Askerlere Özgüven Geldi Referandumda EVET Oyu Verecekler

Özduygu

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
652
Tepkime puanı
2
Puanları
0
LALE KEMAL'İN TARAF GAZETESİNDEKİ KÖŞE YAZISI

Ankara’da Muhabere Tümeni’nin bulunduğu Mamak ile hava kuvvetleri birimlerinin olduğu Etimesgut’taki sandıklardan ‘Evet’ oyu çıkacak.

Halkın yarın oylayacağı Anayasa değişiklik paketi, bir askerî kaynağımın tanımıyla, “Askerî vesayetin omurgasını kıracak, yani askeri politikaya karışmaktan önemli ölçüde men edecek” maddeler içermesi açısından çok önemli.

Aynı kaynağıma göre, demokrasilerde olması gerektiği biçimde sivil otoritenin, askerin tekeline aldığı alanlarda ağırlığını hissetiriyor olması TSK da düşük rütbeli subaylar ile sistemin altında ezilen astsubaylar üzerinde etkili olmaya başladı ve pazar günkü oylamada askerî karargahların bulunduğu semtlerden yüzde 75 oranında ‘Evet’ oyu çıkacak.

En yüksek oy Mamak’tan

Askerî kaynağım, Ankara’da özellikle Muhabere Tümeni’nin bulunduğu Mamak ile bir ölçüde hava kuvvetleri birimlerinin bulunduğu Etimesgut’taki sandıklardan ‘Evet’ oylarının yüksek çıkacağı konusunda çok iddialı. Bir diğer askerî kaynağım, salt askere sivil yargı yolunu açacak madde nedeniyle, “AK Parti’ye ‘Hayır’, referanduma Evet” diyenlerin sayısının bir hayli arttığına işaret ediyor.

Anayasa paketinde, askerî yargının demokratik çizgiye çekilmesi yolunda kısmî iyileşmeler olmakla birlikte askerî yargı üzerinde rütbeli askerlerin etkinliğini kıracak nitelikte değil. Adının açıklanmasını istemeyen bir askerî kaynağım, alt rütbedeki subayların, herhangi bir suç iddiasıyla haklarında soruşturma açıldığında dahi ordudan atıldıklarına işaret ederek, bu anlamda paketteki düzenlemenin yeterli olmadığına işaret ediyor. Ancak askere sivil yargı yolunu açan 145. Maddedeki düzenleme bile subayları ümitlendirmiş.

TSK’nın sivil demokratik denetimden yoksun olması, ordu mensuplarını, seçim dönemlerinde komuta kademesinin üstü örtülü biçimde işaret ettiği partilere oy vermeye iterdi. Askerî kaynağım, “TSK ilişki modelinde üstten şekillenen gücün etkisi hissedilirdi. Astlar da paralel düşünüyorlarmış gibi hareket ederlerdi. Artık TSK komuta kademesi işlerin bu şekilde yürümeyeceğini gördü.

Özellikle düşük rütbeli subaylar ile astsubaylar bu toplumun ortalamasının değerleri ve talepleri ile paralel düşünceye sahipler” diyor. 2007’de başlatılan süreçle, darbe tertibinde bulundukları iddiasıyla çok sayıda emekli ve muvazzaf general hakkında soruşturma açılması ve mahkeme önüne çıkmaları, ister istemez TSK içinde de “Yönetici elitin” demokrasi dışı talimatlarını bile mutlak yerine getirmek olan itaat kültürünü değiştirmeye başladı.

Askerî kaynağım, artık eskisi gibi astların, sakıncalı olabilecek, görevleri dışına çıkan talimatları yerine getirmediklerini ve üstlerin de bu konudaki duyarlılıkları dikkate aldığına işaret ediyor.

Ağustos ayı başlarında, YAŞ çerçevesinde üst düzey general atamalarında yaşanan ve sivil otoritenin yasalardan kaynaklanan yetkisini kullanıp, askerin oluşturduğu teamülü kırmış olmasıyla başlayan sürecin özellikle düşük rütbeli subaylar ve astsubayları, sivil otoriteye bağlılık anlamında cesaretlendirdiği belirtiliyor.

Ardından, Bakanlar Kurulu’nca alınan karara göre, darbe ürünü protokolde yapılan yeni düzenleme, bir askerî kaynağıma göre YAŞ’ın ardından siyasi otoritenin ağırlığını hissetirdiği önemli bir demokratik adım oldu. Değişiklik ile 30 Ağustos Zafer Bayramı tebriklerini, bundan böyle Genelkurmay Başkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı ile birlikte kabul edecek.

Askerî kaynağım, “Zafer bayramını askerle birlikte halk kazandı. Protokoldeki değişiklik sivil siyasetin güçlendiği ve olması gereken biçimde askeri görevler dışındaki itaatin sivile kaydığını gösteriyor. Protokol düzenlemesi askerin demokrasiye teslim olması anlamına geliyor” dedi.

Askerlere özgüven geldi

Bir yandan siyaseti ilgilendiren alanlarda sivil otoritenin ağırlığını koymaya başlaması, diğer yandan TSK içinde olup bitenlerin kısa sürede basına sızıyor olması, TSK komuta kademesini de temkinli olmaya itmiş. Askerî kaynağım, “Referandumda ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ yönlendirmesi en azından benim bulunduğum Karargâh’ta yapılmıyor.

Geçmişte de aleni yapılmazdı bu tür yönlendirme ama siyasi otorite askerî politik alana müdahaleden uzaklaştırıcı önlemler aldıkça TSK mensuplarına da özgüven geldi.

Komutanlar, doğrudan görevlerini ilgilendiren konular dışında astlarına emir vermiyorlar artık, herkes askerlik işine dönüyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Ayna kaynağım, “Geçmişte Doğu illerinde görev yaptığım sırada, komutanlar, oylar sırf BDP’ye gitmesin diye bizleri bu bölgelerde hangi parti güçlüyse ona yönlendirirlerdi” diyor
 
Üst