Anayasa Referandumu Denilen, 'Düzeni Kabullendirme' Çabaları

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
ALLAH izin vermese idi Kuran öğrenme yaşı yükseltilebilirmiydi ?

ALLAH izin vermese idi Kuran öğretmek yasaklanırmıydı geçmişte ?

ALLAH izin vermese idi 3 Kişinin Kuran okunurken bir arada olması kanunen yasak olurmuydu.

BİRÇOK ÖRNEK GÖSTEREBİLİRİZ.

Haram Olmadan Helal var olabilirmiydi.

Günahkarlar olmasa idi Günahsızlar var olabilirmiydi ?

Haram lar olmadan helal ler var olabilirmiydi ?

HER AN İMTİHAN İÇİNDEYİZ Gündemdeki kişiler ortada Baş örtüsü vbleri yatırımlar ı yapanlar ortada bu refarandum bunları bi,r derece pasifize etmektir.

Benim bildiğim birşey vardır.

Katsayı , Başörtsü vb. İslami kısıtlamaları hukuk yolu ile var edenlere mücadele etmek için Allah cc vesile olma duamdır.

Bugün bu Sosyal yaşamda yaşıyorsak ve Müslüman Ferd olarak ta kendimizi biliyorsak SİSTEM deki varlıkların bizlere ters olanları SOSYAL HAKLARIMIZLA PASİFİZE ETMELİYİZ.

1] Şura 21: “ Yoksa, Allah'ın dinde izin vermediği bir şeyi onlara meşru kılacak (şeriat ve hukuk haline getirecek) ortakları mı vardır? Eğer kesin yargı bulunmayacak olsaydı aralarında hemen hükmedilirdi. Doğrusu, zalimlere can yakıcı azap vardır. »
[2] Nisa 59, Ahzab 36


THE TEVHİT Bu Ayeti getirmişsiniz bu ayeti bana Referandumla ilişkisini açıklarmısınız ?
 

Ebu'l-Feth

Doçent
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
648
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Konum
dünya
Benim bildiğim birşey vardır.

Katsayı , Başörtsü vb. İslami kısıtlamaları hukuk yolu ile var edenlere mücadele etmek için Allah cc vesile olma duamdır.

Bugün bu Sosyal yaşamda yaşıyorsak ve Müslüman Ferd olarak ta kendimizi biliyorsak SİSTEM deki varlıkların bizlere ters olanları SOSYAL HAKLARIMIZLA PASİFİZE ETMELİYİZ.

1] Şura 21: “ Yoksa, Allah'ın dinde izin vermediği bir şeyi onlara meşru kılacak (şeriat ve hukuk haline getirecek) ortakları mı vardır? Eğer kesin yargı bulunmayacak olsaydı aralarında hemen hükmedilirdi. Doğrusu, zalimlere can yakıcı azap vardır. »
[2] Nisa 59, Ahzab 36

THE TEVHİT Bu Ayeti getirmişsiniz bu ayeti bana Referandumla ilişkisini açıklarmısınız ?


Mübarek kendisi bilse zaten bu kadar kendini yormazdı... açıkcası bu hayırcılara 'evet' de ne hayır olduğunu anlatmaya çalıştığımız bir süreyi bir hristiyana ayırsaydık biiznillah o adam müslüman olurdu yaw
 

thetevhit

Üye
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
76
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Tabiki Hayat anayasamız Kuran-ı Kerim i bütün olarak okumayan,anlamayan ve bütün olarak düşünemeyen aşağıdaki sorular ı sorması normal..

"ALLAH izin vermese idi Kuran öğrenme yaşı yükseltilebilirmiydi ?

ALLAH izin vermese idi Kuran öğretmek yasaklanırmıydı geçmişte ?

ALLAH izin vermese idi 3 Kişinin Kuran okunurken bir arada olması kanunen yasak olurmuydu.

BİRÇOK ÖRNEK GÖSTEREBİLİRİZ.

Haram Olmadan Helal var olabilirmiydi.

Günahkarlar olmasa idi Günahsızlar var olabilirmiydi ?

Haram lar olmadan helal ler var olabilirmiydi ?"


