Kadir Razlık
Kısıtlı Erişim
Ayaklarımız suya erdi mi?
Ahmet Sağırlı
[email protected]
Seçimden önce çok kimse "Hayırlısı olur inşallah" diye dua ediyordu.
Şimdi o insanlar sonucu kabullenemiyor.
Güzel amcam, hürmetli muhabbetli amcam, "Sen hayırlısı olsun, demiyor muydun, bu sonucun hayırsız olduğunu nereden biliyorsun?"
...
Kaldı ki sürpriz bir sonuç yok. Karar mevkiinde olanların önüne seçimden çok önce bu sonuçların bir benzeri konmuştur. Orada HDP için yüzde 13 değil de yüzde 11 yazıyordur.
Salt çoğunluğu sağlayamayacaklarını biliyorlardır.
Sonrasında, oyları toparlamak için yapılan kampanyalarda bazı sıkıntılar var. HDP'nin barajın altında kalması için hedef alınmasında, canhıraş şekilde meydan meydan dolaşmakta, bu arada bir hafta sonu İstanbul'u bir kere daha fethetmekte, fethederek oy istemekte, fethedenler üzerinden oy istemekte, Çanakkale geçilmez retoriklerinde..
(Parantez içinde bazılarının asla kabullenemeyeceği bir not: Cumhurbaşkanı meydanlara çıkmasaydı, HDP hedef alınmasaydı hem HDP yüzde 13'e yükselmezdi hem de AKP'nin oy oranı biraz daha iyi olurdu)
Bilen biliyor ben millî irade takıntısı olmayan bir adamım. Takılanlar için söylüyorum: Bu millî iradedir, iradeye samimiyetle razı olmak lazım, usulen ve siyaseten değil.
Bu seçimin üstü örtülü sorusu başkanlık sistemi idi.
Size göre bu sorumuzun cevabı ne oldu? Kenarından, köşesinden dolaşarak aslında başkanlık sistemi olsaydı.. Aslında o sisteme geçişin ne kadar önemli olduğu bu vesile ile anlaşılmış oldu demenin âlemi ne? Ne sırası ne de bu saatte faydası var. Zaten arzu ettiğimiz sistemin sadece adı başkanlıktı.
...
Ortada hezimet falan yok. Millet hâlâ AKP'yi sahipleniyor. Fanatikler kabul etmekte zorlanıyor ama 2011 öncesindeki AKP'yi arıyor. 2011 sonrasında ne olduğu nedense pek konuşulmuyor. Paşa keyfiniz bilir. Herkes yazılı hukukta tarif edilen pozisyonuna çekilirse gerginlik biter, koalisyon veya hariçten destekle bir iki yıl böyle gider, erken seçim olursa da yine toparlanmış ve söylemleri değişmiş bir AKP olur.
...
Şöyle bir soru sorduğumu hatırlıyorum. 2011 seçimlerinin düşmanı Ergenekon, 2014'ün paraleldi. 7 Haziran'da düşman kim? Somut düşman yokluğunun kayıpta payı var. Soyut düşmanlardan ekmek çıkmıyor..
....
Yandaş medya AKP için bir kambur ve yük olmaya başladı. Emir komuta medyasından yandaş da olsa hayır gelmez. Hep zarar verirler, verdiler de.
Artık bu saatten sonra oralarda ne yazdığının bir önemi yok. Sadece nefret eden sayısını arttırabilirler.
Sosyal medya trolleri ayrı bir dert. Parti içi ihtilaflarda bile infaz timi olarak kullanılıyor. Onlardan kurtulmaya niyetleri var mı, varsa yolu nedir bilmiyorum. Tetikçiliğe alışan adamlar başka ne iş yapabilir?
...
Bir risk daha var. Koalisyonların ne kadar kötü bir şey olduğunu bir an evvel millete hissettirme kampanyası açılırsa başka sıkıntılar ortaya çıkar.
Gerginliğe sebeb olan konu belli. Ya inceldiği yerden kopsun denilecek ya da münasib bir U dönüşü ile yeni bir yola girilecek.
