Altan : Kim Ergenekon’un Üstüne Gitse Fethullahçı Damgası Yiyor.

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Avcı, kitabının ikinci bölümünde Ergenekon’u da “önemsiz” göstermeye uğraşıyor.

Ergenekon’un üstüne gidenler ise Fethullahçı damgası yiyor kitapta.

En çok dikkatimi de bu çekti.

Çünkü bu yaygın bir propaganda, çok sık söyleniyor.

“Aslında Ergenekon yok, Fethullahçılar orduyu yıpratmak için Ergenekon’u kullanıyor” görüşü sık sık tekrarlanıyor.

Ergenekon diye bir şey olmadığını, Danıştay cinayetini çözerek, Dink cinayetinin arka planını ortaya çıkartarak, darbe planlarının kimler tarafından hazırlandığını ortaya koyarak, topraklardan çıkan silahları oraya kimin gömdüğünü belirleyerek kanıtlayamıyorlar.

Bunları ortaya çıkardıkça Ergenekon da ortaya çıkıyor çünkü.

Silahların, suikastların, darbe planlarının “maksatlı biri tarafından uydurulduğunu” söylemek zorundalar.

Bu kadar büyük işleri yapabilecek bir derin devlet var bu ülkede.

O zaman “derin devlet” kadar güçlü başka bir “güç” icat etmek gerekiyor.

O güç de Fethullahçılar.

Kim Ergenekon’un üstüne gitse Fethullahçı damgası yiyor.

Ergenekon’u koruyabilmek için ellerindeki tek “propaganda malzemesi” bu.

Ergenekon yok, Fethullahçılar var.

Balyoz’u Fethullahçılar yazdı, darbe planlarını Fethullahçılar yaptı, Dink cinayetini Fethullahçılar abarttı, Danıştay cinayetini Fethullahçılar bir örgüte bağladı, silahları Fethullahçılar gömdü, Kafes planını Fethullahçılar yazdı, Koç müzesindeki denizaltına bombayı Fethullahçılar koydu.

Bu ülkede bir devlet, bir derin devlet var, ordu var, jandarma var, istihbarat var, medya var, neden bunca güç, bu suçların Fethullahçılar tarafından işlendiğini kanıtlayacak tek bir belge bile çıkartmıyor?

Neden hep devletin içindeki Ergenekoncular planlarıyla birlikte yakalanıyor da, onlara “suç attığı söylenen” Fethullahçılar yakalanmıyor?

Ya Fethullahçılar çok akıllı ve güçlü, devlet, ordu, istihbarat, polis, yargı, medya çok aptal ve güçsüz...

Ya da bu teoriyi destekleyenler tamamen uyduruyorlar.

Hangisi?

Bu ülkede Fethullahçılar olmasaydı Ergenekon diye bir şey olmayacak mıydı?

6-7 Eylül’ü, Kahraman Maraş’ı, Çorum’u, Sivas’ı, Susurluk’u da Fethullahçılar mı uydurdu, 1993’teki cinayetleri Fethullahçılar mı işledi?

Onlar neydi? Onları kim yaptı?

Fethullahçıların “çok tehlikeli” olduğunu söyleyenlerin samimiyetine ancak Ergenekon’un “varlığını ve yarattığı tehlikeyi” kabul ettiklerinde inanırım.

Aksi takdirde onların bir “çeteyi” aklamak için bir cemaatin imajını kullandıklarını düşünürüm.

Avcı için de aynı şeyi düşünüyorum doğrusu.
ahmet altan
 

|SEÇKiN|

Profesör
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
812
Tepkime puanı
133
Puanları
0
Konum
İstanbuL
eyvallah, güzel yazmış altan, doğru tespitlerde bulunmuş.
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Her taşın altında Fethullahçılar mı var?

Hanefi Avcı'nın "Haliç'te Yaşayan Simonlar" kitabından sonra kafalar iyice karıştı. Zira Avcı, Ergenekon soruşturmasıyla birlikte ortaya çıkan birçok olayı, "Fethullahçıların organizasyonu" gibi gösteriyordu.

