Atatürk Zehirlenmiş ( Suikast İsmet İnönü Tarafından Tezgahlanmış )

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Belgeler 77 yıldır sadece kulaktan kulağa konuşulan “Atatürk zehirlendi” iddiasının gerçek olduğunu ve “suikastin” İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koyuyor.

57 yaşında hayatını kaybeden Atatürk'ün doğal yollardan ölmediği, zamanın kudretli yöneticileri ve doktorları tarafından 'zehirlendiğine' ilişkin iddialar zaman zaman dillendirilse de bu, sınırlı bir tartışmanın ötesine geçmemişti. Yeni Şafak'ın ulaştığı belgeler zehirlenme hadisesinin gerçek olduğunu, bizzat İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koyuyor.

DNA TESTİ YAPILSIN

Son olarak Başbakan Bülent Ecevit'in doktoru Mücahit Pehlivan, 'Atatürk zehirlendi' diyerek kabrin açılmasını ve Mustafa Kemal'in naaşına DNA testi yapılmasını önermişti. Merkezinde 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ile İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Hıfzı Oğuz Bekata'nın olduğu yazışmalar Türkiye'yi derinden sarsacak, ciddi tartışmalara konu olacak.

'Her şey yolunda merak etmeyin'

İlk belge İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın 30 Haziran 1938'de, yani Atatürk'ün ölümünden 4,5 ay önce İsmet İnönü'ye gönderdiği yazı. Kaya, yazıda “Tahsis ettiğimiz doktorun görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım" diyor. Kaya'nın Atatürk'ün tedavisiyle ilgili normal bir bilgilendirme metniymiş gibi görünen yazısı birkaç cümle sonra farklı bir boyut alıyor:

SİZİ REİS GÖRMEK İSTERİZ

“Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir. Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hasıl olmuştur. Hürmetle ellerinizden öperim efendim."

YABANCILARI UZAKLAŞTIRDI

Mektuba göre Atatürk, doktorlardan kuşkulandığı için yabancı doktorları kendinden uzaklaştırıyor ve “Beni Türk doktorlarına emanet edin" talimatı veriyor.

Atatürk'ün zehirlendiği iddialarını güçlendiren belgenin tam metni şu şekilde:

“Çok kıymetli büyüğüm İsmet İnönü. Cumhurreisimizin hastalığı gün geçtikçe ilerlemekte, çevresinde size karşı bazı tedbirler aldığını duydukça çok üzülmekteyim. Tahsis ettiğimiz doktorun görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım.

Cumhurreisimiz, doktorlardan çok şikayet etmiş, “beni Türk doktorlarına emanet edin" demiştir. Yabancı doktorları uzaklaştırmak istemektedir.
Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir. Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hasıl olmuştur. Hürmetle ellerinizden öperim efendim. Dahiliye Vekili / Şükrü Kaya."

İşini bitirirler

İkinci belge ise Atatürk'ün zehirlendiği tartışmalarının, 20 yıl sonra devletin zirvesindeki bazı isimlerin başını ağrıtacak ve ölüm tehditlerine bile sebep olacak şekilde yeniden gündeme geldiğini gösteriyor. CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, 26 Şubat 1959 tarihindeki yazısında daha sonra İçişleri Bakanlığı da yapacak olan Hıfzı Oğuz Bekata'yı nazik bir şekilde uyarıyor.

ALTINDAN KALKAMAYIZ

“Atatürk'ün zehirlendiğine ilişkin raporu" başkalarıyla paylaştığı için Bekata'ya tepki gösteren Gülek, “Bu konu seni de beni de aşar, altından kalkamayız. Sen de altında kalırsın ben de. Birileri de altında kalır. Geçmişte yapılan hataları telafi etmemizin ihtimali dahi olmadığını iyi bilmektesin" diyor. Gülek yazının devamında ismini vermediği bir kişinin MAH'ta (MİT'ten önceki istihbarat kuruluşu) adamları olduğuna dikkat çekiyor ve Bekata'ya “Senin işini bitirirler" diye gözdağı veriyor.

Bana raporu ver!

İkinci belge ise Atatürk'ün zehirlendiği tartışmalarının, 20 yıl sonra devletin zirvesindeki bazı isimlerin başını ağrıtacak ve ölüm tehditlerine bile sebep olacak şekilde yeniden gündeme geldiğini gösteriyor. CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, 26 Şubat 1959 tarihindeki yazısında daha sonra İçişleri Bakanlığı da yapacak olan Hıfzı Oğuz Bekata'yı nazik bir şekilde uyarıyor.

