Atilla Fikri Ergun - “Kur’an İslam’ı” Projesi ve Âlimlere “Ruhban” Diyen Modernist

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Atilla Fikri Ergun - “Kur’an İslam’ı” Projesi ve Âlimlere “Ruhban” Diyen Modernist

Ümmet vahyin nasıl yaşanacağını, hayatın her alanında nasıl tatbik edileceğini Resul’den öğrene gelmiştir, Resul’ü devre dışı bırakan her türlü yaklaşım İslam nokta-i nazarından merduddur.
Kur’âniyyûn fırkası tarafından icat edilen “Kur’an İslam’ı” modern zamanların imalatı, dolayısıyla uydurulan dinin ta kendisi, Hz. Peygamber’in yaşamış ve öğretmiş olduğu dine muhalif, onunla ortak hiçbir noktası yok.
Kur’an okumak metni okumak demek olmamakla birlikte okuyucular sanki bulmaca imiş gibi metin üzerinde çözümleme yapmak yerine en azından metnin “Yap” dediklerini yapıp “Yapma” dediklerini terk etselerdi hiç olmazsa şimdiye kadar bir arpa boyu yol katetmiş olurduk.
Yıllardır tekrarlana geldiğinin aksine Kur’an’ın yeni bir okumaya tabi tutulması gerekmemektedir, bu, asılsız yorumlara kapı aralamayı amaçlayan modernist bir söylemdir. Kur’an’ın, Hz. Peygamber tarafından uygulandığı şekilde hayatın her alanına tatbik edilmesi amacıyla okunması gerekmektedir.
Uyarma-uyandırma faaliyetini uyarlama faaliyetiyle karıştırmamak gerekir, günümüzde Hz. Peygamber’i devreden çıkarıp Kur’an’ı moderniteye uyarlama faaliyeti yürütülmektedir, projenin ihalesini alan modern ilahiyatçıların kim oldukları bellidir.
Modern Müslüman hadis kitaplarına bakmakta, okuduğunu modern dünyaya uyarlamakta zorlandığından -20-21. yüzyıl kafasıyla- “Böyle peygamber mi olur?” diye sormakta, kendi modern algılarına, modern dünyasına uymadığı için tarih boyunca kabul görmüş peygamber tasavvuruna karşı çıkmaktadır. İşine gelirse! Dolayısıyla sözünü ettiğimiz zihin, Resulullah’la birlikte yaşasa ona tabi olmak yerine “Senin bu söylediğin söz, yaptığın şu uygulama Kur’an’a ters” diyecek, Allah’a Allahlık, peygambere peygamberlik öğretmeye kalkışabilecek kadar kendini kaybetmiş, duracağı yeri şaşırmıştır.
Kendi asılsız te’villerine meşruiyet zemini yaratabilmek için Sünnet’e-Hadis’e muhalefet edenleri sahte peygamberler kategorisinde ele almak icap eder. Kendi sözünü, kendi görüşünü Hz. Peygamber’in önüne geçiren adamdan ne köy olur ne de kasaba. Böylelerinin itikadları da amelleri de fasiddir.
Sünnet’e-Hadis’e muhalefet edenler iki şehadetten ikincisini -“Muhammedu’r-Resulullah”ı- hayatlarından söküp atmış, bu ikinci şehadeti fiilen inkâr etmiş kimselerdir. Allah ve Resul’ü bir işte/bir konuda hüküm verdiği zaman Mü’min bir erkek ve Mü’min bir kadın için o işte/o konuda seçim yapma/tercihte bulunma hakkı yoktur (Ahzab: 36). Modern ilahiyat ise bize “Kendi kafanıza göre seçebilir, tercihte bulunabilirsiniz” demektedir, bizim bu vesveseye cevabımız “Eûzu billâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm”den başkası olmayacaktır. Ashab “Anam babam sana feda olsun ya Resulallah” diyordu, Kur’âniyyûn mezhebinin sâlikleri ise Resulullah’ı kendi görüşlerine feda ediyorlar, aradaki fark budur.
Resulullah, diğer bütün peygamberler gibi kendisine itaat edilsin, tabi olunsun diye gönderilmiştir (Nisa: 64). “Resul’e tabi olmak Kur’an’a tabi olmaktır, ben Kitab’a uyuyorum, böylece Resul’e tabi oluyorum” demek ucuz bir yaklaşım denemesi olmanın ötesine geçmez, çünkü böyleleri Kitab’a-Sünnet’e tabi olan kimseler değil, metinden kendilerince çıkardıkları sonuç doğrultusunda hareket eden kimselerdir. Bu ucuz denemede Resulullah’ın hiçbir kavli, fiili ve takriri dikkate alınmamaktadır.
