aşura günü

K

kerbela.be

Guest
Sayın Bilgin Burda Bediüüzamaın Hata işlemeyeceğine dair mana çıkmaz bilaki Allah cc. Kuran da bie belirttiği Müslümanın doğru sözlü ve yalancı olmadığı çıkar. Yalan söylememk müslümanların bir vasfıdır bilmiyormusunuz!

Yalanı, yalnızca Allah'ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte yalancıların asıl kendileri onlardır. (Nahl Suresi, 105)

Yalan sözden kaçının. (Hac/30)

Allah'a karşı yalan uydurandan, kendisine gelmiş gerçeği yalan sayandan daha zalim olan kimdir? İnkarcılar için cehennemde dur durak olmaz olur mu? (Zümer/32)

Ey inananlar! Allah'tan sakının, dürüst söz söyleyin de Allah işlerinizi kendinize yararlı kılsın ve günahlarınızı size bağışlasın (Ahzab/70)

Gelelim Hadislere

Dâima doğruluğu araştırın; doğrulukta helâkinizi görseniz bile. Ancak muhakkak ki doğrulukta sizin kurtuluşunuz vardır. (Kenzü’l-Ummal, 3/344)

“Doğruluktan ayrılmayınız. Doğruluk sizi birr’e, o da sizi Cennet’e götürür. Kişi doğru olur ve daima doğruyu araştırırsa Allah katında sıddîklardan yazılır. Yalandan sakının.Yalan insanı günaha, o da Cehennem’e götürür. Kişi durmadan Yalan söyler ve Yalan araştırırsa Allah katında yalancılardan yazılır.” (Buhari, Edeb, 69)


Ben size bir kaç örnek verdim, Bunlar Daha da çoğaltılabilinir. Kısaca Müslüman Yalan söylemeyen, Doğru söyleyen bir kişidir. Bediüzzaman doğru söyler sözü, Bir masumiyet yada hatasızlık değil Allah cc. müslümanlarda görmek istediği bir vasıftır.

 

bilgin

Paylaşımcı
Katılım
28 Haz 2006
Mesajlar
340
Tepkime puanı
2
Puanları
0
o zaman kısaca şunu söyleyebiliriz
bütün müslümanlar her zaman doğru söyler
 
K

kerbela.be

Guest
Bu Vasıf bir müslümanda olması gereken bri vasıftır. Lakin Her müslümanda bu olmaya bilir. Olmaması o müslmanın eksikliği yalan söylemesi ona ait bir günahtır. Sizin burda yapmak istediğiniz laf cambazlığı sadece iyi niyetli olmadığınıza delildir.
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
hz Hüseyin efendimizin öldürüldüğü günü siz nerden biliyorsunuz...? doğum yılı ne vakittir sünnet ne zaman olmuştur................

kurandamı yazıyor hadistemi geçiyor...sahabe zamanında yaşamış şuan hayatta olan kişilermi haber veriyor size...hadislerin uydurma olduğunu kim haber veriyor peki ayynı kişilermi haber ediyor sizlere...

bütün hadislermi uydurma...muharremin 10u çok kıymetlidir hadislerle bu bize bildirilmiştir...
yine efendimizin bir hadisi var aklımda tam olarak kalmadı ama şöyleydi...ahir zamanda ümmettim gelecek beni görmediği halde bana inanacak onların imanları çok kıymetlidir...(cümle tam bu şekilde olmaya bilir fakat hadisin özü budur )
 
Katılım
30 Ara 2007
Mesajlar
58
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sizin gibi düşünmeyen insanlara karşı o kadar kabasınızki...........................
Bu asla bir müslümana yakışmaz....................
Kafirlere bile daha naziksinizdir eminim........................
Büyük ayıp..............................
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Sizin gibi düşünmeyen insanlara karşı o kadar kabasınızki...........................
Bu asla bir müslümana yakışmaz....................
Kafirlere bile daha naziksinizdir eminim........................
Büyük ayıp..............................

konuyu açana muhallefet eden kim kim kimi yalanla suçlamış kim savunmaya geçmiş dikkatli okursanız kabalığı kimin yaptığını anlayacaksınız ama maalesef...

