Anne kuzusu erkekler evlendiğinde...

Katılım
17 Ocak 2011
Mesajlar
28
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Annesinin paşa oğlu, üniversiteyi bitirip işe girmiş, "sabah git akşam gel" mesaisine başlamıştır. Sabahın köründe evladının yollara koyulması annenin ciğerini parçalar. Mümkün olsa oğlunun yerine işe kendisi gitmeye hazırdır.


Anneciği paşa oğlunu evlendirmek için gelin adayı aramaya başlar, bir yanı huzursuz. Oğulcuğunu "elin kızına" nasıl teslim edecektir? Kendi gibi, ona gül gibi "bakacak", oğulcuğuna layık kız var mıdır? Onun sevdiği yemekleri yapabilecek midir mesela? Üşüdüğünde üstünü örtecek, hastalandığında nane limon kaynatacak mıdır?
Anne, eş dost gezmelerinde bekâr kızları süzüm süzüm süzer. El maharetleri, giyim kuşamları nasıldır, temizler midir paklar mıdır? Hizmetleri iyi midir? Çayı bittiğinde hemen dolduruyorlar mıdır, yoksa boş bardak uzun bir süre onlara "biri fark etse de doldursa" der gibi mi bakmaktadır? Envai çeşit börek, poğaça, kurabiye tam kıvamında mı pişmiş, yoksa altı siyaha mı kesmiştir?
Anne, oğluna bir eş, hayat arkadaşı, yoldaş, "kalbine mukabil bir kalp" aramamaktadır. Anne oğluna "hizmetçi" aramaktadır...
Anne başkaca bir kadınlığı bilmemektedir.
Nihayet bir kızı gözüne kestirir. Oğulcuğuna, paşasına "layık gördüğü" kız pek maharetli, pek güzeldir, üstelik iş güç sahibidir. Uzunca bir süredir, "çalışan bir gelin" fikri zaten hayallerini süslemektedir. Kurum kurum kurularak, "Gelinim şu işi yapıyor" diyebilecektir. Oğlununkinden daha aşağı derece bir işi olması ayrıca yüreğine su serper. Sorup soruşturur: İsteyeni falan var mıdır? Gelen haberlere pek sevinir; yoktur.
Annenin başından kaynar sular dökülür. Paşa oğlu âşık olmuş, gönlünü bir kıza kaptırmış, evlenmek istemektedir. Anne ağlayıp sızlar. Niyeyse, özellikle oğluyla yan yana olduklarında daha çok ağlayası tutar.
Altı ay sonra oğlu, "Ayrıldık" diye müjdeli haberi verir. Anne biraz üzülmüş gibi yapsa da koçlar kurbanlar kestirmek ister. Birkaç gün geçince beğendiği kızdan, oğluna bahseder. Oğlu "Olur" der. Kızla tanışırlar. Her ikisi de birbirinden hoşlanır. Dünyalar annenin olur.
İstemeydi, nişandı derken düğün dernek kurulur, oğlunu "evlendirir". Balayı biter. Her açıdan...
"Şımartılmış çocuk narsisizmi"yle büyütülen erkek evlendiğinde, annesinin evindeki paşa hayatının aynısının devam edeceğini, karısının annesi gibi davranacağını vehmeder.
Kendisi gibi işten gelen karısı mutfakta, o ise bilgisayar başındadır. Karısı yemeği yapar, sofrayı kurar. Yemeklerini yerlerken, karısının konuşma, dertleşme ihtiyacını anlayamaz. Ev cenaze evini andırır. Karısının sorduğu soruları duymazlıktan gelir veya geçiştirir.
Yemek biter. Masadan bir tabağı kaldırmak adamın aklının ucundan bile geçmez. Hayatında bir kere bile yaptığı bir şey değildir bu. Karısı böyle bir şeyi nasıl talep eder?
Adam şaşkındır. Bildiği, gördüğü, tanıdığı kadın değildir karşısındaki. Fena halde yanıldığı şeyse artık evli olduğu, karşısındakinin de annesi değil, karısı olduğudur. Artık sorumlulukları vardır. Artık çocuk değildir, çocukları vardır ya da olacaktır. Artık ödenmesi gereken faturalar vardır.
Karısı bir gün hastalanır. Bekler ki kocası, "Karıcığım seni doktora götüreyim." desin. Boşuna bekler. Kocasının hatırına bile gelmez bu. Doktora kendi gider. Daha da yıkılır; adam arayıp sormaz bile "Neyin varmış?" diye.
Kadının istediği, beklediği, umut ettiği evlilik, erkek bu değildir. Erkek onun için sorumluluk sahibi demektir. Koruyan, kollayandır. Dert ortağıdır. Teselli edendir.
Adam her gün eve gelir ve gider. Hizmet bekler. Bütün bellediği görevi ve sorumluluğu sanki sadece eve para getirmektir. Bunun dışında her şey ona yabancıdır. Karısına sarılmaz. Hal hatır sormaz. İçini ona açmaz.
Annesi bir soru sorup da cevap vermediğinde, karısının da annesi gibi susmasını bekler. Karısı bir daha sorar. Adam susar. Kadın bir daha dener. Adam yine susar. Kadın soruyu değiştirip bir kere daha sorar. Adam bir kadınla konuşmaya, dertleşmeye hem alışık değildir hem de kadın onun için böyle bir varlık değildir.
Adam bütün hayatı boyu hep almıştır. Bir ilişkide vermenin ne olduğunu bilmemektedir.
Adam hayattaki çok kıymetli bir şeyi kaçırmaktadır: "İlişki"yi. Bir kadına bağlanmayı, ona kendini teslim edebilmeyi, ebedî hayat yolunda "arkadaşlık" kurabilmeyi.
Kadın, istediğinin eve sadece "para getiren", "kendini dışarıda bırakan bir erkek" olmadığını bilmektedir. Adamsa para kazanmaktan başka bir şey bilmemektedir.
Adamın içi bomboştur. Kadın, bir ömür boyu kocasını değiştirmeye çalışacak, çok yorulacaktır...:blink:

