Allah'tan Korkma; Amerikadan, İsrailden Kork

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
http://www.facebook.com/video/video.php?v=10150098492338588&oid=143475965668558&comments

Cübbeli Ahmed Hocam: "İsrail'den izin alınarak Filistine yardım yapılmalı diyen, izin almadan gidip ölen şehid değildir, boşuna öldüler, kendilerini tehlikeye attılar diyen, vallahi yalancıdır, vallahi sahtekardır."

"Gavurluk yapma. Allah'ın düşmanlarıyla, Yahudi Hıristiyanlarla dostluk yapma. Onlar, Yahudi ve Hıristiyanlar, müşriklerle dostluk kurduklarından belalarını buldular; Allah onların evini kendi elleriyle yıktırmıştır. Ayet-i Kerime vardır. Sen de Yahudi Hıristiyanlarla dostluk yaparsan, bunlar benim dostum, kardeşim dersen, Yahudi Hıristiyanlar da Cennete girecek dersen; bu sefer kendi ocağını Allah sana yıktırır! Kendi elinle oyarsın. Kendi düzenim kimseye kalmasın diye kendi elinle yıkar gidersin. Allah bunlara kurdukları bu batıl düzeni çökerttirecek inşallah.

Bunlar dinlerarası diyalog diye, ehli Kitabı cennete sokacaz derken milleti kafir yapmaya uğraşıyorlar. Allah kendi elleriyle kendi düzenlerini yıktırsın. Allah, Allah yapar.

Geçmişten ibret alın diyor Allah. Bu kadar dinsiz imansız geldi geçti. Bu kadar sapık hocalar geldi geçti. Ne kötü alimler geldi geçti. Kralın keyfine uydular. Güce uydular, güce! Şimdi güç (güya) amerikanın elinde, onun yuları da (güya) yahudinin elinde. Ona uydular, fetvaları değiştirdiler. Bunlar böyle haindir. Sen Allah'tan korkma, amerikadan, israilden kork; lobilerden localardan kork! Bu nasıl imandır yav.. Ondan sonra Allah da sana böyle yapar işte... Yakında bu köpük atar inşallah. Hak devam eder, köpük yani batıl söner gider."


Konuşmanın tamamını dinlemek için baştaki linke tıklayınız.

(sohbet tarihi geçen perşembe zannedersem; http://www.cubbeliahmethoca.tv/ den tam linkini bulamadım, video üstünde "2011" "perşembe" yazıları gördüm sadece)
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Doğru nerden gelirse gelsin doğrudur.El-Hakk .Hoca korkmadan yaraya neşter vurmuş..
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Söyledikleri ve yaptıkları bir olanlardan olalım inşaallah ...
 

cicek demeti

Sükut
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
11,683
Tepkime puanı
3,778
Puanları
0
Allah bunlara kurdukları bu batıl düzeni çökerttirecek inşallah.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ölen kardeşlerimiz inşaallah en yüksek dereceli şehitlerdir.

Otorite denilen bir zamanda onlar Hakk'ı söylemeye gitmişlerdir.

Elhamdülillah bu millet bu gelen aykırı sese hiç iltifat etmediler. Sadece müntesipleri bir kaç savunmak gayretine düştüler. Kısa kestiler.
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Burada cübbeli yanlis anlamadiysam Fethullah gülen hocaefendiiyi ve cemaatini sucluyoir...

suclama 1: "İsrail'den izin alınarak Filistine yardım yapılmalı" demisler...isbat ediniz.
Bu manaya gelen hangi sözleri var ?Eger deliliniz varsa böyle düsünmenin neden haram oldugunuda aciklayiniz!

ssuclama 2: "izin almadan gidip ölen şehid değildir, boşuna öldüler, kendilerini tehlikeye attılar" demisler...isbat ediniz.
Bu manaya gelen hangi sözleri var?

suclama 3: "Allah'ın düşmanlarıyla, Yahudi Hıristiyanlarla dostluk yapma" demisler...isbat ediniz.
Bu suclamayi dogrulayan hangi amelleri var?

Suclama 4: "Bunlar dinlerarası diyalog diye, ehli Kitabı cennete sokacaz derken milleti kafir yapmaya uğraşıyorlar."
"Yahudi Hıristiyanlarla dostluk yaparsan, bunlar benim dostum, kardeşim dersen, Yahudi Hıristiyanlar da Cennete girecek dersen"
Delil???
Kafirlerin cennete gidecegine dair hangi aciklamalari var?
Delil!
Suclamalari Isbat ediniz!

Berâet-i zimmet asıldır. (el-aslü berâetü’z-zimme)
bir kimsenin suçlu olduğu iddia edildiğinde isbatlamak icab eder, yoksa suçla itham edilen kimse başta bu suçu işlemediğini isbat edecek değildir

Bu maddeye gore suclanan degil,suclayan kesim iddiasini ispat etmekle vazifelidir,aksi halde sui-zan haramini islemis olur.

Islamda körü körüne damgalamak haramdir.
Bunun bir metodu var.
Müminler arasinda fitneye sebeb olabilecek sekilde Sarlatanlik yaparak olmaz.
Milletin karsisina cikip meydan okumadan önce Suclanilan kesime suclanilan konular hakkinda deliller ulastirilmali,cevab vermeleri saglanmali.
gelen cevaba göre hareket edilmeli.
Damgalamak ve milletin karsisina cikarak yanlislara dikkat cekmek en son adimdir.
Bunu yapmadan önce gercekten böylemi diye arastirma yapilmali,suclanilan kesim ile diyalog aranmali...





Cevablar daha sonra gelecektir insaAllah.

(Not:eger bu suclamalarin abarti ve iftira koktugu isbat edilirse özür dileyecekmisiniz?)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
İsmail Çetin Efendi cevaplıyor:

- Millet para peşinde; parası olan da kandırabiliyor.

- Hepsi değil, kısmî azamisi… Şimdi bak arkadaş, İsrailoğulları aleyhinde bulunmayana ben kızarım. Bunlar diyalogcudur, ben diyologcu değilim. Ben Ehl-i Sünnet ve’l Cemaatim.

- Mehdi Aleyhisselam hakkında ne buyurursunuz?

