Ayasofya'da bayram namazı istediler

Ayasofya'da bayram namazı istediler

Pazar, 15 Ağustos 2010 23:40




Trabzon'daki Sümela Manastırı'nın ibadete açılmasına rağmen Ayasofya Müzesi'nin Müslümanlar için ibadete kapalı tutulmasını protesto eden BBP'li yaklaşık 50 kişi, Ayasofya önünde eylem yaptı.

Bardakoğlu'ndan Sümela için hoşgörü çağrısı Erdoğan: Sümela açıldı ne kaybettik Ayasofya'da bayram namazı istediler Papandreu'dan Sümela'daki ayin için alkış Sümela'da, 88 yıl sonra ilk ayin yapıldı Sümela'da ayine suç duyurusu Bardakoğlu: İslam ötekinin dinine saygı duymaktır Her türlü dini inancın özgürce yaşanması gerektiğini ifade eden BBP İstanbul İl Başkanı Bayram Karacan, 76 yıldır ibadete kapalı olan Ayasofya'da bir günlüğüne de olsa namaz kılınmasını istedi.
Trabzon'un Maçka ilçesindeki tarihi Sümela Manastırı 88 yıl aradan sonra bugün ilk kez bir Ortodoks ayinine ev sahipliği yaptı. Her yıl ayin yapmak isteyenlerle kendilerine karşı çıkan görevlilerin tartışmalarına sahne olan manastırda bugün devlet izni ile yapılan ayini Fener Rum Patriği Bartholomeos yönetti. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı töreni 50 basın mensubu takip etti. Bundan sonra yılın her 15 Ağustos günü Ortodokslar, manastırda ayin yapabilecek.
Ortodokslar için önemli olan Sümela Manastırı'nın bir günlüğüne de olsa ibadete açılmasına rağmen Ayasofya Müzesi'nin 76 yıldır ibadete kapalı tutulması ise Alperenler'in tepkisini çekti. Yaklaşık 50 kişilik BBP'li grup, Ayasofya Müzesi önünde toplandı. Grup adına açıklama yapan BBP İstanbul İl Başkanı Bayram Karacan, her türlü dini inancın baskı olmadan yaşanması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de yaşayan vatandaşların mensubu oldukları dini inançlarını ve o inançlara ait ibadet ve ritülellerini özgürce yerine getirmesinin savunucusu olduklarını dile getiren Karacan, hak ve özgürlüklerin bütün inanç gruplarına adaletli bir şekilde uygulanması gerektiğinin altını çizdi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ı almış olduğu karar nedeniyle toplumun vicdanını yaraladığını düşündüklerini öne süren Karacan, "Ülkemizde yaşayan ve nüfus olarak da bindelik oranlarda olan Rum azınlığın dinsel bir mekânı olan Sümela Manastırı'nda 88 yıl sonra ayin yapılmasına izin verilmiştir. 15 Ağustos 1461 tarihi Rum Pontus Devleti'ne Osmanlı İmparatorluğu tarafından son verildiği tarihtir. Trabzon'un fethedildiği ve Rum Pontus Devleti'ne son verildiği bir tarih olan 15 Ağustos 1461'in yıl dönümünde böyle bir ayine izin verilmesini de çok manidar bulduk." ifadelerini kullandı.
Fatih Sultan Mehmet Han tarafından İstanbul'un fethi ile birlikte camiye çevrilen Ayasofya Müzesi'nde 76 yıldır ibadet edilemediğine dikkat çeken Karacan, "Yüzde 98'i Müslüman olan ülkemizin vatandaşlarının özlemini gidermek adına, önümüzdeki Ramazan Bayramı namazı için bir günlüğüne de olsa Ayasofya'nın ibadete açılmasını istiyoruz. Bakalım ülkemizde nüfusu bindelik oranlara sahip Ortodokslara gösterilen hoşgörü büyük Türk milletine de gösterilecek mi?" diye konuştu.
Grup açıklamanın ardından olaysız dağıldı.

Kaynak: Cihan

Ayasofya Camîsi’nin önemi



Salibin ağırlığından kurtarılıp hilâlin kanatlarıyla kendisine gök kubbe yolu açılan, böylece yirminci asır dünyasına gerçek medeniyet ve ebediyet mimarisinin ne olduğu onunla gösterilen, batı aklı ve doğu ruhunu birleştiren eski Bizans eseri ve artık yeni tekbir yuvası tarihi kubbe.

Necip Fazıl Kısakürek

Demek ki, Ayasofya, ne taş, ne çizgi, ne renk, ne cisim, ne de madde senfonisi; sadece mana, yalnız mana.”
Ayasofya’nın müze haline getirilişi hakkında:
“Ayasofya Türk’ün öz evi ve anayurdu içinde güya Türk’lerin eliyle manasından koparılıyor, duvarlarından Allah(c.c.) ve Resulünün (s.a.v) mukaddes isimleri indiriliyor, iç sıvaları kazınıp putlar meydana çıkarılıyor ve hilâlden ziyade salibin faziletlerini ilana memur bir müze, yani içinde İslâmiyetin gömülü olduğu bir lahid haline getiriliyor. Artık o, basit bir taş yığınıdır bu şekilde.
http://mushuthalohari.deviantart.com/art/Ayasofya-125858972?q=boost:popular+ayasofya&qo=37Öyle bir taş yığını ki, sadece kendisinde kıyılan ulvî mananın katillerini ilan ve ihtarla kalmıyor, üstelik her an salibin ağzından salyasını akıtıcı bir iştah telkiniyle, Türk’ün, ruhiyle beraber maddesini, maddesiyle beraber de ruhunu hıristiyanlık alemine peşkeş çeken, “buyurun, ne duruyorsunuz; gelin ve bizi esir edin!” diyen bir hava yaşatıyor. Ayasofya’nın hilal hakimiyetinden uzaklaştırılmasıyla düşmana aşılanan gayret, bir ordunun harp planlarını satmaktan beter bir tehlike ve suç belirtir. Eğer o kökünden traş edilse ve yıkılsa bir şey değil de, bu haliyle, bütün bir milleti ve tarihi her an öldürüp yine dirilten ve tekrar öldüren bir felaket.
Böylece, Batı dünyasının bize içimizden, içimizdeki ajanları vasıtasıyla yaptırdığını, ne Haçlılar yapabildi, ne Moskof, ne de Ayasofya’nın gözü dönmüş şehvetlisi Yunanlılar.
Ayasofya’nın kapılarıyla beraber ruhumuzu kilitlediler. Ruhumuzu kilitlemek için Ayasofya’yı kilitlediler.
Nasıl bütün yollar Roma’ya çıkarsa Türk manevi kurtuluş davasının bütün meseleleri de Ayasofya’ya ve onu müzeleştiren ellere çıkar.
Ayasofya açılmalıdır. Türk’ün kapanık bahtıyla beraber açılmalıdır.
Ayasofya

