Azerbaycan'da Dindarlar Hapishanelere Toplanıyor!

  • Konbuyu başlatan Kaçak
  • Başlangıç tarihi
K

Kaçak

Guest
Azerbaycan'da Başörtüsü Yasaklandı

Azerbaycan Milli Eğitim Bakanı Mısır Merdanov artık hiçbir eğitim kurumunda başörtülü öğrenci de öğretmen de olamaz şeklinde açıklama yaptı.

Ülkenin önde gelen kanaat önderleri,vakıf ve dernekler ardı ardına açıklamalar yapıyor.Azerbaycan'da yakın günlerde karışıklıklar olacağına kesin gözüyle bakılıyor.Halk ciddi şekilde alınan bu karardan rahatsız.Geçmişte camiileri yıkılan dindarlar her seferinde devletle karşı karşıya getirilmeye çalışılmış lakin ara bir şekilde düzeltilmişti.

Vatandaşlar Azerbaycan'ın artık israil emrine girdiğini bu sebeplede bu tipte kararların çok olacağını ancak halkın bunları affetmeyeceğini çünki Sovyetlerin yıllarca yaptığı zulmün aynısı bunlarında yaptığını bu sebeple inançlara karşı savaş açan hiçbir hakimiyetin başarıya ulaşamadığını hatırlatıyorlar.


Ülkenin en önde gelen İslami cemaatlerindenMMDİB (Milli Manevi Değerler Birliği) de bir basın açıklaması yaparak artık bakanın İslam'la savaşa çıktığını hiçbir kanun ve kaidenin Allah'ın kanunlarının önüne geçemeyeceğini bildirdi.

press7.net Bakü Vugar Eliyev
 

İstihya

Doçent
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
122
Puanları
0
Sarsın tüm dünyayı ateş ....

bakalım en son yananın hali ne olacak....!
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
cözerler cözerler ....en sonunda yasaklarlar en iyi cözüm bu derler
 

Nokta

Profesör
Katılım
3 Ağu 2010
Mesajlar
1,386
Tepkime puanı
305
Puanları
0
üzücü bir haber..
Rabbim hidayete erdirsin..
 

-Muhammed-

Profesör
Katılım
18 Kas 2010
Mesajlar
1,740
Tepkime puanı
234
Puanları
63
Ya başörtüsü sorun kelimesini hiç kaldıramıyor. Bu Allah Teala'nın emri ya nasıl sorun sıfatının altına sokuyolar bu durumu anlayamıyorum. Apaçık ayetlerde yazıyor ve ayetler sorun sıfatına bürünüyor :/ çok üzülüyorum ben ya. Allah tüm kızkardeşlerime yardım etsin..
 
K

Kaçak

Guest
Azerbeycan'da Kıyam Çağrısı Geldi

Azerbaycan'ın önde gelen mücadeleci alimlerinden Hacı Abgül Süleymanov, 10 Aralık tarihinde Azerbaycan Eğitim Bakanlığı karşısında düzenlenen ve 2.000 kişinin katıldığı büyük protesto eyleminin ardından Eğitim Bakanı Misir Merdanov'un yasakta ısrarlı olması üzerine bir açıklama yaparak, “değerlerimizi savunmak büyük kurbanlar istiyor” diyerek yasak kararına karşı güçlü bir direniş ortaya koyacaklarını söyledi.

Başörtüsünü yasaklayan Merdanov'un Allah'ın hükümlerine savaş açarak “kafir” olduğunu söyleyen Süleymanov, eğitim bakanının Siyonistlerle ilişkili olduğunu belirtti.

