oguz
Yeni
- Katılım
- 29 Eki 2006
- Mesajlar
- 1,560
- Tepkime puanı
- 36
- Puanları
- 0
Tezkereci Paşanın şehit sicili
Anıtkabir huzurunda esip gürleyerek ne Ata’nın ruhuna huzur verebilirsiniz, ne de milletin beklentilerine cevap verebilirsiniz sayın İlker Paşa...
Hani, askerlerimizi toprağa düşürenler nerede?..
Yapıştınız mı yakalarına, dünyayı onlara dar ettiniz mi?!
Laf bizim, icraat sizin işiniz, hani eşkıya nerede?..
Gelip, vurup gidiyor, buhar oluyor?!
Gelip vurup gitmesi, buharlaşması sizin eksikliğinizdendir...
Ya, adeta dalga da geçmesine ne
diyeceğiz?!
Zaman Gazetesi muhabiri Ali Haydar Gözlü, Tunceli’de yaptığı araştırmalarda vahim bilgilere ulaşıp şunları yazdı
“Terörist grup, baskın yapılmadan önce zaman zaman karakolu arayarak ‘Baskın yapacağız’ dedi. Ardından, baskından sonra, karakolu tekrar arayan PKK’lı kadın terörist gülerek, ‘Yeni komutanınız kim oldu, yine geleceğiz’ ifadesini kullandı...” Hal böyle ise, hâlâ hiçbir
teröristin yakalanamamış olmasını varın yorumlayın!!
Aynı muhabir, saldırı bilgilerini aktarıyor; “Yaklaşık 50-60 kişilik terörist grup saat 22.45 sularında baskın yaptı. İlk önce karakol komutanının odasını hedef alan terörist grup, Türkçe ve Kürtçe olarak ‘Karakol komutanınız öldü, sizler de ölmeden teslim olun, karakol düştü’ diyerek askerlerin teslim olmasını istedi. Buna karşılık saldırı sırasında karakol dışında olan tim komutanı astsubay ‘Aslanlarım, yavrularım, bu ********leri öldüreceğiz, korkmayın’ diyerek askerleri cesaretlendirdi. Çatışma özellikle 45 dakika yoğun bir şekilde sürdü. Karakolun içine kadar giren teröristler, saatlerce burada kaldı. Olay sırasında yaralı askerler saatlerce takviye ekibin gelmesi için bekledi. Askeri birlikler ancak sabahın ilk ışıklarıyla geldi. Tunceli Devlet Hastanesi’nden 3 ambulans ve 10 kişilik sağlık ekibi bile takviye güçlerden daha önce geldi...”
Bu haber gazetede böyle çıkıyor ve yalanlanmıyor!!
Ne yapılıyor?.. “Mütareke medyası” diye öfke yapılıyor..!
İlker Başbuğ’un “Bu medya haindir” diye yaptığı öfkeye de inanmıyorum!..
“Hain”, kaç yıldır yedi ceddine sövüyor Ordumuzun da siz ne yaptınız!!?
Arada bir esip gürlemişlerdir, “Laiklik, Atatürkçülük, PKK, vs..” diye
Aklımda kalan tek sözü şudur...
“Ben izin vermeseydim nah
girerlerdi..!”
İzin verdiği, “Kriptoya baskın”!..
Kime izin verdi?!
“Müthiş uyum içindeyiz” diye kendisinden söz edene...
Bir hayli sıkıntılı, “gel tezkere!!” diye şafak sayar gibi. Ağustosta hür general!.. Giderayak, millete güya mesaj-güven veriyor, sözlerinde özür -kabahat vaziyeti hakim!..
“Baskın bekliyorduk!”
Tebrik ederim sizi!! Beklediğiniz baskını neden yedik peki?!! Habere göre, kadın terörist, “gene geleceğiz” diye meydan okuyor!.. 50-60 kişi gelmişler, nerede bunlar?! Kabul edilecek mazeret değil ya, baskını “sise” bağladınız, sis de dağıldı, eşkıya ne oldu?!
Ne olduğunu ben söyleyeyim..
Silah arkadaşı generallerin “içeri tıkıldığı”, subay, astsubay, uzman ve eratının ardı ardına şehit düştüğü, komutanlarının, şehit taziyesinde mahcup mahcup oturduğu bir ordunun başkomutanı, arada bir esip gürleyerek meseleyi halledeceğini zannediyor!..
Ankara’nın siyasi anaforuna kendisini kaptırmış görünen bir komuta kademesiyle, bu eşkıyanın kökü mökü kazınamaz!..