Ayasofya’yı kapalı tutmak, Yunanlıya “ben yapamıyorum; sen gel de kendi hesabına aç!” demekten farksızdır.
Aman ya Rabbî! Bizim camiden müzeye döndürdüğümüzü, onun müzeden kiliseye çevirmek istediğini açıkça görüyoruz da, anayurdu içindeki mukaddesât sembolünü nasıl aslî heyetine getiremiyoruz. Ayasofya’nın mânâsını Yunanlı kadar olsun idrâk edemiyoruz. O bizim müze yaptığımızı müze halinde istemiyor. Biz de ona ters, cami yapalım demiyoruz. Dünyanın en korkunç hikmet noktası burası. Bu meselede Yunanlıdan ders alarak ona karşı durmayı anlayamıyoruz.
Ayasofya’yı kapalı tutmak, Birleşmiş Milletler’de Afrikanın yamyam ülkelerine kadar aleyhimize rey verdirip kendileri güya müstenkif görünen Batılılara “artık benim hayat hakkım kalmadı!” demektir.
Ayasofya’yı kapalı tutmak, bu toprağın üstündeki 30 milyon ve altındaki 30 milyar Türk’ün semaları tutan lanetine hedef olmaktır, hissedemiyorlar.
Ayasofya’yı kapalı tutmak, Allah(c.c.)’a sövmeye, Kur’ana tükürmeye, Türk tarihini kubura atmaya, Türk iffetini kirletmeye, Türk vatanını esir etmeye denk bir suçtur. Niçin bu yakıcı, kavurucu, kül edici gerçeği ortaya dökemiyoruz. Buyrun döküyorum.
Gençler! Bugün mü, yarın mı bilemem!
Fakat Ayasofya açılacak! Türk’ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya’nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler.
Ayasofya açılacak. Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün manalar, zincire vurulmuş kan revan içinde masumlar gibi ağlaya ağlaya üstünü başını yırta yırta onun açılan kapılarından dışarıya vuracak. Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik etmiş sanılan kötülerle, kötülük etmiş sanılan iyilerin gizli dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek.
Ayasofya açılacak! Bütün değer ölçülerini, tarih hükümlerini, dünyalar arası mahsup sırlarını, her iş ve herşey hakkındaki gerçek miyarları çerçeveleyici azîz bir kitap gibi açılacak.
Allah (c.c.) tarafından mühürlenmiş kalplerin kapısını mühürlediği Ayasofya, gene onların aynı şekilde mühürlemeğe yeltenip hiçbir şey yapamadığı, günden güne kabaran akınını durduramadığı ve çığlaşacağı günü dehşetle beklediği, mukaddesatçı Türk gençliğinin kalbine eş, açılacak!
Ayasofya’yı, artık önüne geçilemez bir sel, bu sel açacak.
Bekleyin gençler! Biraz daha rahmet yağsın. Her yağmurun arkasında bir sel vardır. Hepimiz şöyle diyelim: o selin üstünde bir saman çöpü olsam daha ne isterim. Gençler, kayaları biçecek ormanları traş edecek ve betonermeleri söküp götürecek bu sel yakındır.
Allah (c.c) mukaddes zâtının ve Resûlünün (s.a.v) dostlarıyla beraberdir.

Devlet-i Şahane bir ecnebi diyarı fetheylediği zaman ilk iş olarak
oranın en güzel mabedini camiye çeviriyor
diğer eserlere dokunmuyordu...
bu işlemi bir dustur edinmişti
bunu yapma sebebi ise o mabedin camiye çevrilmesiyle,
artık orası islam tarafından yönetildiğinin göstergesi oluyordu...
dünden bugüne hicranımız devam ediyor...

BBP`den Ayasofya Çıkışı.
18-08-2010 13:46







BBP İstanbul İl Başkanı Bayram Karacan, “Laik devletin bütün inançlara eşit olmasından hareketle önümüzdeki Ramazan Bayramı namazını Ayasofya`da kılmak istiyoruz” dedi. Bir grup partiliyle “Ayasofya`da ibadet izni” verilmesi için İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne dilekçe sunan Karacan, daha sonra burada yaptığı açıklamada, dilekçeyle hukuki süreci başlattıklarını belirterek, bundan sonraki işleyişi bakanlığın cevabına göre izleyeceklerini bildirdi.

Müdürlüğü sundukları dilekçeyi okuyan Karacan, “Bilindiği gibi 15 Ağustos tarihinde Hristiyanlık dininin Ortodoks mezhebine sahip olanlar için tarihi ve kutsal mekan olan Sümela Manastırı`nda ayine izin verilmiştir. Dini ibadetin yapılması durumundan müze konumuna alınan Sümela Manastırı, ülkemizde yaşayan Ortodoksların istekleri karşılanarak yılda bir defa da olsa ibadete açılmıştır” dedi.

