Allah yolunda iken yere çakılmak

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
Allah yolunda iken

Yere çakılmak!



“Ey müminler!
Size ne oldu da ‘Allah yolunda seferber olun.’ dendiğinde yere çakıldınız. Yoksa dünya hayatını ahirete tercih mi ettiniz? Oysa dünya hayatının geçimi ahirete göre pek az bir şeydir.

Eğer seferber olmazsanız Allah sizi acıklı bir azaba uğratarak yerinize başka bir toplum getirir. Siz Allah'a hiçbir zarar dokunduramazsınız. Çünkü Allah'ın gücü her şeyi yapmaya yeter.

Peygamber'e yardım etmezseniz, biliniz ki kâfirler O'nu Mekke'den çıkardıklarında iki kişiden biri olarak mağaradayken Allah O'na yardım etmişti. Hani O arkadaşına ‘Üzülme, Allah bizimle beraberdir.’ diyordu. Allah O'nun kalbine güven duygusu indirmiş, kendisini göremediğiniz askerler ile desteklemiş, böylece kâfirlerin sözünü alçaltmıştı.
Yüce olan Allah'ın sözüdür.
Allah üstün iradelidir ve her yaptığı yerindedir.” Tevbe suresi,38-40
Allah kullarına asla muhtaç değil ama!

Kullar cennet istiyor ve cennetin bir bedeli var. Kullar O’na muhtaç. Cennetin bedeli imandır; iman da Allah’ın dinini kuşanmaktır. Herkesin başının çaresine baktığı bir deprem sonrasını andıran dindar görüntümüz, hocalara ve üç beş gönüllüye terkedilmiş din Allah’ın kullarından istediği din değildir. Talebeleri yetimlerin ve dulların zekâtları ile okuyabilen Müslümanlar dinleri için neler yapabildiklerini göstermekte zorlanırlar. Zekât vermek bir cömertlik oldukça kat edilecek yol pek uzun demektir.

Cennet zorluklarla kuşatılmış

Kur’an, açık bir dille ‘öncekilerin çektiklerini çekmeden cennete girilemeyeceğinden’ söz etmektedir. Öncekilerin neler çektikleri de bellidir.
Bilaller…
Musablar…
Habbablar bellidir.
Sabır taşı olanlar, asırlarca ayakta kalanlar bellidir. Kur’an örneklerle dolu. Şeytana, şehvete ve düşmana karşı direnebilenler kazandılar. Evet, cennet orada ama kuşatılmış olarak duruyor. Zorluklarla, engellerle kuşatılmış. Cennet oturduğun yerde değil, gittiğin gayret ettiğin yerdedir.

Din kimin dini?

İslam her müslümanın dinidir. Müslüman olmanın bir bedeli olması kadar tabii ne olabilir. Bu bedelin en tabii olanı da her halde, çatısı altında durulan dini yaşatmak, onun için çalışıp çabalamak olsa gerektir.

‘Ben değilsem kim?’ diyebilmek

‘Birileri bulunur her halde’ anlayışı yanlıştır. Elbette birileri bulunur. Allah kimseye muhtaç değildir. Ancak o bulunan kendi adına yazılmış boşluğu doldurabilir.
Birileri benim yerime cennete girer denmediğine göre, ‘Ben yoksam kimse yoktur.’ ‘Aranan benim.’ anlayışını yerleştirmek zorundayız.
Rabbimizin razı olduğu seviye budur.
Müslüman iş bitirendir. İş havalesi uzmanlığı yoktur. Burnumuzun dibindeki hizmetten kutuplara kadar din için ne yapılabilecekse işe hazır olmak, özür üretmemek, hatta özürleri yok saymak, mensubu bulunulan dine sadık kalmaktır. Herkes kendine uygun bir iş muhakkak bulmalıdır. Din benim dinim iş de benim işimdir, demelidir.

Engeller aynı engeller

Şu kesindir ki;
Allah’ın dinini bu asra kadar getiren nesiller çok kolay şartlarda, mucizelerle yapmadılar yaptıklarını. Bugün Müslümanların önünde hangi engeller duruyorsa aynıları, kat kat fazlası ile onların da önlerinde vardı. Bir de fazlaları vardı şüphesiz. İmkânsızlıklar, baskılar altında kıvrandılar. Aç açık kaldılar. Dinlerini kimsesiz bırakmadılar. Can istenince can, mal istenince mal verdiler. Bulabildiklerini verdiler, bulamadıklarının da hasretini ciddi bir şekilde hissedince onları da vermiş gibi oldular.