ALTINDAN KALKAMAYIZ

“Atatürk'ün zehirlendiğine ilişkin raporu" başkalarıyla paylaştığı için Bekata'ya tepki gösteren Gülek, “Bu konu seni de beni de aşar, altından kalkamayız. Sen de altında kalırsın ben de. Birileri de altında kalır. Geçmişte yapılan hataları telafi etmemizin ihtimali dahi olmadığını iyi bilmektesin" diyor. Gülek yazının devamında ismini vermediği bir kişinin MAH'ta (MİT'ten önceki istihbarat kuruluşu) adamları olduğuna dikkat çekiyor ve Bekata'ya “Senin işini bitirirler" diye gözdağı veriyor.

http://www.yenisafak.com.tr/gundem/ataturku-boyle-zehirlediler-2113739
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
atatürk kadar inönü kadar başınıza taş düşsün? evlerinize ateşler:D
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Atatürk'ü böyle zehirlediler

Yeni Şafak, 77 yıldır sadece dost meclislerinde gündeme gelen 'Atatürk ölmedi, zehirlendi' iddialarına ilişkin tarihi belgelere ulaştı. 57 yaşında hayatını kaybeden Atatürk'ün doğal yollardan ölmediği, zamanın kudretli yöneticileri ve doktorları tarafından 'zehirlendiğine' ilişkin iddialar zaman zaman dillendirilse de bu, sınırlı bir tartışmanın ötesine geçmemişti. Yeni Şafak'ın ulaştığı belgeler zehirlenme hadisesinin gerçek olduğunu, bizzat İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koyuyor.
DNA TESTİ YAPILSIN
Son olarak Başbakan Bülent Ecevit'in doktoru Mücahit Pehlivan, 'Atatürk zehirlendi' diyerek kabrin açılmasını ve Mustafa Kemal'in naaşına DNA testi yapılmasını önermişti. Geçen hafta Fethullah Gülen'in 1960-1970'li yıllardaki ilişkilerini belgeleriyle ortaya çıkaran Yeni Şafak, 'Atatürk'e yönelik suikast' dosyasını da açıyor. Merkezinde 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ile İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Hıfzı Oğuz Bekata'nın olduğu yazışmalar Türkiye'yi derinden sarsacak, ciddi tartışmalara konu olacak.
'Her şey yolunda merak etmeyin'

İlk belge İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın 30 Haziran 1938'de, yani Atatürk'ün ölümünden 4,5 ay önce İsmet İnönü'ye gönderdiği yazı. Kaya, yazıda “Tahsis ettiğimiz doktorun görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım" diyor. Kaya'nın Atatürk'ün tedavisiyle ilgili normal bir bilgilendirme metniymiş gibi görünen yazısı birkaç cümle sonra farklı bir boyut alıyor:
SİZİ REİS GÖRMEK İSTERİZ
“Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir. Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hasıl olmuştur. Hürmetle ellerinizden öperim efendim."
YABANCILARI UZAKLAŞTIRDI
Mektuba göre Atatürk, doktorlardan kuşkulandığı için yabancı doktorları kendinden uzaklaştırıyor ve “Beni Türk doktorlarına emanet edin" talimatı veriyor.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
inönü'nün kamal dan sonra ne yaptıkları malum... araştırılması lazım muhakak. ama ortaya ne çıkar, orası meçhul
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Kamal ve inönü, ikisinin de birbirinden zihniyet ve icraat farkı yok. Olay sen, ben olayı...
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
yeni şafak neden böyle yapıyor? yalancının mumu şafağa kadar yanarmış. :)

belge diye sunulan metnin dili ne kadar da günümüz türkçesi değil mi? hayret! oysa özleştirme çalışmaları henüz o kelimeleri türetmemişti. :)
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
yeni şafak neden böyle yapıyor? yalancının mumu şafağa kadar yanarmış. :)

belge diye sunulan metnin dili ne kadar da günümüz türkçesi değil mi? hayret! oysa özleştirme çalışmaları henüz o kelimeleri türetmemişti. :)

Böyle şeylerin belgeye ihtiyacı yok, yani başka tasfiye yolu olmayan karizmatik liderlerin kaderi budur.
Mesela Alpaslan Türkeş olsaydı bu hükümetin yaptığı açılımlar sıkıntılı olurdu,Türkeş yıllardır peşinden gittiği ideallerinden vazgeçip köşesinde istese de oturamazdı.Ölümü gerekliydi ,kendi eceliyle öldüyse tam zamanında öldü yoksa zaten öldürülürdü.
Şimdi ben Türkeş öldürüldü dersem benden belge mi isteyeceksin?