- Her sabah “bu akşam gelir”, her akşam “bu sabah gelir” diyorum. Ama görür müyüm, görmez miyim, bilemem. Geleceği kesindir. Zamanı tamamdır. Mehdi’nin zamanına kadar, en zor Irak muhaberesiydi; o da tamam. Zemin tamamdır, zaman da tamamdır. Mehdi konusunda Ehl-i Sünnet’in ittifakı vardır. Muhyiddin Arabî Hazretleri, “Onunla musafaha yaptım.” buyuruyor.
 

ibrahimi

Has Uşak
Katılım
19 Haz 2006
Mesajlar
23,463
Tepkime puanı
1,831
Puanları
0
Yaş
37
Konum
forvet arkası
Kulaktan dolma bilgilerle yapılan açıklama sonucu Cübbeli Ahmed Hoca yine toslayacak eğer bu iddaalar Fetullah Gülen hakkında ise.Özellikle bu kısım.

İsrail'den izin alınarak Filistine yardım yapılmalı diyen, izin almadan gidip ölen şehid değildir, boşuna öldüler, kendilerini tehlikeye attılar diyen, vallahi yalancıdır, vallahi sahtekardır."

Cübbeli Ahmed Hoca bilgi kaynaklarını yenilemelidir.
Bir ikincisi taraf olmaya gerek yok bazı şeyleri söylemek için.Sezarın hakkı sezara...
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
İsmail Çetin Efendi cevaplıyor:

- Millet para peşinde; parası olan da kandırabiliyor.

- Hepsi değil, kısmî azamisi… Şimdi bak arkadaş, İsrailoğulları aleyhinde bulunmayana ben kızarım. Bunlar diyalogcudur, ben diyologcu değilim. Ben Ehl-i Sünnet ve’l Cemaatim.

- Mehdi Aleyhisselam hakkında ne buyurursunuz?

- Her sabah “bu akşam gelir”, her akşam “bu sabah gelir” diyorum. Ama görür müyüm, görmez miyim, bilemem. Geleceği kesindir. Zamanı tamamdır. Mehdi’nin zamanına kadar, en zor Irak muhaberesiydi; o da tamam. Zemin tamamdır, zaman da tamamdır. Mehdi konusunda Ehl-i Sünnet’in ittifakı vardır. Muhyiddin Arabî Hazretleri, “Onunla musafaha yaptım.” buyuruyor.

Evet allame şeyh ismail çetin , kitabında da diyaloğa karşı olduğunu belirtiyor.ELHakk doğrudur, diyalogcu olan asla ehli sünnet olamaz...Asrın büyük bir fitne akımıdır....Muhkem nasları te'vil etme cüreti gösteriyorlar, Neuzübillah.Üstad teşekkür ederiz...
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
İsmail Çetin Efendi cevaplıyor:

- Millet para peşinde; parası olan da kandırabiliyor.

- Hepsi değil, kısmî azamisi… Şimdi bak arkadaş, İsrailoğulları aleyhinde bulunmayana ben kızarım. Bunlar diyalogcudur, ben diyologcu değilim. Ben Ehl-i Sünnet ve’l Cemaatim.

ismail cetin hocaefendinin kastettigi diyalog hristiyanliginda HAK din oldugunu iddia eden,onlarinda cennete girebileceklerini iddia edenlerin diyaloglaridir.

Gülen cemaati bunlardan degil...

Bakin,diyalog konusunda cübbeli aslinda nasil düsünüyor,izleyin:
http://www.youtube.com/watch?v=Vtf6afk_v70
Diyalogun her cesidi yanlis degil,Fethullah gülen hoca bir ehli-sünnet alimidir,sui zanda bulunmayin manasina gelen sözlerine muhalefetmi ediyor simdi,anlamadimki?

ismail cetin hocaefendinin israilogullari hakkindaki sözleride carpitiliyor...Kötülüge karsi olmanin ölcüsü en az kalben bugz etmektir.Kötülükleri engellemenin ölcüsü herkese gücü yettigi nisbette farz olmasidir.
Biri karsidir,sevmez,kalben bugz eder,fakat ayagini yorganina göre uzatir,sorumlulugunun bilincinde olarak bir sözü sebebiyle daha fazla zararlara alet olabilirim düsüncesiyle susmayi tercih eder,bu neden yanlis olsun???
...simdi bu ksi diliyle bugz etmiyor diye yahudi dosdumu olmus oluyor?
Illa yahudilerie karsi oldugumuzu acikcana vurgulama sartimi var islamda?
Her dogru her yerde söylenmelimi,"cihad" adina islama ve müslümana zarar versede duvara toslamayimi emrediyor dinimiz?

EL-CEVAB:


“Her söylediğin hak olsun. Fakat, her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı. Fakat, her doğruyu demek doğru değildir” Said Nursi

Bu konuda bir hadis bize şöyle bir ölçü veriyor:

- Ya hayır söyle, ya da sükût eyle! Yani söyleyeceğin doğru hayra vesile olacaksa durma hemen doğruyu söyle. Şayet hayra sebep olmayacak da zarar görmene vesile teşkil edecekse sükût eyle, bir şerre ve zarara sebep olma.

İmam-ı Birgivi Tarikat Tekmile'sinde:

- Sana zarar verecek kişiyle karşılaşırsan zararından korunacak şekilde muhatap olman haram değil, belki müstehaptır, diyerek 'İnsanları idare ile emir olundum' hadisini hatırlatıyor.

Hafız-ı Şirazi'nin meşhur sözünü de burada nakleden Birgivi şöyle diyor:

- Akıllı insan dostlarına ikram edip, düşmanlarını da idare edendir!

Şu olayı da misal olarak zikretmektedir.

- Efendimiz'in (sas) kapısına gelen bir kişi içeriye girmek için izin istemişti de, gelenin kim olduğunu sorunca, falan aşiretin adamıdır, denmiş: - O şerli kimsedir buyursun gelsin! diyerek, güler yüzle karşılamıştı. Çıkıp gittikten sonra sormuşlardı:

- Hem aşiretin şerli adamıdır buyurdunuz, hem de güler yüzle muhatap oldunuz? Buyurmuştu ki:

- İnsanların şerlisi, şerrinden korunmak için idare edilmelidir!

Demek ki, size zarar vereceğini düşündüğünüz kimselerle iyi münasebet içinde muhatap olup düşmanlık meydana getirecek sözlerden kaçınmakta isabet vardır. Bu ikiyüzlülük de değildir. İlle de iyi münasebeti yok edecek sözler söyleyerek arayı açmak gerekmez.

