne baba ya da benzerleri istisna edilmemiştir, dolayısı ile evlat her halukarda anneb-abasına hürmet edecektir.

Genişletmek için tıkla ...

İyide ummuhan abla, anne-baba Hakk'ı anlatmazsa haramı-helali bildirmezse ve bu çocuğu "saldım çayıra Mevlam kayıra" derse.. Çocuk beter bir arkadaş çevresinde büyüse hali nice olur... bu tinerciler nereden çıkıyor dersin kıymetli ablacım... dolayısıyla burada anne-baba da çocuk da sorumlu ve lakin ağaç yaş iken eğilir atasözümüzü unutmadan değerlendirmek gerekir...vesselam..

Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesinde önceki gün babasını kaybettiği trafik kazasının andından kendisini arayan polise 'İşim var gelemem' dediği iddia edilen Adnan Okur, 'hayırsız evlat' olmadığını söyledi. Polis memuru aradığında uyuduğunu ifade eden Okur, daha önce kendisini polis olarak birisi tarafından dolandırıldığını, yine oyun oynandığını zannederek telefonu kapattığını bildirdi.

Basın-yayın organlarında "hayırsız evlat" olarak lanse edilen Adnan Okur (44), kazanın ardından yaşadıklarını anlattı. Gece vardiyasında çalıştığını belirten Okur, sabah işten geldiğinde eşi ile gezmeye gittiklerini dile getirdi. 3 çocuk babası Okur, kaza günü saat 14.30'da eve döndüğünde dinlenmeye çekildiğini söyledi. Okur, şöyle konuştu: "Yaklaşık 2 saat sonra telefonum çaldı. Karşımdaki ses 'Babanız kaza geçirdi' deyince irkildim. TC kimlik numaramı isteyince de dolandırıcı olduğunu zannettim. Daha önce de polis olduğunu söyleyen kişi tarafından dolandırılmıştım. Hemen telefonu kapattım. Fakat içimde bir kuşku vardı. Durumu kardeşime bildirdim. Cebimde para yoktu, işyerine gidip para aldıktan sonra hemen kaza mahalline gittim. Polisler babamın cesedinin 5 dakika önce kaldırıldığını söyleyince morga gittim. O benim babamdı. Kurşun girdi, içimizde kaldı. İnanmayanlar telefon görüşme kayıtlarımı incelesin."

Merkez Osmangazi ilçesi Beşyol yakınlarında meydana gelen trafik kazasında 75 yaşındaki Hasan Okur hayatını kaybetmişti. Kazanın ardından polis memurunun aradığı Adnan Okur'un da 'İşim var, gelemem' dediği iddia edilmişti. (CİHAN)

yazık değil mi size
bu habere nasıl yorumlarda bulunmuşsunuz.

hangisi mü'mince tavır ki
yazık çok yazık
umarım ilerde keşke, dememeniz dileğiyle

Halife Harun Reşit’in bir bahçesi varmış. O bahçesinde de çok sevdiği bir de gül fidanı. Bir gün bahçıvanına şöyle demiş: “Bu fidana gözün gibi bak! Güzel bir gül tomurcuklanıp da açıldığında bana haber ver.” Bahçıvan geceleri bile gider, kontrol edermiş fidanı. Bakışlarından bile sakınır, üzerinde titrermiş. Geceleri rüyalarına girdiği bile olurmuş. O da sevmeye başlamış fidanı. Tomurcuklar çıkmaya başlamış. Hele bir tanesi varmış ki, diğerlerinden çok daha güzelmiş. O güzelim tomurcuk açmış ve insanın bakmaya kıyamayacağı kadar güzel bir gül oluvermiş. Bahçıvanın kalbi pır pır atmaya başlamış, içi içine sığmaz olmuş. “Hemen gidip halifeye haber vermeliyim” diye düşünürken, kuşun birisi o gülün üzerine konup başlamaz mı yapraklarını gagalamaya! Bahçıvan bağırmış kuş kaçsın diye. Yerinden ok gibi de fırlamış. Ama nafile! Mahvolmuş o nadide çiçek. Nasıl haber versin halifeye? Nasıl izah etsin? “Yalan söylemiyorum ya,” demiş bahçıvan. “Gider anlatırım durumu olduğu gibi.” Varmış Harun Reşit’in huzuruna. Anlatmış durumu gözyaşları içinde! Halife büyük bir olgunluk içinde dinlemiş ve tek bir cümle sarf etmiş: “Men dakka dukka!”
Ayrılmış huzurdan bahçıvan. Aradan zaman geçmiş. Bir gün görmüş ki, o kuş bir yılanın ağzında can vermiş aynı bahçenin içinde. “Allah’ım sen ne büyüksün” demiş ve soluğu halifenin yanında almış. Durumu anlatmış. Halifenin dudaklarında yine aynı cümle: “Men dakka dukka!”
Aradan bir süre daha geçmiş.Bahçıvan bahçede yürürken o yılan ayağına dolanmaz mı? Kendisini sokacağından korkan bahçıvan, kafasını bedeninden ayırıvermiş yılanın elindeki kürekle. Gene halifenin yanına koşmuş. Anlatmış durumu ve gene aynı cevabı almış: “Men dakka dukka!”
Eyvah demiş bahçıvan! Edip de bulma sırası bana geldi! Gerçekten de öyle olmuş. Bir zaman sonra, bahçıvan hiç istemeden kendisinden beklenmeyecek kötü bir iş yapmış. Halife de onu cezaya çarptırmış. Çarptırılmış çarptırılmasına, ama gel gelelim bizim bahçıvan yerinde duramaz, zıplar durur, bas bas da bağırırmış. Bir tek şey istermiş ısrarla: Halifeyle acilen görüşmek!
Ne dedilerse olmamış ve sonunda çıkarmışlar halifenin huzuruna: “Sana haksız bir ceza verildiğini mi düşünüyorsun?” demiş halife, “Hayır” demiş bahçıvan. “Benim derdim o değil. Ancak bana bunu reva gördüğünüz için, ettiğini bulma sırası size de gelecek. Onu hatırlatayım dedim.. Men dakka dukka….”
Yani eden bulur. Buluyor da, bulacak da.

Tavır noktasında bende bir şey söyleyim ...
Eline tokmak gecince , yazık yazık çekmenin neresi müslümanca tavır ?
Ki tavır noktasında kırk kez ikaz yemiş , 40 kişiden tepki almış birinin tokmaga bu denli sarılması nasıl bir tavır acaba ...
O kadar yazıklayacagına , birazcık insanlara saygılı ve sevgili davranda , sözün dinlensin hemi ...

eksi puan almışım ona istinaden...
yazık deyip çok acıma başına gelir karo allah muhafaza..
yalanmı bir ata evladına allaha imanın şartlarını öğretirken ana baba sevgisini öenmini benzimsetememiş ise suç evlattamı..
dediğim gibi ne ekersen onu biçersin..
bu yorum olay için değil ne olduğunu bildiğimiz yok..varsayımlarla yorum yapamayız genel itibari ile konuştum..

Bugün haberlerde izledim bende, adam, babamın ölümüyle yıkıldık, çıkan bu haberlerle bir kez daha yıklıdık dedi, çok üzücü bir durum...
Allah sabır versin.