hz HÜSEYİN efendimiz şehit edildi diye hadislere karşımı gelelim kurana karşımı gelelim...bu ayın mübarek olduğu kuranda geçen 4 geceden biri olduğunu ya okumuyorsunuz bilmiyorsunuz yada inanmıyorsunuz...bu sizi bağlar ister inanın ister inanmayın ..bu gün Allaha inanmayanlar bile var ve buda bizi bağlamıyor...görevimiz nakil inanıp inanmamak kişiye kalmış...

kurandan ayet gösterin hadis gösterin bizde yas edelim...bizde zincirleyelim susuz bırakalım kendimizi...

bu arada maşallah siz çok kibarsınız...örnek alacağım ...
 

bilgin

Paylaşımcı
Katılım
28 Haz 2006
Mesajlar
340
Tepkime puanı
2
Puanları
0
konuyu açana muhallefet eden kim kim kimi yalanla suçlamış kim savunmaya geçmiş dikkatli okursanız kabalığı kimin yaptığını anlayacaksınız ama maalesef...

hz HÜSEYİN efendimiz şehit edildi diye hadislere karşımı gelelim kurana karşımı gelelim...bu ayın mübarek olduğu kuranda geçen 4 geceden biri olduğunu ya okumuyorsunuz bilmiyorsunuz yada inanmıyorsunuz

Cahilliğime verinde beni aydınlatın KURAN'da nerde geçiyor mübarek 4 geceden biri olduğu
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Cahilliğime verinde beni aydınlatın KURAN'da nerde geçiyor mübarek 4 geceden biri olduğu

tevbe suresinde geçer...

Sahihi Müslimde bildiriliyor ki...
İbni Mesud hz, Dövme yapan ve yaptırana lanet olsun mealindeki hadis-i şerifi rivayet edince, Ümmü Yakub adında ihtiyar bir kadın, Ben Kuranın hepsini okudum, ama böyle bir lanet yok dedi... İbni Mesud hz, Dikkatli okusaydın mutlaka görürdün diyerek şu mealdeki ayeti kerimeyi okudu:
Resulullahın size verdiklerini alın, yasakladıklarından sakının! [Haşr 7]


ali imran 32 -Nisa 59 -65 ve 80-Araf 158 - N ecm 3-4 ve daha birçok ayette Rasule uyulması gerektiğini yazar ve kıyamet alameti olarakta kuranda varsa inanırım diyecekleri haber verirler...hadislere güven lazımdır...



çok aklıma takıldı sünni hadisler yazdı bir üye sünni olmayanlar hangi hadisler nasıl ayırıyorsunuz...sizlerin hadis kaynağı ne...:confused1:
 

denizfeneri

Doçent
Katılım
5 Eki 2006
Mesajlar
1,278
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Konum
fani dünyanın bir köşesinden
Web sitesi
www.denizfeneri.org.tr
deniz feneri arkadaş bazı nakiller yapmışsın aşura günü şu oldu bu oldu diye
bunlar sahih mi bu bir
ikincisi
o kadar nakil var peki kerbela da olanlar da aşura günü olmadımı neden ona dair bir rivayet yok szilerde yada olanlara neden iltifat edilmiyor

Ehl-i beyte olan sevginiz bu kadar işte

emevilerin satılık sözde alimleri olan zalimlerin imam hüseyin a.s ın başına gelenleri unutturmak için uydurdukları rivayetlere ilgi gösteriyor peygamber torununun başına gelenlere kimse kulak asmıyor yetmediği gibi yezidi bile temizlemeye çalışıyor bu bi kısım sünni sora da aslında ne kadar çok ehl-i beyti sevdiklerinden dem vuruyorlar aynı sünniler