İmam-ı Birgivi Hazretleri burada, "Acı da olsa hakkı söyle" hadisini izah ederken diyor ki:

- Şayet sana ve başkasına bir zarar gelmeyecekse hakkı söyle! Ama şiddetli bir zarar gelecekse susup idare etmek günah değil, belki bazı yerlerde müstehap bile olabilir.

Birgivi Hazretleri, gelecek zararı anlatırken de misal vermekte ve görevinden seni uzaklaştırmak yahut da bulunduğun beldeden istemediğin bir beldeye sürmek gibi zararlara sebep olacak doğrulardan kaçınmak da caizdir, demektedir.
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Devam edecegiz insaAllah...cevablarinizi bekliyorum,suclamalarinizi isbat edin!!
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
"izin almadan gidip ölen şehid değildir, boşuna öldüler, kendilerini tehlikeye attılar"

CübbeLinin kuyruklu yaLanlarından,biz aLıştık artık..Ne oLdu madem doğru bir yoldu hani nerede diğer yardım gemileri??
Gönderinsene arkadaşlar daha başka gemi?
GüLen ölen canLarımız için şehit taziyesi yayımLamışken haLa GüLe'e üfürmeye devam etmesi gayet manalı..
Kimine sapık der kimine yaLancı..be adam kasetin reyting rekorları kırıyor azıcık kendine bak demezler mi adama..
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
ismail cetin hocaefendinin kastettigi diyalog hristiyanliginda HAK din oldugunu iddia eden,onlarinda cennete girebileceklerini iddia edenlerin diyaloglaridir.

Gülen cemaati bunlardan degil...

Bakin,diyalog konusunda cübbeli aslinda nasil düsünüyor,izleyin:
http://www.youtube.com/watch?v=Vtf6afk_v70
Diyalogun her cesidi yanlis degil,Fethullah gülen hoca bir ehli-sünnet alimidir,sui zanda bulunmayin manasina gelen sözlerine muhalefetmi ediyor simdi,anlamadimki?

ismail cetin hocaefendinin israilogullari hakkindaki sözleride carpitiliyor...Kötülüge karsi olmanin ölcüsü en az kalben bugz etmektir.Kötülükleri engellemenin ölcüsü herkese gücü yettigi nisbette farz olmasidir.
Biri karsidir,sevmez,kalben bugz eder,fakat ayagini yorganina göre uzatir,sorumlulugunun bilincinde olarak bir sözü sebebiyle daha fazla zararlara alet olabilirim düsüncesiyle susmayi tercih eder,bu neden yanlis olsun???
...simdi bu ksi diliyle bugz etmiyor diye yahudi dosdumu olmus oluyor?
Illa yahudilerie karsi oldugumuzu acikcana vurgulama sartimi var islamda?
Her dogru her yerde söylenmelimi,"cihad" adina islama ve müslümana zarar versede duvara toslamayimi emrediyor dinimiz?

EL-CEVAB:


“Her söylediğin hak olsun. Fakat, her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı. Fakat, her doğruyu demek doğru değildir” Said Nursi

Bu konuda bir hadis bize şöyle bir ölçü veriyor:

- Ya hayır söyle, ya da sükût eyle! Yani söyleyeceğin doğru hayra vesile olacaksa durma hemen doğruyu söyle. Şayet hayra sebep olmayacak da zarar görmene vesile teşkil edecekse sükût eyle, bir şerre ve zarara sebep olma.

İmam-ı Birgivi Tarikat Tekmile'sinde:

- Sana zarar verecek kişiyle karşılaşırsan zararından korunacak şekilde muhatap olman haram değil, belki müstehaptır, diyerek 'İnsanları idare ile emir olundum' hadisini hatırlatıyor.

Hafız-ı Şirazi'nin meşhur sözünü de burada nakleden Birgivi şöyle diyor:

- Akıllı insan dostlarına ikram edip, düşmanlarını da idare edendir!

Şu olayı da misal olarak zikretmektedir.

- Efendimiz'in (sas) kapısına gelen bir kişi içeriye girmek için izin istemişti de, gelenin kim olduğunu sorunca, falan aşiretin adamıdır, denmiş: - O şerli kimsedir buyursun gelsin! diyerek, güler yüzle karşılamıştı. Çıkıp gittikten sonra sormuşlardı:

- Hem aşiretin şerli adamıdır buyurdunuz, hem de güler yüzle muhatap oldunuz? Buyurmuştu ki:

- İnsanların şerlisi, şerrinden korunmak için idare edilmelidir!

Demek ki, size zarar vereceğini düşündüğünüz kimselerle iyi münasebet içinde muhatap olup düşmanlık meydana getirecek sözlerden kaçınmakta isabet vardır. Bu ikiyüzlülük de değildir. İlle de iyi münasebeti yok edecek sözler söyleyerek arayı açmak gerekmez.

İmam-ı Birgivi Hazretleri burada, "Acı da olsa hakkı söyle" hadisini izah ederken diyor ki:

- Şayet sana ve başkasına bir zarar gelmeyecekse hakkı söyle! Ama şiddetli bir zarar gelecekse susup idare etmek günah değil, belki bazı yerlerde müstehap bile olabilir.

Birgivi Hazretleri, gelecek zararı anlatırken de misal vermekte ve görevinden seni uzaklaştırmak yahut da bulunduğun beldeden istemediğin bir beldeye sürmek gibi zararlara sebep olacak doğrulardan kaçınmak da caizdir, demektedir.


Türkiyede hangi cemaatın ''diyalog'' çalışmalarıyla meşhur olduğunu, Allame Şeyh İsmail Çetin Rahimehullahi Teala gayet iyi bilir..Bu konu çok konuşulduğu için kısa kesiyoruz, arkadaşın araştırmasını tavsiye ediyoruz.Vesselam..
 

.::zeynep::.

{MİLLİ GÖRÜŞ}
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
711
Tepkime puanı
152
Puanları
0
Konum
Karaman
bir sürü haber sitesinde bu haber var bakabilirsiniz... bi yalanlama da gelmedi bu haberlere...






Cüneyt Özdemir bir grup gazeteciyle Pensilvanya'ya gitti ve Fethullah Gülen ile bir kahvaltıda buluştu.

