Alper...
MarmaranınKralı
- Katılım
- 10 Eki 2006
- Mesajlar
- 9,574
- Tepkime puanı
- 452
- Puanları
- 0
- Konum
- İsLamBol
- Web sitesi
- cennetsarayi.blogcu.com
AŞK'a DAİR...
Bismillah.Elhamdülillah.Allahu teala hazretlerine binlerce hamdolsun.Bizleri müslüman olarak yarattı,müslüman olarak yaşatıyor ve( inşaAllah) müslüman olarak da emaneti (ruhumuzu) teslim alacak.
"Her şey sevgilidir,aşıksa bir perde;diri olan sevgilidir,aşıksa bir ölü.
Aşka rağbeti olmayan kanatsız kuşa benzer,eyvahlar olsun ona!
Önümde ardımda sevgilimin ışığı olmadıkça, önü sonu aklım nasıl alır benim?
Aşk bu sözün dışa vurulmasını ister,ayna gammaz olmaz da ne olur?
Bilir misin aynan neden gammaz değil?
Yüzünden pası silinmemiş de ondan..."
Mevlana celaleddin-i rumi (kaddesallahu esraruhum) hazretlerinin Mesnevi isimli eserinden bir beyitle başladım makaleye ve konumuz aşk olacak.Aşkı iki yönden ele alacağız.İlk olarak aşktan ne anladığımız,ikinci olarak da aşkın çeşitlerinden bahsedeceğiz.
Aşk nedir?Ne anlama gelir?İki kişilik sevgilerden oluşan duygu bağımıdır yoksa kalpten gelen samimiyet midir?Eski devirlerde Mecnunlar ,Keremler ,Leylalar,Aslılar varmış.Bunlar davalarında (aşklarında) samimilermiş.Günümüzde bu kelimenin manasına bakıyorum da ,yaşananlarla ( günümüz ile geçmiş dönemleri ) kıyasladığım zaman arada uzun bir uçurum olduğunu görüyorum.Ya ben aşkın manasını yanlış biliyorum,ya da onlar yanlış yoldalar.
Aşk kalpten bağlanmak ister ,karşılıksız ve şartlara bağlanmadan gönülden olmalıdır.Aşk,çıkarlara dayanmamalıdır.Samimi olmalıdır ,tıpkı mecnun gibi. Sevdiği uğruna dağları delmeli, kendinden geçmelidir, Öyle ki çevresindekiler mecnunsun dediklerinde aldırmamalı ki, o zaman bu hale denir gerçek aşk.Seven sevdiğinin sözünden çıkmamalı,bir dediğini iki dedittirmemeliki işte ancak o zaman denir buna gerçek aşk.
O aşk ki; sevdiğinin gözünün içine bakarken, kendinden geçmendir.Bir çocuk gibi heyecanlanmandır.Sevdiğinin uğrunda yaptığın deliliklerden ötürü, çevrenden aldığın olumsuz tepkiye rağmen, umursamadan sevdiğini haykıra bilmendir aşk.
Hazreti Züleyha’nın hazreti yusuf’a hayranlığı gibi olmalıdır aşk.Allahu teala kur'an' ı kerim de Yusuf suresinin bazı ayetlerinde buyurur ki; “Züleyha onun nefsinden faydalanmak istedi de Yusuf çareyi kaçmakta buldu.Zira yusuf’a burhanımızı göstermeseydik o da ona meyledecekti.Biz seçilmiş kullarımızı koruruz.”
Mısırda kadınlar kendi aralarında Züleyha’nın dedikodusunu yapmaya başlamışlardı.Züleyha bu dedikoduları kesmek için sarayda ziyafet verdi. Bu kadınları çağırdı.Her birinin eline bir elma ve bir de bıçak verdi. Kadınlar elmayı soyarken Yusuf’a da
“-çık karşılarına” dedi.Kadınlar Yusuf’un güzelliğinden büyülendiler ve farkına varmadan ellerini kestiler.