acaba bunları resulullaha nasıl açıklıycaksınız

insafınız kurusun bir de tatlı yapıp dağıtıyorlar tabi bayram ya o gün

YA SAHİBUZZAMAN EDRİKNİ


bilgin abi;bu sözlere teşekkür etmenize çok üzüldüm incindim doğrusu.günlerdir yazmak istemedim ama düşüncemden çıkmıyor.bu konuya karşı olduğunuzu biliyordum ama bu derece olduğunu bilmiyordum doğrusu.hadi bu kardeşler bizi tanımıyor konuşuyor ama siz tanıyorsunuz.dünyaya,yaradılanlara sevgiyle bakmaya çalıştığımı bilirsiniz.yaradılanlara sevgiyle bakmaya çalışan biri Efendisini sevmez mi?sorarım size.alemlerin Onun yüzü suyu hürmetine yaradıldığı birine sevgisi olmaz mı?ehlibeyti sevmemekle itham etmeniz Efendimizi sevmemekle itham etmenizle aynı.ehlibeytini sevmeyen Efendimizi sevmiyor demektir.ikisini ayırmak mümkün değildir.benim dünyadaki ikinci sevgim GÜL SULTANIMADIR.beni bununla
itham eden herkese sözüm;bunu kimse yargılayamaz.bu sözleri hakaret olarak alıyorum bilesiniz.Hz.Hüseyin Efendimiz burda neden yok deniyor;dikkat ederseniz burda ismi anılan herkes peygamberdir.Hz.Hüseyin Efendimiz peygamber midir?siz bu olayları kabul etmeyebilirsiniz ama ben ediyorum ve sizin düşünceniz beni,benim düşüncem de sizi bağlamaz.kimin doğru olduğunu yanlız Yaradan bilir ve doğruyu anlamak için kıyamet gününü beklemek zorundasınız


Hz. Hüseyin;o bizim canımız ciğerimiz,Efendimizin nadide güllerinden biridir ve ona olan sevgimizi kimse sorgulayamaz.ona sevgisizlikle suçlayamaz kimseyi.gönülleri ve niyetleri bilen sadece Yaradandır.


peki sorarım size dinimizde yas tutmak var mıdır?Hz.Hamza Efendimiz daha iyi bir şekilde mi şehit edilmiştir?paramparça edilmiştir o mübarek beden.ama Peygamber Efendimiz ona yas tutmuş mudur?canı ciğeri amcasıydı o.yas tutmayı bırakın katilini bile affetmiştir.kin nefret bizim dinimize yakışmaz.kerbela kardeşin yazısı çok güzel özetlemiş zaten olayı çok fazla konuşmaya gerek yok.

<<- Neden bu insanlar kendi başlarına bu kadar felaket getirirler?>>
Ben:
<<- Ne dediklerini duymuyor musun? Hüseyin’e ağlayarak <<Vah Hüseyin’im diyorlar.>>
Şeyh tekrar sordu:
<<- Şimdi Hüseyin, Yüce Allah’ın Huzurunda değil mi?!.
Ben:
<<- Evet!..>> dedim.
Tekrar sordu:
<<- Hüseyin şu anda Allah’tan korkanlar için hazırlanan ve göklerle yer genişliğinde olan cennette değimli?
Ben:
<<- Evet!..>> dedim.
Tekrar sordu:
<<- Cennet’te Kapalı incilere benzer huriler yok mu?>>
Ben:
<<- Var!..>> diye karşılık verince, o şeyh, uzun bir nefes alarak çok üzgün bir eda ile şöyle dedi:
<<- Vay bunların haline, ne kadar cahiller! Halen çevrelerinde hizmet için ölümsüz gençler dolaşan, Main Çeşmesi’nden doldurulmuş testilerin, ibriklerin ve kadehlerin bulunduğu cennet olan bir imam için neden bunları yaparlar?!>>

ibni islam sana gelince;aynı konuyu bilgininefendisinde de gündeme getirdin ve yeterince konuşuldu.birde buraya taşımanın ne anlamı var çözemedim.ne yapmaya çalışıyorsunuz?
 
