Başında kına olan kişinin bu şekilde abdest almasının bir sakıncası olur mu?

bencan

Üye
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Başında kına olan kişinin bu şekilde abdest almasının bir sakıncası olur mu?

Başında kına olan kişinin bu şekilde abdest almasının bir sakıncası olur mu?

Bu konudaki fıkhî prensip şudur: Herhangi bir organa suyun ulaşmasına engel olan bir şey varsa, bu abdestin sıhhatine de engeldir. Bu cümleden olarak, abdet organlarından birinde mum, yağ(iç yağı vb), gözde biriken çapak, yer kaplayan ve kütlesi olan çini mürekekbi, kadınların tırnaklarında ve gözlerinde kullandığı oje, cila, far gibi şeyler abdestin sıhhatine engeldir. Zeytin yağı gibi suyun deriye geçmesine engel olmayanların bulunması ebdestin sıhhatine zarar vermez.(bk. el-Fıkhu’l-İslamî, 1/339).

Saç ve deride bulunan kına renkleri de abdest ve gusle engel olmaz.

Islak kına varsa, bu konuda iki sakınca söz konusudur:

Birincisi: Başı mesh etmek için de abdest için geçerli olan temiz suyun olması gerekir. Suyun rengi değiştiği takdirde temizleyici olma vasfı kaybolur ve mesh için de geçerli olmaz.

İkincisi: Henüz ıslak olan kına saçta bir katman oluşturmakta ve suyun saça ulaşmasına engel olmaktadır. Bu da abdestin sıhhatine manidir. Bu durumda mesh yerinin kınasını yıkadıktan sonra abdest alınmalıdır. Şayet bu çok zor oluyorsa, Şafii mezhebini takliden bir kaç kılı yıkayıp, temizledikten sonra onları meshetmek uygun olur.

Prensip olarak kurumuş olan kına renkleri herhangi bir katman oluşturmadığından suyun ilgili organın derisine veya saçına ulaşmaya engel değildir. Nitekim, yapılan rivayete göre Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: “Beyaz kılların, saçların değiştirilmesinin en güzel yolu kına ve çivit otunu yakmaktır(Ebu Davud, Tereccül, 18; Tirmizî, Libas, 30).

Hadiste ‘el-Ketem’ olarak geçen çivit otu, -daha çok Afrika’da yetişen ve kınaya karıştırılan- boyalı bir ottur. Bu ve benzeri hadislerden de kınanın renginin gusül ve abdeste engel olmadığını anlamak mümkündür.

http://goo.gl/X3y2gq
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Âlimlerimiz bi zahmet verip boyanın tekniğini fazla değil 5 dakika araştırsalar anlıyacaklardır lakin modern dünyayı itici buldukları için her şeyi birbirine karıştırıp salata ediyorlar bi güzel.

Akrilik içerikli petrokimya bazlı boyaların her cinsi derinin dış tabakasını kaplar ve su geçirmez. Yağlı boya bunlardandır. Bu kimya maddesinin boyaya katılma gayesi zaten su geçmemesi içindir. Demir ve ahşap üzerine sürülür ki su geçmesin. Bu denklemde fazla düşünmeye gerek kalmadan deride bulunan akrilik bazlı boyanın abdeste engel olacağını anlamak herhalde zor olmasa gerek. Gerçi burada problem yok, bu kadarına kafaları çalışıyor lakin anlamadıkları noktayı ben size söyleyim:

Petrokimya içeriği olmayan boyaların abdste engel olduğunu savunmaları korkunç. Kına, dövme, hele çini mürekkebi gibi boyalar derinin içine nüfuz eder. Bu boyalarla metali kaplayın ve küflenmesine mani olmayı deneyin bakalım ne olacak? Olamazsınız. Zira bu boyaların kurumuş hali bile sünger gibi suyu emer ve geçirir. Dolayısıyla deri üzerinde kurumuş bir kına kütlesinin kurumuş bir hamurdan farkı yoktur. Bunlar her halükarda suyla temasa geçirince altına nem alır.