Kur’âniyyûn fırkasının ayetleri ters yüz ederek “Kur’an’a uyuyoruz, böylece Resul’e tabi oluyoruz” demesine karşın ayetler tam tersini söylemektedir: “Kim Resul’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur”(Nisa: 80), “Bana tabi olun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın” (Âl-i İmran: 31). Dolayısıyla bu tür yaklaşımlar usûlsüzlüğün ve Kur’an’ı gelişigüzel yorumlamanın en bariz ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sıralama Resul’ün vahye, ümmetin de Resul’e tabi olması şeklindedir, ayetlerin açık ifadesiyle Resul’e tabi olan vahye tabi olmuş demektir. Ümmet vahyin nasıl yaşanacağını, hayatın her alanında nasıl tatbik edileceğini Resul’den öğrene gelmiştir, Resul’ü devre dışı bırakan her türlü yaklaşım İslam nokta-i nazarından merduddur. Hz. Peygamber’e tabi olan felah bulmuştur, Müslüman olmanın başka da bir şartı yoktur, sayılan bütün şartlar bu ilkede mündemiçtir. Felaha ermek için meal, dipnotlu tefsir vs. okumak gerekmemektedir.
Resulullah’ı kaybeden dinini kaybetmiştir, Resulullah yoksa sahih din yoktur, onun yerine kafadan gayri müsellah kimselerin ipe sapa gelmez “yorumları” vardır. “Kur’an İslam’ı” mezhebinin sâlikleri “Hz. Peygamber hadis dinini mi yaşadı, vahiy dinini mi?” diye sormaktadırlar. Kuşkusuz yanlış sorulmuş bir sorudur bu. Hz. Peygamber elbette vahyi yaşadı, asıl soru, günümüz Müslüman’ının vahyi Hz. Peygamber’in öğrettiği ve yaşadığı şekilde mi, yoksa metne bakıp kafasına göre çıkardığı sonuçlar doğrultusunda mı yaşayacağıdır.
Aynı şekilde sapmanın bir başka ifadesi olarak “Hz. Peygamber helal-haram belirleyemez” denilmektedir. İşin ilginç yanı bunu söyleyenlerin Kur’an metnine bakıp ağızlarını eğip bükerek -dolaylı yorumlarla- bin bir türlü helal-haram icat etmiş olmalarıdır.
Hz. Peygamber’in teşri yetkisine sahip olmasının Kur’âniyyûn fırkasının iddia ettiğinin aksine şirkle alakası yoktur, bilakis bu, peygamberliğin muhtevası ile ilgilidir. Teşri yetkisi Allah’a rağmen değil Allah’ın izniyle kullanılmaktadır ve bu da Hz. Peygamber’in Allah’a denk olması anlamına gelmemektedir, çünkü o elçi olarak Allah’ın gözetimi altında bulunmaktadır.
“…Onlar ki o ümmî peygambere uyarlar, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar,kendilerine tayyibâtı helal, habâisi haram kılar, sırtlarından ağır yükleri indirir, zincirleri kırar atar…”(A’raf: 157)
“Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah’a ne de ahiret gününe inanmayan, Allah’ın Resul’ünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselerle onlar alçalmış oldukları halde cizye verinceye kadar savaşın.” (Tevbe: 29)
Temel olarak problem Kur’an’da her şeyin bulunduğu zannına kapılan “akıl”dan ve Allah’tan vahiy alan peygambere “Sen kenarda dur” diyenlerin ihtiraslarından kaynaklanmaktadır.
Muhatabına “Kur’an Müslüman’ı mısın, yoksa…” diye soru sorma cür’etini gösterebilen “Kur’an’cı” IŞİD’le aynı kafadadır, belki aradaki tek fark “Kur’an’cı”nın IŞİD gibi ayrım yaptıktan sonra onun gibi infaz edememesidir. “Kur’an’cı”nın zihninde yer etmiş olan necis düşünce ona Haricilerin ve yakın tarihte Haricilerin yolunu ihya eden “aydın” kadronun mirasıdır.
Hz. Peygamber -dolayısıyla onun Sünnet’i- İslam Evi’ni bir arada tutan kilit taşıdır, çünkü Hz. Peygamber devre dışı kaldığı zaman Kur’an her türlü yoruma açık hale gelmekte, bu yolla “Ilımlı İslam”, “Demokratik İslam”, “Sosyalist İslam” gibi bin bir türlü “İslam” icat etmek mümkün olmaktadır. İşte bu nedenle oryantalistlerin yolunu takip edenler bu taşı sökmeye çalışıyorlar, biz de mukavemet ediyoruz, süre gelen tartışmanın özeti budur.
Atilla Fikri Ergun –
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Aslında sadece Kur'an'la amel eden yoktur. Böyle bir isimlendirme nereden çıktı anlamadım. Ciddiyim anlayamıyorum. Uygulamada, namaz kılan, uygulamada zekat veren, uygulamada orucunu tutan, haccını, umresini, cihadını, hukukunu ikame edenlerin tamamı elbet Kur'an'a tabi bunları Kur'an emrediyor çünkü ama uygulamada ise cem'an, ilk önce bu emirleri uygulayana uyuyoruz.

