ArZu
GülenAy
- Katılım
- 7 Haz 2006
- Mesajlar
- 30,610
- Tepkime puanı
- 2,100
- Puanları
- 0
- Konum
- Kayıp Şehir...
- Web sitesi
- www.arzuzum.blogcu.com
Toprağın buğusunda saklı gül
Hani gülün de
Bülbülün de
Aşkın da adı vardı ya dillerde;
Derinliği gönüllerde…
Binlerce çocuk ölü doğmada şimdilerde…
Dirilemeden gömülmede…
Ey cân!
Kimedir hasretin?
Bülbülün hasret çektiği gül diyârına mı?
Hani her şeyin
Lal-ı ebkem (dilsiz)kesildiği demlerde
Kalem söylerdi ya derdini…
Öylece her şeyin sustuğu,
Gönlün dilini bulduğu,
Özün selam,
Sözün selam olduğu,
Her şeyin, her şey ile
Ve her şeyin Mevlâ ile dost olduğu,
Kardeşliklerin kurulduğu,
Nefsin unutulduğu,
Gül ve hanımeli râyihâları ile dolu
Gül diyarına mı?
Çocukların ölü doğmadığı,
Nice manevi doğumla
Meryemlerin İsâlar doğurduğu,
Nefsin cana dönüştüğü ruh diyarına mı?
Kaç kez kucak açtı gönlümüz
Fütüvvete/kardeşliğe
Heyhât!..
Sevecek gönüller nerde?
Denânın ( aşağı olan, dünya) alçaklığında
Nefs kıskacında
Mevla’ya gönül verecek yiğitler nerde?
O fetâlar ki;
İki elin parmağı kadar kaldı şimdilerde…
Maddenin kıskacında her dem,
Yitirmede insanlık insanlığından…
Öyle de olsa ne çıkar…
Yine de uzat ellerini gül diyârına.
Zira orada neftsen, hasetten düşmanlıktan eser yok…
Özün selâm olduğu,
Sözün selâm olduğu diyar bu!
Toprağının derin buğusunda saklı olduğuna aldırmayın
Bir vurabilseydi beşer
Yusuf misâli kazmayı kendi kuyusuna,
Görürdü ol dem ki
Kendi toprağında mevcut
Kokusu gül,
Adı gül, kendi gül olan:
“Gül Resul!..”
Ah bir de geliverseydi “Fenâfirresul!..”
Sevda Dıraga Canbaz
Hani gülün de
Bülbülün de
Aşkın da adı vardı ya dillerde;
Derinliği gönüllerde…
Binlerce çocuk ölü doğmada şimdilerde…
Dirilemeden gömülmede…
Ey cân!
Kimedir hasretin?
Bülbülün hasret çektiği gül diyârına mı?
Hani her şeyin
Lal-ı ebkem (dilsiz)kesildiği demlerde
Kalem söylerdi ya derdini…
Öylece her şeyin sustuğu,
Gönlün dilini bulduğu,
Özün selam,
Sözün selam olduğu,
Her şeyin, her şey ile
Ve her şeyin Mevlâ ile dost olduğu,
Kardeşliklerin kurulduğu,
Nefsin unutulduğu,
Gül ve hanımeli râyihâları ile dolu
Gül diyarına mı?
Çocukların ölü doğmadığı,
Nice manevi doğumla
Meryemlerin İsâlar doğurduğu,
Nefsin cana dönüştüğü ruh diyarına mı?
Kaç kez kucak açtı gönlümüz
Fütüvvete/kardeşliğe
Heyhât!..
Sevecek gönüller nerde?
Denânın ( aşağı olan, dünya) alçaklığında
Nefs kıskacında
Mevla’ya gönül verecek yiğitler nerde?
O fetâlar ki;
İki elin parmağı kadar kaldı şimdilerde…
Maddenin kıskacında her dem,
Yitirmede insanlık insanlığından…
Öyle de olsa ne çıkar…
Yine de uzat ellerini gül diyârına.
Zira orada neftsen, hasetten düşmanlıktan eser yok…
Özün selâm olduğu,
Sözün selâm olduğu diyar bu!
Toprağının derin buğusunda saklı olduğuna aldırmayın
Bir vurabilseydi beşer
Yusuf misâli kazmayı kendi kuyusuna,
Görürdü ol dem ki
Kendi toprağında mevcut
Kokusu gül,
Adı gül, kendi gül olan:
“Gül Resul!..”
Ah bir de geliverseydi “Fenâfirresul!..”
Sevda Dıraga Canbaz