Velhasılı kelam daha sonra ki devirlerde hazreti Yusuf ile hazreti züleyha evlendiler.Züleyha o kadar aşıktır ki Yusuf’a .Gözü başkasını görmez.Konuyla alakalı bir kıssa nakledip tekrardan hazreti Yusuf kıssasına geri döneceğim.
Hazreti Aliye sordular (radıyallahu anh) ;”Ey Ali, Allaha aşık olabilir miyim?”
Hazreti Ali (radıyallahu anh da ) sorana sordu; “Ey adam sen hiç aşık oldun mu?( karşı cinse)”Adam; “Evet ey Ali” (radıyallahu anh) dedi.Hazreti Ali de (radıyallahu anh) ;”O zaman senin Allaha kavuşman ,aşık olman kolay olacak” buyurdu.
Çünkü insan aşktan yaratılmıştır.”Ey Habibim” (sallallahu aleyhi vessellem) buyuruyor Allah; “Sana aşık olmuşum,sen olmasaydın İlahlığımı kimselere duyurmayacaktım.Sen olmasaydın alemleri yaratmayacaktım.Ey Sevgilim, Ey Habibim” (sallallahu aleyhi vessellem) buyuruyor.Onun için aşk insanların tabiatında, hamurunda var.
Evvela karşı cinse aşık olur insan .Tabi bu hakiki manada gerçekten aşıksa,yoksa sahtekarsa ,aşkı korsansa değil Mevlaya ,Leyla’ya bile kavuşamaz. (sözüm meclisten dışarı).İnsanın tabiatında aşk var demiştim.Hazreti Yusuf’a da Züleyha aşık olmuştu.Öyle sevgi besliyordu ki dünya da emsaline az rastlanır.Ve bir gün Yusuf’a bakmaz oldu.Bu beklenmedik durum karşısında hazreti Yusuf, Züleyha’ya sordu durumu.Ve züleyha’dan ibretlik bir cevap geldi; “Ben Mevlamın aşkını bulmuşum,ondan gayrisine yer yok bu kalpte” diyerek Allah aşkını Yusuf’a bildirmiştir.
Kalplerinizde Allahtan başkasına yer vermeyin.Ama aşkı ve ızdıraplarını önce bir tecrübe edinin. Yani önce bir insana aşık olun,onun ızdırap ve işkencelerine katlanın ki;Allah aşkına erdiğinizde ,başınıza gelecek musibetlere sabredebilesiniz.
Mevlana’nın dediği gibi "Önümde ardımda sevgilimin ışığı olmadıkça,önü sonu aklım nasıl alır benim? " Evet bur daki sevgiliden kasıt “ Allahu tealadır". yani Allahın emirleri ve yasakları olmadan ,ne yapacağımı ,nasıl davranacağımı nasıl anlayabilirim,nasıl idrak edebilirim.
Aşk samimiyettir dedim.İnsanlar birbirlerine karşı samimi olurlarsa,daha doğrusu bunu başarabilirlerse bir çok güçlüğü rahat yenerler.Mesela adam islamı seviyorum diyor.İlk müdahalede şekerin suda erimesi gibi ortadan kayboluyor.Aşk samimiyetti.İslam’a aşık olan biri gerekirse canını vermekten çekinir mi?Bu uğurda şahsına aldığı olumsuz tenkitlerden etkilenir mi?
Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem)e demediler mi? “mecnunsun, şairsin,büyücüsün......” Ama O (Sallallahu aleyhi vessellem) vazgeçti mi davasından.O büyükler ve onlardan sonra gelenler vazgeçtiler mi?Bir ayette buyurulduğu üzere:" Ökçeleri üzere gerisin geri mi dönecekler...." Bir kere ok yaydan çıktı.İslam ilan edildi.Kur'an'ı kerim nazil oldu.Peygamber (Sallallahu aleyhi vessellem) teşrif etti ve şimdi onlar hayatta yoklar diye dininizden gerisin geri mi döneceksiniz?Cennetin yolu meşakkatlidir.Sarp ve kayalıklarla doludur.Dikenler vardır.Amel ettiğin her sünnetten ötürü aşağılanmalar vardır.Aşık mısın İslam’a, buyur sana ızdırap ve cefa.
