Allah'ın hangi ismine aynasınız?

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
Cenab-ı Hak, insanı güzel isimlerine ayna yapmıştır. Bize düşen görev o aynayı Hakk'ın yolunda silmek, pak etmektir.


Gülay Atasoy'un yazısı...​

Cenab-ı Hak, insanı güzel isimlerine ayna yapmıştır. Bize düşen görev o aynayı Hakk'ın yolunda silmek, pak etmektir. Çünkü ayna kirli ise karşısındaki en güzel sureti bile puslu gösterir.
Acaba hiç düşündük mü evlilik hayatımızda O'nun (cc) hangi ismine ayna oluyoruz?

Eşinizi çok sevin ki, "Vedud" ismine,
Onun acılarını yüreğinizde hissedin, dertlerini dert bilin. Ne kadar şefkatli ve merhametli olursanız, Cenab-ı Hakk'ın "Rahman" ve "Rahim" isimlerine,.

Eşiniz, hoşunuza gitmeyen bir davranışta bulunduğunda günlerce ona karşı kin tutmayıp, her fırsatta yüzüne vurmayarak affedin ki, "Gaffar" ve "Gafur" ismine,
İşlediği kusur ve hatalarını başkalarına şikâyet ederek anlatmak yerine örtün ki, "Settar" ismine,

Gücünüz nispetinde cömert davranıp, paraları bankada tutup eşinizi tek kuruşa hasret bırakmayın ki, "Cevvad" ismine,
Eşinizin hak ve hukukunu koruyup, gözetin ki, "Müheymin" ismine,
Fedakâr olun. Bununsa karşılığını eşinizden ziyade Allah'tan bekleyin. Ona lütuflarda bulunun ki, "Latif" ve "Vehhab" ismine,
Onun mutlu olmasına engel olmak yerine mutluluk yollarını açın ki, "Fettah" ismine,

Kulağınızı şikâyetlerine tıkamayın. "Bana ne o senin problemin" diyerek sıkıntılarından kaçmayın.

Sözlerini işitin, şikâyetlerini duyun, isteklerini yerine getirin ki, "Semi" ismine,

Çaresizliğini görmemezlikten gelmeyin. Sevinçlerini, kederlerini ve ihtiyaçlarını görün ki, "Basir" ismine,

"Benim sıkıntım benim başımdan aşıyor. Bir de senin sıkıntılarınla mı uğraşayım?" demeyip, onun sıkıntılarından haberdar olun ki, "Habir" ismine,

"Olumsuz bir davranışı karşısında hemen "Sen zaten hep böyle yanlış yaparsın." diyerek yargılamakta acele etmeyin yumuşak davnanın ki, "Halim" ismine,

İstemeden hep verici olun ki, "Kerim" ismine,
Sorularını cevaplayın, ihtiyaçlarını yerine getirin ki, "Mucib" ismine,

Yapamadığı ve size başvurduğu işlerini yapın ki, "Vekil" ismine,
İşten gelir gelmez TV'nin karşısına geçip oturmayın. Kafanızı gazeteye gömmeyin. Eşinizle candan dost ve arkadaş olun ki, "Veliyy" ve "Enis" ismine,

Eşinizin bir gömleğinizi ütülemesinden, sevdiğiniz bir yemeği yapmasına kadar "Aman canım bu senin görevin. Zaten yapmak zorundasın." demek yerine yaptığı iyilikleri takdir edip teşekkür edin ki, "Hamid" ismine ayna olun. ..
 

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0
Ya Fettah, aç artık kapıları. Ya Basit, çöz dilimin bağını. Ya Rezzak, ver, nasibim ne ise.
Ya Vedüd!
Gözümün yaşını eksik etme. Çiçeğimi al razıyım. Ben ki Yusuf’unu yitirmiş bir kuyunun üzerine eğilmiş pembe çiçekli bir kiraz ağacıyım.
Bir kuyum vardı. Bir de Yusuf’um. Sahibinin ölümünden sonra da açık kalacak bir amel defteri olarak toprağa armağan edilmiştim. Gün geçti. Kat karşılığı müteahhide verildim.


