Aşı olmalı mı, olmamalı mı ?

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,062
Tepkime puanı
1,416
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Siz bu tür şeyleri biliyorsunuzdur diye sorayım dedim. Evde televizyon yok, o yüzden ne gibi tiyatrolar döndüğünün farkında değilim. Kimseyle de yüz yüze görüşemiyorum pek, o yüzden bu konuşmaları duymamış olabilirim. 20 sayfa tartışmanızı da okuyamam şimdi.
2 yıldır corona bana ve dolayısı ile evlatlarıma uğramadı. Şimdi okulda aşı olun diye tutturdular öğretmenlere. Halbuki 2 yıldır takdiri ilahi ile bana bulaşmayan virüsü niye bile bile kendime zerk ettireyim? Sorusuna karşı "Peki o zaman haftada iki kere PCR testi" dediler.
Yetkililere yazacağım dilekçede-savunmada: Bu aşının % 100 garantisi var mı? Hastalığı teşhiste bu testin % 100 doğruluk garantisi var mı? Aşı olmayanlar hasta olabilir de aşı olanlar tekrar hasta olmuyor mu? vb. gibi sorularım olacaktır.
Lakin, yazıyı kaleme almadan evvelki süreçte bu testi yaptıracağım. Size sorum; bu testi herhangi bir sağlık ocağında yapıp yapamadığımız. İlla devlet hastanesi kalabalığına mı gitmemiz gerektiğidir.

Testi yaptırdınız mı yaptırmadınız mı bilemiyorum ama o testler de hiç masum değil maalesef.. Bulaşmasın diye 2 kat maske taktırdıkları 1.5 - 2 metre sosyal mesafe tavsiye ettikleri bir şeyi tükürükten rahatlıkla tespit edebilecekken burnunuzun dibine kadar (Firavunların kölelerine yaptığı gibi) çubuk sokarak acıtarak örnek alıyorlar.. Maksatlarının epifiz bezi olduğu âşikâr!!

Yerinizde olsam test vermem okula almamaya kalkarlarsa da polis çağırıp tutanak tutturup şikayetçi olurum..
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,062
Tepkime puanı
1,416
Puanları
113
Konum
Muamma...!
3784

Yukarıda sayfa sayfa paylaştığınız adamın sözü.. Yorum size kalmış aşı olursan her tarafa virüs yayma hakkına sahip oluyormuşsun zat-ı muhterem öyle söylüyor özetle!!!

Diyanet fetva verdi dedi ya hani aşı olmamak kul hakkıdır.. Ben de aksini söylüyorum aşı olup bulaştırmak kul hakkıdır.. Aşı olmayıp ölenlere virüsü bulaştıran aşılılardır..

Nasıl ki karşı tarafın görüşüne göre sadece aşı olmakla korunmuş olmazsınız bizim görüşümüze göre sadece aşı olmamak aşıya karşı olmak yeterli değildir aşılılardan kendinizi korumanız gerekir tabii bunu maskeyle yapamazsınız teması azaltıp bağışıklığınızı güçlendirecek vitamin ve gıdalarla , ud-i hindi yağı v.b. takviyelerle yapabilirsiniz.. Çam iğnesi çayı da bu açıdan çok faydalıdır.. Onun için aşı karşıtı idi öldü v.b. haberlerin gözümde hiçbir değeri yok aşı taraftarı da olsa karşıtı da olsa zeytinyağı dururken ayçiçek yağı ve margarin tüketen kimse istediği kadar tedbir alsın bir noktada vücuduna aldığı zararlı şeylerin bedelini ödeyecektir. "Su insan hakkı değildir" diyen Nestle'nin Nescafe v.b. ürünlerini tüketen , Coca Cola'yı evinden çıkarmayan aşı karşıtı olsa ne taraftarı olsa ne..