Bir insanı sevdiğinde "ona gelen musibet bana gelsin yeter ki o zarar görmesin " diyorsun da İslam senin sevgili dinin, bunca hakarete uğradığı halde niye " Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyorsun. Yoksa sende mi korsan Müslümanlardansın ,yoksa sen de mi sahtekarsın.Mumun yatsıya kadar mı yanar?
O ki bütün malını sevdiği adamın uğruna harcadı.O ki hem eşini seviyor hem de dinini seviyordu.Onun adı hazreti Hatice idi.
Gerek kul aşkı,gerek din aşkı,gerek Allah aşkı.Hangisi olursa olsun samimiyet ister.Samimi olunmadığı zaman hiçbir kıymeti kalmaz.Kerem samimi olmasaydı gelir miydi bugünlere.Aslı samimi olmasaydı aşkın anlamı kalır mıydı?Hiç fark ettiniz mi bilmiyorum ama; günümüzde böyle büyük aşkların yaşanmayışının sebebidir samimiyetsizlik.
Birine aşıksanız bilin ki; önünüzde Allaha varmak için bir basamak var,işiniz kolay.Yok aşık değilseniz daha çok beklersiniz o zaman...Allah gerçek samimilerden eylesin sizi ve bizi.Layık olamasak da bizleri de İslam’a aşık eylesin ve belalara musibetlere katlanmak için de sabır ihsan eylesin.Allah yar ve yardımcımız olsun.
Bu makalem hicri doğum günüme tevafuken denk geldi.Yoksa kasıtlı olarak hicri doğum günümde bir makale yazmayı planlamamıştım.Allah nice hayırlı uzun ömürler nasip eylesin....
4 Kasım 2007
24 Şevval 1428
Pazar
Alper...
Bismillah.Elhamdülillah.Allahu teala hazretlerine binlerce hamdolsun.Bizleri müslüman olarak yarattı,müslüman olarak yaşatıyor ve( inşaAllah) müslüman olarak da emaneti (ruhumuzu) teslim alacak.
"Her şey sevgilidir,aşıksa bir perde;diri olan sevgilidir,aşıksa bir ölü.
Aşka rağbeti olmayan kanatsız kuşa benzer,eyvahlar olsun ona!
Önümde ardımda sevgilimin ışığı olmadıkça, önü sonu aklım nasıl alır benim?
Aşk bu sözün dışa vurulmasını ister,ayna gammaz olmaz da ne olur?
Bilir misin aynan neden gammaz değil?
Yüzünden pası silinmemiş de ondan..."
Mevlana celaleddin-i rumi (kaddesallahu esraruhum) hazretlerinin Mesnevi isimli eserinden bir beyitle başladım makaleye ve konumuz aşk olacak.Aşkı iki yönden ele alacağız.İlk olarak aşktan ne anladığımız,ikinci olarak da aşkın çeşitlerinden bahsedeceğiz.
Aşk nedir?Ne anlama gelir?İki kişilik sevgilerden oluşan duygu bağımıdır yoksa kalpten gelen samimiyet midir?Eski devirlerde Mecnunlar ,Keremler ,Leylalar,Aslılar varmış.Bunlar davalarında (aşklarında) samimilermiş.Günümüzde bu kelimenin manasına bakıyorum da ,yaşananlarla ( günümüz ile geçmiş dönemleri ) kıyasladığım zaman arada uzun bir uçurum olduğunu görüyorum.Ya ben aşkın manasını yanlış biliyorum,ya da onlar yanlış yoldalar.