Sonuç, “Mütareke hainleri gibi” dediği medya ile bile baş edemeyen, “Silivri” telaşına düşmüş “üstler”, artık Mehmetçiğin şehit tabutuna selam durmaktan başka işleri olduğunu kavramalıdır...
kaynak
Anıtkabir huzurunda esip gürleyerek ne Ata’nın ruhuna huzur verebilirsiniz, ne de milletin beklentilerine cevap verebilirsiniz sayın İlker Paşa...
Hani, askerlerimizi toprağa düşürenler nerede?..
Yapıştınız mı yakalarına, dünyayı onlara dar ettiniz mi?!
Laf bizim, icraat sizin işiniz, hani eşkıya nerede?..
Gelip, vurup gidiyor, buhar oluyor?!
Gelip vurup gitmesi, buharlaşması sizin eksikliğinizdendir...
Ya, adeta dalga da geçmesine ne
diyeceğiz?!
Zaman Gazetesi muhabiri Ali Haydar Gözlü, Tunceli’de yaptığı araştırmalarda vahim bilgilere ulaşıp şunları yazdı
“Terörist grup, baskın yapılmadan önce zaman zaman karakolu arayarak ‘Baskın yapacağız’ dedi. Ardından, baskından sonra, karakolu tekrar arayan PKK’lı kadın terörist gülerek, ‘Yeni komutanınız kim oldu, yine geleceğiz’ ifadesini kullandı...” Hal böyle ise, hâlâ hiçbir
teröristin yakalanamamış olmasını varın yorumlayın!!
Aynı muhabir, saldırı bilgilerini aktarıyor; “Yaklaşık 50-60 kişilik terörist grup saat 22.45 sularında baskın yaptı. İlk önce karakol komutanının odasını hedef alan terörist grup, Türkçe ve Kürtçe olarak ‘Karakol komutanınız öldü, sizler de ölmeden teslim olun, karakol düştü’ diyerek askerlerin teslim olmasını istedi. Buna karşılık saldırı sırasında karakol dışında olan tim komutanı astsubay ‘Aslanlarım, yavrularım, bu ********leri öldüreceğiz, korkmayın’ diyerek askerleri cesaretlendirdi. Çatışma özellikle 45 dakika yoğun bir şekilde sürdü. Karakolun içine kadar giren teröristler, saatlerce burada kaldı. Olay sırasında yaralı askerler saatlerce takviye ekibin gelmesi için bekledi. Askeri birlikler ancak sabahın ilk ışıklarıyla geldi. Tunceli Devlet Hastanesi’nden 3 ambulans ve 10 kişilik sağlık ekibi bile takviye güçlerden daha önce geldi...”
Bu haber gazetede böyle çıkıyor ve yalanlanmıyor!!
Ne yapılıyor?.. “Mütareke medyası” diye öfke yapılıyor..!
İlker Başbuğ’un “Bu medya haindir” diye yaptığı öfkeye de inanmıyorum!..
“Hain”, kaç yıldır yedi ceddine sövüyor Ordumuzun da siz ne yaptınız!!?
Arada bir esip gürlemişlerdir, “Laiklik, Atatürkçülük, PKK, vs..” diye
Aklımda kalan tek sözü şudur...
“Ben izin vermeseydim nah
girerlerdi..!”
İzin verdiği, “Kriptoya baskın”!..
Kime izin verdi?!
“Müthiş uyum içindeyiz” diye kendisinden söz edene...
Bir hayli sıkıntılı, “gel tezkere!!” diye şafak sayar gibi. Ağustosta hür general!.. Giderayak, millete güya mesaj-güven veriyor, sözlerinde özür -kabahat vaziyeti hakim!..
“Baskın bekliyorduk!”
Tebrik ederim sizi!! Beklediğiniz baskını neden yedik peki?!! Habere göre, kadın terörist, “gene geleceğiz” diye meydan okuyor!.. 50-60 kişi gelmişler, nerede bunlar?! Kabul edilecek mazeret değil ya, baskını “sise” bağladınız, sis de dağıldı, eşkıya ne oldu?!
Ne olduğunu ben söyleyeyim..
Silah arkadaşı generallerin “içeri tıkıldığı”, subay, astsubay, uzman ve eratının ardı ardına şehit düştüğü, komutanlarının, şehit taziyesinde mahcup mahcup oturduğu bir ordunun başkomutanı, arada bir esip gürleyerek meseleyi halledeceğini zannediyor!..
Ankara’nın siyasi anaforuna kendisini kaptırmış görünen bir komuta kademesiyle, bu eşkıyanın kökü mökü kazınamaz!..
Sonuç, “Mütareke hainleri gibi” dediği medya ile bile baş edemeyen, “Silivri” telaşına düşmüş “üstler”, artık Mehmetçiğin şehit tabutuna selam durmaktan başka işleri olduğunu kavramalıdır...
kaynak