Makyaj boyalar petrol içerikli maddeler barındırsada havayı ve suyu geçirirler. Bu boyaların şer'an caiz olmaması başka bir fetva konusudur. Birbirine karıştırılmaması gerekir. Lakin ne yazık ki bu hatalar çokca yapılıyor. Kategori bilmez bizim âlimlerimiz. Eğer siz bir âlim olarak makyajın abdeste engel olduğunu iddia ederseniz o zaman zeytinyağı ve cilt kremi gibi deriyi besleyici maddelerinde abdeste engel olduğunu demeniz gerekir. Zira makyajın temel malzemesi ve ciltde ki tutunma tekniği bu yağlar gibidir. Teknik olarak akrilik boyalarla yakından uzaktan hiç alakası yoktur makyaj bolayarının. Biyolojik yağların abdeste engel olduğunu kim iddia edebilir? Zira deri bile kendi yağıyla müteşekkildir.

Yukarıda ki yazıda hadi gene problem yok lakin çok yanlış fetvalar yüzünden milletin kafası karışıyor.

İzahta noksan yerler var. Islak kına ne? Yakıldıktan sonra yıkanmış saçın ıslaklığı mı yoksa ıslak kına tortusu mu? Bir de abdest suyunun berrak olması gerekir denmiş. Bu doğru lakin kokusuz ve akıcı olması gerektiğini de eklemezseniz eksik kalır.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Dostundostu organik boya için ne diyorsunuz
Organik yağlı boyayı kastediyorsun sanırım. İsminin organik olmasına aldanma. Bu isim, salt reklam amaçlıdır. Su bazlı akrilik boyadır gene. İçinde su olması doğaya zarar veren bazı kimyasalları kullanmamak içindir. Yağlı boya olma özelliği değişmiyor. Şöyle ki akrilik boyaların içinde uçar kimyasallar (tiner ve benzeri maddeler) vardır. Bunların buharlaşmasıyla boya kurur. İşte bu uçar kimyasalların yerine saf su kullanılıyor, geri kalan her şey aynı. Eskiden akrilik kimyasallar ile su karışmıyordu. Yeni bir emülgatör bulundu. Bu emülgatörle akrilik ve su karışıyor artık. Organik boya dedikleri bundan ibarettir. Yalnız gizledikleri bir gerçek var, o da şu ki: Su bazlı yağlı boyalar evet çevre dostu lakin insan sağlığına daha çok zarar veriyor. Çünkü insan vücudu uçar kimyasalları tanıyor ve ona göre reaksiyona geçip kendini koruyor. Su ise doğal bir madde. Bu suya karşı reaksiyon vermeyen vücudumuz su molekülleri ile birlikte zararlı maddeyide dost sanıp içine alıyor. Kuruduktan sonra sorun yok lakin kuruma esnasında keskin bir koku vermez gibi dursada buna aldanmamak lazım.

Edit: Saç boyasını kastediyorsan sorun yok. Bir şeyin adına takılmayın. Teknik olarak kına gibi işliyor. Yüzeyde kalmıyor. Lakin bilinmeyen bir şey var orada!! Ekleme saç!! Saça saç eklediğiniz zaman bunu yapıştırarak yapıyorlar. Bu yapışkan madde yüzeye tutunduğu için abdeste engeldir.
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Dostundostu kardeşim güzel anlatmışsınız kaleminize sağlık ancak boya ve kına diye bahsedilen saça sürülen siz normal duvar boyasını anlatmışsınız. Abdest ile ne alakası var.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Dostundostu kardeşim güzel anlatmışsınız kaleminize sağlık ancak boya ve kına diye bahsedilen saça sürülen siz normal duvar boyasını anlatmışsınız. Abdest ile ne alakası var.
Yukarıda ki yazıyı editledim..

