AteŞlİ Ve SoĞuk Bİr Gecenİn Notlari

Ebu Zerr

Üye
Katılım
31 Ara 2006
Mesajlar
75
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Diyar-ı Mevlana = Konya
ATEŞLİ VE SOĞUK BİR GECENİN NOTLARI
Hava çok soğuk…Dışarıda buz gibi bir rüzgar esiyor.Vakit gecenin tam yarısı…Ama ben yanıyorum; hem de cayır, cayır…İçim yanıyor, söndüremiyorum içimdeki ızdırabın ateşini…Söndüremiyorum yanan kalbimin hararetini.
Çünkü suçluyum; çünkü unuttum ben O’nu.Ama o beni asla unutmadı. Bir saniye olsun bana ilgisiz kalmadı. Beni o kuşatıcı şefkatinden bir an olsun ayırmadı.
Oysa ben…Oysa ben O’nu unuttum.Başkalarına ilgi duyup O’nu boş verdim.Başkalarını sevip O’nu sevmedim.Başkalarını düşünüp O’nu düşünmedim.Başkaları için katlandığım zahmetlerin binde birine O’nun için katlanmadım.
O beni karşısına aldı, beni muhatabı yaptı,bana saadet vaat etti.Beni şerefli kıldı.Ben ne yaptım?Beni bir kere olsun adam yerine koymayanların arkasından koştum durdum.Onların gözüne girmek için şerefimi ayaklarımın altına aldım.Beni seven Dost’uma ihanet ettim.
O ise beni yine boş vermedi.Suçumu yok saydı, “Bana gel!” dedi.Ben gitmedim O’na.Erindim O şerefli huzuruna çıkmaya.Başka çareler aradım durmadan.Duramadım bir an tatmin olmadan.Ama tatmin olamıyordum, olamıyordum işte.Ne zevklerden, ne lezzetlerden, ne izzetlerden…Beni tatmin edecek tek şey O’nun sevgisiydi.Fakat yanılmıştım bir kere, unutmuştum O’nu.Ya da unutturulmuştum.O her şeye rağmen beni tercih etti, bense O’ndan başka her şeyi…Onun azameti karşısında eğilmekten sıkılırken; putlaşmış enaniyetler karşısında dik durmadım hiç.O’nun rahmetinden secde edeceğim yere, zalim bedbahtların ayağına yüzümü sürdüm.O beni yine unutmadı.Beni aç bırakmadı; acizliğimi,garipliğimi yüzüme vurmadı.Beni düşmanlarımın yanında utandırmadı. “Bu beni hiç saymıyor,bundan nimetimi esirgeyeyim,” demedi. “Pişman olur, Ben’i bulur.” Diye bekledi.
Günler geceleri, geceler günleri kovaladı ardı sıra ve seneler su gibi akıp geçiverdi.Ben her geçen günün ardından biraz daha sefilleşen halimle yine de gerçeği göremedim.Çünkü düşünmüyordum.Düşünmeyen gerçeği görebilir mi?
Halbuki beni çoktan esareti altına almıştı O’na karşı tercih ettiklerim.O’nun şerefli bir muhatabı olmayı bırakıp, kendimi her şeyin kölesi yaptım.O’nun uğrunda hiçbir şeyime kıyamadım, O’ndan başkasına her şeyimi verdim.Sonuçta yine hata ettim.
Ey benim gibi sefil bir köleyi hala muhatabı gören ve belki de beni bağışlamayı arzu eden Sevgili.Ne yaptımsa olmadı, kime başvurdumsa fayda vermedi, hiç kimse çare bulamadı içimdeki yangına.Yunus misali derim: “…Bana Seni gerek Seni.”Döndüm, dolaştım,yarattıklarından fayda göremeyip yine kapına geldim. Sen: “Rahmetim, gazabımı geçmiştir.” (Hadis-i Kudsi /Buhari ve Müslim) buyurunca duramadım.Belki, belki affeder dedim.Çünkü suçum çok büyüktü.Kabahatim dağları aştı, hatalarım denizleri geçti.
Ey annelere şefkatinden bir damla ihsan buyuran Sultanım!Ne olur affet.Bu asi mahlukuna bir yudum merhamet.Şair gibi derim:
“Bu yük senden Allah’ım; çekeceğim, naçarım.
Sen’den Sana sığınır Sen’den Sana kaçarım.” (N.F.Kısakürek)
Biraz önceki yazıyı bundan tam iki sene önce kaleme almıştım.Bir an içimden geçen hisleri deşifre etmişti bu yazı.Adeta bir uyarı niteliğindeydi belki de…Hani ilham denilen bir ikram-ı İlahi vardır ya…Sanki –layık olmasam da bu ikrama- bu yazıyı ben yazmamıştım da yazdırılmıştı.Ben de günahlara daldığımız, O’nu unuttuğumuz şu günlerde tekrar bir tevbe vesilesi olması hasebiyle bu konuyu gündeme getirdim. Benim gibi günahlarından dolayı pişmanlık acısı çeken genç kardeşlerimle bir şeyler paylaşmak istedim.Tabiratta, temsilatta hatam olduysa af diliyorum.
Fakat bir gerçek var ki dalgalanmalar içinde geçen bir hayat akışımız var.Zaman zaman grafik yükseklerde seyrederken bir günah onu hemen dibe indirebiliyor.Fakat bağışlanma dileyenlere kapısı açık olan O Dost bizi bekliyor.Ne yaparsak yapalım tevbe kapısı ecel gelinceye veya Kıyamet belirinceye kadar açık.Yeter ki gönülden O’na yalvaralım, içimizdeki en küçük sıkıntıdan haberdar olan O’na başvuralım.Başka kapı var mı? Ne kadar da asi olsak yine O’na koşmaya mecburuz.Ne kadar da günahlara dalıp O’na karşı kusurda bulunsak da tek çıkış noktamız yine O. Ümit yelleri kalplerimizden eksik olmasın, yeis bataklığı bizi sarmasın. Rahmet’in her yanı sardığı şu mübarek aylardan biz de nasiplenelim.Haydi, daha ne duruyoruz?

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Allah Teâla Hazretleri diyor ki: "Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümid ettikçe ben senden her ne sâdır olsa, aldırmam, ben seni affederim. Ey Ademoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim. Ey ademoğlu! Bana arz dolusu hata ile gelsen, sonunda hiç bir şirk koşmaksızın bana kavuşursan, seni arz dolusu mağfiretimle karşılarım."
[(Tirmizi, Da'avat 106, (3534).]

De ki: “Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.Onun için ümidi kesmeyin de başınıza azab gelmeden önce tevbe ile Rabbinize yönelin ve O'na teslim olun. Sonra kurtulamazsınız.” (Zümer Suresi/53-54)

Ebu Zerr El Konyevi
 

gül

Doçent
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,142
Tepkime puanı
0
Puanları
0
“Bu yük senden Allah’ım; çekeceğim, naçarım.
Sen’den Sana sığınır Sen’den Sana kaçarım.”


ALLAH C.C. RAZI OLSUN ...RABBİM BİZ SENİ UNUTSAKTA SEN BİZİ UNUTMA...SEN BÜYÜKSÜN ,AF EDENSİN , GARİP HALLERDEN BİLENSİN
İŞİTENSİN HEM GÖRENSİN AF ET ALLAHIM ALLAHIM !!! .

TEVBE VE TEVEKKÜL İLE ..
 
Üst