Hallbuki bu t ip sorular müslümanın ağzından çıkmamalı.."Allah'a ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O'nun emri dışında hiçbir şeyi haram kılmazdık" Kendilerinden öncekiler de böyle yaptılar. Buna karşı peygamberlerin vazifesi, ancak açık-seçik bir tebliğden, ibarettir. "(nahl35)
 

thetevhit

Üye
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
76
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Demokrasi ise, teoride yasa yapma, yönetme ve yargılamada halkın iradesi üzerinde ilahi otorite dâhil hiçbir otorite kabul etmeyen, pratikte ise halkın iradesinin ilahlığını bile sağlayamayıp, bürokratik ya da büyük sermaye oligarşilerinin ilahlığına dönüşen modern cahiliye sisteminin adıdır. Buna rağmen Müslüman olmayanların despot rejimlere, baskı ve zorbalığa, haksızlık ve adaletsizliklere karşı çıkarak daha özgürlükçü demokratik sistemlere meyletmeleri kendi çerçevesinde makul ve tutarlı bir tercih iken, Müslümanların bâtıl despot rejimlere karşıtlığının, görece daha özgürlükçü olsa bile bir başka batıl sistem olan demokrasiye savrulmalarına yol açması İslami kimlik, inanç ve tutarlılıkla bağdaşmayan bir tercihtir. Sözde demokratik emperyalist batı ülkelerinin uşağı konumundaki işbirlikçi yönetimler olan, Türkiye’deki despot Kemalist bürokratik oligarşinin ve haksızlık ve cehaletle İslam’a nispet edilen Ortadoğu’daki monarşilerin zulüm, baskı ve adaletsizliklerine nazaran batıda uygulanan standartlardaki demokratik rejimlerin daha özgürlükçü uygulaması batıl içindeki görece olumluluğu temsil etmekle beraber, İslam’a nazaran adaletsizliği ve cahiliye zulmünü ifade etmektedir.
Buna rağmen demokrasiyi bir yönteme indirgeyip, İslam’ın da bu yöntemi kullanabileceğini iddia edenler, liberal ve sosyalist demokratlara şu soruyu yöneltsinler: “Siz liberal ve sosyalist değer ve ölçülerle ekonomik, siyasi ve hukuki projeler hazırlayıp, örgütlü bir mücadeleyle bu projelere toplumu davet ederek halk desteği aldığınızda liberal ve sosyalist bir sistemle toplumu yönetebildiğiniz gibi, bizler de tüm bu alanları vahyin hükümlerini esas alan projelerle düzenlemeye dayalı örgütlü davetimize halk desteği aldığımızda İslami bir sistem kurup toplumu bu sistemle yönetebilir miyiz?” İşte bu sorunun liberal ve sosyalist demokratlar tarafından kesinlikle şöyle cevaplandırıldığını göreceklerdir; “Ama bu dediğiniz demokrasiye aykırıdır”. Çünkü onlar demokrasiyi sadece bir yöntem olarak değil, ilahı, halk iradesi olan bir dünya görüşü, bir hayat nizamı olarak kabul edip dayatmaktadırlar.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Mübarek kendisi bilse zaten bu kadar kendini yormazdı... açıkcası bu hayırcılara 'evet' de ne hayır olduğunu anlatmaya çalıştığımız bir süreyi bir hristiyana ayırsaydık biiznillah o adam müslüman olurdu yaw

Anlamayana anlatmaya çabalayıp yorma kendini kardeş...
 