Özdemir’in yanı sıra Ferhat Boratav, Serdar Turgut ve Bejan Matur'un da hazır bulunduğu o buluşmada, Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırı ve şehidler de gündeme geldi. Gülen hocaefendi, gazetecilere Mavi Marmara gemisindekilerin şehid değil bile bile ölüme giden insanlar olduğunu söyledi.

Özdemir, 5N1K programında, Fethullah Gülen hocaefendinin Mavi Marmara şehidlerine ilişkin yaklaşımını şöyle anlattı: "Mavi Marmara gemisine binenler “Biz orada şehid olmaya gidiyoruz” demişler ve İslami bir motif üzerine hareket ediyordu. Fethullah Gülen bunun şehidlik bile sayılamayacağını, bile bile ölüme gitmek” olduğunu söyledi.

5N1K'ya konuk olan Ferhat Boratav da “En azından The Wall Street Journal röportajında Türkiye’de yankı uyandıran açıklamasının, bu işin yanlış olduğu yönündeki açıklamasının bir değerlendirme hatası ya da dil sürçmesi olmadığını, aynı düşüncesini savunduğu ortaya çıktı. Yani dil sürçmesi ya da öylesine söylenmiş değil bilerek ve düşünülerek söylenmişti” dedi.

Bejan Matur ise “Siz, 'ben şehid olmak istiyorum' diyerek yola çıkamazsınız. Bunun takdiri Allah’a aittir” demişti. 'Oradaki kurguda hata olduğunu ve eleştirel baktığını' söylemişti” dedi
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Tasavvuf ehli tasavvufun disina cikmamali.
nefis terbiyesinden anladiklari icin tasavvufi konularda sözlerine güvenirim,alirim,uygularim,faydalanirim...
Itikadi ve fikhi bilgilerdede güvenirim...fakat siyasi konulardan anladiklarini düsünmüyorum.
Anlasaydilar osmanli döneminde tarikat ehli sultan Abdulhamidi desteklerlerdi.
gerek siyasi konularda,gerekse müminler arasindaki ihtilafli konularda bazi tarikat ehlinin uslublarini dogru bulmuyorum.
Dinimiz her dogru her yerde söylenmez diyor,bunlar tersini yapiyor,dinimiz müanakasa etmeyin diyor,bunlar ters hareket ediyor,dinimiz ezbere konusmayin,sui zanda bulunmayin,arastirin,delilsiz suclama yapmayin,kafadan atmayin,fitneye alet olmayin vs diyor,bunlar tersini yapiyor.
Bu yüzden,akaid-fikih-tasavvuf=OK
Bunun disindaki olaylar hakkinda sahsi yorumlar= KO!

Size yukarda deller sunuyorum:

"İnsanların şerlisi, şerrinden korunmak için idare edilmelidir!"
"Akıllı insan dostlarına ikram edip, düşmanlarını da idare edendir!"
"Ya hayır söyle, ya da sükût eyle!"

Bunlar islami deliller...
Acikcana yahudi aleytarligi yapmayanlarin,gayri müslimlerle münakasa etmeyenlerin bu delillere dayanarak böyle hareket etmediklerini nereden biliyorsunuz?

aha size bir delil daha:

“Mesail-i imaniyenin münakaşa suretinde bahsi caiz değildir.”(Said-Nursi,Mektubat, s. 39, 42.)

Münakaşa, dostun dostluğunu azaltır, düşmanın düşmanlığını artırır.

(Konuşurken itiraz etmeyene veya haklı olduğu halde, münakaşayı terk edene, Cennette bir köşk verilir.) [Taberani]

(Haklı da olsa, münakaşayı terk etmeyen, hakiki imana kavuşamaz.) [İbni Ebiddünya]

Dinî mes’elelerin ilzam etmek ve susturmak maksadıyla münakaşa ve münazara tarzında anlatılması caiz değildir. Dini anlattığımız bir yerde itirazlar ve karşı fikirler varsa, orada konuşmayı kesme mecburiyetindeyiz. Devam ettiğimiz takdirde, hem biz günaha gireriz, hem de karşımızdakinin iman durumunu tehlikeye atmış oluruz. Maksat, hiç bir zaman onun sesini kesmek, mat etmek ve fikir üstünlüğü sağlamak değil, maksat Rabbimiz’in sevdirilmesidir. Bazen münakaşa yapmak, muhatabımızı inadında ısrar etmeğe, hattâ küfür adına bilgisini artırmak için araştırmaya sevkedebilir. İlzam etme, susturma düşüncesi ve fikrî münakaşalar onu inada sevkedecekse, bu tür münakaşalardan mutlaka kaçınılmalıdır. Evet, böyle durumlarda muhatabımız bizi dinlemeyeceği gibi, o da galebe çalmak için hazırlıklı gelecek, bizi dinlemek yerine, kendi soru ve cevaplarını düşünmeyi tercih edecek ve neticede hınç ve öfke dolu olarak yanımızdan ayrılacaktır.

İRŞAT VE TEBLİĞ, EMR-İ BİL-MARUF VE NEHY-U ANİL MÜNKER
http://www.scribd.com/doc/16496646/IRSAD-VE-TEBLIG

gayri müslimlerle illa kavgami etmek lazim???
kavga etmeyince münakasadan kacinca diyalogcumu olunuyormus?
Ozaman bende diyalogcuyum elhamdulillah!
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
bir sürü haber sitesinde bu haber var bakabilirsiniz... bi yalanlama da gelmedi bu haberlere...


zamaninda hakan albayrak fethullah gülene bir isyan yazisi yazmisti...

Bunun üzerine ona Erkam Tufan Aytav bir cevab vermisti:

Sevgili Hakan Albayrak’a açık mektup Erkam Tufan AYTAV Yani sevgili Hakan kardeşim Fethulah Gülen hocaefendi bu konuyu Mavi Marmara bağlamından bağımsız olarak söyledi.
Yeni Şafaktaki köşende Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili bir ithamda bulunmuşsun.

Demişsin ki;

Geçenlerde evinizde ağırlayıp sohbet ettiğiniz gazeteci arkadaşlarımız "Fethullah Gülen bize Mavi Marmara'dakilerin 'Şehit olmaya gidiyoruz' diye yola çıktıklarını, bile bile ölüme gittiklerini, onların şehit sayılamayacağını söyledi" deyince kanımız beynimize sıçradı!