Kur'an'ın hükmünü yasaklayan tağutlara meydan okuyan Süleymanov'un açıklaması:

“Bu şerefli mümin halk, kendi değerlerine kesinlikle sahip çıkacaktır. Bu halkın hangi değerler etrafında olduğunu pek yakında göreceksiniz. Değerlerimizin korunması büyük kurbanlar istiyor; halkımız da bu değerlerini korumak için kurban olmaya çok öncesinden “lebbeyk” demiştir. Biz şimdiden halkımızın feryadının ne olacağını söylemiyoruz, ancak Siyonistlerin işbirlikçileri çok iyi bilmelidirler ki, binlerce genç bu kafirin yüzüne yine haykıracaktır. Biz Azerbaycanlı Müslümanlara karşı psikolojik bir savaş sürdürerek bizi yıldıracaklarını, korkutacaklarını ve geri adım attıracaklarını sananlar şunu çok iyi bilsinler ki, değerlerimizin ayaklar altında kalmasına kesinlikle izin vermeyecek ve gerektiğinde de canımızı bu yolda feda edeceğiz.”

Süleymanov açıklamasını Kur'an'ı kerim'deki şu ayet-i kerime ile bitirdi:

“Seveceğiniz başka bir şey daha var; Allah katında yardım ve yakın bir fetih ve mü'minleri müjdele.” (Saff-13)

kafirmerdanov.jpg


Eğitim Bakanı Merdanov'un münafıklığı

Azerbaycan Eğitim Bakanı Misir Merdanov, 10 Aralık'ta bakanlık karşısında binlerce Azerbaycanlı Müslümanın düzenlediği protesto gösterisinin ardından, Siyonist rejim propagandacısı olarak bilinen ATV televizyonuna verdiği demeçte, “biz de Müslümanız ama kanunların yerine getirilmesi ayrı bir meseledir” diyerek tam bir münafıklık örneği sergiledi ve yasağın devam edeceğini söyledi.

Konuşmasında sesinin tutuk ve titrek olduğu görülen Merdanov, gösterilen tepkilerden ürktüğü belli oluyordu.

Merdanov “Eğer bugün eğitim kanunu maddesinde belirtildiği üzere öğrenciler okullara okul kıyafetleri ile ile gideceklerdir. Biz de Müslümanız, dinin isteklerine cevap veren adımlar atma durumundayız ancak, aynı zamanda da kanunlarımızın gereklerini yerine getirmeliyiz” diyerek başörtüsü yasağının devam edeceğini belirtti.

Eğitim Bakanı Merdanov: Kanunların Gerekleri Yerine Getirilecek

Azerbaycan Eğitim Bakanı Misir Merdanov, 10 Aralık'ta bakanlık karşısında binlerce Azerbaycanlı Müslümanın düzenlediği protesto gösterisinin ardından, Siyonist rejim propagandacısı olarak bilinen ATV televizyonuna verdiği demeçte, “biz de Müslümanız ama kanunların yerine getirilmesi ayrı bir meseledir” diyerek tam bir münafıklık örneği sergiledi ve yasağın devam edeceğini söyledi.

Konuşmasında sesinin tutuk ve titrek olduğu görülen Merdanov, gösterilen tepkilerden ürktüğü belli oluyordu.

Merdanov “Eğer bugün eğitim kanunu maddesinde belirtildiği üzere öğrenciler okullara okul kıyafetleri ile ile gideceklerdir. Biz de Müslümanız, dinin isteklerine cevap veren adımlar atma durumundayız ancak, aynı zamanda da kanunlarımızın gereklerini yerine getirmeliyiz” diyerek başörtüsü yasağının devam edeceğini belirtti.

KANADALI MÜSLÜMANLARDAN AZERBAYCAN YÖNETİMİNE ÇAĞRIAzerbaycan'da okullarda başörtüsü yasağının uygulanmasına Kanadalı Müslümanlardan anlamlı bir tepki geldi.

Azerbaycan'ın Kanada'daki elçiliğine bir mektup gönderen CASMO adlı İslami bir dernek, mektubunda şunları belirtti:

“Biz bu mektubu Kanada'dan, Azerbaycan'da okullarda başörtüsünün yasaklanma kararına duyduğumuz kaygımızı dile getirmek ve bu yasağı kınamak üzere kaleme aldık.