M

MEYSEMİ TEMMAR

Guest
bilgin abi;bu sözlere teşekkür etmenize çok üzüldüm incindim doğrusu.günlerdir yazmak istemedim ama düşüncemden çıkmıyor.

ibni islam sana gelince;aynı konuyu bilgininefendisinde de gündeme getirdin ve yeterince konuşuldu.birde buraya taşımanın ne anlamı var çözemedim.ne yapmaya çalışıyorsunuz?


aynı şeyi sen yapıyorsun farkındamısın

yazmak istemedim ama tutamadım kendimi bahanesiyle eleştirdiğin hataya kendin düşmüşsün
tabi sana göre hata

sen de ısıtıp ısıtıp sayfalar öncesi yazılan bir yorumu temcit pilavı gibi yine tekrarlamışsın farkındamısın
 

bilgin

Paylaşımcı
Katılım
28 Haz 2006
Mesajlar
340
Tepkime puanı
2
Puanları
0
bilgin abi;bu sözlere teşekkür etmenize çok üzüldüm incindim doğrusu.günlerdir yazmak istemedim ama düşüncemden çıkmıyor.bu konuya karşı olduğunuzu biliyordum ama bu derece olduğunu bilmiyordum doğrusu.hadi bu kardeşler bizi tanımıyor konuşuyor ama siz tanıyorsunuz.dünyaya,yaradılanlara sevgiyle bakmaya çalıştığımı bilirsiniz.yaradılanlara sevgiyle bakmaya çalışan biri Efendisini sevmez mi?sorarım size.alemlerin Onun yüzü suyu hürmetine yaradıldığı birine sevgisi olmaz mı?ehlibeyti sevmemekle itham etmeniz Efendimizi sevmemekle itham etmenizle aynı.ehlibeytini sevmeyen Efendimizi sevmiyor demektir.ikisini ayırmak mümkün değildir.benim dünyadaki ikinci sevgim GÜL SULTANIMADIR.beni bununla
itham eden herkese sözüm;bunu kimse yargılayamaz.bu sözleri hakaret olarak alıyorum bilesiniz.Hz.Hüseyin Efendimiz burda neden yok deniyor;dikkat ederseniz burda ismi anılan herkes peygamberdir.Hz.Hüseyin Efendimiz peygamber midir?siz bu olayları kabul etmeyebilirsiniz ama ben ediyorum ve sizin düşünceniz beni,benim düşüncem de sizi bağlamaz.kimin doğru olduğunu yanlız Yaradan bilir ve doğruyu anlamak için kıyamet gününü beklemek zorundasınız

?

ben bu başlığın ilk 4 mesajını PC me yapıştırdım word belgesiyle tam 10 sayfa yaptı aşura günüyle ilgili 10 sayfa yazı olurda içinde Dünyanın en evrensel kıyamıyla ilgili bir tek cümle olmazmı?

Meysemi temmar isimli üye bunu belirtmiş bende teşekkür ettim bunda yadırganacak bişey olmasa gerek
olayı dramatize etmenin lüzumu yok,Aşura deyince benim aklıma ilk Hz Hüseyinin kıyamı gelir sizin aklınıza başka bişey gelir,başka kişilerin aklına başka şeyler gelir bu son derece normaldir,kimsenin kimsediği yargıladığı yok,En azından ben kimseyi yargılamadım yargılayacak olsam cevap yazarım sözümü esirgemem kimseden
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir. Bu gadr ve zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin'i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir. Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır. Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kader hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları yanlışlara ve taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür. Bu açıdan bunu bir "yas merasimi" haline dönüştürmek ehli-i sünnetin itikat ve inancına aykırıdır.



Bu günde Hz. Hüseyin'in (R.A.) ugradigi ihaneti anmak isteyen kimse, Allah'in emrine uyarak ve Ulu Allah'in «Onlara Allâh'dan magfiret ve rahmet vardir. Iste onlar hidayete erenlerdir» mealindeki âyetle Hz. Hüseyin'e (R.A.) ayirdigi mertebeye saygi duyarak sadece sık sık «Innâ lillâhi ve in-na ileyhl râciûn» demesi gerekir. Bunun disinda hic kimsenin, sakin ve sakin râfizilerin ve benzerlerinin yas tutma, aglasma ve dögünme gibi geleneklerine uymamalidir. Çünki böyle davranmak, mü'min ahlâkina uymaz. Eger böyle davranmak mesru olsaydi, Hz. Hüseyin'in (R.A.) dedesi olan Peygamber imizin ölüm gününde yas tutmak daha yerinde oturdu.