Ayasofya`nın tarihi öneminin yanı sıra Müslümanlar için büyük önem taşıdığını söyleyen Karacan, Ortodokslara gösterilen aynı duyarlılığın Müslümanlara da gösterilmesi gerektiğini ifade etti.

Karacan, hiçbir dine ve görüşe karşı olmadıklarını, böyle girişimlere hoşgörüyle baktıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Ülkemizde yaşayan Ortodokslar için 88 yıl sonra yılda bir defa da olsa Sümela Manastırı`nda ayin izni verilmiştir. Ayasofya da ülkemizde yaşayan biz Müslümanlar için kutsal mekanlardandır. Laik devletin bütün inançlara eşit olmasından hareketle önümüzdeki Ramazan Bayramı namazını Ayasofya`da kılmak istiyoruz.”

Muhafazakar kesimde pekçok insan 'Ayasofya' ezgileriyle büyümesine rağmen bu hassas konuda sus pus olmuş durumda...
Sanki Ayasofya hizmete açılmış, sanki herşey yolunda...
Alperen sevdalıların bu eylemlerini (yıllardır sürdürüyorlar) can-ı gönülden destekliyoruz,
keşke haberimiz olaydı da orada olabilseydik diyoruz
ve bu hassas konuda tüm sivil toplum kuruluşlarımızın ve siyasi partilerimizin duyarlı olmasını bekliyoruz...
Unutmamak lazım ki halk isterse onlar birşeyler yapar, halk yatarsa onlarda yatar...
Mevla bizleri birşeyler yapanlardan eylesin....

Aynen destekliyorum..... çocukluğumuzdan beri hayalimizdi.... göçmeden görelim artık biiznillah...

Sümela’da ayın yaptılar. Akdamar’a haç dikiyorlar...



Hükümetin aldığı kararla Sümela Manastırı'nda 88 yıl son ilk kez ayin yapıldı. Devletin aktardığı 3 trilyonluk bütçe ile restore edilen Van'daki Akdamar Kilisesi'nde 19 Eylül'de ayin yapılacak. Hatta haç için bile izin çıktı.

• 

Müslümanlar, 76 yıldır ezan ve Kur'an sesine hasret tarihi Ayasofya Camii'nin yeniden ibadet açılmasını bekliyor. Yunanlı ve Rum vatandaşlarına tanınan hoşgörünün ülkenin büyük çoğunluğu olan Müslümanlara tanınması isteyen sivil toplum kuruluşları ve siyasiler, 'Ayasofya'da Bayram Namazı' kampanyası başlattı.
Hükümetin aldığı kararla Sümela Manastırı'nda 88 yıl son ilk kez ayin yapıldı. Devletin aktardığı 3 trilyonluk bütçe ile restore edilen Van'daki Akdamar Kilisesi'nde 19 Eylül'de ayin yapılacak. Hatta haç için bile izin çıktı. Müslümanlar, ise 76 yıldır ezan ve Kur'an sesine hasret tarihi Ayasofya Camii'nin yeniden ibadet açılmasını bekliyor. Yunanlı ve Rum vatandaşlarına tanınan hoşgörünün ülkenin büyük çoğunluğu olan Müslümanlara tanınması isteyen sivil toplum kuruluşları ve siyasiler, 'Ayasofya'da Bayram Namazı' kampanyası başlattı.
76 yıldır ezan sesine hasret

Ayasofya'nın Türkler ve İslam dünyası için önemi tarihten geliyor. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettikten sonra kiliseden Camiye çevirdiği ve ilk namazını burada kıldığı Ayasofya, hâlå ibadete açılacağı günü bekliyor.
Sultan Fatih, Ayasofya'yı camiye dönüştürmekle kalmayıp buraya ait vakfiyesinde çok ağır dualarda bulunmuş ve onu lanetlemişti.
Ayasofya 1453 yılında gerçekleşen fetihten sonra 'hilal'in haça olan galibiyetini simgeledi. Sultan Fatih şehir merkezindeki ilk durağı olan Ayasofya'da Patriğe hristiyan halka karşı can, ırz ve mal güvenliği garantisini burada verdi. Orada ayrıca ikindi namazını da kaldı. Ardından gerekli değişikliklerin yapılarak ilk cuma namazının burada kılınması talimatını verdi. Ve bu kısa süre içinde de kilisedeki semboller İslami motiflerle kapatılarak ilk ezan sesi Ayasofya'dan yükseldi.
Ancak Ayasofya 1934'te alınan Bakanlar Kurulu kararıyla, müzeye çevrildi. O günden bu yana ezan ve Kur'an sesine mahrum bir halde bekliyor. Sümela Manastırı ile Akdamar Kilisesi'ndeki ayinler, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasına yönelik çağrıların yeniden yükselmeye başlamasına yol açtı.
ÖĞDER'den hükümete çağrı