Kuşkusuz ki başörtüsü İslam'ın bir emri ve Müslümanın kadının ayrılmaz bir parçasıdır. Bundan dolayı Azerbaycan yönetiminden okullarda başörtüsünün korunması için adım atmasını talep ediyoruz, bizler burada Kanada'da çoğunlukta olmadığımız halde okullara başörtülü olarak gidebilirken, bir İslam ülkesi olan Azerbaycan'da başörtüsünün yasaklanması nasıl olabilir?

Azerbaycan Müslümanlarının hakları Sovyetler Birliği döneminde zalimce gasp edilmiş, inanç ve değerlerine saldırılar olmuş, dinin gereklerinin yerine getirilmesi engellenmeye çalışılmıştı. Azerbaycan yönetiminden Sovyet döneminin bu uygulamalarını Azerbaycan halkına karşı tekrardan uygulamayacağını umuyoruz.

CASMO olarak Azerbaycan yönetimine çağrıda bulunarak, ülkedeki Müslümanların diğer vatandaşlar gibi başörtüleri ile birlikte eğitim hakkından yararlanmasına saygı duymasını, başörtüsü yasağının uygulanmamasını talep ediyoruz."




velfecr
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Azerbaycan'da Dindarlar Hapishanelere Toplanıyor!


24817.jpg

Azerbaycan'da başörtüsü protestolarından sonra din adamları başta olmak üzere çok sayıda dindar farklı gerekçelerle gözaltına alınmaya başlandı.


Azeri basınında yer alan haberlere göre, müslümanlara yönelik gözaltı kampanyası genişliyor. İlk olarak Azerbaycan İslam Partisinin başkanı Mövsüm Semedov ve üç partili gözaltına alınmıştı.
İslam Partisi üyelerinin Binegedi hapishanesinde, parti başkanının ise Milli Güvenlik Bakanlığı hapishanesinde tutulduğu ifade edildi. Azerbaycan İçişleri Bakanlığı, Semedov'u "cihad çağrısı ve hazırlığı yapmak" ile suçladı. İslam partisi üyeleri de, yasadışı silah ve radikal yayınlar bulundurmak ile suçlandı.
İlahıyatçı Zülfükar Mikayilzade'nin de gözaltına alındığı, Apşeron ilçe mahkemesinde Mikayılzade beş gün hapis cezasına çarptırıldı. Azeri ilahiyatçının durumunu merak ederek karakola gidenlerin de gözaltına alındığı bildirildi. Gözaltına alınanlar arasında Milli Manevi Değerler Sosyal Birliği başkanı Mehdi Memmedov da bulunuyor.
Gence şehrinde de gözaltıların sürdüğü, son olarak gözaltına alınan 20 kişiden üçünün kısa süreli hapis cezalarına çarptırıldığı ifade edildi. Gözaltına alınanlar arasında "Meşhedi Dadaş" caminin imamı Şahin Hesenli de bulunuyor. Din adamı Hesenli ülkenin en etkili dini liderlerinden birisi olarak kabul ediliyor. Mahkemeye çıkarılan Hesenli hakimlerin kararı ile serbest bırakıldı.
Bu arada yüzlerce Azeri onun göz altına alınmasını Yasamal ilçe mahkemesi karşısında gösteri düzenledi. Sumgayıt'ta da gözaltına alınanların bulunduğu açıklandı. Onların önceden gönderilen listeye göre karakola götürüldükleri iddia edildi. Bu arada Dini İtikat ve Vicad Hürriyetlerinin Savunma Merkezi (DEVAMM) yaşanan gözaltı sürecini sert bir bir dille eleştirdi ve sürecin durdurulması talep edildi.