İslam'da ameller kadar yediğinin içtiğin de son derece mühimdir.. Helal , temiz ve GDO'suz gıda tüketimine de gayret etmek gerekir. Bu tür hassasiyetleri olan insanların çarşılardan eve girmediği her önüne gelen lokantada yemek yediği bir çağda yaşıyoruz.. Evine aldığın ete dikkat ediyorsun ama araştırmadan önüne gelen yerde köfte , kebap yiyorsan başka bir şeyden yakınmana gerek yoktur.. Helalin haramın bu kadar karıştığı bir çağda sorgulayıcı olmayan helak olur.

"Müslüman adamdır öyle bir şey yapmaz" anlayışından uzaklaşın lütfen.. Adam Müslüman olabilir ama çalıştırdığı işletmeye ürün temin ettiği yerlere dikkat etmiyor, sadece fiyata göre hareket ediyorsa onu sorumluluktan kurtarmayacağı gibi ona güvenen sizleri de sorumluluktan kurtarmaz vesselam..

Ayrıca "fasığın getirdiği haberi araştırmak" emredilirken kâfirlerin tekelinde olan "bilim"i sorgulamamak hezeyandır. Pedofililerle düşüp kalkan sapkın bir adamın fonladığı aşıları sorgulamak değil sorgulamamak hayret verici olur..

Aşıların öldürüp öldürmediği konusunu da bir kenara bırakalım ya iddia edildiği gibi genetiğinizi değiştiriyorsa Allah'a nasıl hesap vereceksiniz bunu düşünün ki yediğine içtiğine dikkat edenin bitkisel birçok şeyle rahatlıkla atlattığı bir hastalık için bu riske giriyorsunuz.. Ecelin zamanı da takdir edilmiş iken üreticisinin tanımıyla "gen terapisi"nden şifa ummak ne kadar mantıklı? Bu insanlar açık açık birçok beyanatlarında "Tanrı'nın işini yapıyoruz" demiyorlar mı bunlar Allah'a savaş açmak değil de nedir? Lütfen tekrar tekrar düşünün bu mesele sağlık meselesinden çok ötesi ebedi sonuçları olabilecek bir mesele!!
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,395
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
pcr testlerinin kolelestirmek icin yapildigi ve bunun eski misirdan beri


Görseldeki bir göz muayenesi
Tasviri tersine görsel arama yöntemi ile aradığımızda, yüksek çözünürlüklü versiyonuna Getty Image’da rastlıyoruz. Buradaki açıklamada tasvirin Mısır’da “bir hastayı tedavi eden göz hekimini” gösterdiği yazıyor.

goz muayenesi gorseli eski misir.


Zaten resme birazdan yakından bakıldığında, müdahale edilen organın burun değil, göz olduğu kolaylıkla seçiliyor.

goz muayenesi gorseli eski misir close.


Resmin daha büyük tasvirden bir kesit olduğunu biliyoruz. Buradan hareketle yaptığımız araştırma sonucu, göz muayenesi sahnesinin eski Mısır bilimcisi Norman de Garis Davies’in bir reprodüksiyonundan alındığını anlıyoruz. Eserin tamamı, New York'taki Metropolitan Sanat Müzesi’nin 135. galerisinde sergileniyor. Norman de Garis Davies, bu reprodüksiyonu orijinali Deyr el Medine’de bulunan duvar resminden yola çıkarak Metropolitan Sanat Müzesi için çizmiş. Deir el Medina, yukarı Mısır’da önemli bir antik kent olan Teb’de Nil’in karşı kıyısında yer alıyor.

Teyit’in ulaştığı Ankara Üniversitesi tarih bölümünden Prof. Dr. Turgut Yiğit, duvar resminin orijinalinin tahrip olduğunu ve iyi bir bir fotoğrafı olmadığı için reprodüksiyonuyla bilindiğini söyledi. Yiğit, imajın bilimsel yayınlarda eski Mısır’da katarakt operasyonunu gösterdiği bilgisiyle kullanıldığına da işaret etti.

katafalt eski misir.