(KALPLERİN KEŞFİ-İMAM GAZALİ)



ALLAHA EMANET OLUN

 

bilgin

Paylaşımcı
Katılım
28 Haz 2006
Mesajlar
340
Tepkime puanı
2
Puanları
0
peki sorarım size dinimizde yas tutmak var mıdır?Hz.Hamza Efendimiz daha iyi bir şekilde mi şehit edilmiştir?paramparça edilmiştir o mübarek beden.ama Peygamber Efendimiz ona yas tutmuş mudur?canı ciğeri amcasıydı o.yas tutmayı bırakın katilini bile affetmiştir.kin nefret bizim dinimize yakışmaz.kerbela kardeşin yazısı çok güzel özetlemiş zaten olayı çok fazla konuşmaya gerek yok.


]


Hz. Resulullah'ın (s.a.v) Sevgili Amcası Hz. Hamza'ya Ağlaması

Uhud savaşı sonrasıydı. Ensâr'ın bulunduğu mahalleden, şehidlerine ağlayan Müslümanların sesi duyuluyordu. Hz. Resulullah'ın gözleri doldu "Hamza'nın ağlayacak kimsesi de yok!" buyurdu. Hz. Resulullah'ın (s.a.v) bu sözünü Sa'd bin Muâz duymuştu; Benî Abduleşhel kadınlarına haber göndererek Hz. Resulullah'ın (s.a.v) evinde toplanmalarını istedi. Kadınlar gelip oturdular. Hz. Hamza'ya yas tutup ağladılar. Onların mersiye ve ağlama seslerini du-yan Peygamber (s.a.v) haklarında hayır duada bulundu ve yas meclisi tamamlandıktan sonra onları uğurladı. O tarihten sonra Ensâr kadınları arasında, ölülerine ağlamadan veya onun yasını tutmadan önce Hz. Hamza'nın şehadetini anarak ona gözyaşı dökmek âdet olup gelenek-leşti
- İbn-i Sa'd'in Tabakât'ında Hz. Hamza'nın hayatı Dar-u Sadr Beyrut bas. 1377, Vâkıdi'nin Moğazi'si c. 1, s. 315- 317 ve İmtau'l - Esma-u Muğriyzi c. 1, s. 163 ve Müsned-i Ahmed c. 2, s. 40 ve Taberî Tarihi. Ayrıca İbn-i Abdulbir'in İstiab'ında ve İbn-i Esir'in Usdu'l - Gabe'sinde aynı konu, Hz. Hamza'nın biyografi kısmında özetle geçer.
 

bilgin

Paylaşımcı
Katılım
28 Haz 2006
Mesajlar
340
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Hz Hüseyinin(RA) şehadetiyle ilgili hadisler

a- Ümm-ül Fazl Hadisi:

Müstedrek-üs Sahihayn, Tarih-i İbn-i Asâkir, Hâarezmî'nin Mak-tel'i ve diğer İslâmî kaynaklarda Haris'in kızı Ümmü'l Fazl'dan şöyle rivâyet edilir.
Hz. Resulullah'ın (s.a.v) huzuruna vararak:
- Ey Allah'ın Resulü! dedim, dün gece kötü bir rüya gördüm.
Gördüğüm rüyayı sorunca; çok ürkütücü olduğunu söyledim.
Bunun üzerine hazret tekrar buyurdu:
- Rüyanı anlat.
- Rüyamda, sizin vücudunuzdan olan bir parça et kollarımdaydı!...
Hz. Resulullah (s.a.v) gülümsedi:
- Korkmana gerek yok, hayırdır. Allah'ın izniyle kızım Fâtıma bir erkek evlat getirecek dünyaya, o bebeği senin kucağına verecekler.
Hz. Resulullah'ın (s.a.v) bu tabirinden sonra çok geçmeden Hz. Fâtıma-ı Zehrâ doğum yaptı ve Hz. Hüseyin'i (ra) getirdi dünya-ya; tıpkı Hz. Resulullah'ın (s.a.v) önceden buyurmuş olduğu gibi, be-beğin bakımını bana verdiler!
Bir gün Hz. Resulullah (s.a.v) girdi içeriye, bebeği o hazretin kol-larına bıraktım. Biraz sonra hazretin ağladığını fark ettim, telaşla atıldım:
- Ya Resulullah! Anam babam sana feda olsun, ne oldu?
Hazret, yaşlı gözlerle cevap verdiler:
- Cebrail (a.s) gelerek ümmetimin bu yavrumu şehid edeceğini haber verdi bana!
- Bunu mu?! Hüseyin'i mi?!
- Evet, bunu, Hüseyin'i!... Hatta mezarının kırmızı renkli toprağın-dan da biraz getirip verdi bana!"