Sümela Manastırı'nda ayin yapılması ve Akdamar Kilisesi'ne haç çekilmesinin din hürriyeti kapsamında değerlendirilmesinin safdillik olduğunu söyleyen ÖĞDER Genel Başkanı İsmail Akkiraz, "Bunlar, Türkiye'nin Hıristiyanlaştırılması ve ırkçı emperyalizmin yutabileceği yumuşak lokma haline getirilmesi için yapılan çalışmalar kapsamındadır. ÖĞDER olarak bunları, çok tehlikeli ve ülkemizin geleceğini karartan çalışmalar olarak görmekteyiz" dedi.
Akkiraz, "Eğer bu çalışmaları din hürriyeti bağlamında değerlendireceksek, o takdirde Fatih Sultan Mehmet'in bu millete vakfiyesi olan ve haksız yere müzeye çevrilmiş Ayasofya Camii'nin de Müslümanlar için ibadete açılması zorunludur. Ayrıca Türkiye'de yaşayan Müslümanların din hürriyeti bağlamında çeşitli sıkıntıları mevcut iken, Müslümanlar inandığı gibi yaşama, okuma ve örgütlenme hakkı ihlali gibi bir takım sıkıntılarla karşı karşıya iken sırf ırkçı emperyalizmi ve batılılara şirin gözükmek adına din hürriyeti adı altında yapılan bu çalışmaları millet olarak hoş karşılamamız mümkün değildir" diye konuştu. Akkiraz, hükümeti din ve vicdan hürriyeti önündeki bütün engelleri kaldırmaya ve Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması konusunda hristiyanlara gösterdiği şefkati Müslümanlara da göstermesini beklediklerini kaydetti.
Kırbaşoğlu: Aynı hoşgörü müslümanlardan esirgenmemeli

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, "Sümela'nın açılıp, Ayasofya'nın açılmaması Müslümanlara karşı bir tavır alındığı gösterir. O bakımından Ayasofya'nın ibadete açılması teklifi, gayet isabetlidir. Müspet yönde bütün adımlar atılmalıdır. Yunanlılara, Rum vatandaşlarımıza gösterilen hoşgörü, anlayış ve tolerans, bizim Müslümanlardan esirgenmemesi lazım" diye konuştu.
Fatih'in vakfiye şartlarının yerine getirilmesi ve Yunanistan'da yapımı devam eden caminin karşılıklı mütekabiliyet esası çerçevesinde ele alınması gerektiğini belirten Kırbaşoğlu, "Dolayısıyla burası Müslümanlar tarafından 40-50 sene gibi kısa süreliğine ibadete kapatıldı. Ancak şu anda hala cami. Geçmişi şu veya bu olabilir. Dolayısıyla bunun ibadete açılması, ihya edilmesi ve kullanışlı hale getirilmesi gerekir" dedi. Vakıf şartlarına riayet konusunda devletin sicilinin olumsuz olduğunu kaydeden Kırbaşoğlu, "Maalesef birçok vakıf amaçları dışında kullanılıyor" dedi.


http://www.milligazete.com.tr/haber/bayram-namazini-ayasofyada-kilmak-istiyoruz-175964.htm

BBP Ayasofya'da namazdan vazgeçti
08 Eylül 2010 Çarşamba 22:45

BBP İstanbul İl Başkanı Bayram Karacan, Ayasofya Camii önünde protesto amacıyla kılmayı planladıkları bayram namazından olası provokasyonlara karşı vazgeçtiklerini açıkladı.

Bayram Karacan, Ramazan Bayramı namazının Ayasofya'da kılınması için yaptıkları başvurulara ilişkin parti il binasında basın açıklaması yaptı. Sümela Manastırı'nda 88 yıl aradan sonra gerçekleştirilen ayine değinen Karacan, "Sümela Manastırı ibadet hane değildir. Geçmişte de eğitim kurumu idi. Şimdi ise Müze ve ören yeri. Sümela'da ayin yapılması dini hassasiyetten kaynaklanan bir durum değildi" dedi.

Ayasofya'nın kanunlara göre resmiyette kilise ya da müze değil cami olduğunu vurgulayan BBP İstanbul İl Başkanı Bayram Karacan, "Cami olmasına rağmen kamuoyu tarafından tam olarak bilinmeyen bir sebeple 76 yıldır ibadete kapatılmış ve dış müdahaleye açık hale getirilmiştir. Yani ibadet yapılamaması bakımından tarihi Sümela Manastırı ile aynı statüdedir. Ülkemizde özgürlükler sadece azınlıklar için değil, herkes için olması gerekir" şeklinde konuştu.

Karacan, 76 yıldır ibadete kapalı olan Ayasofya Camii'nde Ramazan Bayramı namazını kılmak verdikleri dilekçeye ilişkin kendilerine herhangi bir cevap gelmediğini belirtti. Karacan, izin çıkmaması halinde bayramın birinci günü bu durumu protesto etmek için Ayasofya Camii önündeki alanda Bayram namazı kılınması yönünde aldıkları karardan vazgeçtiklerini ifade ederek, "Ayasofya Camii'nin önündeki alanda Bayram namazı kılmak için toplanan insanlar arasına sızan kişilerin provakativ hadiselere neden olabileceği ve organizasyonumuzun sabote edilebileceği bilgisine ulaştık. İyi niyetli ve hak arama merkezli olarak yapacağımız bu organizasyonun amacından saptırılabileceği endişesi ile bu organizasyonumuzdan vazgeçtiğimizi ilan ediyoruz"

Aldıkları bu kararın Ayasofya'da bayram namazı kılma organizasyonunun iptali ile ilgili olmadığını vurgulayan Karacan, bundan sonra da konunun takipçileri olacaklarını söyledi.
haber5

Nasıl bir milletiz ki ...
Mescidi Aksa'yı siyonistlerden korumayı savunurken ..
Ayasofyayı müslümanlaştırmaya çalışırız ....
Ayasofya kilise olarak inşaa edilmiştir , kilise olarak kalmalıdır , yoksa cemaati tarihi eser yaparsın ...
Ben demedim sakın bana çullanmayın ..
İlgili ve bilgili arkadaşlar Hz Ömerin bu ictihadını alıp getirsinler inş.
Karşınızda Ömer var dostlar
Ben genede siperdeyim , buyrun meydan sizin ...
Selamlar ...

osmanlının izlediği yol bizim yolumuzudr...
Ayasofya cami olana kadar susmayacağız...