İşin aslını şimdi benden dinle;

Bahsi geçen sohbette ben de vardım. Ferhat Boratav, Cüneyt Özdemir, Bejan Matur ve Serdar Turgut ile birlikte Sayın Gülen’e ziyarete gittik.

Baştan şunu da söyleyelim kendileri olağan üstü ısrarımız üzerine bizleri kabul etti.

Yaklaşık 1 saatlik bir kahvaltı ortamında muhtelif konular konuşuldu. Türkiye’yi özlemden, terörizme, ABD’deki günlük yaşantısından sağlık sorunlarına, oradan Mavi Marmara olayına kadar pek çok şey sorduk.

Mavi Marmara olayı Serdar Turgut’un sorusu üzerine gündeme geldi. Fethullah Gülen’in bu konudaki çıkışının isabetini dile getirdi. Sayın Gülen’de inandığımı söyledim deyip konuyu orada bitirdi, daha fazla uzatmadı. Arkasından Serdar Turgut İHH’nın ABD kongresinde terörist örgüt olarak kabul edilmesinin söz konusu olduğunu ve bu konuda ne düşündüğünü sordu. Sayın Gülen de çok kısa olarak ‘maalesef öyleymiş ben de duydum’ diyerek üzüntülerini ifade etti.

Daha sonra sohbet bizlerin soruları üzerine başka konulara doğru aktı. Terör konusuna girildi. Sayın Gülen bir ABD’li akademisyenin kendisine terörizm konusunda dininiz de buna zemin hazırlıyor şeklinde ifadede bulunduğunu buna karşı kendisinin cevaben; terörizme İslam’ın cevaz vermediğini, bir insanın bu şekilde bilerek ölüme gitmesinin bırakın cenneti doğrudan cehenneme götüreceğini söylediğini ifade etti. Tabii bu cümleyi aklımda kaldığı kadarı ile mealen aktarıyorum.

Yani sevgili Hakan kardeşim

Fethulah Gülen hocaefendi bu konuyu Mavi Marmara bağlamından bağımsız olarak söyledi.

Kaldı ki sende yazında belirtmişsin;

3 Haziran günü Mavi Marmara şehitleri için yayınladığı taziye mesajında "Filistin'de yaşanan bu drama son verebilmek beklentisiyle yola çıkan, uğradıkları müessif saldırıda hayatlarını kaybederek ŞEHİT olan insanlarımıza Allah'tan rahmet diler, başta aileleri olmak üzere, milletimize ve bütün insanlığa taziyelerimi bildiririm’ demişti.

Bu şekilde taziyesini bildiren bir zat Mavi Marmara’da hayatını kaybedenler hakkında iddia ettiğin şeyleri söylemesi mümkün mü?

Yazının sonunda

HİZMET'e hürmet ve muhabbetimiz elbette baki; fakat Ümmet-i Muhammed'in ve bütün insanlığın kanayan vicdanını temsil eden Mavi Marmara aleyhindeki anlaşılmaz tutumunuzdan ötürü teessüflerimizi bildiririz, vesselam.

Sevgili Hakan işin aslı budur, yanlış bilgiden yanlış yorumlara varmışsın vesselam…

Erkam Tufan Aytav - Haber 7
[email protected]





-----------------------------------------------------------------





İZMİR'DEN HAKAN ALBAYRAK'A CEVAP GELDİ

Cüneyt Özdemir bir grup gazeteciyle Pensilvanya'ya gitti ve Fethullah Gülen ile bir kahvaltıda buluştu.

Özdemir’in yanı sıra Ferhat Boratav, Serdar Turgut ve Bejan Matur'un da hazır bulunduğu o buluşmada, Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırı ve şehidler de gündeme geldi. Gülen hocaefendi, gazetecilere Mavi Marmara gemisindekilerin şehid değil bile bile ölüme giden insanlar olduğunu söyledi.[/SIZE]

Özdemir, 5N1K programında, Fethullah Gülen hocaefendinin Mavi Marmara şehidlerine ilişkin yaklaşımını şöyle anlattı: "Mavi Marmara gemisine binenler “Biz orada şehid olmaya gidiyoruz” demişler ve İslami bir motif üzerine hareket ediyordu. Fethullah Gülen bunun şehidlik bile sayılamayacağını, bile bile ölüme gitmek” olduğunu söyledi.

5N1K'ya konuk olan Ferhat Boratav da “En azından The Wall Street Journal röportajında Türkiye’de yankı uyandıran açıklamasının, bu işin yanlış olduğu yönündeki açıklamasının bir değerlendirme hatası ya da dil sürçmesi olmadığını, aynı düşüncesini savunduğu ortaya çıktı. Yani dil sürçmesi ya da öylesine söylenmiş değil bilerek ve düşünülerek söylenmişti” dedi.

Bejan Matur ise “Siz, 'ben şehid olmak istiyorum' diyerek yola çıkamazsınız. Bunun takdiri Allah’a aittir” demişti. 'Oradaki kurguda hata olduğunu ve eleştirel baktığını' söylemişti” dedi


------------------------------------------------------------------------



Bir baska acidan:



Mavi Marmara gemisiyle Filistin'e doğru yola çıkan Hakan Albayrak ve arkadaşlarının Türkiye'yi savaşa sokacak girişimleri Fethullah Gülen'in beklenmedik çıkışı ile önlenmişti.

Yeni Şafak gazetesi yazarı Hakan Albayrak bu süreçle ilgili medyada yer alan haberleri baz alarak 5 Ekim 2010 tarihinde "Hocaefendi'ye açık mektup" başlığı ile bir yazı kaleme aldı.

Hakan Albayrak yazısında Fethullah Gülen'i Kur'an'ı ve hadis kitaplarını bilmemekle suçladığı yazısında "kendileriyle neden uğraştıklarını sordu"

Hakan Albayrak, Fethullah Gülen'in Mavi Marmara olayı hakkındaki açıklamaları birilerinin isteği doğrultusunda yaptığını ima ettiği yazısında tüm dünyanın kabul ettiği din alimi Fethullah Gülen'e ders vermeye kalktı.

Bu duruma ilk tepki Fethullah Gülen'in talebesi İzmir'in tanınmış yazarlarından Necdet İçel'den geldi.

İşte o yazı...

Hakan Albayrak’a Açık Mektup!