Ayırım yapmaksızin her bir müslüman...

Bana istisna bir müslümanı söyleyebilir misiniz..? Yoktur...

Bu konuda neden kavga edilir, neden niza olur anlayamıyorum...

IŞİD Kur'ancı falan değildir, IŞİD'e göre hadisler (sahih) "vahiy"dir... Kur'an ne ise hadisler de odur...

Arkadaş bunu bilmez mi elbet bilir de, fiilen ayaklanma ona da zor geldiğinden ufaktan da göndermede bulunuyor...
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Evet sAdece kuranla ibadet ediyoruz diyen en azından idda eden bir sürü insan vAr yapılmaz dedikmide Kur'an siz eksikmi diyorsunuz diyorlar.. Sadece Kuran'a göre namaz nasıl kılınır tarif et dedik bir tanesi yazamadı cevap..
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Dikkat ettiniz mi, yukarıdaki arkadaş makalesine "Tevbe 29"u refarans almış, manasını da vermiş ama akabinde ise IŞİD'e göndermede bulunuyor...

---))) --)))

Bana komik geldi... Makaleyi yazan arkadaş o ayeti yerine getirsin fiilen... Yapamaz... IŞİD yapıyorsa ne yapılmalı..? Küfür edilmeli değil mi..??

---))) Gülesim geldi...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Evet sAdece kuranla ibadet ediyoruz diyen en azından idda eden bir sürü insan vAr yapılmaz dedikmide Kur'an siz eksikmi diyorsunuz diyorlar.. Sadece Kuran'a göre namaz nasıl kılınır tarif et dedik bir tanesi yazamadı cevap..



Aslında ben anlaşılmaz değilim lakin bazı mes'eleler noktasında bizleri de farklı bulmanız normal. İnsanız aklımız var, düşünce yelpazemiz var vs. farklılıklarımız olabilir. Gelelim sadede: Aslında "Kur'an'a uymayan" yoktur... Biz de, siz de, onlar da "istisnasız" Kur'an'a uyuyor. Namaz kimin emri, oruç, zekat, cihad, ikram, infak, abdest, hac, umre, içkiden, kumardan, zinadan, hırsızlıktan uzak kalmak vs. bütün bunlar kimin emri, KUR'AN'ın değil mi? Peygamberimiz nasıl Kur'an'a uyuyorsa bizler de öylecene Kur'an'a uyuyoruz. Ama bizler Cebrail tarafından ilk kez "vahiy" getirilen değiliz. Vahiy (tamamı, 6666 ayet) ilk kez Hz Muhammed (SAV)'e indiriliyor. Hz Muhammed gelen vahy'i uyguluyor ve sonra da tebliğ ediyor eğer sorulursa vahy'in nasıl şekilleneceğini (uygulanacağını da) açıklıyor.
Mesela bugün:
Kıyam,
Rüku,
Secde,
Tahıyyat,
Teşehhüd,
Rekat,
Kelimeleri bizlere çok kolay geliyor değil mi,
Hem bunların ne demek olduğu hususunda ve hem de namazda uygulama yelpazesinde...

Tabi kolay gelir, senin Rasül'ün, onları uygulamada sana gösterdi, sana açıkladı sorduğunda ve de sana öğretti, ondan sonra sana bunlar kolay geliyor, kolay geldiğinde de, "Peygamber olmaz ben Kur'an'a bakarım" diyorsun...
Bu sözün hiçbir anlamı yoktur... Konuşmaya, kavga etmeye bile değmez... Böyle insanlar gülünç insanlardır...

Hepimiz Kur'an'ın emrini yapıyoruz...

Lakin, "yaptığımızı" ve "yapacağımızı" Allah'ın O Güzel Rasülü'nden öğreniyoruz...