Ayasofya'da ayine izin verilmeyecek


Ortodokslar Aziz Paul Kilisesi, Sümela Manastırı ve Akdamar Kilisesi'nden sonra Ayasofya Camii'ni de ayin yapmak istiyorlar ama izin verilmiyor.
Cumartesi, 11 Eylül 2010 12:06

Dünya Bülteni / Haber Merkezi

Uluslararası Ayasofya Kilise Bölgesi Derneği Başkanı Kris Spiru, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazarak 17 Eylül’de Ayasofya’da ayin yapmak istediklerini ifade etti. Spiru mektubunda Başbakan Erdoğan’ı ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nu da ayine davet etti.

Ayasofya’da daha önce Büyük Birlik Partisi (BBP) ve Alperen Ocakları üyeleri bayram namazı kılmak için çaba harcamış fakat gerekli izinlerin çıkmaması ve provokasyon ihbarı üzerine bu fikir ertelenmişti.

Kültür Bakanlığı’na bağlı olan Ayasofya 1935 yılında ibadete kapatılmış ve müze haline getirilmişti. O zamandan beri “namaz ya da ayin” taleplerine izin verilmiyor.

BAKAN GÜNAY: İZİN YOK

Habertürk gazetesinin haberine göre Spiru mektubunda Başbakan’dan izin istemek yerine Erdoğan’ı ve hükümet üyelerini ayine katılmaya ve dua etmeye davet etti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise konuyla ilgili olarak, “Hiçbir dine özel müsamaha göstermeyeceğiz. Ayasofya, 1500 yıl ibadethane olarak hizmet etti. Bundan sonra da insanlığa hizmet edecek. Ayasofya’yı, dünyanın özel bir mabedi olarak muhafaza edeceğiz. Hiçkimseye öyle bir izin yok” dedi.
timetürk


adamlardaki cesarete bak yahu...
bu ne pişkinlik, bu cesareti nerden buluyorlar...
görüldüğü gibi mü'minler ne zaman sussa karşı taraf atağa geçmiştir...
özellikle sözde soykırım olaylarında bunu görmekteyiz...
Ayasofya cami olacak biiznillah, haklı davamızdan asla vazgeçmeyeceğiz...

iyi de ta özal zamanında oraya imam atandı ve küçük mescid de namaz kılınıyor.
ayrıca aramızda hiç mi imam yok
birkaç bin kişi oraya bayramda gidip namaz kılsalar kim ne dicek.
birkaç güvenlik görevlisi hayır mı diyebilecek
en kötü ihtimalle avluda rahatça kılınır.

küçük mescid de hala namaz kılınıyor mu bilmiyorum,
zamanında orda namaz kılmıştık...
o da ayrı bir hakaret,
osmanlı zamanında namaz içerde kılınırmış
küçük mescid hayvanları bağlamak için kullanılırmış
ayasofyayı cami, küçük mescidi kilise yapalım...
bize uyar

Fatih Sultan Mehmed'in Vasiyeti


Fatih Sultan Mehmed hayatı boyunca Ayasofya üzerinde titremiş ve bu mabed için şöyle vasiyet etmiştir:

“Nefis kilise Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Bunu, Allah’a, ahirete, O’nun heybetine inanan hiçbir mahluk, sultan olsun, hakim olsun, bir mütegallibe olsun, değiştiremez. Vakıf şarlarını kim değiştirirse, Allah’ın, meleklerin, bütün insanların lâneti onların üzerine olsun. Yüzlerine bakan ve onlara şefaat eden hiçbir kimse bulunmasın.”

Ayasofya eylemcilerinin hamisi İsrail çıktı!


Ayasofya’da provokatif eylem yapmak isteyen organizasyonun akıl hocası İsrail çıktı.




Cumartesi 18.09.2010 - 12:00

MİT, Ayasofya’da ayin provokasyonunun perde arkasında İsrail’in olduğunu tespit etti: Türkiye’nin Filistin halkına verdiği destekten rahatsız olan, kanlı Mavi Marmara baskını sonrası Türk düşmanlığına soyunan ABD’nin önde gelen Yahudi kuruluşu Anti-Defamation League (ADL) gemi baskınına misilleme yapıp Türkiye’yi zor durumda bırakmak için sözde ‘Uluslararası Ayasofya Komisyonu’ isimli örgütü kışkırttığı, eylem için destek vermeyi taahhüt ettiği öğrenildi.

Ayasofya’da provokatif eylem yapmak isteyen organizasyonun akıl hocası İsrail çıktı.

Türkiye’nin Filistin halkına verdiği destekten rahatsız olan, Mavi Marmara baskını sonrası iyice Türk düşmanlığına soyunan ABD’nin önde gelen Yahudi kuruluşu Anti-Defamation League (ADL) gemi baskınına misilleme yapıp Türkiye’yi zor durumda bırakmak için sözde ‘Uluslararası Ayasofya Komisyonu’ isimli örgütü kışkırttığı, eylem için destek vermeyi taahhüt ettiği öğrenildi.

PROVOKASYONUN ALTINDAN YAHUDİ LOBİSİ ÇIKTI

Merkezi Washington’da bulunan sözde ‘Uluslararası Ayasofya Koalisyonu’ isimli örgütün başını çektiği 200 kişilik provokatif grubun ‘Ayasofya Camii’nde ayin’ girişimi Türkiye’nin Yunanistan ve ABD’yi uyarması ile iptal edildi. Başını Chris Spirou isimli Yunan asıllı ABD vatandaşının çektiği grubun provokatif eylemlerinden bir süreliğine vazgeçirildiği öğrenilirken, provokasyonun altında ise, ABD’de İsrail lehine faaliyet yürüten Yahudi lobisinin olduğu ifade ediliyor. Kamuoyunun birkaç gün önce öğrendiği durumla ilgili Milli İstihbarat Teşkilatının uzunca bir süredir çalışma yürüttüğü belirtildi. Bir hafta önce emniyet birimlerinin ‘Uluslararası Ayasofya Koalisyonu’ tarafından yapılacak eylemle ilgili toplantı yaptığı, istihbarat raporlarının masaya yatırıldığı ifade edildi. Yapılan toplantıda provokasyon girişiminin fikir babasının Anti-Defamation League (ADL) isimli Yahudi lobisi olduğu tespitine yer verildi.