Nazan Bekiroğlu
 

bakış

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2009
Mesajlar
4,717
Tepkime puanı
251
Puanları
0
Konum
İstanbul-Pendik
ya vedud dediğim günler insanların bakışı farklı oluyor bana.Sanki çok güzel gözüküyorum karşı tarafa

herkesin sevgisini kazanmak için günde 400 kere "ya vedud "deyiniz.Güzelleştiğinizin farkına varacaksınız
 

İstihya

Doçent
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
122
Puanları
0
Her şey seninle başlıyor ve seninle bitiyor. Ey ruhumu onaran büyük Allahım, gelişlerim sana, gidişlerim yine sanadır... Tenha iklimlerin sığınağından açtım ellerimi sana doğru...
Mürekkebi kurumamış sözcükler yarım yarım, harfler firari, harfler muhalif...
Dualarım dilekçe, ruhumu aşıyor ve...

Allahım, diyorum.
Ey Güzel Allahım!
Yücelerin yücesi,
Sultanların sultanı olan,
Kâinatın yegâne efendisi...
Rabbim...

M.Aybike Sinan
 

İstihya

Doçent
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
122
Puanları
0
"YA BASIT" (C.C.)

Meryem Aybike SİNAN

Yâ Bâsıt: Kimine çok rızk, kimine uzun ömür veren; kiminin de kalbini açarak hayra rağbetli kılan anlamını taşıyan Yüce Allah’ın ism-i şerifidir. “Giydirdiğin güzel huyla Gökten indirdiğin suyla Hemi bahar yağmuruyla Ruhu yuyarsın “Yâ Bâsıt” (Musa Tektaş) Ey Sevgili En sevgili, Allah’ım, Yâ Bâsıt, Seni tanıyan özüm, seni söyleyen sözüm üstüne nüzul eden rahmetinin yağmurları, ıslatıyor can evimi. Sevincimden ağlıyorum. Gözlerimin şebneminden bir kubbe dikiyorum gecenin karasına. Senin mucizelerinin şavkında yürüyorum sana gelen yollarda. Yollar umut demek, yollar sonsuzluk... Her biri sana getirir bizi, sana kavuşur bütün yollarımız. Bir kemend gibi yakalamış beni sevgin. İçimde ne firuze şehirler boy veriyor Rabbim. Gökyüzüne ne dualar fısıldıyor müminin can evi. Ol dualar hakkı için Rabbim, bizi de al dergahına. Hüzünden ırgalanan yüreğime ferah ver. Ne poyrazlar yemiş yaralı gönlüm, ne kederler gizlenmiş dil mahzenime. El açtım yalvarıyorum, Gönlüme inşirah ver. Huzur denen peri, limanlara sığınır... Ben sana sığınırım Allahım... Ben sana... Rahmetin geniş âleme Sonsuz yayarsın “Yâ Bâsıt” Güzelliğin eş âleme Makbul sayarsın “Yâ Bâsıt” Rabbim, Ulu Sultanım, büyük Allahım, İnatçı yosunlar gibi kayaların arasına tutunmuş minicik canlıların rızkını, kuzeyden güneye esen rüzgarın uğultusunu, Kureyş üzümlerinin salkım salkım bereketini, bir bedevi çadırında uğurladığımız günbatımını, nazarlarımıza sunan efsununun önünde şaşkınım, hayretlerdeyim, hayranlığım ruhumu aşıyor... Ruhumu, senin sevginin dizleri dibinde unutmak, kalbimin süveydasını, senin nurunla nakışlamak umudundayım. Nasip eyle ne olur... Bir sofi bakışıyla senin aşkının güneşi, ığıl ığıl aksın içime. Sultan Süleymandan kalma bir kederli mevsimin kollarında, içimden geçeni döküyorum ummanına. Levni nakışlar içinde sarmaladığım dualarımın rükusunda açtım ellerimi Allahım. Beni ruhumun çürümüş kafesinden kurtar, Sofyan bir şarkının dizesi gibi, hep seni anayım, hep seni çağırayım... Kurşun benizli bulutlarının yağmuru olayım, damla damla rıhtımına