Değerli, meraklı ve araştırmacı Hakan Albayrak Bey…! Hüsn-ü zan içerisinde olduğunuzu, önemli olan Hakk’a hizmet olsun iştiyakı içinde bulunduğunuzu ve doğruların peşinde koştuğunuzun farkındayım. Bütün bunları yaparken günlük hadiselere bakarak, bazı temel ölçülerimizden taviz vermenizi doğru bulmadığımı ifade etmeliyim.

“Tenkid istifade nurunu söndürür.” derler. Fethullah Hocaefendi gibi büyük şahsiyetler, Türkiye, İslam dünyası ve hatta insanlık dünyası için geleceğimiz açısından çok büyük şans ve doğrusu bir lütuf olduğunun farkındasınızdır herhalde. Bu zatları çok iyi değerlendirip, onları anlamaya çalışmanız gerekirken, tenkid nazarıyla bakmanızı doğru bulmuyorum. Hele basın dünyasında, efkar-ı âmme karşısında yıpratmaya çalışmanızı asla ve kat’a tasvip etmem.

Fethullah Gülen Hocaefendi’yi 1969 senesinden beri iyi tanırım, hala tanımaya çalışıyorum. Talebesiyim. Kendisinden Arapça, hadis, fıkıh, fıkıh usulü dersleri almaya çalıştım.

Hadisleri okurken ezberden okuduğunu çok iyi bilirim. Kütüb-ü Sitte’yi, hatta Kütüb-ü Tis’a’yı ezberden bildiğini biliyorum. Hadisleri okuyup anlatırken hadislerin başındaki “ricali” ezberden okuyan, “cerh ve ta’dil”lerini yapan, “Sahabe-i kiramla beraber 50.000 hadis ricalini babamın oğlu gibi tanırım.”diyen yine Fethullah Gülen Hocaefendi’dir. Şahitliğim vardır, öyledir.

Okuduğu beyti tekrar etmemek şartıyla bizlere dört gün şiir okuyabilecek şiir gücüne ve hafızasına sahip olan da O’dur.

1966 senesinden beri yaptığı bütün vaazları, verdiği konferansları, yazdığı eserleri, yaptığı hizmetleri ayandan ayan, beyandan beyandır. Bütün dünya görmekte ve takdirle seyretmektedir.

Şu ana kadar fikirlerinde isabetlilik, hadiselere bakışında basiretiyle bizleri aşan enginliği olmuştur. Ayağının ucunu göremeyen bizler, O’nun ufkuna gerçekten hiçbir zaman yetişememişizdir. Hadiseler sürekli olarak O’nu haklı çıkarmıştır. Bu hususta pek çok hadise zikredebiliriz.

Hocaefendi’nin tefsire vakıf olmadığı, hadis-i şerifleri bilmediğini söyleyebilir misiniz?
44 seneden beri zühd-ü takvasıyla anlattıkları ve hayatı meydanda olan bu zatı hala tanıyamadı ve sıradan birisi zannediyorsanız ayıp etmiş olmuyor musunuz?

Şehitliğin ne demek olduğunu kimlerin şehit olabileceğini bilemeyeceğini mi zannediyorsunuz?

Amerikan basınında çıkanları tercüme edenler ne kadar isabetli tercüme edebilmişlerdir? Dergi, yaptığı demeçleri ne kadar O’nun maksadına uygun olarak okurlarına aksettirebilmiştir?

Acaba Hocaefendi’ye gidip gelen gazetecilerin birkaç cümlesi orada anlattıkları fikir ve cümle bütünlüğünü ne kadar yansıtabiliyor?

“Bir fâsık size bir haber getirirse onu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınızdan pişman olursunuz.”hakikati size ne anlatıyor?

Haberi getiren fâsık olmayabilir. Haberinde fısk vardır. İyice araştırmanız gerekmez miydi?

İslam ve insanlık dünyasının kendisine teveccüh ettiği böyle bir zatı cetvel-kalem yazınıza almanızı doğrusu siz gibi ciddi bir insana yakıştıramadığımı söylemeliyim.
Herhalde Amr bin Cemûh’u ve o anlattığınız hadiseyi Hocaefendi çok iyi biliyordur. Kendisinden ve vaazlarından, bunu kaç defa ağlayarak anlattığını çok iyi hatırlarım.
Şunu söylüyorum ki; Hocaefendi’ye tenkid nazarıyla, taaruzan-tasakutan hücum eden bir mantıkla yaklaşmaktan daha ziyade, anlattıkları ve eserleriyle O’nu anlamaya çalışmanız sizler için ilerde mahcup olmamanız açısından daha iyi olacaktır kanaatindeyim.

33 sene dehasıyla İslam dünyasını en ağır şartlarda idare eden Sultan Abdulhamid’i çok sonra anlayıp, ağlayıp özür dileyenler gibi olmamanızı dilerim.

Dünya konjektöründe hadiseleri çok iyi bilen, dünyada o kadar okul açmış, haber ajanslarıyla habercilik, gazetecilik, televizyonculuk yapan dostları olan bir insanın Türkiye, Filistin, İsrail ve dünya münasebetlerini göremeyecek, bilemeyecek bir zat olduğunu zannediyorsanız, aldanıyorsunuz.

Yeni Şafak gazetesini de okurum. Her okuduğumda Hakan Albayrak’ın yazısı varsa okumadan edemem.

Sevgi, selam ve dualarımla…
http://www.fethullahgulenhasreti.com/haberler/izmirden_hakan_albayraka_cevap_geldi.html


--------------------------------------------------------------------------





ardindan Hakan Albayrak, Fethullah Gülen`den helallik istedi...:




Aziz dostum Erkam Tufan Aytav telefon açtı, dünkü yazımdaki iddianın doğru olmadığını söyledi.

Özetle dedi ki:

'Hocaefendi ile o görüşmede Ferhat Boratav, Cüneyt Özdemir, Bejan Matur ve Serdar Turgut'un yanında ben de vardım. Mavi Marmara'dakilerin şehit sayılamayacağını kesinlikle söylemedi. O günlerde yayınladığı taziye mesajında şehit demişken şimdi böyle bir şey söyleyebileceğini nasıl düşünebilirsin? Bir yanlış anlaşılma sözkonusu. Başka bir bağlamda konuşurken söylediği şeyler yanlışlıkla oraya çekilmiş.'