Polonyalı arkeolog Halszka Przychodzdzen da, AFP’ye çizimin Deyr el Medine’deki bir mezar odası çiziminin kopyası olduğunu söylemiş. Orijinal çizim M.Ö. 1279-1213 yılları arasında hüküm süren 19. hanedan döneminde yapılan Krallar Vadisi'nin mezar inşaatçılardan Ipuy’e ait. Çizim bir bütün olarak mezarın sahibi Ipuy'un kendisinin de katıldığı bir mezar odası inşasını temsil ediyor.

PCR testi epifiz bezine temas etmiyor
Epifiz bezi beynin orta kısmında yer alıyor. PCR (polimeraz zincir reaksiyonu) testlerinde kullanılan sürüntü çubuklarıyla, kafatasının tabanı ile yumuşak damak arasında bulunan nazofarenksten örnek alınıyor. PCR test çubuklarının epifiz bezine erişmesi anatomik olarak mümkün değil. Test çubuklarının uzandığı nokta, burnun arka duvarı ile ağız boşluğuna, kulağın dış açıklığına kadar olan mesafeye denk geliyor.

epifiz bezi


PCR sürüntü çubuğu, yutağa daha yakın olan hipofiz bezine bile temas etmiyor. Çok daha yukarıda olan epifiz bezine ulaşması olası değil.

PCR testleri, Covid-19’u teşhiste en güvenilir yöntem olarak kabul ediliyor. Çünkü küçük bir genetik örnekten sonuç alınabiliyor. Böylece virüs, hastalığın erken aşamalarında tespit edebiliyor. Bu testler virüs veya bakterilerin neden olduğu solunum hastalıklarının saptanması için uzun zamandır güvenle kullanılıyor.

PCR testlerinin bir parçası olan sürüntü çubukları test esnasında gözyaşı akması, öğürme gibi rahatsızlık hissi yaratabiliyor. Bunlar dışında bir komplikasyona neden olmuyor.

Teyit daha önce PCR testlerinin beyni koruyan bariyere zarar verdiği iddiasını incelemiş, iddianın doğru olmadığını ortaya koymuştu.

İlginizi çekebilir: Covid-19 sürüntü testinin beyni koruyan bariyere zarar verdiği iddiası

Epifiz bezine yüklenen anlamlar bilimsel değil
Epifiz bezi beyinde bulunan küçük, bezelye kadar bir bez. Araştırmacılar, epifiz bezinin melatonin de dahil olmak üzere bazı hormonları ürettiğini ve düzenlediğini biliyor. Dış ortamdaki karanlık aydınlık ayrımını yaparak vücudun ritmini düzenlemeye yarıyor.

Epifiz bezi Hinduizmde “üçüncü göz” olarak yüceltiliyor ve sezgisel işlevleri olduğu söyleniyor. Ancak bu bilimsel bir bilgi olmaktan ziyade, ezoterik ve mistik bir kabul. Bezin menstrual döngü ve kardiyovasküler hastalıklar üzerindeki etkisi dahi kanıtlanmış değil.

İnsanı kendi kararlarını alabilen ve kendini belirleyebilen (self determinasyon) özerk bir birey yapan niteliklerinin tek bir organın işlevlerine indirgenmesi de hatalı. Özerklik, sosyal, kültürel, bireysel ve biyolojik pek çok değişkenin belirlediği bir nitelik.

Kölelik de öyle. Kölelik tek tek kişilerin özerkliklerinin ellerinden alınmasına değil, dönemin ekonomik ve sosyal koşullarına bağlı bir pratik.



 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Testi yaptırdınız mı yaptırmadınız mı bilemiyorum ama o testler de hiç masum değil maalesef.. Bulaşmasın diye 2 kat maske taktırdıkları 1.5 - 2 metre sosyal mesafe tavsiye ettikleri bir şeyi tükürükten rahatlıkla tespit edebilecekken burnunuzun dibine kadar (Firavunların kölelerine yaptığı gibi) çubuk sokarak acıtarak örnek alıyorlar.. Maksatlarının epifiz bezi olduğu âşikâr!!