düşen... Rahmet yüklü yağmurlar toprağa sığınır... Ben sana sığınırım Allahım... Ben sana... İmanı aşk hayasıyla Rıza niyaz mayasıyla İç-dış İslam boyasıyla Bütün boyarsın “Yâ Bâsıt” Ey büyük Allah’ım, Ulu Sultanım, Yâ Bâsıt, Yunus düşünceli bir firuze şarda, ruhumun renkleri, bir vaktin sadağında, kehribar bir tesbihin tanesi olmak diler, her dem seni zikreden. Gönlümüzün zembereği boşalmış. Bir çöl yangını yüreğimiz. Çöller ki aşkın zirvesi. Çöller ki Mecnunlar yurdu. Çöller bir derviş yürüyüşlü bilge. Çöllerin bildiğini, bilmeyen gönlüm meyus, utangaç çöl serabında. Kararmış kalbimize senin nurunun ziyalarını sal Rabbim, aydınlansın can evimiz. Rahmetini bir kadim çeşmeden gürül gürül akıt ki ferahlasın yangınımız... Testilerimize senin aşkın dolsun. Sular arınsın, aşkımız yunsun rahmetinin efsunlu ellerinde... Esrâr-ı dil-i zârımı, hüznün harabesinde bıraktım. Ruhumun karasına kandil kandil feyiz ver Allah’ım. Sana gelen yollara nurundan bir iz ver, Rabbim... Yıldızlar küme küme kehkeşanlara sığınır... Ben sana sığınırım Allahım... Ben sana... Kuşatıp kemâl halini Aşlayıp cemâl hâlini Terbiye edip kulunu Nefsi soyarsın “Yâ Bâsıt” Ey sevgili, En sevgili, Yâ Bâsıt, Karanlık giyinirken pusatlarını, rüzgar uğuldarken, pamuk yığını bulutlar ırgalarken gökyüzünü, güneş yanarken, ay sönerken derinden derine ürperir, ruhumun titrek kanatları. Kuruyup kökünden ayrılmış gevenler gibi, ayrı düşmüşüm can evimden. Gizli bir tebessümün hayalindeyim. Dualarım dilekçe, sunuyorum dergahına. Derviş yürüyüşlü, bedir gülüşlü ırmaklarına sürükle beni şefkatinin sellerinde. Aşkının tılsımı her dem yakalıyor beni. Çağlayanlarına düşüyorum Rabbim. Senin nurunla doluyor ruhumum karanlıkları. Seretan burcuna dokunuyor kanatlarım. Uçuyorum sana doğru kırık kanatlarımla. Beni onar Allahım, beni güneşlerinin ışığıyla aydınlat. Bu azgın kalabalıkta yalnızım. Ordular arasında kalmış bir biçareyim. Beni sevdiklerine kat... Aşkının terkisinde gül, gülzara sığınır... Ben sana sığınırım Allahım... Ben sana... Zikrinle kalpler genişler Gider gönülden teşvişler Buyruğunla nice başlar Hakka eğersin “Yâ Bâsıt” Ey büyük Allahım, Sultanım, Tutuklu yüreğimizin anahtarı sendedir. Bir fetret devrinde, çağ mahkemelerinde tutukludur yüreğimiz... Ruhumun zindanlarına, bir ikindi güneşinde sızan ışıklarının huzmesi, gizli bir dili konuşuyor gibi... Dil bilmez göçmen kuşları andırıyor ahvalimiz... Nerede kaybettik bülbülümüzü, biz unuttuk Allahım, sen görüyor, sen biliyorsun. Hangi çağda unuttuk türkümüzü, hangi gülzarda bıraktık gülümüzü, biz unuttuk... Tutuklu yüreğimizin anahtarı sendedir... Bizi azat eyle. Talan olmuş bu bağı, yeni baştan gülzar eyle. Haritasını kaybettik sana gelen yolların... Yollar sarpa sarıyor sensiz. Yollarımızı tan eyle... Künyemizi yeni baştan yaz Allahım, yeni baştan bir yürek ver el değmemiş... Senin her şeye gücün yeter Rabbim. İçimize döndür bizi, aşka çevir yüzümüzü Allahım... Karanlıklar bastı mı hüzzamlar şarkılara sığınır... Ben sana sığınırım Allahım, Ben sana... Ben, sana sığınırım...
 
Üst