Son dönemde aktif bir dış politika izleyen Türkiye’ye tepkili olan Yahudi lobisinin, kanlı Mavi Marmara olayı sonrası açıkça düşmanlık yapmaya başladığı belirtiliyor. Anti-Defamation League yetkilerinin Yunan asıllı ABD vatandaşı Chris Spirou’yla 2 ay kadar önce Newyork’ta irtibat kurduğu, Ayasofya Camii’nin kiliseye dönüştürülmesi için eylem yapılması gerektiğini belirttikleri, yapılacak eylemlere her türlü desteğin sağlanacağını söyledikleri vurgulanıyor.

Alınan istihbarata göre 200 kişilik grubun muhtemel bir engellemeye karşı beşerli gruplar halinde Ayasofya’ya girmeyi planladığı ve müze güvenliğinin bu konuda uyarıldığı ifade ediliyor.

YAHUDİ ÇOCUKLARINI HARVARD’A GÖNDERMEMEKLE TEHDİT ETMİŞTİ

‘Uluslararası Ayasofya Komisyonu’ isimli örgütü Türkiye’de eylem yapmaya teşvik eden ADL isimli Yahudi lobisinin Türk düşmanlığı yeni değil. Dünyaca ünlü Harvard Üniversitesi, nakit birikimlerini kullanarak düzenli olarak aldığı İsrail bonolarından vazgeçip son dönemde istikrarlı ekonomisi ile parlayan Türk bonolarını tercih etmişti. Harvard’ın İsrail yerine Türkiye’ye yi seçmesine tepki gösteren Yahudi lobisi ADL, Harvard’ı kara listeye almakla tehdit etmişti. Bu yatırımın Türkiye’yi cesaretlendireceğini belirten lobi, internet sitelerinde, “Çocuklarımızı artık Harvard’a değil Yale ve Princeton’a göndereceğiz”, “Harvard bir kez daha İsrail’in karşısında”, “Antisemitik Harvard’ı kınıyoruz”, “Obama’nın atadığı yeni Anayasa Mahkemesi yargıcı ve eski Harvard hukuk fakültesi dekanı Elena Kagan’ın ordumuz hakkında yaptığı açıklamalara bir bakın. Bu okuldan çıkanların ne olduğu belli”, “Biz de Harvard mezunu yatırım danışmanlarına paralarımızı emanet etmeyelim” gibi mesajlar yayınlamıştı.

BBP’den Ayasofya’da ‘ayin’ girişimine tepki

Büyük Birlik Partisi (BBP) ile Alperen Ocakları dün Ayasofya önünde toplanarak ayin girişimini protesto etti. Ayasofya Müzesi önündeki ilk eylemi, BBP İstanbul İl Başkanlığı üyeleri ile Alperen Ocakları üyeleri yaptı. Müze önünde toplanan yaklaşık 30 kişilik grup, Ayasofya’da ayin yapılmak istenmesine tepki gösterdi. BBP İstanbul İl Başkanı Bayram Karacan’ın da aralarında bulunduğu grup adına yapılan basın açıklamasında, “Biz Bayram namazını burada kılmak istediğimizde bize izin verilmedi. Biz de hükümete çağrıda bulunarak ayine de izin verilmemesini istedik. Çağrımıza kulak verilerek ayine izin çıkmadı” görüşü dile getirildi. BBP ve Alperen Ocakları’nın ardından yapılan ikinci eylemde ise, Hak ve Eşitlik Partisi üyesi yaklaşık 40 kişi, Ayasofya önüne gelerek Türk bayrağı açtı ve ayin girişimini protesto etti.

Provokatör grup Yunan sınırında ayin yaptı

Ayasofya Camii’nde ayin yapmalarına izin verilmeyen 200 kişilik provokatör Yunan grup, dün öğle saatlerinde Türkiye-Yunanistan sınırında ayin düzenledi. Yunan-Amerikan Kültür Derneği Başkanı Chris Spirou öncülüğündeki Ortodoks grup dün izinsiz olarak Ayasofya’da bir ayin yapmayı planlıyordu. Ancak gelen tepkiler üzerine Türkiye, çoğunluğunu ABD asıllı Yunanların oluşturduğu grubun Ayasofya’da ayin yapmasına izin vermemişti. Bunun üzerine Yunan grup, Ayasofya’daki ayini ertelediklerini açıklamıştı. Yaklaşık 200 kişilik grup Dedeağaç’tan yola çıkarak, dün Türkiye-Yunanistan sınırına geldi. Grup dün öğlen saatlerinde, sınırın Yunanistan bölümünde Ayasofya Camii’nde yapmayı plânladıkları ayini düzenledi.

SPIRU AİHM’E BAŞVURACAK

Bu arada, Ayasofya’da dini ayin yapma taleplerine Türk makamlarından tepki gelmesi üzerine İstanbul’a gelmekten vazgeçen Uluslararası Ayasofya Kilise Bölgesi Organizasyonu Başkanı Chris Spiru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) şikayette bulunacağını söyledi.

Ayasofya Vakfiyesi

“Kim bu vakfiyenin bir şartını değiştirir, fasit bir te’ville, dalavereyle vakıf hükmünü yürürlükten kaldırır ve aslını değiştirir, füruuna itiraz eder veya bunları yapana yol gösterir ve yardım eder veya kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkar veya sahte evrak düzenleyerek mütevellilik hakkı gibi şeyler ister, yahut onu kendi hesabına geçirirse haram işlemiş olur, günah kazanır. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların ebediyen la’neti onun üzerine olsun. Azapları hafiflemesin. Kıyamet gününde yüzlerine bakılmasın.