Aşk kalpten bağlanmak ister ,karşılıksız ve şartlara bağlanmadan gönülden olmalıdır.Aşk,çıkarlara dayanmamalıdır.Samimi olmalıdır ,tıpkı mecnun gibi. Sevdiği uğruna dağları delmeli, kendinden geçmelidir, Öyle ki çevresindekiler mecnunsun dediklerinde aldırmamalı ki, o zaman bu hale denir gerçek aşk.Seven sevdiğinin sözünden çıkmamalı,bir dediğini iki dedittirmemeliki işte ancak o zaman denir buna gerçek aşk.
O aşk ki; sevdiğinin gözünün içine bakarken, kendinden geçmendir.Bir çocuk gibi heyecanlanmandır.Sevdiğinin uğrunda yaptığın deliliklerden ötürü, çevrenden aldığın olumsuz tepkiye rağmen, umursamadan sevdiğini haykıra bilmendir aşk.
Hazreti Züleyha’nın hazreti yusuf’a hayranlığı gibi olmalıdır aşk.Allahu teala kur'an' ı kerim de Yusuf suresinin bazı ayetlerinde buyurur ki; “Züleyha onun nefsinden faydalanmak istedi de Yusuf çareyi kaçmakta buldu.Zira yusuf’a burhanımızı göstermeseydik o da ona meyledecekti.Biz seçilmiş kullarımızı koruruz.”
Mısırda kadınlar kendi aralarında Züleyha’nın dedikodusunu yapmaya başlamışlardı.Züleyha bu dedikoduları kesmek için sarayda ziyafet verdi. Bu kadınları çağırdı.Her birinin eline bir elma ve bir de bıçak verdi. Kadınlar elmayı soyarken Yusuf’a da
“-çık karşılarına” dedi.Kadınlar Yusuf’un güzelliğinden büyülendiler ve farkına varmadan ellerini kestiler.
Velhasılı kelam daha sonra ki devirlerde hazreti Yusuf ile hazreti züleyha evlendiler.Züleyha o kadar aşıktır ki Yusuf’a .Gözü başkasını görmez.Konuyla alakalı bir kıssa nakledip tekrardan hazreti Yusuf kıssasına geri döneceğim.
Hazreti Aliye sordular (radıyallahu anh) ;”Ey Ali, Allaha aşık olabilir miyim?”
Hazreti Ali (radıyallahu anh da ) sorana sordu; “Ey adam sen hiç aşık oldun mu?( karşı cinse)”Adam; “Evet ey Ali” (radıyallahu anh) dedi.Hazreti Ali de (radıyallahu anh) ;”O zaman senin Allaha kavuşman ,aşık olman kolay olacak” buyurdu.
Çünkü insan aşktan yaratılmıştır.”Ey Habibim” (sallallahu aleyhi vessellem) buyuruyor Allah; “Sana aşık olmuşum,sen olmasaydın İlahlığımı kimselere duyurmayacaktım.Sen olmasaydın alemleri yaratmayacaktım.Ey Sevgilim, Ey Habibim” (sallallahu aleyhi vessellem) buyuruyor.Onun için aşk insanların tabiatında, hamurunda var.
Evvela karşı cinse aşık olur insan .Tabi bu hakiki manada gerçekten aşıksa,yoksa sahtekarsa ,aşkı korsansa değil Mevlaya ,Leyla’ya bile kavuşamaz. (sözüm meclisten dışarı).İnsanın tabiatında aşk var demiştim.Hazreti Yusuf’a da Züleyha aşık olmuştu.Öyle sevgi besliyordu ki dünya da emsaline az rastlanır.Ve bir gün Yusuf’a bakmaz oldu.Bu beklenmedik durum karşısında hazreti Yusuf, Züleyha’ya sordu durumu.Ve züleyha’dan ibretlik bir cevap geldi; “Ben Mevlamın aşkını bulmuşum,ondan gayrisine yer yok bu kalpte” diyerek Allah aşkını Yusuf’a bildirmiştir.