thetevhit

Üye
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
76
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yüce Allah Kur’an’da, mü’min kullarını kendi emrinden oluşan şeriata uymaya, bilmeyen insanların ve kurumların hevalarına, vahiyden soyutlanmış arzu ve isteklerine uymamaya çağırmaktadır.[3] Kendi hevalarına ya da başkalarının hevalarının ürünü olan şeriata aykırı yasa ve kurallara isteyerek ve benimseyerek itaat edenlerin, onları ilah edinecekleri uyarısını yapmaktadır.[4] Kur’an, Allah’ın vazettiği hükümlere aykırı kurallar koyanları, bu bağlamda kendi hevalarını veya başka bilmeyenlerin hevalarını ilah edinenlerin, vahyi işitme ve akletme çabası göstermeyerek bu duruma düştüklerini ve bu yola yönelenlerin bu tercihleriyle Allah’a itaatten başka bir şey yapmayan hayvanlardan bile aşağı düştüklerini açıkça bildirmektedir.[5] Anlaşılmaktadır ki Allah, kullarını ya Allah’ın emrinden oluşan şeriatı benimseyip tabi olmak ve böylece sadece Allah’ı ilah edinmek ya da ilahi vahyi esas almadan insanların hevalarının ürünlerini yasalaştırmayı, şeriat/hukuk haline getirmeyi benimseyip onlara itaat etmek, böylece “Allah’ın dinde izin vermediklerini onlar için şeriat/hukuk haline getirmelerini kabul ederek” Allah yanında onları da ilah edinmek[6] imani tercihiyle imtihan etmektedir.
[3] Casiye 18
[4] Casiye 23, Furkan 43
[5] Furkan 44, Araf 179
[6] Şura 21
 

MECZUP

Profesör
Katılım
5 Ağu 2010
Mesajlar
887
Tepkime puanı
178
Puanları
0
Konum
Bî mekân..
Kardeş ! Siz bu mantıkla nereye kadar gidebilirsiniz Allah Kerim...

Mevla Teala Hazretleri ne diyor siz nereye çekiyorsunuz peki size soruyorum bir devlet nasıl yönetilir ?Yoksa son çareyi darul harbe mi bırakacaksınız ? Mevladan size hidayet niyaz ediyorum.. Vesselam...
 

thetevhit

Üye
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
76
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Kardeş, bana hidayet dileyeceğinize önce aynaya bakın ve gördüğünüzü İslam terazisinde tartın,ölçün lütfen konuşmalarınız ilmi olsun...İslam noktai nazarından ise, halk çoğunluğunun iradesi dahi mutlak egemen olamaz. Mutlak hakim, hüküm koyucu ancak ve sadece Allah’tır. Yönetenler de yönetilenler de aynı Allah’ın hükümlerine uymak zorundadırlar. Toplumun (ümmetin) yetkisi ise yöneticilerini seçme ve azletme ile sınırlıdır. Yani halk ya da ümmet serbest iradesiyle yönetici kadroları seçmek, iktidara getirmek, beceremediği ya da başarısız olduğunda ise azledip, görevden uzaklaştırmak yetkisine sahiptir. Ancak demokrasiden en temel fark ise; yönetilen halkı da onun seçtiği yöneticieri de aynı ilahi hükümlerin bağladığı hususudur. Yönetenler de yönetilenler de Allah’a ve Rasulüne itaat etmekle mükellef olup, Allah ve Rasulü bir mesele hakkında bir hüküm vaz etmişse, aynı meselede, mü’min bir erkek ve kadınının yeni bir tecih yapma hak ve özgürlüğü yoktur.(Ahzab 36) Ümmetin seçtiği ehil insanlardan oluşan şura ancak nass vazedilmemiş alanlarda, yine nassların ışığında ikincil derecede kanunlar yapabilirler.
Laiklik ise, insanı ve hevayı ilah edinmek, insanın hayatına yön verecek kural ve kanunları yine insanın yapmasını ve Allah’ın dünya hayatına karışmaması gerektiğini esas almak demektir. Bu bakımdan bütün beşeri sistemler mutlaka laik sistemlerdir. Hepsinin ortak paydası laiklik, yani insanı hayatı düzenlemede ilah kabul etmektir. Demokraside (en azından teoride) halk çoğunluğu ilahtır. Halk çoğunluğunun ya da temsilcilerinin çoğunluk kararı kesindir, mutlaktır, onun üzerinde ilahi otorite dahil başka bir otoriteye yer yoktur. Demokrasilerde Allah’ın hükümleri geçersizdir. Yani demokrasi, insan iradesini ilah edinmek bakımından, mutlaka laik bir sistemdir. Oligarşide ise bir grup insanın iradesi mutlak egemendir, yani ilahtır. Bu sebeple bu sistem de laiktir. Monarşide de bir tek insanın iradesi ilahtır. Onun dediği kanundur. Üzerinde başka bir otorite kabul edilmez. Tüm bu sistemlerde, hatta batının geliştirdiği kendilerince en iyi sistem olan demokrasilerde bile, insanın hak ve yükümlülüklerini, uyması gereken kuralları yine bir başka insanların belirlemesi ve insanı yaratan, başı boş bırakmayıp ne yapıp yapmaması gerektiğinin, hak ve ödevlerinin ne olduğunun hükümlerini de vaz eden Allah’ın hayata müdahalesinin engellenmesi söz konusu olduğundan, zulüm, haksızlık ve adaletsizlik kaçınılmaz bir sonuç olmuştur. Teokraside ise, yine insan olan ruhbanın iradesi, Allah’ın adı da istismar edilerek, Allah adına mutlak egemen kılınır. Bu bakımdan bu sistem dahi insan iradesini nihai otorite kabul etmek bakımından laikliktir yani ilahi olandan soyutlanmıştır. Bu sistemde dahi ilahi irade mutlak egemen olmayıp, din adamlarının, ruhbanın arzu ve tercihleri, heva ve zannı egemendir. Rabbimiz bu konumu Kur’an’da tespit ve ilan etmektedir: “Onlar, Allah'ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar da, tek olan bir ilah'a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar.“ (Tevbe 31).
 