Kim bunu işittikten sonra değiştirirse, günahı değiştirenlerindir. Allah işitendir, bilendir. Bu vakfı değiştirmeye, bozmaya girişen kişi ölümü, sekeratı, kıyamet sahnelerini ve karanlığını, kabri ve yalnızlığı, münkeri ve heybetini, nekiri ve soracaklarını, Âlemlerin Rabbi huzurunda duracakları günü hatırlasın. O gün hiçbir kimse hiçbir şeye sahip değildir. O gün bütün işler Allah’a aittir.”

Kaynak: Vakit

Ayasofya`da ayin isteğine protesto.
17-09-2010 00:56

Facebook
Digg
Del.icio.us
reddit
Mixx
StumbleUpon
Google
Yahoo


Ayasofya`da ayin yapma isteğine Alperen`lerden `tekbirli, İstiklal Marşlı` protesto.Yunan-Amerikan Kültür Derneği Başkanı Chris Spyrou başkanlığındaki 200 kişilik grubun Ayasofya Müzesi`nde ayin yapmak için hazırlık yapmasını protesto eden Büyük Birlik Partili (BBP) yaklaşık 50 kişilik grup Ayasofya Müzesi önünde eylem yaptı. Müze önünde İstiklal Marşı`nı okuyup tekbir getiren grup, Ayasofya`nın kendi nazarlarında camii olduğunu ve ayine kesinlikle izin verilmemesini istedi.
Amerika`da yaşayan yaklaşık 200 kişilik Yunanlı grup, 557 yıl sonra ilk kez Ayasofya`da ayin yapma hazırlığı içine girdi. İpsala Sınır Kapısı`ndan İstanbul`a yol alması beklenen grup, müze içine biletsiz giriş yaparak ayin düzenlemeye çalışacak. Bu da mümkün olmazsa kafile müze dışında planladığı ayini gerçekleştirmeyi deneyecek.
Yunanlı grubun Ayasofya`da ayin yapma girişimine girmesi BBP`lilerin tepkisini çekti. Ayasofya Müzesi önünde toplanan yaklaşık 50 kişilik grup, ayin yapmak isteyenleri protesto etti. Alperenler`in bayrağını açıp tekbir getiren grup, İstiklal Marşı`nın 10 kıtasını okudu. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı eylemde açıklama yapan BBP İstanbul İl Başkanı Bayram Karacan, yapılan eylemle devletin ilgisini çekmeye çalıştıklarını ifade etti.
Yarın gelecek Yunanlı grubun ayin yapmasını istemediklerini belirten Karacan, "Ayasofya her ne kadar ibadete kapatılmış olmasına rağmen bizim nazarımızda camidir. Ayasofya camisinde kesinlikle bir ayin yapılmasına izin verilmesini istemiyoruz. İlla bir ayin yapılacaksa, gitsinler Fener Rum Patrikhanesi`nde yapsınlar. İstanbul`da birçok kilise var. Oralarda ayin yapabilirler ama Ayasofya Camisi`nde ayin yapılmasını istemiyoruz. Bu bizi çok rahatsız eder. Ayin yapılmasına izin vermeyiz." ifadelerini kullandı.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay`ı milli kültür hariç her türlü kültüre hizmet etmekle suçlayan Başkan Karacan, "Çok yakın bir zaman içerisinde cemaati olmamasına rağmen, hoşgörü adı altında Van Ahdamar Kilisesi devlet imkânlarıyla restore edilerek, orada ayin yapılmasına izin verildi. Muhtemelen önümüzdeki günlerde de tekrarlanacak. İbadethane olmamasına rağmen Sümela Manastırı`nda ibadet yapılmasına izin verildi. Topkapı Sarayı`nda şarap içilmesine de izin verildi. Bütün bunlar Yunanlı grubu cesaretlendirdi ve pervasızlaştırdı." diye konuştu.
Açıklamanın ardından Ayasofya`nın önünde bekleyeceklerini ifade eden grup, olaysız şekilde eylemi sonlandırdı


gazeteboyut

arifan yolcusu' Alıntı:

Ayasofya Camîsi’nin önemi

Üstad Necip Fazıl Ayasofya’yı anlatıyor: ​

Salibin ağırlığından kurtarılıp hilâlin kanatlarıyla kendisine gök kubbe yolu açılan, böylece yirminci asır dünyasına gerçek medeniyet ve ebediyet mimarisinin ne olduğu onunla gösterilen, batı aklı ve doğu ruhunu birleştiren eski Bizans eseri ve artık yeni tekbir yuvası tarihi kubbe.