Kalplerinizde Allahtan başkasına yer vermeyin.Ama aşkı ve ızdıraplarını önce bir tecrübe edinin. Yani önce bir insana aşık olun,onun ızdırap ve işkencelerine katlanın ki;Allah aşkına erdiğinizde ,başınıza gelecek musibetlere sabredebilesiniz.
Mevlana’nın dediği gibi "Önümde ardımda sevgilimin ışığı olmadıkça,önü sonu aklım nasıl alır benim? " Evet bur daki sevgiliden kasıt “ Allahu tealadır". yani Allahın emirleri ve yasakları olmadan ,ne yapacağımı ,nasıl davranacağımı nasıl anlayabilirim,nasıl idrak edebilirim.
Aşk samimiyettir dedim.İnsanlar birbirlerine karşı samimi olurlarsa,daha doğrusu bunu başarabilirlerse bir çok güçlüğü rahat yenerler.Mesela adam islamı seviyorum diyor.İlk müdahalede şekerin suda erimesi gibi ortadan kayboluyor.Aşk samimiyetti.İslam’a aşık olan biri gerekirse canını vermekten çekinir mi?Bu uğurda şahsına aldığı olumsuz tenkitlerden etkilenir mi?
Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem)e demediler mi? “mecnunsun, şairsin,büyücüsün......” Ama O (Sallallahu aleyhi vessellem) vazgeçti mi davasından.O büyükler ve onlardan sonra gelenler vazgeçtiler mi?Bir ayette buyurulduğu üzere:" Ökçeleri üzere gerisin geri mi dönecekler...." Bir kere ok yaydan çıktı.İslam ilan edildi.Kur'an'ı kerim nazil oldu.Peygamber (Sallallahu aleyhi vessellem) teşrif etti ve şimdi onlar hayatta yoklar diye dininizden gerisin geri mi döneceksiniz?Cennetin yolu meşakkatlidir.Sarp ve kayalıklarla doludur.Dikenler vardır.Amel ettiğin her sünnetten ötürü aşağılanmalar vardır.Aşık mısın İslam’a, buyur sana ızdırap ve cefa.
Bir insanı sevdiğinde "ona gelen musibet bana gelsin yeter ki o zarar görmesin " diyorsun da İslam senin sevgili dinin, bunca hakarete uğradığı halde niye " Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyorsun. Yoksa sende mi korsan Müslümanlardansın ,yoksa sen de mi sahtekarsın.Mumun yatsıya kadar mı yanar?
O ki bütün malını sevdiği adamın uğruna harcadı.O ki hem eşini seviyor hem de dinini seviyordu.Onun adı hazreti Hatice idi.
Gerek kul aşkı,gerek din aşkı,gerek Allah aşkı.Hangisi olursa olsun samimiyet ister.Samimi olunmadığı zaman hiçbir kıymeti kalmaz.Kerem samimi olmasaydı gelir miydi bugünlere.Aslı samimi olmasaydı aşkın anlamı kalır mıydı?Hiç fark ettiniz mi bilmiyorum ama; günümüzde böyle büyük aşkların yaşanmayışının sebebidir samimiyetsizlik.
Birine aşıksanız bilin ki; önünüzde Allaha varmak için bir basamak var,işiniz kolay.Yok aşık değilseniz daha çok beklersiniz o zaman...Allah gerçek samimilerden eylesin sizi ve bizi.Layık olamasak da bizleri de İslam’a aşık eylesin ve belalara musibetlere katlanmak için de sabır ihsan eylesin.Allah yar ve yardımcımız olsun.
Bu makalem hicri doğum günüme tevafuken denk geldi.Yoksa kasıtlı olarak hicri doğum günümde bir makale yazmayı planlamamıştım.Allah nice hayırlı uzun ömürler nasip eylesin....
4 Kasım 2007
24 Şevval 1428
Pazar
Alper...