Dünya Bülteni
 

|SEÇKiN|

Profesör
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
812
Tepkime puanı
133
Puanları
0
Konum
İstanbuL
Azerbaycan'da 28 Şubat Süreci Azgınlaşırken Bizim Cevabımız Ne Olacak..?

Uzun süredir Azerbaycan’da yaşanan hadiseleri yansıtmaya çalıştık.

Önceleri ezan yasağı ve cami yıkımları ile kendini gösteren İslam düşmanlığı, Hicab yasağı ile zirveye çıktı.

Müslümanlara karşı sürdürülen baskılar yerini toplu tutuklamalara bıraktı.

Azerbaycan 28 Şubat sürecine girdi, hedefte Müslümanlar, İslami kurumlar var.

28 Şubat’ın ne anlama geldiğini bizler çok daha iyi biliriz.

Ancak kıyas yapacak olursak, Azerbaycan’daki tağutlar buradakilerini geride bırakmış durumda.

İslami uyanışı sindirmeye çalışan zalim rejim, tutukladığı şahsiyetleri ülke ve dünya kamuoyunda "suçlu" göstermek için akıl almaz komplolara başvuruyor.

İslam Partisi Başkanı Dr. Mövsüm Samedov’un yakınlarının ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda el bombalarından otomatik silahlara kadar, neredeyse cephanelik bulunduğu ileri sürüldü.

Bu durumu en güzel özetleyen de, Azerbaycan Demokrasi Partisi Başkanı Serdar Celaloğlu’nun tutuklamalara tepki gösterirken kullandığı ifade:

“Bunlar adamın cebinden tank bile çıkartırlar!”

Azerbaycan’daki tüm muhalif örgütler ve siyasi parti liderleri, yaşanılanların nasıl bir komplo olduğunu bütün yönleriyle ifşa ediyorlar.

Ancak, hiç bir hukuk ölçüsü tanımayan Azerbaycan yönetimi, tam bir kara mizah örneği sürdürdüğü tutuklama kampanyası ile, “terörist avı”na çıktığını ilan etmekten geri durmuyor.

İddialar çok basit, basit olduğu kadar da gülünç: “Ülkede silahlı bir isyanı önlemek”..!

Bir parti liderinin Aliyev yönetimine yönelik yaptığı eleştiri, rejim tarafından “silahlı isyan girişimi” olarak tanımlandı ve senaryoya uygun olarak ev ve işyerlerinde yapılan aramada çok sayıda “silah ve mermi” bulunmuş oldu.

Azerbaycan’daki politik analistler, ülke halkının hızlıca İslami değerlere doğru yöneldiğini, toplumda hicabın büyük ölçüde artış göstermesinin bunun en büyük örneği olduğunu belirterek, ülkedeki İslamcıların laik muhalefetin yerini aldığını belirtiyor.

Yani Azerbaycan, diktatör Aliyev yönetimi ile İslamcılar arasındaki politik mücadele sahnesine dönüşmüş durumda.

Yaşanan hadiselerin özünü burası oluşturmakta.

Ancak Aliyev yönetimi, gerçeği çarpıtmak ve kendi barbar yüzünü gizlemek, ülke ve dünya kamuoyunu yanıltmak için tüm dezenformasyon mekanizmalarını seferber ederek, sorunun marjinal bir grubun ülkede kargaşa ve terör çıkarmaya çalışmasından ibadet olduğunu ileri sürüyor.

Ancak, internet sitelerine yansıyan görüntülerde de olduğu üzere, gencinden yaşlısına Azerbaycan halkının başta başkent Bakü olmak üzere, on binlerce müslümanın birçok Azerbaycan kentinde nasıl protesto gösterileri düzenlediğine bütün dünya tanık oldu.

Gizlenemeyen gerçek; artık akidesine, mektebi değerlerine ve mukaddesatına bağlı bir halkın dirilişi, ayağa kalkışıdır söz konusu olan.