Necip Fazıl Kısakürek

Demek ki, Ayasofya, ne taş, ne çizgi, ne renk, ne cisim, ne de madde senfonisi; sadece mana, yalnız mana.”
Ayasofya’nın müze haline getirilişi hakkında:
“Ayasofya Türk’ün öz evi ve anayurdu içinde güya Türk’lerin eliyle manasından koparılıyor, duvarlarından Allah(c.c.) ve Resulünün (s.a.v) mukaddes isimleri indiriliyor, iç sıvaları kazınıp putlar meydana çıkarılıyor ve hilâlden ziyade salibin faziletlerini ilana memur bir müze, yani içinde İslâmiyetin gömülü olduğu bir lahid haline getiriliyor. Artık o, basit bir taş yığınıdır bu şekilde.
http://mushuthalohari.deviantart.com/art/Ayasofya-125858972?q=boost:popular+ayasofya&qo=37Öyle bir taş yığını ki, sadece kendisinde kıyılan ulvî mananın katillerini ilan ve ihtarla kalmıyor, üstelik her an salibin ağzından salyasını akıtıcı bir iştah telkiniyle, Türk’ün, ruhiyle beraber maddesini, maddesiyle beraber de ruhunu hıristiyanlık alemine peşkeş çeken, “buyurun, ne duruyorsunuz; gelin ve bizi esir edin!” diyen bir hava yaşatıyor. Ayasofya’nın hilal hakimiyetinden uzaklaştırılmasıyla düşmana aşılanan gayret, bir ordunun harp planlarını satmaktan beter bir tehlike ve suç belirtir. Eğer o kökünden traş edilse ve yıkılsa bir şey değil de, bu haliyle, bütün bir milleti ve tarihi her an öldürüp yine dirilten ve tekrar öldüren bir felaket.
Böylece, Batı dünyasının bize içimizden, içimizdeki ajanları vasıtasıyla yaptırdığını, ne Haçlılar yapabildi, ne Moskof, ne de Ayasofya’nın gözü dönmüş şehvetlisi Yunanlılar.
Ayasofya’nın kapılarıyla beraber ruhumuzu kilitlediler. Ruhumuzu kilitlemek için Ayasofya’yı kilitlediler.
Nasıl bütün yollar Roma’ya çıkarsa Türk manevi kurtuluş davasının bütün meseleleri de Ayasofya’ya ve onu müzeleştiren ellere çıkar.
Ayasofya açılmalıdır. Türk’ün kapanık bahtıyla beraber açılmalıdır.
Ayasofya

Ayasofya’yı kapalı tutmak, Yunanlıya “ben yapamıyorum; sen gel de kendi hesabına aç!” demekten farksızdır.
Aman ya Rabbî! Bizim camiden müzeye döndürdüğümüzü, onun müzeden kiliseye çevirmek istediğini açıkça görüyoruz da, anayurdu içindeki mukaddesât sembolünü nasıl aslî heyetine getiremiyoruz. Ayasofya’nın mânâsını Yunanlı kadar olsun idrâk edemiyoruz. O bizim müze yaptığımızı müze halinde istemiyor. Biz de ona ters, cami yapalım demiyoruz. Dünyanın en korkunç hikmet noktası burası. Bu meselede Yunanlıdan ders alarak ona karşı durmayı anlayamıyoruz.
Ayasofya’yı kapalı tutmak, Birleşmiş Milletler’de Afrikanın yamyam ülkelerine kadar aleyhimize rey verdirip kendileri güya müstenkif görünen Batılılara “artık benim hayat hakkım kalmadı!” demektir.
Ayasofya’yı kapalı tutmak, bu toprağın üstündeki 30 milyon ve altındaki 30 milyar Türk’ün semaları tutan lanetine hedef olmaktır, hissedemiyorlar.
Ayasofya’yı kapalı tutmak, Allah(c.c.)’a sövmeye, Kur’ana tükürmeye, Türk tarihini kubura atmaya, Türk iffetini kirletmeye, Türk vatanını esir etmeye denk bir suçtur. Niçin bu yakıcı, kavurucu, kül edici gerçeği ortaya dökemiyoruz. Buyrun döküyorum.
Gençler! Bugün mü, yarın mı bilemem!
Fakat Ayasofya açılacak! Türk’ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya’nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler.
Ayasofya açılacak. Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün manalar, zincire vurulmuş kan revan içinde masumlar gibi ağlaya ağlaya üstünü başını yırta yırta onun açılan kapılarından dışarıya vuracak. Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik etmiş sanılan kötülerle, kötülük etmiş sanılan iyilerin gizli dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek.
Ayasofya açılacak! Bütün değer ölçülerini, tarih hükümlerini, dünyalar arası mahsup sırlarını, her iş ve herşey hakkındaki gerçek miyarları çerçeveleyici azîz bir kitap gibi açılacak.
Allah (c.c.) tarafından mühürlenmiş kalplerin kapısını mühürlediği Ayasofya, gene onların aynı şekilde mühürlemeğe yeltenip hiçbir şey yapamadığı, günden güne kabaran akınını durduramadığı ve çığlaşacağı günü dehşetle beklediği, mukaddesatçı Türk gençliğinin kalbine eş, açılacak!
Ayasofya’yı, artık önüne geçilemez bir sel, bu sel açacak.
Bekleyin gençler! Biraz daha rahmet yağsın. Her yağmurun arkasında bir sel vardır. Hepimiz şöyle diyelim: o selin üstünde bir saman çöpü olsam daha ne isterim. Gençler, kayaları biçecek ormanları traş edecek ve betonermeleri söküp götürecek bu sel yakındır.
Allah (c.c) mukaddes zâtının ve Resûlünün (s.a.v) dostlarıyla beraberdir.

Genişletmek için tıkla ...

...................................

erken kaşınan yara azar bişirilmeli diye düşünüyorum erbakan hocam rahmetli birgün gelecek proföserler vede bu genareller türbanlı kızlarımıza selam duracaklar ama bu kanlımı kansızmı olacak demişti bakın kansız oldu
saidi nurs-i hz leride menderese ayasofyayı camiye çevir ibadete açmasını söylemişti fakat menderesin yandaşları bu fikri ret etmiş vede zulme çanak tutararak sürgünlere sürgün eklediler mendereste buna göz yummuştu işte mazluma zulmederlerken göz yumanlar o zalimlerin zulmüne kat kat naçar olurlar öylede oldu
zalimler zulmünü kat kat işlediler ALLAH c.c. rahmet eylesin bu gün bunun istenmesi normal aynı cömaat vede tarikat gurupları gereken desteği vermişlerdir ak partiye istemeleride hakıdır lakin böyle yürüyüşle değil
akil insanlar defalareca dile getirdi fakat erken erken beklemeklazım görüşü ağır basmaktadır o günleride görmek dileğiyle selamlar saygılar