thetevhit

Üye
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
76
Tepkime puanı
2
Puanları
0
UFAK BİR AÇIKLAMA
Ancaak, unutmayalım ki, ünlü laik hukukçulardan Sâmi Selçuk bile, 1982 Anayasası’nın hile ve cebr kullanılarak, süngüucu zorlamasıyla kabul ettirildiğini ve bundan dolayı, ‘mutlak butlanla bâtıl olduğunu’ ve hukuken, ‘keenlemyekûn (bütünüyle yok) sayılması gerektiğini’ söylemişti.. Bu sözün önemi, Selçuk’un o sırada Yargıtay Başkanı olmasından geliyordu..
Bütün bu anayasa yapımları ve uygulamalarında da itirazlar olduysa bile, bunların herbirisinin ortak özelliği, sistem-içi itirazlar olmasıydı.. İktidara kim gelirse gelsin, yönetim mekanizması egemen güçlerin istediği şekil ve yönde işliyordu.
Şimdi yapılan değişiklikler için ise, mevcud sistemi temelden bozabileceği, sistemde bir gedik açıp, laik diktatörlüğe karşı olanların işini kolaylaştırabileceği korkusu hâkim..
Çünkü, bu son değişiklikleri yapan siyasî iradenin başı Tayyîb Erdoğan, ısrarla, ‘devletin değil, insanın yüceltilmesini esas aldığını’ ve bu değişikliği, oligarşik ve bürokratik diktayı kırabilmek için yaptıklarını söylemekte ve böylece egemen laik anlayışa ters düşmektedir.
Gerçi, anayasada bu son tartışmalı değişiklikleri gerçekleştirmek isteyen irade de, bu rejimin koyduğu kuralların içinde kalarak yönetmeyi esas aldığı için; korku, ondan da değil.. Ama, yapılan bu değişikliklerin, mevcud sistemin temellerini ileride dinamitleyebileceği korkusundan geliyor.
Halbuki, yapılan değişiklikler, sistemin gerçekten de halkımızın istek ve iradesine uygun bir çerçevede yapılması gerekenlerin binde biri bile değil.. Ve, itiraz edenlerin de bir takım görünür ve mevcud menfaatlerini tehlikeye atan bir durum da yok, henüz...
Ama, teorik olarak, ileride kendi dünya görüş ve ideallerinin zarar göreceği vehmine dayalı bir muhalefet cebhesi oluşturulmuş bulunuyor.
Bugün, mevcud sosyo-politik yelpazede CHP, MHP ve BDP gibi birbirine karşı ve zıd kutublarda gözüken güç odakları ve diğer kurum ve örgütlerin, 12 Eylûl 80 Darbesi’nin anayasasını korumak için cansiperâne bir şekilde çırpınmalarının temelinde, kendi dünya görüşlerinin hayat alanının daha bir daralacağı ve halkımızın birazcık da olsa rahat nefes alıp, haklı taleblerini, daha yürekli olarak dile getirebilecekleri korkusu yatmaktadır..
Bu referandum da, önceki referandumlar ve seçimler gibi, egemen kemalist / laik dikta rejiminin genel çerçevesi içinde cereyan etmektedir. Ve mevcud anayasanın Başlangıç kısmında yazılanlar ve değiştirilmesinin teklif bile edilemiyeceği ilk 4 maddesi ile, insan hak ve hürriyetlerine aykırı olarak anlaşılamıyacağı, anayasa metninde açıkça yazılarak, gerçekte insan hak ve özgürlüklerine aykırı olduğu itiraf olunan ‘inkilap kanunları’nın varlığına rağmen; kemalist-laiklere bu garantiler de yetmemektedir..
 

