Allahım beni affet

  • Konbuyu başlatan ada
  • Başlangıç tarihi
A

ada

Guest
Öyle çok pazarlik ettim ki Seninle ey Rabb'im. Sen çagirinca, kendime

ayirdigim vakitlerden çalindigini düsündüm. Ezan okununca, sevdiklerimle

geçirdigim zamanlarin azalmasindan korktum.

Vakit girince, içim "ciz" etti hep. Odamdan uzaklastim, biraktim isimi,

bozdum keyfimi; öylece namaza durdum.

Ayak diredim, "az sonra kilsam da olur!" dedim. "Az sonra"larim "çok

sonralar"a döndü, geç kaldim, geç kalmaktan utanmadim.

Sonunda ayaklarimi sürüye sürüye vardim huzuruna. Pazarligimi vaktin

daralmisligini bahane ederek yeniden ileri sürdüm.

Kaçiyordu namaz ya; o yüzden çabucak kildim, selam verdim, hemen kalktim,

rahatladim.

Oysa rahatligi Sana borçluyum. Agrimayan her bir disim kadar huzur borçluyum

Sana. Damarlarimin her bir noktasinda pihtilasmayan

kanim kadar sükûnet

borçluyum Sana.

Tenimin kasinmayan her bir noktasi kadar rahatlik borçluyum Sana. Dislerim

agriyacak olsa her biri için harcayacagim zaman Senin.

Kanim pihtilasip damarlarim tikanacak olsa, her defasinda izdirap ve

korkuyla geçirecegim saatlerin hepsi Senin.

Tenim her noktasinda yirtilacakmis gibi aciyacak olsa, kendi kendime dar

gelecegim huzursuz günler Senin.

Gün oldu; usandim. Sabrimi tükettim; tükendim. Kendimi yontmaya heveslendim.

Benden istedigin zamani çok gördüm. Benden istedigini, benim için istedigini

bile bile, huzurunda huzursuz durdum.

Fazla buldum namazin rekatlarini; kisaltmak için bahaneler aradim.

Günümü delik desik etmeni, isimin arasina kesintiler sokmani,hayatimin

ortasina duraklar koymani, uykumu bölmeni lüzumsuz gördüm.

"Beni bana birak!"larla durdum huzuruna; içim

baska bir yerlerin türküsünü

söylerken, ben seccadende, belki sadece bedenimle, mihli kaldim.

Oysa Sen, dileseydin dar edebilirdin zamani bana! Bir uçurumun dibine

savrulmus bir arabada çaresizce Sana yalvartiyor olabilirdin beni.

Korkulu bir savasin orta yerinde ates ve kan kusan bombalarin altinda günümü

de, isimi de, uykumu da, hatta rüyalarimi da delik desik etmelerini takdir

edebilirdin.

Düsmeyen bombalar kadar, uçuruma savrulmayan arabalar kadar genislik

borçluyum Sana.

Içten pazarlikti benimkisi. Öyle içten ki kendime bile söyleyemedim.

Gözlerimle birlikte gönlümü de secdene kilitlemeyi çok gördüm. Kendimi

sifirlamayi, benligimi hiçe indirgemeyi beceremedim.

Ensemde kaderin sicacik nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine

inemedim.

Acelem vardi; alnimi koydugum gibi kaldirdim seccadeden.

Bütün

benligimle asagi inemedim. Isim vardi, secdemi isime zaman

kazandim. Secdeye kalbimi de sigdirmaya çalismadim.

Uykum vardi, secdemi sig birakip uykumu derinlestirdim.

Itirafimdir: Bencilligimi de sirtima alip rükûlarda eritemedim.

Bedenim egilirken huzurunda, "emrolundugum gibi dosdogru olma"nin agirligini

sirtima almayi erteledim. "Sirasi degil!"di; "hele dur; sonra da olur!"du.

En Sevgili'ni bir gecede ihtiyarlatan emri üzerime alinmadim.

Sen dileseydin, çocugumun ciliz nabizlarinin esliginde, los ve nesesiz bir

yogun bakim odasinda, gözümü de gönlümü de, umutsuzca, çaresizce,

ürpertiyle, korkuyla bir monitörün ekranina kilitleyebilirdin.

Dileseydin, yeryüzünün sükûnetini bir anda kesip, küçücük bir duvar

kipirtisinin gölgesinde, mini mini bir sarsintinin beklentisi içinde

saçlarima aklar düsürebilirdin.

Içten pazarlik

mi denir buna? Sen bilirsin Seninle ettigim pazarligi.

Kendime sakladigim ve hatta kendimden de sakladigim sir bu. Dilime bile

degdirmekten korktugum, agzima almaktan utandigim öyle bir sir iste.

Fisildamasi bile aci veriyor ya... Meselâ, uzayinca Fatiha, uzayinca sûre,

heceler sanki özgürlüge giden yolu taslar gibi kestikçe, "bitmez simdi bu

namaz!" dedigim çok oldu.

Ama içimden.

Kimseler duymadi.

Bir Sen duydun beni ey Rabb'im. Sirrimi bir Sen bildin. Kendimi lüzumsuz

hissederken seccadenin üzerinde, dudagim anlamina yetisemedigim kelimeler

için oynarken,

Sen beni söyledigimden fazlasiyla duydun, söyleyemedigimi de, dile

getiremedigimi de bildin. Ruhumu alip uzaklara

gittigim halde, bir bedenimi biraktigim halde huzurunda, kovmadin beni,

yakinliginda tuttun.

Itirafimdir; öyle anlatildigi gibi özleyebilmeyi

beceremedim henüz namazi...

"Aradan çikarmaya çalistigim" oldu namazi.

Geçistirdim namazi.

Bir "sorun"du çözdüm, hallettim.

Selam verip sonra yasamaya basladim...

Yasamayi namazin içinde aramaliydim.

Namazi yasamanin içine sizdirmaliydim oysa.

Bilemedim.

Kafa tuttum, ayak diredim, pazarlik ettim; ama

Sen utandirmadin, yine yine yine huzuruna aldin beni.

Her secdede rahmetinle oksadin alnimi.

Her rükûda "aferinler" fisildadin gönlüme.

Her vakitte yeni bir sayfanin akligina çagirdin ruhumu.

Yüzüme vurmadin.

Azarlamadin.

Asagilamadin.

Hepten umut kesmedin benden.

Yok saymadin.

Utandirmadin.

Pazarlik ettigimi Seninle bir Sen bildin ey Rabb'im.

Kimselere söylemedin.

Sirdasim Sensin, bir Sana açabilirim içimi, bir Senin beni

ayiplamandan

korkmam.

Ben iste böyleyim; yine "bana ait"lerin hesabindayim.

Baska kime söyleyeyim?

Baska kimin anlayisindan medet umayim?
 

NİHAN

Üye
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Allah Hepİmİzİ Affetsİn
GÜzel Yazi Elİne SaĞlik
 

Amine1

Doçent
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
1,228
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Konum
UZAK DİYARLAR
bağışlayıcı rabbimcümlemizin günahlarını affetsin inş. çok güzel br yazı rabbim razı olsun
 
Üst