Bu işi ayırd etmek için şöyle düşünmek yeterlidir: Piyasada suya karşı koruma amaçlı kaplama olarak kullanılan boyalar haricinde bütün boyalar abdeste engel olmaz. Keçeli kalemden makyaja; Yazıcı boyalarından tekstil boyasına kadar hepisi su geçirir boyalardır. Bu işin deneyi: Küçük bir tahta parçasını emin olmak istediğiniz boyayla kaplayın. Sonra bunu suya daldırıp bir müddet bekletin. Göreceksiniz sünger gibi suyu emecektir. Makyajla dahi kaplasanız böyle oluyor. Bir tek akrilik bazlı yağlı boyalar ve katran hariç.
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul

Edit yaptım..

Boya işinde çalışıp eline yüzüne bulaşanlar oluyor ondan. Bu işi ayırd etmek için şöyle düşünmek yeterlidir: Piyasada suya karşı koruma amaçlı kaplama olarak kullanılan boyalar haricinde bütün boyalar abdeste engel olmaz. Keçeli kalemden makyaja; Yazıcı boyalarından tekstil boyasına kadar hepisi su geçirir boyalardır.

hiç öyle bakmamışım ne ince düşünmüşsünüz..teşekkürler.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Âlimlerimiz fetva verirken kıyas yerine gözlemleme metodunu kabul etseler bu sorunlar aşılır. Lakin bu iş için önce felsefeyle barışmaları lazım. Çünkü kıyas ilmi başlı başına felsefenin metodudur. İslami sanıp din haline getirmişler. Bu doğru değil.

Kıyas ilmi, Antik Yunan filozofu Aristoteles'in geliştirdiği bir metodtur. İlk İslam âlimleri fıkıh çıkarımları yapmak için bu metodu almışlardır. Salt felsefi bir metodtur. Bunu bilmeden felsefeyi kerih görürler. Yazık.. Eğer felsefeyi kerih görmeyi terk edip yeni metodları öğrenseler İslam Fıkhı ışık hızında modernleşecek ama anlatamazsın. Çok sıkıntı çekiyorum bu yüzden.

Modern felsefenin Sokrates'i Immanuel Kant'tır. Kant ''Kritik der Reinen Vernunft'' adlı eserinde ''kıyas'' metodunu tenkit eder. Der ki: Kıyas sağlıklı bir çıkarım yapma metodu değildir. Zira kıyas için baz aldığınız çıkarım eğer yanlışsa bu bazdan çıkacak yeni çıkarım, eski bir yanlışın yeni tekrarı olmaktan öteye geçmez.

Kant'ın bu ''kıyas'' tenkidi fevkalade doğrudur. Modern Avrupa'nın temel taşını bu tenkit oluşturur. Kant, kıyası tenkit etmekle kalmamış, yerine yeni bir metod getirmiştir: Gözlem!!!

Şimdi bu metodu fıkıhta uygulayalım bakalım ne çıkacak: Abdeste engel boyaları tespit etmeye çalışıyoruz. Bu iş için piyasada ne kadar boya çeşidi varsa alıyoruz. Çeşit kadar da tahta parçaları alıyoruz. Bu tahta parçalarına bu boyaları sürüyoruz. Kurumalarını bekliyoruz. Şimdi bir leğene su dolduruyoruz. Bu boyalarla kaplı tahtaları suya atıyoruz. Bir müddet beklettikten sonra çıkartıp bakıyoruz. Hangisi içine su çekmiş, hangisi çekmemiş? Bu gözlemleme sonucunda şu çıkarımı yapıyoruz: İçine su çeken tahta parçaları üstünde ki boyalar su geçiriyor, dolayısıyla abdeste engel olmaz.

Görüldüğü gibi modern felsefenin metodları pekâla İslam Fıkhında da uygulanabiliyormuş.

Onca Müftü bu mevzuları birbiriyle yıllarca tartışırlar yazarlar falan. Zorlamayla kıyas yaparlar falan. O başka bir çıkarım yapar, bu başka bir çıkarım yapar. Ve hiçbirisinin de aklına şu basit deneyi yapmak gelmez. Sanki hususi bu konuları bir sonuca bağlamak istemezmiş gibi ''benim dediğim doğru'' çocukluğu içinde tartışır dururlar. Çok göbek büyüttüler çook. Yeter artık..