Erkam'ın Haber 7'deki "Sevgili Hakan Albayrak'a Açık Mektup" başlıklı yazısından da bir alıntı yapayım:

"Mavi Marmara olayı Serdar Turgut'un sorusu üzerine gündeme geldi. Fethullah Gülen'in bu konudaki çıkışının isabetini dile getirdi. Sayın Gülen de inandığımı söyledim deyip konuyu orada bitirdi, daha fazla uzatmadı. Arkasından Serdar Turgut İHH'nın ABD kongresinde terörist örgüt olarak kabul edilmesinin söz konusu olduğunu ve bu konuda ne düşündüğünü sordu. Sayın Gülen de çok kısa olarak 'maalesef öyleymiş ben de duydum' diyerek üzüntülerini ifade etti. Daha sonra sohbet bizlerin soruları üzerine başka konulara doğru aktı. Terör konusuna girildi. Sayın Gülen bir ABD'li akademisyenin kendisine terörizm konusunda dininiz de buna zemin hazırlıyor şeklinde ifadede bulunduğunu buna karşı kendisinin cevaben; terörizme İslam'ın cevaz vermediğini, bir insanın bu şekilde bilerek ölüme gitmesinin bırakın cenneti doğrudan cehenneme götüreceğini söylediğini ifade etti. Tabii bu cümleyi aklımda kaldığı kadarı ile mealen aktarıyorum..."

Erkam'ın şahitliği benim için muteberdir, fakat

CNN Türk'teki 5N1K programında kendisine böyle bir söz isnat edilen Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 8 gündür niye tekzip mesajı yayınlamadığını –sevgili Erkam'ın da bu açıklamayı yapmak için neden 8 gün beklediğini- sormak durumundayım.

Cüneyt Özdemir, www.dipnot.tv'de yer alan "Pensilvanya'da Fethullah Gülen İle Bir Gün" başlıklı yazısının bir yerinde, "cemaatin önde gelen isimlerinden biri"nin, kendisine, "Hocaefendi senin yayınları takip ediyor" dediğini aktarıyor; madem Hocaefendi 5N1K'yı takip ediyor, öyleyse o sözleri duyar duymaz tekzip derdine düşmesi gerekmez miydi?

Şu cümleler de Cüneyt Özdemir'in www.dipnot.tv'deki yazısından:

"Fethullah Gülen, Mavi Marmara'da pek çok gönüllünün sürekli tekrar ettiği 'şehit olmaya gidiyoruz' retoriğine şiddetle karşı çıkıyor. Böylesine bir şeyin şehitlik bile kabul edilemeyeceğini söylüyor."

Bu yazı sadece www.dipnot.tv'de değil, Fethullah Gülen Web Sitesi'nde de var (http://tr.fgulen.com/content/view/18615/12/).

Hocaefendi'ye yakın kimselerin hazırladığı ve onların tasvip ettikleri yazıların yer aldığı bir siteden söz ediyorum.

Yukarıdaki ifadeleri tekzip etmek şöyle dursun, Cüneyt Özdemir'in yazısını olduğu gibi –hiçbir şerh düşmeden- siteye koymuşlar.

Ben o siteyi (de) referans aldım.

Demek ki almamam gerekirmiş.

* * *

Hülasa:

Ortada büyük bir karışıklığın olduğu anlaşılıyor.

Bu karışıklıkta hataya düştüğümü kabul ediyorum; Hocaefendi'ye Açık Mekup'ta "Şayet bunu gerçekten söylediyseniz..." ve "Bilgi yanlışsa niçin tekzip etmiyorsunuz?" gibi ifadeler kullanmalı, kesin hüküm vermekten kaçınmalıydım.

Hocaefendi'nin hakkına girdiysem helallik dilerim.

Bir şey daha dilerim:

Hocaefendi bundan sonra gazetecilerle-televizyoncularla konuşurken lütfen teypleri-kameraları kapattırmasın.

Ne dediğini ve nasıl dediğini kendi kulaklarımızla duyalım, kendi gözlerimizle görelim. Hocaefendi'yi rivayet yoluyla takip etmek çok yorucu ve hepimiz için çok yıpratıcı oluyor.
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=24325&y=HakanAlbayrak
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Hocaefendinin Sehidlik konusundaki aciklamalari herzamanki gibi carpitiliyor...

Oysa hocaefendi ölenlerin sehid sayildigini yayinladigi taziye mesajiyla dogrulamistti zaten:

"Gazze'de yaşanan insanlık dramına son verebilmek beklentisiyle yola çıkan, uğradıkları müessif saldırıda hayatlarını kaybederek şehit olan insanlarımıza Allah'tan rahmet diler, başta aileleri olmak üzere; milletimize ve insanlığa taziyelerimi bildiririm.
Fethullah Gülen"



Daha sonra ziyaretcileri gelmis,sorular sormus oda bir soru üzerine sehidlik konusundaki bazi gerceklere aciklik getirmis.

Bir baska yazisinda bu konuyu söyle acikliyor:

"Şehadet Arzusu
"Fethullah Gülen Web Sitesi -
Bir hadiste 'Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz..' deniyor. Halbuki şehadeti arzulama hakkında da bir sürü hadis var. Bunları nasıl te'lif ederiz?

Şehadet, sadece düşmanla karşılaşmakla elde edilemez. Şehadetin çeşitleri var: Bir insan, şehadeti gönülden arzu ederse, yatağında dahi ölse şehit olur. Bir de, bazıları düşmanla karşılaşınca kanaatleri değişebilir. Onun için temenniden men' ediliyoruz. Bir diğer tevcih de düşmanla karşılaşmak esas değildir; Esas olan îla-yı kelimetullahtır. Tebliğ ve irşad yaparken öyle devirler gelir ki, düşmanla karşılaşıp ölseniz, yapacağınız vazifeler ortada kalır. Öyleyse düşmanla karşılaşma veya şehadet arzusu esas alınmamalı, birer vesile kabul edilmelidir.

Konuyu şöyle hülasa etmek mümkündür: Düşmanla karşılaşmada tek yol, tek istikamet var. Şehadette ise değişik yollar, değişik istikametler var; halis bir niyetle yatakta ölmeye kadar..."