Aynı şekilde merhum Yazıcıoğlu aynı şekilde kaza(!) da öldüyse onun zamanlaması da süperdi.O kaza(!) olmasaydı Türk milliyetçiliği onun etrafında toplanırdı o zaman açılımlara elvada....

Atatürk ün ölümü de ecel mi zehirlenme mi anlamak için belgelere değil Atatürkten sonra politik değişimlere özellikle de dış politikada değişiklik oldu mu ona bakmak lazım.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir


Böyle şeylerin belgeye ihtiyacı yok, yani başka tasfiye yolu olmayan karizmatik liderlerin kaderi budur.
Mesela Alpaslan Türkeş olsaydı bu hükümetin yaptığı açılımlar sıkıntılı olurdu,Türkeş yıllardır peşinden gittiği ideallerinden vazgeçip köşesinde istese de oturamazdı.Ölümü gerekliydi ,kendi eceliyle öldüyse tam zamanında öldü yoksa zaten öldürülürdü.
Şimdi ben Türkeş öldürüldü dersem benden belge mi isteyeceksin?

Aynı şekilde merhum Yazıcıoğlu aynı şekilde kaza(!) da öldüyse onun zamanlaması da süperdi.O kaza(!) olmasaydı Türk milliyetçiliği onun etrafında toplanırdı o zaman açılımlara elvada....

Atatürk ün ölümü de ecel mi zehirlenme mi anlamak için belgelere değil Atatürkten sonra politik değişimlere özellikle de dış politikada değişiklik oldu mu ona bakmak lazım.

doğru söylüyorsun ama benim dediklerimle bunların ilgisi zayıf. ben bize sunulan belgeyi ikna edici bulmadığımı yazdım. sense belge saplantısı içinde olmamak gerektiğini belirtmişsin.

yine de atatürk'ün öldürüldüğü iddiası belgeye muhtaç.

ama sunulan belge belge değil, uydurma.

ayrıca son cümlene geleyim. atatürk sonrası politika değişikliğine gidilmediğine göre?..
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir

içlerinde en çok güldüğüm:

55226677a47ee4d043316003.webp
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İnönü öldürdü deyip Kamal'i mazlum gösterme ve aklama gibi bir gayret hissediyoruz. İnşallah hata ediyorumdur.
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
İddiaların bir geçerliliği yok, öldürülmüş falan filan yok öyle bir gösterge. Bu yönde güdülen zanların hepsi kendini salıvermekten ve yalan da olsa sansasyonel haber yapmaktan çekinmemek ve utanmamaktan kaynaklanıyor, Hiçbir temeli yok.

İddia edilen sözona bulgular (sözkonusu şahısların ifadeleri kendi kişilikleri ve durumları düşünüldüğünde) gayet doğal, maksatsız söz ve durumları ifade eder. (Şimdi kendimi yorup bi açıklama yapmayacağım ne yazık ki zaten yorgunum).

Sağır duymaz uydurur.Her gün haber çıkarırsanız oalcağı budur. Kaliteden, kendi hatta kendi şahsiyetinizden itibarınızdan kaybedersiniz. Sırf propaganda için. Değer mi? Yeni bir anlayış, yeni bir türkiye, yeni bir tarih şuuru icad etmek mi istiyorsunuz? Onu siz yapmamalısınız orası kesin.!

(Burası kendileri için kesin olan kesim sayısı çoktur gerçi siz de şanısnızı denemekte olanlardansınız!)
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Eee ne ekersen onu biçersin. İnönü daha serî davranmış demek ki?!

Murat Bardakçı'nın elinde tek nüsha basılmış Ulus gazetesi var. Atatürk için basılmış. :) Bu gezetenin manşeti ''Acımız büyük! Başbakan İsmet İnönü sabah saatlerinde geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybetti''

Bunu kendisi ''o gazete bende'' diye canlı yayında söyledi. Sonrasında bir daha bahsetmedi. Muhtemelen nesli devam eden ittihatçılardan büyük azar işitti. :D
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Eee ne ekersen onu biçersin. İnönü daha serî davranmış demek ki?!

Murat Bardakçı'nın elinde tek nüsha basılmış Ulus gazetesi var. Atatürk için basılmış. :) Bu gezetenin manşeti ''Acımız büyük! Başbakan İsmet İnönü sabah saatlerinde geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybetti''

Bunu kendisi ''o gazete bende'' diye canlı yayında söyledi. Sonrasında bir daha bahsetmedi. Muhtemelen nesli devam eden ittihatçılardan büyük azar işitti. :D

İsmet'i yok edin diyen de Kamalin kendisi... İnansın diye o gazeteyi basıyorlar.
 
Üst