MECZUP

Profesör
Katılım
5 Ağu 2010
Mesajlar
887
Tepkime puanı
178
Puanları
0
Konum
Bî mekân..
cahil ile sohbet güçdür bilene çünkü cahil ne gelirse söyler diline

Vesselam...
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
Demokrasi ise, teoride yasa yapma, yönetme ve yargılamada halkın iradesi üzerinde ilahi otorite dâhil hiçbir otorite kabul etmeyen, pratikte ise halkın iradesinin ilahlığını bile sağlayamayıp, bürokratik ya da büyük sermaye oligarşilerinin ilahlığına dönüşen modern cahiliye sisteminin adıdır. Buna rağmen Müslüman olmayanların despot rejimlere, baskı ve zorbalığa, haksızlık ve adaletsizliklere karşı çıkarak daha özgürlükçü demokratik sistemlere meyletmeleri kendi çerçevesinde makul ve tutarlı bir tercih iken, Müslümanların bâtıl despot rejimlere karşıtlığının, görece daha özgürlükçü olsa bile bir başka batıl sistem olan demokrasiye savrulmalarına yol açması İslami kimlik, inanç ve tutarlılıkla bağdaşmayan bir tercihtir. Sözde demokratik emperyalist batı ülkelerinin uşağı konumundaki işbirlikçi yönetimler olan, Türkiye’deki despot Kemalist bürokratik oligarşinin ve haksızlık ve cehaletle İslam’a nispet edilen Ortadoğu’daki monarşilerin zulüm, baskı ve adaletsizliklerine nazaran batıda uygulanan standartlardaki demokratik rejimlerin daha özgürlükçü uygulaması batıl içindeki görece olumluluğu temsil etmekle beraber, İslam’a nazaran adaletsizliği ve cahiliye zulmünü ifade etmektedir.
Buna rağmen demokrasiyi bir yönteme indirgeyip, İslam’ın da bu yöntemi kullanabileceğini iddia edenler, liberal ve sosyalist demokratlara şu soruyu yöneltsinler: “Siz liberal ve sosyalist değer ve ölçülerle ekonomik, siyasi ve hukuki projeler hazırlayıp, örgütlü bir mücadeleyle bu projelere toplumu davet ederek halk desteği aldığınızda liberal ve sosyalist bir sistemle toplumu yönetebildiğiniz gibi, bizler de tüm bu alanları vahyin hükümlerini esas alan projelerle düzenlemeye dayalı örgütlü davetimize halk desteği aldığımızda İslami bir sistem kurup toplumu bu sistemle yönetebilir miyiz?” İşte bu sorunun liberal ve sosyalist demokratlar tarafından kesinlikle şöyle cevaplandırıldığını göreceklerdir; “Ama bu dediğiniz demokrasiye aykırıdır”. Çünkü onlar demokrasiyi sadece bir yöntem olarak değil, ilahı, halk iradesi olan bir dünya görüşü, bir hayat nizamı olarak kabul edip dayatmaktadırlar.

yazın uzun ve cevabı kısaca nasıl vericem bilemiyorum.
işyeri de yoğun.

sana kısaca soru sorayım belki cevap yerine geçer.
Efemdimizin medine emiri seçimi nasıl olmuştur.
ve 4 halife nin seçimini de ekle
günümüz seçimlerine yakınlığı ortaya çıkar

günümüz uygulamalarında ki sorunalr yüzünden sistem kötü olamaz.
hatta daha da ileri giderek
bazı uygulamaları düzeltebilirsek eminim ortada hanifi mezhebine uygun bir yönetim şekli de tamamlanmış olucaktır.
 