İbn-i Asâkir Tarihi 631. hadis ve 630. hadiste kısaca; Mecmau'z - Zevâid, c. 9, s. 179, Maktel-i Harezmi, c. 1, s. 159 ve, s. 162de farklı deyişle; İbn-i Asâkir, Tar. c. 6, s. 230 ve c. 8, s. 199'da ve: Emali'eş Şeceri, s. 188 ve Fusulu'l - Mühimme, İbn-i Sabbağ Mâliki, s. 145 ve: : Sevâik, s. 115 ve bir başka baskısında da, s. 190 ve: Kenzu'l - Ummâl, c. 6, s. 223 ve: el-Hasâisu'l - Kübrâ c. 2, s. 125 ve: Mekteb-i Ehlibeyt (as)'te de: Der Mesiru'l - Ahzân, s. 8 ve: el-Luhuf, İbn-i Tavus, s. 6 ve 7.


b- Cahş Kızı Zeyneb Hadisi:

İbn-i Asâkir, Mecmau'z - Zevâid, İbn-i Kesir ve diğer tarih kay-naklarında Cahş kızı, Zeynep'ten şu hadis rivâyet edilir:
Hz. Resulullah'ın (s.a.v) benim evimde olduğu bir gündü; henüz yürümeye başlamış olan minik Hüseyin'de benim yanımdaydı. İşle meşgul olduğum bir sırada minik Hüseyin Hz. Peygamber'in odasına girdi, engellemek için içeri koştuysam da, hazret "Ona engel olma" buyurdular.(...) Derken, Hz. Peygamber (s.a.v) namaza durdu. Kıyam-da Hüseyin'i kucağına alıyor, rüku ve secdeye varmadan önce onu ya-vaşça yere bırakıyordu. Namazını bitirdikten sonra oturup ağlamaya başladı, ellerini açıp dua etti. Duasını bitirince:
- Ya Resulullah, bugüne değin hiç görmediğim bir davranıştı (na-mazda Hüseyin'i kucağınıza almanız) bu! dedim.
Hazret şöyle buyurdular:
- Cebrail inerek, ümmetimin şu yavrumu öldüreceğini haber verdi bana! Cebrail'den, Hüseyin'imin şehid düşeceği yerin toprağını bana getirmesini istedim, o da kırmızı renkli bir toprak getirdi bana

İbn-i Asâkir Tarihi, 629. hadis. Mecmau'z - Zevâid, c. 9, s. 188, Kenzu'l - Ummâl, c. 13, s. 112, İbn-i Kesir Tarihi, c. 8, s. 199


c- Hz Âişe'nin Rivâyet Ettiği Hadis:

Abdurrahman oğlu Ebu Seleme'den naklen: İbn-i Asâkir, Maktel-i Hârezmî, Mecmau'z Zevâid ve diğer büyük kaynaklarda Abdurrahman oğlu Ebu Seleme'nin Âişe'den naklettiği şu hadis geçer:
Hz. Resulullah (s.a.v) minik Hüseyin'i kucağına almış, dizine oturtmuştu, bu sırada Cebrail inerek:
- Bu senin evladın mı? diye sordu.
Hz. Resulullah (s.a.v) "evet" diye cevap verince Cebrail -as- şöyle dedi:
- Ümmetin senden sonra onu öldürecek. İstersen, öldürüleceği yeri gösterebilirim!
Hz. Resulullah (s.a.v) göstermesini isteyince Cebrail, Tef arazisi-nin toprağını gösterdi hazrete"
"Cebrail Tef arazisini gösterdi ve oradan aldığı bir miktar toprağı o hazrete vererek "işte bu, onun katledileceği yerin toprağıdır!" dedi.

