aydınlık geceler!!!

adonya

Üye
Katılım
14 Kas 2006
Mesajlar
148
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Bakan kimseye göre değişir pek çok şey. Bazılarının sevdiklerinden bazılarının nefretetmesi az değildir. İzafiyet dünyasında geceler de böyledir. Kimileri için gündüzün sıcağı yeğdir; kimileri için ise geceler ana kucağı gibidir.


Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim
Gündüzler sizin olsun verin karanlıkları
Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim
Örtün üstüme örtün serin karanlıkları.

Geceler, sadece gözüyle bakanlar için karanlık. Geceler, kalbi göz olanlara gündüzden de aydınlık. Gece, zamandan bir dilim olması itibariyle gündüzün eşi; güneşin kayıp çocuğu, nehârın kara tenli kardeşi. Geceler, alimlerin mürekkebi. Geceler, yârin zülüfleri. Geceler, karamsar için katran karası. Geceler, âşıklar için vuslat adası. Geceler, her şeyde Rabbini temâşâ edebilenler için Settâr isminin cilvesi; kulları için Rahman'ın, rahmetinin gölgesi. Mülhemûn için geceler, ilham yatağı. Hakk'a dilbeste olanlar için, Sultan otağı. Tevbe bilmeyenler için, günah batağı. Geceler bir beste, güftesi: Dertlinin ızdırabı. Geceler bir ekmek, katığı: Kulun gözyaşı.
Kadim Fars düalizmi kötülüğü karanlığa isnad eder, şerri gecenin kendisinde tevehhüm eder. Bu büyük bir yalandır. Gecelerin hayır ve bereketi adına sadece Kadir Gecesi zikredilse yeter; ki o, gündüz ve gecesiyle bin aydan hayırlıdır. Çünkü kâinat kitabının Tercüme-i Ezeliyesi o gece inmiştir. Yani kâinat, anlamını o gece kazanmıştır.
Bu kutlu gecede semamızı aydınlatan Kur'an-ı Kerim'de, birlikte zikredildiği zaman hep gece gündüze takdim edilir. İçinde "el-Leyl" (gece) adında bir sure vardır ve birkaç defa gece üzerine yemin verilir.
Geceler, büyük rüyaların görüldüğü zamanlardır. Geceler, büyük inkılâpların mayalandığı anlardır. Geceler, milletlerin doğduğu bereketli saatler; aynı zamanda kavimlerin yok olduğu ebter vakitlerdir: Hazreti İbrahim (aleyhisselam) kavmini irşad etmeye geceleyin gördüğü bir yıldızla başladı. Hazreti Lût'a (aleyhisselam) ailesiyle birlikte köyünü geceleyin terketmesi buyruldu ve günahkâr kavmi yerin dibine o gece batırıldı. Hazreti Yakup (aleyhisselam), oğulları için bir Cuma'nın seherinde istiğfarda bulundu. Hazreti Musa (aleyhisselam) ailesi ile Medyen'den Mısır'a giderken mukaddes Tuva vadisindeki ateşi geceleyin gördü. İşte o gece peygamberlik vazifesi kendisine verildi. O'na İsrailoğullarını Mısır'dan geceleyin çıkarması emredildi. İhtimal Firavun ve askerleri de o gece Kızıldeniz'de helâk oldu. Sonra Hazreti Musa kırk geceliğine Tûr-i Sinâ'ya çağrıldı ve kendisine Allah'ın emirlerinin yazılı olduğu levhalar verildi. Hazreti Yunus (aleyhisselam) kendisini dinlemeyen kavmini geceleyin terketti. O'nun gece karanlığında, fırtınalı denizde ve balığın karnındaki yakarışlarını bize Kur'an-ı Kerim bildirdi.
Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) bir gece dünyamızı şereflendirdi. Gecelerin birinde Hira'da peygamberlikle vazifelendirildi. Yine bir gece miraca yükseltildi, hiçbir kula nasip olmayan mevkilere erdi. Ümmetine de miraç yolunu açan en değerli ve en önemli ibadet olan namaz bu gecenin hediyesiydi. En büyük mucizelerinden birisi olan inşikâk-ı kamer bir gece gerçekleşti. Cin taifesi O'na gece iman etti ve böylece O, "Peygamber-i ins u cân" oldu. Yolculuklarının çoğunu geceleyin gerçekleştirdi ve ümmetine de bunu tavsiye buyurdu: "Gece yürüyüşünü tercih edin. Zira geceleyin mesafeler dürülür." O, gece namazına çok önem verirdi ve mübarek ayakları şişene kadar ibadet ederdi. Ümmetine sünnet olan teheccüd namazı O'na vacip idi.
Hâsılı; "Hayatın asıl mûsikîsi hep gecelerde bestelenir, gecelerde söylenir, gecelerin hüzünlü saatlerinde tonunu bulur ve karanlığın ışığı sardığı "an"lardaki en mevhum manzaralardan, bu manzaraların meydana getirdiği hayâlleşmiş şekillerden doğar."
Daha önce yaşandığı gibi günümüzde de muazzam bir istikbali yüklenecek çelimsiz omuzlar, gücünü gecelerdeki yakarışlarından alıyorlar. Dev yangınları söndürmeye azimliler, depolarını gecenin karanlıklarına saldıkları gözyaşları ile dolduruyorlar. Geleceklerini aydınlık yapmaya çalışanlar, gecelerini aydınlatmayı en önemli iş biliyorlar. Ufkumuzu kaplayan ulu çınarın tohumu bir gece atılmıştı; onun bereketli toprağında filizlenen sürgünler yine gecelerde sulanıyor. Ne mutlu gecelerin kadrini bilenlere...
 
Üst