Yerinizde olsam test vermem okula almamaya kalkarlarsa da polis çağırıp tutanak tutturup şikayetçi olurum..

Okula giden çocuğun olmadığı anlaşılıyor
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,654
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Bu muhabbet iyice sıktı.

Hakkaten ya devlet başa ya kuzgun lese. Devleti yonetenler inaniyorlarsa bu aşının şart olduğuna zorunlu kılsinlar bitsin bu muhabbet. Yaptırmayan covid kaynaklı tedaviler için SGK kapsamindan cikartilsin ve bulastirdigi tespit edilebilen kişilerin tedavi masraflarını üstlensin. Ha inaniyorlarsa dostlar alışverişte görsün ise maksat salasinlar milletide işimize gücümuze bakak ya. Ekonomi b.ka sarmış yaz günü en tirt ( affen ) meyve 10 lira olmuş İstanbul'da en dandik ev 2000 den başlar hale gelmiş hala yok asi yok pcr bilmem ne... Virüs değil milleti ekonomik darlık öldürecek farkında değiller
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,062
Tepkime puanı
1,416
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Bu muhabbet iyice sıktı.

Hakkaten ya devlet başa ya kuzgun lese. Devleti yonetenler inaniyorlarsa bu aşının şart olduğuna zorunlu kılsinlar bitsin bu muhabbet. Yaptırmayan covid kaynaklı tedaviler için SGK kapsamindan cikartilsin ve bulastirdigi tespit edilebilen kişilerin tedavi masraflarını üstlensin. Ha inaniyorlarsa dostlar alışverişte görsün ise maksat salasinlar milletide işimize gücümuze bakak ya. Ekonomi b.ka sarmış yaz günü en tirt ( affen ) meyve 10 lira olmuş İstanbul'da en dandik ev 2000 den başlar hale gelmiş hala yok asi yok pcr bilmem ne... Virüs değil milleti ekonomik darlık öldürecek farkında değiller


Aşı gibi bunlar da oyunun bir parçası.. Sırada yapay kıtlık ve iklim konuları var.. Bunlar gibi maddelerden biri olan mülkiyetsizleştirmeye de start verdiler..

 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Neye göre bunu yazdınız merak ediyorum.. 4.sınıfa giden bir oğlum var sizin aksinize aşısız öğretmenler tarafından eğitilmesini isterdim bunu duymak istiyorsanız!!
Yazma sebebim aşıyla ilgili degildi? polis çağır tavsiyenizle ilgiliydi. Tavsiyenizii siz deneyin bakalım ne olacak.?
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,062
Tepkime puanı
1,416
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Yazma sebebim aşıyla ilgili degildi? polis çağır tavsiyenizle ilgiliydi. Tavsiyenizii siz deneyin bakalım ne olacak.?

Arkadaşın mesajına göre öğretmenlik yaptığını düşündüğüm için yazdım.. Örneği var Gaziantep'te müdür hizmetliye öğretmeni dışarı attırıyor ve öğretmen de gidip şikayetçi oluyor.. Olay üstleri v.s. tarafından da duyuluyor ve müdür öğretmene yalvarmaya başlıyor lütfen geri çekin şikayetinizi başımız yakacaksınız diyor ama tabi öğretmen geri çekmiyor.. Bu örneği duyan müdürler artık böyle bir şeye yeltenmiyorlar çünkü hukuka aykırı yaptıkları en fazla tutanak tutup kayda alırsın.. Daha fazlasını yapmaya kalkan kraldan çok kralcıları kralları daha sonra korumaz emin olun..
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,062
Tepkime puanı
1,416
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Yapay kıtlıkdan kastın!,birilerinin eli ile yapılan geçici kıtlıkmı..!
Biraz açarmısın...