Tabakât, İbn-i Sa'd, 269. hadis ve İbn-i Asâkir Tarihi, İmâm Hüseyin'in hayatı, 627. hadis ve Maktel-i Harezmi c. 1, s. 159 ve: Mecmau'l - Zevâîd, c. 9, s. 187- 8 ve: Kenzu'l - Ummâl, c. 13, s. 108 ve seki basımında: c. 6, s. 223 ve Sevâiku'l - Muhrika İbn-i Hacer, s. 115 ve diğer bir baskıda, s. 119 ; Hasâis, Siyuti c. 2, s. 125, 6


d- Ümm-ü Seleme Rivâyeti:

Müstedrek-i Sahihâyn, Tabakât-ı İbn-i Sa'd, İbn-i Asâkir Tarihi ve diğer güvenilir kaynaklarda Abdullah bin Vahab'dan şöyle rivâyet edi-lir: Ümmü'l -Mü'minin Hz. Ümm-ü Seleme (radıyallah-u anhâ) bana şöyle dedi:
Hz. Resulullah (s.a.v) bir gece uyumak için yatağına girdi, ama çok geçmeden tedirgin ve rahatsız bir halde yataktan kalktı. Tekrar uzanıp uyudu, ama çok geçmeden aynı şekilde yeniden uyandı, bu de-fa, ilk halinden biraz daha farklıydı. Üçüncü kez uyandığında yine ra-hatsızdı, ama bu kez avucunda kırmızı renkli bir toprak vardı, sevgiyle öpüyordu bu toprağı! Dayanamayıp sordum:
- Ya Resulallah, bu ne toprağı böyle?
- Cebrail (a.s), Hüseyin'imin Irak topraklarında öldürüleceğini haber verdi bana; onun öldürüleceği yerin toprağını göstermesini istedim; işte bu topraktır o!"

Hâkim, Müstedrek'il Sahihayn, c. 4, s. 398 ve: Taberânî'nin Mu'cemu'l - Kebir'i, 55. hadis. ve Tarih-i İbn-i Asâkir, 619 ve 621. hadisler ve: İbn-i Sa'd'in Tabakât'ında Hz. İmâm Hüseyin'in şerh-i hali kısmında 267. hadis ve: Zehebi'nin İslâm Tarihi c. 3, s. 11 ve: Siyer'unnebelâ c. 3, s. 194 ve 195 ve: Maktel-i Hârezmi, c. 1, s. 158, 9'da özetle, ve: Zehairu'l - Ukbâ, Muhibb-i Taberî si:148, 9 ve : Tarihi İbn-i Kesir, c. 6, s. 230 ve: Kenzu'l - Ummâl: Mattaki-i Hindî c. 16, s. 266.


e- Enes Bin Mâlik'in Rivâyet Ettiği Hadis

Ahmed bin Hanbel'in Müsned'i, Taberânî'nin Mu'cemu'l - Kebir'i İbn-i Asâkir Tarihi ve diğer bir çok önemli kaynakta, Enes bin Mâlik'-ten şöyle rivâyet edilir:
"Mukarreb meleklerden olan "Katar" meleği Hz. Resulullah'la (s.a.v) görüşebilmek için Allah-u Tealâ'dan izin istedi. Allah-u Tealâ izin verdi. O gün Ümmü Seleme'nin (r.a) günüydü. Hz. Resulullah (s.a.v) Ümm-ü Seleme'ye (r.a) kapıda oturmasını ve kimseyi içeriye almamasını buyurdu. Ümm-ü Seleme der ki: "Ben kapının önünde oturmuştum, bu sırada Hüseyin bin Ali geldi, kapıyı açıp doğru Hz. Peygamber-i Ekrem'in (s.a.v) odasına girdi. Hazret, onu kucağına alıp şefkatle öpmeye başladı. Melek "Onu seviyor musun?" diye sordu, Hazret "Evet" buyurunca, melek "Ümmetin onu öldürecek" dedi; "İs-tersen öldürüleceği yeri göstereyim sana!" Hazret göstermesini isteyince o melek kırmızı renkli bir kuma benzer bir miktar toprak verdi Peygamber'e. Ümm-ü Seleme, bu toprağı Hazret'ten alıp itinayla sak-ladı. Sabit şöyle yazar: "Biz oraya "Kerbelâ" deriz