Biz sadece Kur'an'a uyarız diyenler ya da Kur'an'a uyulmalı diyenler,

Daha çok İslam'a hayat hakkı tanımayanlardır... Reelde de görüyorum... Yani bu düşünceyi, "müslüman" eksende gündeme getirmiyor, "kültürel" olarak gündeme getiriyor...
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Bütün ayetleri toplamıştım ben 6666 etmiyor,
O rakam bile yerleştirilmiş beyinlerimize :)

Sadece Kuranı referans alıp ilim sahibi olmadan amel edenler var ne yazık ki...

IŞİD sahih bir islam devleti ise yaptıklarını mevzu daireden eleştirmek doğru olmayabilir o konuda bilgi sahibi değilim...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
İmtahanlarda öyle tip sorularla da karşılaşıyoruz. Kur'an'da ayet sayısı, "6236"dır... 6666 rakamı hem kolay olduğu için o şekilde ifade edilmiş hem de, bazı "kıraat alimlerin" secavendleri istikametinde öyle bir rakam ifade edilmiştir...
Yani her farklı şeyi "uydurulan din" ekseninde değerlendirmeyiniz...
Uydurulan din yok, uyulan İslam var...
Siz de hemen pes etmeyiniz...
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Uydurulan din tabiri okumayan ama duyduğunu araştırmayıp hayata geçiren insanlardan kaynaklı bir tümce..

Ölülere okunan Kuran
Türbelerden umulan medet gibi...

Bunlara iman edenlerle tartışamıyorsunuz...
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Sahabeler okumayan ve resulden duyduğunu sorgulamadan hayatına geçiren insanlardı.

Allah Rasulü vahyin kaynağı idi.. Yanlış olan herhangi bir durum en kısa zamanda veya
anında vahiyle bildirilirdi... Sahabeler ve ya Peygamberimiz vefat eden yakınlarına Kuran okumuş mu,
şimdi bu durumdan para kazananlar var, Allah'ın ayetlerini ucuza satmayın buyuruyor RABBİMİZ...
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun

]

Aynı şekilde sapmanın bir başka ifadesi olarak �Hz. Peygamber helal-haram belirleyemez� denilmektedir. İşin ilginç yanı bunu söyleyenlerin Kur�an metnine bakıp ağızlarını eğip bükerek -dolaylı yorumlarla- bin bir türlü helal-haram icat etmiş olmalarıdır.
Hz. Peygamber�in teşri yetkisine sahip olmasının Kur�âniyyûn fırkasının iddia ettiğinin aksine şirkle alakası yoktur, bilakis bu, peygamberliğin muhtevası ile ilgilidir. Teşri yetkisi Allah�a rağmen değil Allah�ın izniyle kullanılmaktadır ve bu da Hz. Peygamber�in Allah�a denk olması anlamına gelmemektedir, çünkü o elçi olarak Allah�ın gözetimi altında bulunmaktadır.
��[/B]


Kanun koyucu ( Şari ) ancak Allah'tir.

"Hukum ancak Allah'indir" En'am/57 ayeti Allah'in hukum koymaya yetkili tek merci oldugunu ifade eder. Peygamberimizin vazifesi ise bu hukumleri telig etmek ve onlari aciklamaktir.

Sayisiz ayetlerden birkaci;

De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (En’am/50)

“Peygambere itaat eden gerçekte Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse; zaten Biz seni onların üzerine bir koruyucu (gözetleyici) göndermedik.” Nisa/80

Bunun boyle oldugunu Peygamberimiz dahi ifade etmisken birilerine ne oluyor da hasa Allah=Peygamber seklinde iki ilahli bir inanca kapi araliyorlar. Bakin ne diyor peygamberimiz;

“Ben ancak Allah’ın Kitabında helal kıldığı şeyi helal kılarım ve yine ancak Allah’ın Kitabında haram kıldığı şeyleri haram kılarım”

Diyecegini demis iste yahu daha ne desin.

Bir adam peygamberimize geliyor ve "sen ve Allah dilerse" diyor. Bunun uzerine peygamberimiz "beni Allah'a denk mi tutuyorsun, sadece Allah dilerse de" diyor.

Peygamber de haram ve helal belirler diyenlerin bu adamdan ne farki var?
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Müteşabihatlarda verilen içtihadlar hüküm kategorisinde ele alınmamalı...
 

maksut ibrahim

Kıdemli Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
5,889
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Evet sAdece kuranla ibadet ediyoruz diyen en azından idda eden bir sürü insan vAr yapılmaz dedikmide Kur'an siz eksikmi diyorsunuz diyorlar.. Sadece Kuran'a göre namaz nasıl kılınır tarif et dedik bir tanesi yazamadı cevap..