Azerbaycan yönetiminin hicabı yasaklamaya kalkmasının ardına yatan neden de bu; İslam’ın önlenemeyen yükselişini durdurabilme çabası; bunun için de zorbaca yollara başvurmak.

Azerbaycan halkı ile Türkiyeli Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağı öylesine derin ve güçlü ki, Türkiyeli Müslümanların attığı her bir adım orada büyük bir yankı buluyor. Onlar için hem bir moral destek hem bir motivasyon hem de bir ışık oluyor.

Örneğin, 31 Mayıs’ta Siyonist işgal güçleri "Mavi Marmara" gemisine saldırıp gemideki 9 kardeşimizi katlettiklerinde, bu barbarca saldırıya ilk tepki verenler aynı zamanda Azerbaycanlı kardeşlerimiz olmuş, Nardaran kentinde düzenlenen bir protesto eyleminde “İsrail’e ölüm” “Amerika’ya ölüm” sloganları arasında “Azerbaycan bir olsun Türkiye’ye destek olsun” çağrısı yapılmış, Azerbaycan yönetiminden katil Siyonist rejime karşı tavır alması istenmişti. Ancak Siyonist rejimle yakın dostluk ilişkileri kuran Aliyev yönetiminin yaptığı ise, bu Müslümanları susturmaya çalışmak olmuştu.

Bizler Türkiyeli Müslümanlar olarak, bir baştan bir başa, siyonizmin hizmetine girmiş Aliyev yönetiminin Müslüman kardeşlerimize yönelik sürdürdüğü bu azgın saldırganlığına karşı, o kardeşlerimizin orada yükselttiği “Azerbaycan bir olsun Türkiye’ye destek olsun” sloganlarına, “Türkiyeli Müslümanlar birleşsin, Azerbaycanlı kardeşlerine sahip çıksın” deme durumunda değil miyiz?

Bu vesile ile, İslami camianın tüm kurum ve kuruluşlarını, kanaat önderleri ve aydınlarını, sorumluluk bilincinde olan tüm kardeşlerimizi, etkili bir şekilde Azerbaycanlı kardeşlerimizle dayanışmaya, zindanlara atılan kardeşlerimiz özgürleşinceye kadar onların arkasında durmaya davet ediyoruz.

Azerbaycanlı kardeşlerimiz bunu bizden isterlerken ve "Ya lel Müslimin!" feryadlarını yükseltip, "kardeşlerimiz nerede?" diye sorarlarken, gözlerimizi kapayıp kulaklarımızı tıkayacak mıyız?

Bugün olmayacaksa ne zaman?

Acıda ve tasada bir vücudun azaları gibi olan müslümanlar, "fitne ortadan kalkıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar mücadele etme"yi Kur'an'ın bir emri olarak bilen müslümanlar, marufu emredip münkerden nehyettikleri için "en hayırlı ümmet" olarak tanımlanan müslümanlar, "hakkı ve adaleti ayakta tutmak" için "şahitlik"le yükümlü olan müslümanlar, zaman bu zaman değil mi?

Ümmet olmamız bundan başka ne anlama gelir ki?



Nureddin Şirin
 

|SEÇKiN|

Profesör
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
812
Tepkime puanı
133
Puanları
0
Konum
İstanbuL
bu komunist artığı kefere hanedanın iktidara gelmesine önayak olan kişi kimdir dersiniz?
bildiniz!
bizim islamköylü çoban sülü!
yani anlayacağınız çoban sülünün günahları sadece türkiye topraklarında işlediği günahlarla sınırlı değil.
azerbaycanda uygulanan zulmün vebali de onun omuzlarına binmiş oluyor...
bir ihtilal yapılacak ve elçibey iktidara getirilecekti, herşey hazır ve tamamdı...
lakin bu hain alçak anında jurnalledi ve o hayırlı teşebbüsü akamete uğrattı.
seyyiat-ı defter-i kebiri çok kabardı bu bu herzelin!
 
Üst