9.6.2015
Ahmet Sağırlı
[email protected]
| |
Seçimden önce çok kimse "Hayırlısı olur inşallah" diye dua ediyordu.
Şimdi o insanlar sonucu kabullenemiyor.
Güzel amcam, hürmetli muhabbetli amcam, "Sen hayırlısı olsun, demiyor muydun, bu sonucun hayırsız olduğunu nereden biliyorsun?"
...
Kaldı ki sürpriz bir sonuç yok. Karar mevkiinde olanların önüne seçimden çok önce bu sonuçların bir benzeri konmuştur. Orada HDP için yüzde 13 değil de yüzde 11 yazıyordur.
Salt çoğunluğu sağlayamayacaklarını biliyorlardır.
Sonrasında, oyları toparlamak için yapılan kampanyalarda bazı sıkıntılar var. HDP'nin barajın altında kalması için hedef alınmasında, canhıraş şekilde meydan meydan dolaşmakta, bu arada bir hafta sonu İstanbul'u bir kere daha fethetmekte, fethederek oy istemekte, fethedenler üzerinden oy istemekte, Çanakkale geçilmez retoriklerinde..
(Parantez içinde bazılarının asla kabullenemeyeceği bir not: Cumhurbaşkanı meydanlara çıkmasaydı, HDP hedef alınmasaydı hem HDP yüzde 13'e yükselmezdi hem de AKP'nin oy oranı biraz daha iyi olurdu)
Bilen biliyor ben millî irade takıntısı olmayan bir adamım. Takılanlar için söylüyorum: Bu millî iradedir, iradeye samimiyetle razı olmak lazım, usulen ve siyaseten değil.
Bu seçimin üstü örtülü sorusu başkanlık sistemi idi.
Size göre bu sorumuzun cevabı ne oldu? Kenarından, köşesinden dolaşarak aslında başkanlık sistemi olsaydı.. Aslında o sisteme geçişin ne kadar önemli olduğu bu vesile ile anlaşılmış oldu demenin âlemi ne? Ne sırası ne de bu saatte faydası var. Zaten arzu ettiğimiz sistemin sadece adı başkanlıktı.
...
Ortada hezimet falan yok. Millet hâlâ AKP'yi sahipleniyor. Fanatikler kabul etmekte zorlanıyor ama 2011 öncesindeki AKP'yi arıyor. 2011 sonrasında ne olduğu nedense pek konuşulmuyor. Paşa keyfiniz bilir. Herkes yazılı hukukta tarif edilen pozisyonuna çekilirse gerginlik biter, koalisyon veya hariçten destekle bir iki yıl böyle gider, erken seçim olursa da yine toparlanmış ve söylemleri değişmiş bir AKP olur.
...
Şöyle bir soru sorduğumu hatırlıyorum. 2011 seçimlerinin düşmanı Ergenekon, 2014'ün paraleldi. 7 Haziran'da düşman kim? Somut düşman yokluğunun kayıpta payı var. Soyut düşmanlardan ekmek çıkmıyor..
....
Yandaş medya AKP için bir kambur ve yük olmaya başladı. Emir komuta medyasından yandaş da olsa hayır gelmez. Hep zarar verirler, verdiler de.
Artık bu saatten sonra oralarda ne yazdığının bir önemi yok. Sadece nefret eden sayısını arttırabilirler.
Sosyal medya trolleri ayrı bir dert. Parti içi ihtilaflarda bile infaz timi olarak kullanılıyor. Onlardan kurtulmaya niyetleri var mı, varsa yolu nedir bilmiyorum. Tetikçiliğe alışan adamlar başka ne iş yapabilir?
...
Bir risk daha var. Koalisyonların ne kadar kötü bir şey olduğunu bir an evvel millete hissettirme kampanyası açılırsa başka sıkıntılar ortaya çıkar.
Gerginliğe sebeb olan konu belli. Ya inceldiği yerden kopsun denilecek ya da münasib bir U dönüşü ile yeni bir yola girilecek.
9.6.2015