Gaza ve gazvelere şehid olacağım diye gidilmiyordu.Gaza ve gazvelere Allah ve Rasulü'nün davasını ihya edeceğim diye gidiliyordu.Şehadet,mukadder olan ölümün bu mücadele üzereyken gelmesidir.Amaç bu mücadeledir şehid olmak değil.Şehid olmak,arzudur,istektir amaç değil.Şehadet amaç olsa Bedir'de bir kişi dahi kılıç sallamazdı."Biz oraya şehid olmaya gidiyoruz" diyerek kılıç,kalkan almadan oraya gelir,öldürülür ve şehid olurlardı(!)

Bir diğer veçheden "ölmeyi istemek" ile "şehadet"i istemek ayrı olaylardır."Biz oraya şehid olmaya gidiyoruz" diyip kılıç,kalkan almadan Bedir'e gelen şehid olmayı değil ölmeyi arzulamaktadır.İfade edildiği gibi şehadet,mukadder olan ölümün,Allah ve Rasulü'nün davası uğruna mücadele ederken bizi yakalamasıdır. Dolaysı ile bu arzunun karşılığı kılıç-kalkan almadan Bedir'e gelip ölmek değildir.Bu arzunun karşılığı,Allah ve Rasulü'nün davası uğruna mücadele etmektir.Hayat boyu bu mücadelede olunursa emr-i Hakk nerede, ne zaman ve nasıl vuku bulursa bulsun gerçekleşen ölüm şehadettir.

Hülasat'ül kelam,taziye mesajında şehid oldukları ifade edilmektedir.Diğer mesajda ise üzerinde durulan şehid olan 9 kişi değil "biz oraya şehid olmaya gidiyoruz" şeklindeki bile bile ölüme gitme durumudur.Sadece "şehid" kelimesinden böyle bir çıkarım yapılmaktadır.


Silahını kuşanır Bedir'e çıkarsın.Çarpışırsın.Yeri gelir yalın kılıç düşman arasına dalarsın ve şehid olursun.Lakin "şehid olacağım" diyip elini kolunu sallayarak Bedir'e gelip,düşmanın kılıcına boyun uzatmayı arzulamak şehadeti değil ölümü arzulamaktır.



Öldürüleceğini bilenin cihad etmesi ile
düşman eliyle ölümü göze alarak cihad etmek ayni manaya gelmez.

Ölcü herzaman “kurtulma veya düşmanı kırma ve tesir etme ümidi” olmali.



-------------------------------------------------------------------



Faydalı sonuçlar doğurmayacak şekilde otoriteye baş kaldırmak" islama ve müslümanlara zarar vereceginden ve fitneye alet olacagindan uygun görülmemistir.

Örnek, 11 Eylül saldirilari ve ABD'nin Irak ve Afganistana girmesi....islama ve müslümanlara zarar vermistir....

Örnek, intihar eylemleri...islama ve müslümanlara zarar vermistir....

Örnek, bir grup savaşçının Çeçenistan devlet başkanı Aslan Mashadov'un haberi olmadan kendi kafalarına göre Rusya'nın egemenliği altındaki İnguşetyaya girmesi....islama ve müslümanlara zarar vermistir....

11 Eylül'ü gerçekleştirenlerin,gerçekleşmesinde piyon olanlarin,kendi kafalarına göre yeniden Rusyaya savaş açanlarin islama ve müslümanlara verdikleri zararlar ayaklarini yorganlarina uzatmadiklari icindir.

Köpeğin ısırmak karakteridir.Elinde köpeği vuracak silah olmadan kuyruğuna basarsan kendine saldırtır ve ısırılırsın.
Kafirin zulüm yapmak karakteridir.
Anlatmaya calistigimiz sey islamı yanlış yorumlayıp, elinde köpeği vuracak silah olmadan kuyruğuna bile bile basmaktır.
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
bir sürü haber sitesinde bu haber var bakabilirsiniz... bi yalanlama da gelmedi bu haberlere...


"Gazze'de yaşanan insanlık dramına son verebilmek beklentisiyle yola çıkan, uğradıkları müessif saldırıda hayatlarını kaybederek şehit olan insanlarımıza Allah'tan rahmet diler, başta aileleri olmak üzere; milletimize ve insanlığa taziyelerimi bildiririm.
Fethullah Gülen"
Cüneyt Özdemir bir grup gazeteciyle Pensilvanya'ya gitti ve Fethullah Gülen ile bir kahvaltıda buluştu.

Özdemir’in yanı sıra Ferhat Boratav, Serdar Turgut ve Bejan Matur'un da hazır bulunduğu o buluşmada, Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırı ve şehidler de gündeme geldi. Gülen hocaefendi, gazetecilere Mavi Marmara gemisindekilerin şehid değil bile bile ölüme giden insanlar olduğunu söyledi.

Özdemir, 5N1K programında, Fethullah Gülen hocaefendinin Mavi Marmara şehidlerine ilişkin yaklaşımını şöyle anlattı: "Mavi Marmara gemisine binenler “Biz orada şehid olmaya gidiyoruz” demişler ve İslami bir motif üzerine hareket ediyordu. Fethullah Gülen bunun şehidlik bile sayılamayacağını, bile bile ölüme gitmek” olduğunu söyledi.

5N1K'ya konuk olan Ferhat Boratav da “En azından The Wall Street Journal röportajında Türkiye’de yankı uyandıran açıklamasının, bu işin yanlış olduğu yönündeki açıklamasının bir değerlendirme hatası ya da dil sürçmesi olmadığını, aynı düşüncesini savunduğu ortaya çıktı. Yani dil sürçmesi ya da öylesine söylenmiş değil bilerek ve düşünülerek söylenmişti” dedi.

Bejan Matur ise “Siz, 'ben şehid olmak istiyorum' diyerek yola çıkamazsınız. Bunun takdiri Allah’a aittir” demişti. 'Oradaki kurguda hata olduğunu ve eleştirel baktığını' söylemişti” dedi

Cübbeliyi yalanlamakla ne diye vakit kaybetsin ki..Şehitler için yayımladığı taziye mesajı hala sitesinde mevcut.Buna rağmen hala şehit değillerdir bilmem ne gibi abuk subuk kocakarı muhabbetinden öte gidemeyen beyanlar devam edecektir..Ama haklısınız o da 9 şehidimiz üzerinde kan tüccarlığı ve çığırtkanlığı yapmalıydı..böylece tam cübbeli müslümanı olabilirdi..
 
Üst