Bu yazılanları lütfen etrafınızda ki âlim ve hocalarla tartışın. Onları düşünmeye sevkedin. Öbür türlü hiçbir şeyin düzeleceği yok..
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Soru, kına ile alakalıydı. Abdest de alınır namaz da kılınır, mahzuru yoktur.
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Âlimlerimiz bi zahmet verip boyanın tekniğini fazla değil 5 dakika araştırsalar anlıyacaklardır lakin modern dünyayı itici buldukları için her şeyi birbirine karıştırıp salata ediyorlar bi güzel.

Akrilik içerikli petrokimya bazlı boyaların her cinsi derinin dış tabakasını kaplar ve su geçirmez. Yağlı boya bunlardandır. Bu kimya maddesinin boyaya katılma gayesi zaten su geçmemesi içindir. Demir ve ahşap üzerine sürülür ki su geçmesin. Bu denklemde fazla düşünmeye gerek kalmadan deride bulunan akrilik bazlı boyanın abdeste engel olacağını anlamak herhalde zor olmasa gerek. Gerçi burada problem yok, bu kadarına kafaları çalışıyor lakin anlamadıkları noktayı ben size söyleyim:

Petrokimya içeriği olmayan boyaların abdste engel olduğunu savunmaları korkunç. Kına, dövme, hele çini mürekkebi gibi boyalar derinin içine nüfuz eder. Bu boyalarla metali kaplayın ve küflenmesine mani olmayı deneyin bakalım ne olacak? Olamazsınız. Zira bu boyaların kurumuş hali bile sünger gibi suyu emer ve geçirir. Dolayısıyla deri üzerinde kurumuş bir kına kütlesinin kurumuş bir hamurdan farkı yoktur. Bunlar her halükarda suyla temasa geçirince altına nem alır.

Makyaj boyalar petrol içerikli maddeler barındırsada havayı ve suyu geçirirler. Bu boyaların şer'an caiz olmaması başka bir fetva konusudur. Birbirine karıştırılmaması gerekir. Lakin ne yazık ki bu hatalar çokca yapılıyor. Kategori bilmez bizim âlimlerimiz. Eğer siz bir âlim olarak makyajın abdeste engel olduğunu iddia ederseniz o zaman zeytinyağı ve cilt kremi gibi deriyi besleyici maddelerinde abdeste engel olduğunu demeniz gerekir. Zira makyajın temel malzemesi ve ciltde ki tutunma tekniği bu yağlar gibidir. Teknik olarak akrilik boyalarla yakından uzaktan hiç alakası yoktur makyaj bolayarının. Biyolojik yağların abdeste engel olduğunu kim iddia edebilir? Zira deri bile kendi yağıyla müteşekkildir.

Yukarıda ki yazıda hadi gene problem yok lakin çok yanlış fetvalar yüzünden milletin kafası karışıyor.

İzahta noksan yerler var. Islak kına ne? Yakıldıktan sonra yıkanmış saçın ıslaklığı mı yoksa ıslak kına tortusu mu? Bir de abdest suyunun berrak olması gerekir denmiş. Bu doğru lakin kokusuz ve akıcı olması gerektiğini de eklemezseniz eksik kalır.
kavramlar konusunda biraz kafanız karışık galiba
pragmatizmden sonra gözlem tanımınız da yanlış
yukarıda verdiğiniz örnek gözlem değil deneydir
biraz daha itina lütfen
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
kavramlar konusunda biraz kafanız karışık galiba
pragmatizmden sonra gözlem tanımınız da yanlış
yukarıda verdiğiniz örnek gözlem değil deneydir
biraz daha itina lütfen
Rica ederim lütfen

Kontrollü gözleme deney deniyor.

Deney, gözlemin bir alt unsuruyken gerçekten büyük itinasızlık etmişim.

Sağol hatırlattığınız için!

