‘Askerci Koro’dan hüzzam makamında şarkılar...

Dergaz

Profesör
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
1,685
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Ne fark eder ki
Kurucu Meclis’in tekne kazıntısı... 28 Şubat Andıcı’nın onursuz emir eri... “Silah alımında” iki satır doğruyu yazmaktan bile aciz ve “fişmekan giderse ben de durmam” deyip, bunu anında unutacak kadar garibanlığın çaresiz amnezisi...
Kısacası...
Askeri vesayet rejiminin meczup müptezeli...
Hangi sağlıklı ve demokratik bir rejimde, arkasında onu kullanan “cuntacı askeri himayesi” olmasa yerinde kalabilirdi?
***
Üstelik...
Bir de utanmazlıktan kararmış bir pişkinlikle, hala cuntacı efendilerinin alıştırdığı tarzda “AB standartlarında sivil bir rejim” isteyenlerin paçasına, dişsiz, hüzünlü haline bakmadan, belki de tekmelenmek için hamle ediyor...
***
Son bir kaç gündür...
“Askerci Koro”nun fasıl yaparak söylediği hüzzam makamında şarkıları eğlenerek dinliyorum...
12 Eylül’ün hukuk rejimine karşı cepheden ve en yüksek tonda tavır almadan...
“Çift başlı yargı”dan söz etmeden...
Sayıştay’ın hala askeri harcamaları denetleyemediğinden dem vurmadan...
Sivil makamların talebi olmadan, iç güvenlik sebebiyle askeri operasyon yapılmasını mümkün kılan 1997’deki EMASYA gizli protokolüne değinmeden...
Ya “sivil faşizm” tehlikesinden...
Ya da hiç bir demokratik ülkede akla gelmeyecek bir biçimde, “askerle ortak zemin arayan” hükümeti “bundan alıkoymak isteyen güçlerin gerilim politikasından” söz edilmekte.
***
“Askerle ortak zemin arayan hükümet”...
Herhangi AB üyesi bir ülkede, böyle bir cümle ya da “askerle ortak zemin arayan hükümet” olabilir mi?
Olamaz...
Bunu adeta bir “resim” gibi net olarak görmek isteyen var ise, AB’nin “İlerleme 2009 Raporu”nun 9, 10 ve 11’inci sayfalarındaki “güvenlik güçlerinin sivil denetimi” bölümünü okusun...
Ben sadece oradan tek bir cümle alacağım:
“Silahlı Kuvvetler, resmi ve gayri resmi mekanizmalar yoluyla, uygun olmayan bir şekilde siyasi nüfuz kullanmaya devam etmiştir”...
Gerçekten “demokrasi” peşinde iseniz, öncelikle silahlı bir kurumun “siyasete müdahalesini” önlemeye ve “sivil iktidarın” da bu müdahaleyi engellemesine yardımcı olmaya çalışmaz mısınız?
***
Bizde “ilke siyaseti” değil, “egemen ya da iktidar olma siyaseti” esastır.
Onun için her türlü çarpıtmayla karşılaşırsınız.
Eğer hem asker vesayetine karşıysanız...
Hem de “seçimle gelip, seçimle gitmeyeceğini” varsaydığınız parti hakkında samimi bir endişe içindeyseniz...
Bunları engellemenin en kısa ve kestirme yolu, “12 Eylül Rejimi’nin”, AB’nin standartlarıyla değiştirilmesini tek hedef haline getirmek değil midir?
Ne yazık ki, “hüzzam korosu”nun derdi ne 12 Eylül Rejimi, ne AB Reformları...
Onlar seçimle alt edemeyeceklerini düşündükleri AK Parti iktidarına karşı sığ ve militer bir defans peşindeler.
Tabii şunu da ekleyeyim, sivil iktidar içinde, AB normları yerine, pratik siyasal hesaplarla “askerle işbirliği” zemini arayan var ise, o da bilerek ya da bilmeyerek, kendi ayağına ateş etmektedir.
Çünkü rejim demokratikleşmeden, güncel, pratik ve siyasal hesaplarla AB hedefinden uzaklaşan siyasal iktidarı pek yaşatmazlar.
“E-muhtırayı, ıslak imzayı, Kafes Operasyonu’nu” hiç unutmayın...
Unutan yanar çünkü...
***
Dünkü egemenlerin nüfuzu kırıldıkça...
Aralarında Kurucu Meclis’ten yadigâr görevlilerin de yer aldığı...
“Askerci Koro”, hüzzam makamında şarkılar peşinde...
Onları tümüyle emekli etmenin tek ve sağlıklı bir yolu var:
“İlerleme 2009 Raporu”ndaki reformları çok hızlıca yapmak.
Çünkü o zaman ne darbecilik, cuntacılık kalır, ne de “sivil faşizm” vehimleriyle “askeri koroculuk” yapılır.
Silkeleyin, düşsünler...
Az kaldı, zaten o nedenle “hüzzam” terennüm ediyorlar...


kaynak
 
Üst