İslamın şartı 5 tir.
1.Kelime-i Şaadet getirmek
2.Namaz kılmak
3.Oruç tutmak
4.Zekat vermek
5.Hacc'a gitmek
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul


Mutesabihattan siz ne anliyorsunuz sevgili Busra kardesim?

Misal namaz farz ama nasıl kılınacağı bütünüyle Kuran da yok
Yahut nasıl kılınacağını müteşabih gören alimlere katılıyorum diyeyim...
Tahıyyatta işaret parmağını kaldıran var kaldırmayan var
Kollarını ellerinin üzerine alan var kollarıyla birleştiren var
tekbirler de ellerini tekrar kaldıran var kaldırmayan var
ama namaz yoktur diyen var mı...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83


Kanun koyucu ( Şari ) ancak Allah'tir.

"Hukum ancak Allah'indir" En'am/57 ayeti Allah'in hukum koymaya yetkili tek merci oldugunu ifade eder. Peygamberimizin vazifesi ise bu hukumleri telig etmek ve onlari aciklamaktir.

Sayisiz ayetlerden birkaci;

De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (En’am/50)

“Peygambere itaat eden gerçekte Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse; zaten Biz seni onların üzerine bir koruyucu (gözetleyici) göndermedik.” Nisa/80

Bunun boyle oldugunu Peygamberimiz dahi ifade etmisken birilerine ne oluyor da hasa Allah=Peygamber seklinde iki ilahli bir inanca kapi araliyorlar. Bakin ne diyor peygamberimiz;

“Ben ancak Allah’ın Kitabında helal kıldığı şeyi helal kılarım ve yine ancak Allah’ın Kitabında haram kıldığı şeyleri haram kılarım”

Diyecegini demis iste yahu daha ne desin.

Bir adam peygamberimize geliyor ve "sen ve Allah dilerse" diyor. Bunun uzerine peygamberimiz "beni Allah'a denk mi tutuyorsun, sadece Allah dilerse de" diyor.

Peygamber de haram ve helal belirler diyenlerin bu adamdan ne farki var?

Makale sahibi, meramını anlatamamış olabilir lakin sizler de meseleyi yanlış yorumluyorsunuz:

Elbet de "emir" ve "yasak" koyucu Allah'tır...

Peygamber'in hayatında "yaptığı" ve "kaçındığı" tek bir istisna var mı ki onu Kur'an koymamış olsun. O hüküm Allah'a ait olmasın.

Yani insan bu kadar çarpıtmaz...

Mesela zekat:

Peygamberimiz, kazancının arta kalanını cem'an tasadduk etmiş. O'nun zekata havi birikmiş parası kalmamış.
Ama bir tacir... İster istemez, ticaretinin dönmesi için, kenarında birikmiş bir para tutuyor.

Bu mal,

Altın cinsinden olabilir... Gümüş, davar, sığır, deve vs. cinsinden olabilir...

30 sığırı olan bir tacir,

"Ey Allah'ın Rasülü, benim 30 sığırım var, zekatımı nasıl vereceğim" diye Peygamber'e bir soru soramaz mı..?

Zekat Allah'ın emri, Peygamber de Allah'a ait olan bir emrin bir bölümünü sorana beyan ediyor, öğretiyor...

Bu öğreti Allah'a meydan okumak mıdır, yoksa Allah'ın da emrettiği bir şey midir...

Netice:

Haram'ı helal'i Allah ortaya koymuştur, buna zaten hiçbir kimsenin itirazı yoktur...

Lakin haram ve helal'in uygulamaları Peygamber'in fiilinde pratize edilmiştir...

Hadise budur...

Bunun haram ya da helal koyma'yla uzaktan yakından bir ilgi ve alakası yoktur...




 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
İslamın şartı 5 tir.
1.Kelime-i Şaadet getirmek
2.Namaz kılmak
3.Oruç tutmak
4.Zekat vermek
5.Hacc'a gitmek

yani?

kuran okumak farzmı peki..?

İmanın şartları?

ha bide nama kaç rekat Yada vakit?

abdesti bozanlar?orucu bozanlar?namazı bozanlar?imanı götürenler?
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
"Şüphesiz ki ben bir "muallim" olarak gönderildim..." Hz Muhammed (SAV)

Bu hadis dahi meseleyi açıklıyor...

Allah'ın Rasülü "Din" ortaya koymuyor... Vaaz edilen Din'i öğretiyor...
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Daha sonra cevap verecegim ins. Yalniz su "carpitma" ithamin hic hos degil onu soyleyeyim.
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
yuh bu yazıyı kalema alana ne desem bilmiyorum.İşidci ile Kuraniyyuncuyu bir tuttu. İşidci kuraniyyuncunun kellesini vurur, daha ne desek.
 
Üst