Anne baba ve öğretmenler dikkat

HaZiRuN

Revizyonda
Katılım
15 Ara 2010
Mesajlar
2,591
Tepkime puanı
354
Puanları
0
Çocuklarınıza Japon ruhunu nasıl aşılıyorsunuz?” sorusuna, bir Japon eğitimcinin verdiği cevap, BİR DESTANDIR ÇANAKKALE adlı kitabımızda 8 yıl önce yer almıştı. O günden sonra, hep anlatıldı, yazıldı, çizildi. Hatta, zaman zaman başka kaynaklardan yarım yamalak bilgilenenler, bana da defalarca, “Duydunuz mu?” diyerek büyük bir heyecanla anlatmışlardır.Gerçekten de önemli ve heyecan verici bir cevaptır. Unutulmaması ve üzerinde çok ciddi olarak düşünülmesi dileklerimle, burada da özetleyeceğim…“Biz” diyor, Japon eğitimci, “Okula başlayacak olan çocuklarımıza bir program uygularız. Önce onları en gelişmiş fabrikalarımıza götürür, robotların yaptığı makineleri gösteririz. Makine yapan makineler karşısında hayret ve hayranlık içinde kalır masum yürekleri… Anlayacakları bir dille, orada yapılanları açıklarız. Bu fabrikaların sadece Japonya’da yapılabildiğini, başka milletlerin bunu başaramadıklarını, okul öncesi çocuklarımıza anlatırız. O küçücük çocuklar, duyduklarına hem şaşırırlar, hem de çok mutlu olurlar.Bu geziler tamamlanır. Çocuklar, saatte 250-300 km sür’at yapan trenlere bindirilir. Bu araçların da sadece Japonlar tarafından yapılabildiği vurgulanır. Eğer kendileri de iyi ve düzenli çalışırlar ve Japon olduklarını unutmazlarsa, bunların daha lüks ve daha sür’atli olanlarını yapabileceklerdir. Bu geziler zinciri, onlara Japon olmanın ne kadar önemli bir şans olduğunu kabul ettirir .Sonunda yolları, Nagazaki ve Hiroşima’ya düşürülür. Orada, Japonların İkinci Dünya Savaşı sırasında başlarına gelen felaket anlatılır. “Bu çalışkan milletin düşmanları da vardır. Eğer daha çok ve daha dikkatli çalışmazlar ve iyi Japon olmazlarsa, kendilerinin de başına, bu bombaların daha beteri atılabilir. Çünkü eski düşmanlıklar, bütünüyle bitmiş değildir.” Çocuklar, atom bombası atılmış şehirlerde yaşanan apacı hatıralarla sarsılırlar. Zira atom bombasından geriye, sadece on binlerce ölü, yaralı ve ot bile bitmeyen topraklar kalmıştır. Bu dehşetli gerçek, onları derinden derine etkiler. Okul hayatında da, bu bilgi ve bilinç çerçevesi etkili bir biçimde genişletilir. Dolayısiyle bu gençlerin Japon olmaktan başka çareleri kalmaz.” Japon eğitimci, atom bombası şerrinden, başarı sonucu çıkaran uygulamayı anlatırken, bizim etkili ve yetkili bir eğitimcimiz ağzından şu cümleyi kaçırıveriyor: “-Keşke bizim de bir Hiroşimamız, bir Nagazakimiz olsaymış…”Japon’un verdiği cevap çok ibretlidir ve bizim eğitimsiz eğitimcimizi kızartacak cinstendir:“-Bildiğim kadariyle, sizin yüz Hiroşima ve Nagazaki değerinde bir yeriniz vardır.”“-Neresidir Efendim?”“-Siz oraya Çanakkale dersiniz. Eğer siz,Çanakkale’de dedelerinizin yaşadıklarını, ,çocuklarınıza tam manasiyle anlatabilseniz, sizin çocuklarınız da, Müslüman-Türk olmaktan başka yol aramazlar.” ………………………………. Gençlerimiz başka yollarda ise ve hala Çanakkale ruhu eğitimimizde varlığını hissettiremiyorsa, bu ayıbın vebali kime aittir? Gerçekten biz çocuklarımıza bu vatanın nasıl kazanıldığını ve türk olmanın farkını etkili bir şekilde anlatabilseydik bugün caddelerimizde batı özentili gençler dolaşıyor olmazdı
 
Üst