Atakürt (ahmet Altan)‏

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
İsmail Abi,
insanlara yaşama hakkı için verilmesi gerekenler verildiğinde, bu neden, illâki her zaman "özgür devlet" kurulmak isteniyor mânâsında algılanmalı ya da algılanıyor? Dış mihrâkların oyunları olabileceği gerçeğini şimdilik bir kenara bırakıp, samimiyetle sormak istiyorum: haklıya, hakkını vermemek, adalet mi? Rabbimiz bizi, her ne durumda olursa olsun hem mazlumun hem de haklının yanında bulundursun...
Selamlar

sanal bir sıfatlama yapmak istemem...

zulümler, haksızlıklar evet ordadır; ama bir mefsedet başka bir mefsedet ile giderilmez.

zarar, zararla def edilmez...

şu an bazı sosyolojik, kültürel, psikolojik silahlarla bir koca ırk top ağzında...

onu mermi gibi kullanmak isteyenler, onların hesabına çalışmıyor...

bunu vurgulamak istedim...

yani, buradan -bu oyundan- nemalanmak mümkün değildir. zira oyun kuruculuların niyeti herkesi hedefleyen bir yok etme, köleleştirme ve güçsüzleştirme taktiğidir.

muhabbetle
 

Nuray Azizoğlu

Paylaşımcı
Katılım
7 Şub 2007
Mesajlar
107
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
blog.milliyet.com.tr
yani, buradan -bu oyundan- nemalanmak mümkün değildir. zira oyun kuruculuların niyeti herkesi hedefleyen bir yok etme, köleleştirme ve güçsüzleştirme taktiğidir.

muhabbetle

İsmail Abi,
işte tam da bu durumda, bizlerin sukûnetimizi muhafaza edip, hakkâniyetli düşünce ile, haklıya, hakkını teslim etmemiz, boynumuzun borcudur.

Cevabınız için, içten teşekkür ediyorum.
Selamlar
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
İsmail Abi,
işte tam da bu durumda, bizlerin sukûnetimizi muhafaza edip, hakkâniyetli düşünce ile, haklıya, hakkını teslim etmemiz, boynumuzun borcudur.

Cevabınız için, içten teşekkür ediyorum.
Selamlar

teşekkür bizden size...

yani görülüyor herşey ortada... zulmü, adaletsizliği pompalayanlar da aynı tezgahın unsurları... kürd'ün adını nefret ile anarken, paşa paşa makam koltuğuna yapışıp, kafasını kuma gömenle, türk'ün basiretsiz politikasının hizmet ettiği yeri göremeyen aynı kafadır...

ne sanayin var, ne füzen, ne nükleer tesisin, ne yeraltı kaynağını işletebilme dirayetin...

daha bir araban bile yok, patenti sana ait...

bir uçak imal edememişin yüzde yüz sana ait...

sanayisiz, dökme su ile değirmen döndüren, onun bunun parasıyla ağalık yapan bir idari sistem...

belli işte bunu kimin ne adına ayakta tuttuğu!

iş türk kürd meselesi değildir; iş; her iki ırka mensupların da toptan gavurun hesabına çalıştığının algılanmasıdır.

insana insan gibi yaşama imkanı verilmezse, onun insan gibi yaşama adına isyanını bastırmaya çalışmak kahpeliktir!

ondan daha ağır olan ise, insan gibi yaşadığını sanan köle ile, insan gibi yaşama hakkı verilmeyen kölenin, ortaklaşa hayvanlardan daha aşağı gavurun keyfine birbirine düşman olmasıdır.

asıl hain, asıl kahpe, asıl pislik besbelli ortadadır. ergeç bu pislik izale edilecek inşaAllah...

bizim idealize ettiğimiz husus şudur:

gavurun hesabına düşmanlık yapmak yerine, islamın izzeti altında birleşip gavuru perişan edebilme hüneri...

tabi bu şu an çok uzak bir ideal olarak görünüyor; ama kaplumbağa hac yolculuğuna çıktığında ona sormuşlar, senin ömrün yetmez, bu hızla oraya nasıl varacaksın, ne derdin vardı diye de, o demiş ki:

yolunda ölürüm! kime ne!
 
Üst