Arapların İsrail’le savaşmasını istiyorsanız...

kodoo

Asistan
Katılım
17 Mar 2012
Mesajlar
478
Tepkime puanı
80
Puanları
28
Konum
Elaziz
Bismihi Teâla. İslam dünyasında şii düşmanlığı oluşturan fitneci vahabi ve selefiler ve faaliyetlerine dikkat çeken Şeyh Hammud, bu mezhepçilerin iş Filistinlileri korumaya gelince susmalarının sebebini açıkladı:

Lübnan’ın önde gelen Sünni âlimlerinden Sayda kenti Kudüs Camii imamı Şeyh Mahir Hammud, verdiği Cuma hutbesinde İsrail’in Gazze saldırısı karşısında sessiz kalan Arap rejimlerini eleştirdi. “Arapların İsrail’le savaşmasını istiyorsanız; onlara İsrail’in Şiileştiğini söyleyin” diyen Şeyh Hammud, ancak bu şekilde Arap dünyasının "dinlerini" ve "akidelerini" savunmak için harekete geçeceğini; bunun haricinde Amerikalı efendileri bu yönde herhangi bir talepte bulunmadığı sürece İsrail’in varlığının Arap dünyasını rahatsız etmeye yetmeyeceğini belirtti.


İşte Şeyh Mahir Hammud’un 11 Temmuz tarihli Cuma hutbesinin siyasi içerikli kısmı:


“Gazze yanmaya devam ediyor. Gazze halkı direnişin silahından başka bir güce sahip değil… Üstelik hem düşmanları hem de dostları tarafından kuşatılmış durumda… Gazze bugün Filistin davası üzerinden prim sağlayan ve direnişçi halkını ‘güçsüz’ olarak tanımlayanları bir bir şaşırtıyor ve düşmanla her ne pahasına olursa olsun anlaşmaya varılamayacağını gözler önüne seriyor. Ardından direnişin hem Lübnan coğrafyasında hem de Filistin’de zaferlerine tanık oluyoruz. Onların kazandıkları bu zaferler komplocuların ve onların kuklalarının ortaya attığı iddiaları çürütmeye yetiyor. Gazze kanıyla, canıyla haykırıyor: ‘Biz güçsüz değiliz. Direnişçilere gereken destek verildiği sürece de asla zayıf düşmeyeceğiz. Biz elimizdeki tüm imkânları kullanarak silah satın alıp onları Gazze’ye geçirmeyi başarabildiğimiz için asla güçsüz olduğumuzu kabul etmiyoruz. Bizim sahip olduğumuz kısıtlı maddi imkânlarımız, birilerinin süper güçlerin emrine sunulan ve fesat uğruna harcanan zenginliklerinden muhakkak daha hayırlıdır.”


Sahne değişmiş olabilir, ama görüntü aynı… Direniş ekseni mevcut tavrını korumaya devam ediyor. Tahran’dan çeşit çeşit silah ve füze gönderiliyor. Bu silahlar Lübnan’ın kontrolünde Şam üzerinden geçerek Gazze’ye ulaştırılıyor. Daha sonra da Siyonist işgalcileri perişan etmeleri ve tüm dünyaya sabrın, imanın, azmin ve iradenin, maddi imkânsızlıklara rağmen efsane yazmak için yeterli olduğunu göstermeleri için Gazze’nin cesur direnişçilerinin eline teslim ediliyor.


Filistin’deki direnişçilerin Batı’nın ve fitnecilerin muhalif tavırlarına verdikleri cevap bize Ali İmran Suresi’nin 172. ayetini hatırlatıyor: “Kendileri savaşta yara aldıktan sonra, yine Allah ve Rasulü’nün çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük ecir vardır.”


Bu noktada bizim öncelikle Arapların Suriye’deki fitne ateşini körüklemek ve direniş eksenini yok etmek için yaptıkları harcamalara ve gayretlerine dikkat etmemiz, daha sonra da bu cömert Arapların Filistin meselesindeki tavrını gözlemlememiz gerekmektedir. Nerede kaldı yardımseverlikleri? Nerede?


Herkes iyi bilsin ki, Siyonist oluşuma karşı yürütülen mücadelenin sonucu ancak ve ancak “İsrail’in yok olmasıdır”. Öyle bir vakit gelecek ki, direnişçi mücahitler hiçbir zarar almadan tüm komplocuların ve onların kuklalarının oyunlarını başlarına devireceklerdir. Bu noktada Allah Rasulü’nün bir hadis-i şerifini hatırlamakta fayda görüyorum: “Cihat ne bir adilin adaletinden ne de bir zalimin zulmünden zarar görmeden Kıyamet gününe kadar etkin olacaktır.” Öyleyse cihada talip olanların önlerindeki yol açıktır. Böylece ümmet uyanışa geçecek ve ümmeti çepeçevre kuşatan mezhepçilik fitnesini yok edecektir.


Diğer yanda bugün eğer Arap dünyasını Siyonist oluşuma karşı harekete geçirmek istiyorsak, bunu ancak İsrail’in ‘Şiileştiği’ni söyleyerek başarabiliriz. Ancak bu şekilde Arap dünyası "dinlerini" ve "akidelerini" savunmak için harekete geçecektir. Bunun haricinde Amerikalı efendileri bu yönde herhangi bir talepte bulunmadığı sürece İsrail’in varlığı Arap dünyasını rahatsız etmeye yetmeyecektir.”

islamanaliz
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Belki aptalca gelecek acaba , hamas roket atacagina güller firlatsa öteki tarafa acaba bunlarin icinde biraz insanlik kaldiysa harekete gecer mi?

Siddete siddetle karsilik vermek her ne kadar hakli bir gerekceysede pek bir ise de yaramadigi görülüyor. Hatta bu sefer daha cok siddet doguyor daha cok insanlar ölüyor.

Baska yollarida denemek gerektigini düsünüyorum.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Baska yollarida denemek gerektigini düsünüyorum.

İsrailin filistine saldırıyı durdurmanın tek yolu onların dinine girmekle olur. Kuranda bu konu açıkça söyleniyor.

siz onların dinine girmedikçe onlar sizden asla razı olmaz.

bosnadaki katliamın yıl dönümü, adamlar silahlarını teslim ettiler. Sonuç yine katliam.
 
Üst