MECZUP

Profesör
Katılım
5 Ağu 2010
Mesajlar
887
Tepkime puanı
178
Puanları
0
Konum
Bî mekân..
Cahil dediysem kara cahil demedim sanırım sözü anlamış değilsiniz...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ben hala ve daha güçlü EVET demeye deva ediyorum dıtevhit kardeş :)
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
TheTevhit

Bir konuda gerçekten İLİM SAHİBİ

KOPYALA YAPIŞTIR
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
ALLAH izin vermese idi Kuran öğrenme yaşı yükseltilebilirmiydi ?

ALLAH izin vermese idi Kuran öğretmek yasaklanırmıydı geçmişte ?

ALLAH izin vermese idi 3 Kişinin Kuran okunurken bir arada olması kanunen yasak olurmuydu.

BİRÇOK ÖRNEK GÖSTEREBİLİRİZ.

Haram Olmadan Helal var olabilirmiydi.

Günahkarlar olmasa idi Günahsızlar var olabilirmiydi ?

Haram lar olmadan helal ler var olabilirmiydi ?

HER AN İMTİHAN İÇİNDEYİZ Gündemdeki kişiler ortada Baş örtüsü vbleri yatırımlar ı yapanlar ortada bu refarandum bunları bi,r derece pasifize etmektir.

Benim bildiğim birşey vardır.

Katsayı , Başörtsü vb. İslami kısıtlamaları hukuk yolu ile var edenlere mücadele etmek için Allah cc vesile olma duamdır.

Bugün bu Sosyal yaşamda yaşıyorsak ve Müslüman Ferd olarak ta kendimizi biliyorsak SİSTEM deki varlıkların bizlere ters olanları SOSYAL HAKLARIMIZLA PASİFİZE ETMELİYİZ.

1] Şura 21: “ Yoksa, Allah'ın dinde izin vermediği bir şeyi onlara meşru kılacak (şeriat ve hukuk haline getirecek) ortakları mı vardır? Eğer kesin yargı bulunmayacak olsaydı aralarında hemen hükmedilirdi. Doğrusu, zalimlere can yakıcı azap vardır. »
[2] Nisa 59, Ahzab 36


THE TEVHİT Bu Ayeti getirmişsiniz bu ayeti bana Referandumla ilişkisini açıklarmısınız ?

lÜTFEN BU DÜŞÜNCELERİME İLMİNİZLE CEVAP VERİN.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Rahmetli özal anayasanın 141,142 ve 163 üncü maddelerini değiştirmek için çabaladığında bu günküne benzer sesler birleşerek korolar oluşturmuşlardı. Ben de o sıralar İzmirde idim. Yaşar KAPLAN bir konferans için gelmişti. Konferans sonunda oylamada ne yapalım diye sordular. yaşar KAPLAN güzel bir cevap vermişti.
- Elimden gelse bütün anayasayı kaldıracağım ama gelmediği için bu gün (hiç olmazsa) bazı maddelerini kaldırmaktan yanayım.

Bizde tamamını değiştiremiyorsak ve bazılarını değiştirmek elimizden geliyorsa neden değiştirmeyelim...
 

|SEÇKiN|

Profesör
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
812
Tepkime puanı
133
Puanları
0
Konum
İstanbuL
- Elimden gelse bütün anayasayı kaldıracağım ama gelmediği için bu gün (hiç olmazsa) bazı maddelerini kaldırmaktan yanayım.

Bizde tamamını değiştiremiyorsak ve bazılarını değiştirmek elimizden geliyorsa neden değiştirmeyelim...

budur!
gerisi laga luga...
 
Üst