Edit: Pragmatizmide ateizim olarak anlamışsak hiç yazmayalım biz, vallahi diyorum!
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63

Rica ederim lütfen

Kontrollü gözleme deney deniyor.

Deney, gözlemin bir alt unsuruyken gerçekten büyük itinasızlık etmişim.

Sağol hatırlattığınız için!

Edit: Pragmatizmide ateizim olarak anlamışsak hiç yazmayalım biz, vallahi diyorum!
kavramları kullanıyorsak yerli yerine kullanmak zorundayız kavramlara kendi matığıyla ters özel anlamlar yüklersek kimse kimseyle iletişim kuramaz
kotrollü gözlemden kastınız burada deneydir herhalde
deney gözlemin bir alt yada üst unsuru değildir bunlar bilimsel aşamalardır
dolayısıyla gözlem deneyden önce gelen bir aşamadır
senin verdiğin tahta örneğinde
önce gözlem vardır
sonra tahta üzerinde deney vardır
deney yada gözlem kıyasa rakip yada alternatif değildir
kıyas yaparken gözlem ya da deneyden faydalanmak mümkündür
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
kavramları kullanıyorsak yerli yerine kullanmak zorundayız kavramlara kendi matığıyla ters özel anlamlar yüklersek kimse kimseyle iletişim kuramaz
kotrollü gözlemden kastınız burada deneydir herhalde
deney gözlemin bir alt yada üst unsuru değildir bunlar bilimsel aşamalardır
dolayısıyla gözlem deneyden önce gelen bir aşamadır
senin verdiğin tahta örneğinde
önce gözlem vardır
sonra tahta üzerinde deney vardır
deney yada gözlem kıyasa rakip yada alternatif değildir
kıyas yaparken gözlem ya da deneyden faydalanmak mümkündür

Bakıyorum da konuyu saptırmakta üstünüze yok. Burada ahkam keser sonra fetva hattını arayıp ''hocam saç boyasıyla abdest olurmu?'' gibi komik sorular sorarsınız. Aldığınız cevapla tatmin olmaz, başka başka yerlere sorarsınız. Kalkmış burada bana gözlem ile deney arasında ki farktan dem vuruyorsunuz.

Deney, gözlem denilen üst kategorinin alt başlığıdır. Bunu öğren de gel ve burada ''başka şeylerdir'' diye ahkam kesme ok. Bak örnek veriyorum ki anla. Hay ya Rabbiiim çocuğa konuşur gibi olduk..

Örnek: Ben diyorum ki Fransa'da insanlar yumurta alıyor. Sen ise ''yok hayır Fransa'da Fransızlar yumurta alıyor'' gibi saçma bir tenkitle geliyorsun. Anla diye tekrar ediyorum: Deney, kontrollü gözlemdir. Oldu mu? Hala kendini akıllı sanıyorsan diplomamı scanlayıp gödereyim sana otur sus. Bilmiyorsan öğren, cahil kalma.. Burada uzun yazınca herlade ucuzluyoruz. Eğer öyle bir imaja kapılıyorsanız kendi ucuzluğunuzdur bu başka bir şey değil. 1. On parmak bakmadan yazarım, sen konuş ben kalbine geleni yazayım. 2. Şayet bu adamın bu kadar vakti bolsa arkası boştur gibi ibr izlenim oluşuyorsa ona da cevabım olur elbet. Senede 2 ay çalışır, 10 ay keyfime bakarım oldu mu! Biraz kıymet verip bir şeyler olunca hemen aşağı çekiyorsunuz insanı.

Ama ben biliyorum bunun sebebini. Kritiğe tahammülsüzlük bu başka hiçbir şey değil. Eğer bu klavye kuru kuruya romantizm yapsaydı eminim bu ''diyeney biaşkia güözliyem biaşkiyaa'' polemiğine girmezdiniz.