 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Asla da başarılı olamayacaktır zira insanlar değişmezler...
 

Mahpeyker

Kıdemli Üye
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
4,456
Tepkime puanı
742
Puanları
0
katılmıyorum canım bu sözüne
bir insan istediği zaman herşeyi yapabilir
ama tabii istemesi lazım öncelikle
sonra da hatasını kabul edebilmeli
yoksa öyle bir adamdan ne köy olur ne de kasaba ...

yazı güzelmiş paylaşım için teşekkürler
 

serkan..

Profesör
Katılım
5 Eyl 2009
Mesajlar
1,305
Tepkime puanı
169
Puanları
0
bimhyt.gif


gardaş nickin çok komik hamur tatlısı gibi dilberi gülber
bimhyt.gif
bimhyt.gif
sen beni güldürdün allah da seni güldürsün
 

cicek demeti

Sükut
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
11,683
Tepkime puanı
3,778
Puanları
0
can kardeslerim Allahimda sizleri guldursun beni cok guzel guldurdunuz...dilberi gülber ve BC2 kardesim...

Ayrica
konu icin tesekkurler...
 
Katılım
17 Ocak 2011
Mesajlar
28
Tepkime puanı
7
Puanları
0
gülümsemeniz daim olsun inşallah...

paylaşım için rica ederim her zaman:)
 

Okyanus

Profesör
Katılım
11 Şub 2008
Mesajlar
1,317
Tepkime puanı
163
Puanları
0
Şimdiki zamanda olmaz böyle olaylar.
Kadın soracak erkek cevap vermeyecek,olacak iş mi?:)Adamı sürerler evden.
 

Mahpeyker

Kıdemli Üye
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
4,456
Tepkime puanı
742
Puanları
0
rahibe olacam ben yaa ...töbe töbe ...





ilahi berceste ,kızayım mı güleyim mi şaşırdım :eek:leyo: :)
canım benim daha iyi bir teşbih bulamadın mı ?
hem herkes aynı olacak diye bir kaide de yok :)
hayat ,bütün zorluklara rağmen yaşanmaya değer :gul
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
bulsaydim onu yazardim :p
böyle yazilar beni evlilikten sogutuyor yav..psikolojim bozuluyor ne yapim da :D
 

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
Adamın ihtiyacı bekâr hayatı olsa gerek. Şöyle makarna, yumurta ve patatesten oluşan üçlemeyle (en az) 6 ay geçirse, bulaşığını, çamaşırını kendi yıkasa idi tavrı başka olabilirdi. Açlığı çekmeyen, yalnızlığı tatmayan, hayatın zorluluklarına katlanmayan insanlar ailesi tarafından da "el bebek gül bebek" yetiştirilince erkek-kız farketmeden benzer sonuçlar doğuruyor.

İşim var şükür lakin karnıyarığını hiç bir el kızının yapamayacağı anacığımdan 500 km uzaktayım ve evde sadece makarna, yumurta, patates mevcut,; bir de "yemeksepeti.com" denen müthiş icât! (Bu da antitez olsun...) :)
 
Katılım
17 Ocak 2011
Mesajlar
28
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Bu yazıyı gazetede köşe yazısında okudum..genel olarak doğru olduğunu düşünüyorum..Ama farklı olan insanlarda vardır heralde???:D
Evlenmemekte çözüm değil elbette..sadece doğru insanı bulmak mesele..tabi varsa öyle bi insan:)
 

edepyolu

Fe Eyne Tezhebun
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
1,550
Tepkime puanı
324
Puanları
0
Konum
Gaziantep, Turk
Evlenirken eş adayından çok annesini tanımaya çalışın derim benden tavsiye :))
 
Üst