Taraf gazetesinde Alper Görmüş, Avcı'nın Ergenekon'a bakış açısındaki çelişkiyi şöyle anlatıyordu: "Kitabın birinci bölümünde Ergenekon, belki binlerce, belki yüz binlerce insanın katledilmesini bile meşru gören bir yapı olduğu için eleştiriliyor.

Avcı'ya göre Ergenekon, devletin rejim için öngördüğü temel ölçütleri yerine getirmeyen/getirmek istemeyen bir siyasi anlayışın iktidar olmasına mani olmak veya iktidar olmuşsa, zorla, antidemokratik yöntemlerle onu devirmeyi savunanların oluşturduğu birliğin adı.

Kitabın cemaat faslında ise, birçok örnekle Ergenekon'un varlığı neredeyse reddediliyor. Birçok hadise, 'cemaat operasyonu' gibi gösteriliyor." (4.10.2010)
Dünkü Taraf gazetesinde Ahmet Altan da aynı konuya temas etmiş: "Bana ilginç gelen, Dink cinayetinde, Danıştay cinayetinde, Avcı'nın derin devleti aklamak için şaşırtıcı bir çabaya girişmesi.

Ergenekon'un üstüne gidenler, Fethullahçı damgasını yiyor kitapta. Aslında Ergenekon yok, Fethullahçılar orduyu yıpratmak için Ergenekon'u kullanıyor görüşü sık sık tekrarlanıyor. Ergenekon'u koruyabilmek için ellerindeki tek propaganda malzemesi bu: 'Ergenekon yok; Fethullahçılar var.' Balyoz'u Fethullahçılar yazdı; Dink cinayetini Fethullahçılar abarttı; Danıştay cinayetini Fethullahçılar bir örgüte bağladı; silâhları Fethullahçılar gömdü...

Peki neden hep devletin içindeki Ergenekoncular planlarıyla birlikte yakalanıyor da, onlara suç attığı söylenen Fethullahçılar yakalanmıyor?"

Bugün açığa alınan bütün Emniyet mensupları suçsuz olabilir. Hanefi Avcı da, muhtemelen haksız yere itham edilmiştir.

Ama deniliyor ki, "Bütün bu operasyonları yapan Fethullahçılardır. Üstelik Fethullahçılar, ABD, CIA ve Mossad güdümündedir. Önce yavaş yavaş önemli noktalara yerleştiler; artık yeterince güçlendikleri için, kuruma tek başına hâkim olmak maksadıyla, kendilerinden farklı olanları iftiralarla tasfiye etmeye giriştiler."

Gülen cemaati, zaman zaman buna benzer ağır ithamlarla karşı karşıya kaldı. Hatta "kaset" olayı sonrası benzer iddialardan dolayı Gülen hakkında dava dahi açıldı; Gülen beraat etti.

Şu anda olaylar çok diri; çok canlı. Mutlaka, Emniyet içinde bir çekişme ve rekabet mevcut. Ama devleti ele geçiren Fethullahçı örgütlenme fikrine inanmak, ikna olmak o kadar kolay değil.

1999'da Telekulak skandalı patlak verdiğinde, Ankara Emniyet Müdürü Osman Ak ve arkadaşlarının hazırladığı Fethullahçılar listesinde, birinci sırada Recep Gültekin, ikinci sırada Ahmet Pek, 3'üncü sırada Fettah Ünsal, 4'üncü sırada ise Hanefi Avcı'nin ismi vardı. Onlara "Cemaatin copları" ismi veriliyordu.

Avcı'nın birkaç sıra altında da, bugün Ergenekon sanığı olan Adil Serdar Saçan'ın ismi bulunmaktaydı. Şimdi devran değişti, 1999'da "Cemaatin copu" diye suçlanan Avcı, artık başkalarını "Fethullahçı" diye suçluyor. Güler misin, ağlar mısın?


nazlı ılıcak

 
Üst