Allah aşkına çıkar şu toz pembe kuşu profilinden. Dünya öyle sandığın gibi tozpembe değil. Ortadoğuda milyonlarla ifade edilen müslümanlar göç ediyor yüzbinlerle can veriyorlar. Tamam mı! Bunun sebebini bir an olsun oturup düşünecek kafa yoksa rahat olma bari. Bütün bu sıkıntıların köküne inmeye ne zaman cesaret edeceğiz? Oh ne güzel demi, ihvan meselesine dört parmak göstermekle sahip çıkılmış oluyor.. Bırakalım artık bu ucuz kahramanlığı kendimizle yüzleşelim..

Edit: Sinirim geçti tamam, amma da abartmışım yahu.. :)
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63


Hala kendini akıllı sanıyorsan diplomamı scanlayıp gödereyim sana otur sus.
Edit: Sinirim geçti tamam, amma da abartmışım yahu.. :)

İşi diploma yarışmasına getirdiyseniz kızgınlığınız hat safhada demektir.Benim diplomamı görseniz belki kendi diplomanızdan utanınırdınız.Diplomın bir önemi yok arabayı ehliyet sürmez :) kızgınlık anında insanların mantıklı düşünme hasletleri hızla zayıflar sizde de öyle olmuş yazınızı hakkımdaki kişisel varsayımlarınız ile doldurmuşsunuz.Önce soğuk kanlı olmayı sonra mütevazi olmayı öğreneceksiniz bunları öğrenirseniz kolay anlaşırız.Sinirden cevap veremediğiniz için hatırlatim tahta ve boya ile yapılan deneye gözlem dediniz yaptınız bir hata geri dönemiyorsunuz
bari kıyasın deney ve gözlemin alternatifi olmadığını kıyas esnasında bu iki seçeneğinde kullanılabileceğini kabul edin sonra sinirden bir sürü mantıksız şey yazıyorsunuz zamanınız bu mantıksız şeylere kılıf uydurmakla geçiyor
Edit:şşşşşşşşşşş sakinnnnnnnnnnnnn burada basit bir konu konuşuyoruz
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
İşi diploma yarışmasına getirdiyseniz kızgınlığınız hat safhada demektir.Benim diplomamı görseniz belki kendi diplomanızdan utanınırdınız.Diplomın bir önemi yok arabayı ehliyet sürmez :) kızgınlık anında insanların mantıklı düşünme hasletleri hızla zayıflar sizde de öyle olmuş yazınızı hakkımdaki kişisel varsayımlarınız ile doldurmuşsunuz.Önce soğuk kanlı olmayı sonra mütevazi olmayı öğreneceksiniz bunları öğrenirseniz kolay anlaşırız.Sinirden cevap veremediğiniz için hatırlatim tahta ve boya ile yapılan deneye gözlem dediniz yaptınız bir hata geri dönemiyorsunuz
bari kıyasın deney ve gözlemin alternatifi olmadığını kıyas esnasında bu iki seçeneğinde kullanılabileceğini kabul edin sonra sinirden bir sürü mantıksız şey yazıyorsunuz zamanınız bu mantıksız şeylere kılıf uydurmakla geçiyor
Edit:şşşşşşşşşşş sakinnnnnnnnnnnnn burada basit bir konu konuşuyoruz
Kimliğinde ki soyismini mi göstereceksin diploma diye?!

Senin ''basit konu'' dediğin şu soru var ya; Türk elifbası biliyorsan Osmanlı arşivine gir bi bak. Yavuz döneminden beri hep aynı sorular sorulmuş âlimlere. Dün neydiyse bugün de aynı. Bi bitmediniz..
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63

Kimliğinde ki soyismini mi göstereceksin diploma diye?!

Senin ''basit konu'' dediğin şu soru var ya; Türk elifbası biliyorsan Osmanlı arşivine gir bi bak. Yavuz döneminden beri hep aynı sorular sorulmuş âlimlere. Dün neydiyse bugün de aynı. Bi bitmediniz..

parmağa değil gösterdiği şeye bak
basit konuda kastım
hayat memat meselesi yok heycanlanma anlamıdaydı
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,654
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Ümmi peygamberin ümmeti diploma yarıştırıyor.

İkinizde haksızsınız.
 
Üst