Müsned-i Ahmed, c. 3, s. 242, 265 ve Tarihi İbn-i Asâkir, 615 ve 617. hadisler, Tehzib Tarih-i İbn-i Asâkir, c. 4, s. 325, Taberânî'nin Mu'cem'i 47. hadis, Harezmi'nin Mahtel'i c. 1, s. 160, 2, Zehebi'nin İslâm Tarihi, c. 3, s. 10, Siyerun Neblâ, c. 3, s. 194, Zehairu'l - Ukbâ, s. 146, 7, Mecmau'z - Zevâid c. 9, s. 187 ve 190'da "hasen" olarak adlandırılan bir başka senetle geçer, ve: Tarih-i İbn-i Kesir, c. 6, s. 229'da şöyle geçer: "Biz, Hüseyin'in Kerbelâ'da öldürüleceğini duymuştuk" ve ae c. 8, s. 199, Kenzul Ummal c. 16, s. 266, Sevâik, s. 115, Ebu Nuaym'in Delail'i c. 3, s. 202, : el-Mevahibu'l - Ludeniyye: Kastalani c. 2, s. 195, Siyuti'nin Hasâis'i c. 2, s. 25, Mevarid'uz Zeman Bizevâid Sahih: İbn-i Heban Ebubekir Hiytemi, s. 554


20'ye yakın muteberde eserde geçen bu olay acaba hangi gün yaşandı elbette aşura günü yaşandı,demekki o kadarda önemsiz değilmiş,en azından 10 sayfalık Word belgesinde bir cümle dahi yeralmayacak kadar önemsiz değilmiş
 
Katılım
30 Ara 2007
Mesajlar
58
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sizin bilgininefendisinde yapmaya çalıştığınızın aynısını bende burada yapmaya çalışıyorum sayın denizfeneri.Bir mahsurumu var?İnandığım değerleri savunuyorum.Her forumdada yaparım bunu.Bu soruyu neden sorma gereği duyuyorsunuz?
Bizlerce bölük pörçük bilgilerle gündeme getirdiğiniz bu olayın bir kıymeti yok.Ve aksine bu günler bizler için aynı değeri taşımıyor.Bu günler bizler için yas tutulması gereken günlerdir.
Ama başkaları için tatlı dağıtılması gereken günler olabilir.Ama aynı kaynaklardan beslenen ve aynı Allaha secde eden insanlar olarak bunu yapmanız doğru değil.Bilgininefendisindede "tatlı dağıtmıyoruz" dediniz.Mesajlarınızdan tatlı ile ilgili kısımları alıntılayıp bütün foruma ispat etmiştik.Ve şahsınıza asla bir saygısızlığımız olmadı.
Bize ettiğiniz sitemi Yezide ve babası Muaviyeye yöneltirseniz daha doğru bir iş yapmış olursunuz.Yas tutan insanlara böyle mesajlar yazılmaz.Hz. Hüseyin'in şehadet gününde "tatlı yiyelim tatlı konuşalım" dercesine alakasız şeyleri kutlayan bir zihniyet yanlış yoldadır.
Yas tutanların samimiyetinden şüphe etmeyin.Yasın reklamı olmaz.Ama kutlamanın olur.Biz kutlama yapmıyoruz.Kutlama yapanlar düşünsün.
Oradada yazılmıştır.Sizin Hz. Hüseyin'inizle bizim Hz. Hüseyin'imiz farklı galiba?
 
Üst