Üstad örneklerle izah etmeye çalışayım..

Doğuda birçok yerde tarım artezyen kuyu açılarak yapılıyormuş yıllardır.. Bu sene yer altı suları azalıyor bahanesiyle kuyudan su çekmek için kullanılan elektrik trafolarını hep sökmüşler. Konya'da sulama için yapılan barajdan su verilmemiş(bu sene 1 milyon ton ürün eksiği olduğu söyleniyor televizyonlarda da çıktı bu temel gıda fiyatlarında fahiş artışlar olacak diye).. Fethiye'de çiftçilere mesaj göndermişler yeterli su yok 2. ekim yapanlara su desteği veremeyebiliriz bilginiz olsun türünden.. Tüm bunları su kıtlığına bağlayabilirsiniz belki ama çok daha ötesi var..

"Çıkarılan" orman yangınları ile birçok zeytin ağacı ve tarımsal alan da yandı.. (Dünyada bu sene için 26 milyon yerde yangın çıktığı söyleniyor)

Dahası dünya çapında birçok yerde çiftçilere ürününü tarlada bırakmaları ya da imha etmeleri şartıyla miktarını net hatırlamıyorum dönüm başı x EKRU TL cinsinden 4.000 TL gibi bir rakama denk geliyor para dağıtıldığına dair belgeler var.

Gıda tedarik zincirleri kırılsın diye büyük limanlarda konteynerların dağıtılmadan bozulması için de büyük ödemeler yapıldığına dair bilgiler de var.

Yarın öbür gün marketlerde ürün bulamamaya başladığınız zaman şaşırmayın.. Afrika'da bazı yerlerden haberler geliyor 1 aydır yağmalama v.b. şeyler hakkında..

Hepsini bir kenara bırakalım yağmurlar ve orman ilişkisini herkes bilir (Yaratan Allah'tır tabii ama malum her şeyi belli sebeplere bağlamıştır (Sünnetullah)) Sibirya'da 1.5 milyon hektar orman yandı bizim yangınlarla eş zamanlı olarak bunların da mutlaka etkisi olacaktır..

Tarım ve su kaynaklarına yapılan yapılacak saldırılarla insan eliyle bir kıtlık getirmeye çalışıyorlar yani..

Müsilaj , orman yangınları , covid ve aşılar , mülkiyetsizleştirme hepsi planlı bir projenin parçalarını oluşturan şeyler.. BM Ajanda 2030'un içeriğini bilmeyen Dünya Ekonomik Forumu , Davos , Bilderberg gibi yerlerin ne amaçla var olduğunu bilmeyenlere göre bunlar hep komplo teorisi ama sırayla hepsini uygulamaya alıyorlar.. HAARP denen şeyin sadece depremle alakalı olduğunu sananlar var ama bulut tohumlama yoluyla sellere neden olma , yangınlar , depremler birçok şeye sebep olabiliyorlar.

Yıllar önce Deccalle ilgili hadisleri okurken ölüyü dirilteceği , yağmur yağdıracağı gibi ifadeleri daha somut olarak görüyordum yani Allah'ın verdiği bir güçle atıyorum buluta işaret edecek ve yağmur yağacak v.b. düşünceler.. Ama şuan görüyorum ki (tabii ki her şey Allah'ın izniyle verdiği mühlet gereği gerçekleşiyor) Deccal şuan faaliyetlerine başladı ve bütün bunları teknoloji , bilim v.b. şeylerin putlaştırılmasıyla istediği gibi yapabiliyor..


Özet olarak böyle anlatabilirim..

Not: Ajanda 2030 ile ilgili görsel vardı madde madde buraya ekledim mi hatırlamıyorum bulursam onu eklerim..
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,062
Tepkime puanı
1,416
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Prof. Dr. Serhat Fındık ve Op. Dr. Bilgehan Bilge de eşlik etmiş.. Zamanınız olduğunda baştan sona dinlemenizi tavsiye ederim.

 
Üst