İmtihan bu!

Neden ve nasıl soruları soruldukça, yeni sorular üreten hastalıklardır. Çok akıllı olmaktansa köprüyü geçmek lazım… İmtihan bu! Nedenler ve gerekçeler başka bir zamanda ve başka bir yerde bilinecek. İmtihan bu!

Böyle sevgiye kim inanır?

Allah’ı, peygamberini, dinini, cenneti sevmeyen yoktur. Ya da sevmiyorum diyen yoktur. Kim bu sevgiye inanır ki? Sevdiği için fedakârlık yapamayan sevmişliğine kimi inandırabilir? Sevmek güzel de sevilmek daha güzeldir.

Umutsuz olmak Allah’ı bilmemektir!

Asla umutsuz değil. Çünkü iyi bir iş görmek için çalışmıyoruz. Allah’ın rızasını kazanmak için çalışıyoruz. O razı olsun gerisi hoş. Hem ne hoş… Gelişen olaylar, ürküten sonuçlar sorumluluklarımız alanında değildir. Din Allah’ın dini, dava onun davasıdır. Onun davasına nefer olmak, günü geceyi O’na feda etmek sadece bir şereftir, onurdur.
Ne dünya yaşadığımız yerden ibarettir ne de zaman yaşadığımız zamandan ibarettir. Mülk Allah’ındır. Her şey onun elindedir.

Bıkmak; ne çabuk! 950 yıla ne kadar var?

Bıkıp usanmak hakkımız yoktur. Tenimizde can, kalbimizde iman olduğu sürece çalışmak zorundayız. Ne zamana kadar sorusunun cevabı, Rabbimiz razı oluncaya kadardır.

Yere çakılmanın nedenleri

Yere çakılıyoruz çünkü:
-Din ve dine ait mukaddesat hayatın ilk konuları olmaktan uzaklaştı. Namazı bitirince işi bitirme yerine, işi bitirince namazı bitirme mantığı oturdu. Âlimleri bile ilmine ve emeğine göre değerlendirmek yerine, kimliğine ve şöhretine, hatta servetine göre değerlendirme hastalığı oluştu.
-Haram ve günah anlayışı zayıfladı. ‘Faiz haramdır.’ yerine ‘Ne kadar faiz haramdır?’ eksenli sorular oluştu. Günahlarla ülfet kuruldu. Haramlar helal gibi teşhir edilirken sessiz kalındı.
-Merhamet ve acıma hissiyatı şov malzemesi oldu. Neredeyse yapılan hayır kadar o hayrı tanıtan reklâm harcaması yapılmaya başlandı. Kalpler kaskatı kesildi.
-Maddecilik önü alınamaz bir şekilde yükselişe geçti. Aynen hadiste belirtildiği gibi, zamanında giyecek çarık bulamayanlar apartman yarışına girdiler. Ahiret uzak ufuklardaki bulut gibi görüldü. Ölüm ibret olmaktan çıktı. Şükür unutuldu. Melun dünya, sevgili dünya oldu.
-Kur’an geçim kaynağı gibi görüldü. Toplumun bir kesimi tarafından değerlendirilen bir maden gibi kalıverdi. Tesir etmez oldu. Okuyanın sesi, okuduğu ayetten daha müessir görüldü. Kur’an A4 savaşında ikinci planda kaldı.
-Aile ve cemaat anlayışı zedelendi. Herkes sahipsiz kaldı. Otokontrol görevi gören, teşvik unsuru olan kurumlar başta aile ve cami olmak üzere eridi.
-Önceki ümmetleri helak eden afetlerin bir benzerleri ardı ardına oluştuğu halde anlamını yitirdi. Teknolojiye güven abartıldı.
-Bireycilik ve dar ulusçuluk, insanlık üstü gibi tutuldu.
-Müminler önderlerini kaybetti. Bugün önde duranlar ilk nesillerde geride bile duramayacak kadar zavallılardan oluştu. Başsızlık, başını alıp gitmeyi, kendi kendine baş olmayı doğurdu. Dik duran bir ümmet yerine, selin sürüklediği çer çöp haline gelindi.
-Dış baskılar iman zaafiyeti ile birleşince gemisini kurtarana kaptan dedirten anlayışı üretti. Gemiyi kurtarmaya değil, azgın dalgaları durdurmaya ahdetmiş müminler tek tük kaldı.
-Dengesiz kalındı. Şu veya bu alana, diğerlerini ezecek kadar yüklenildi. Ya bu tarafta bir aşırılık yapıldı ya da şu tarafta. Sonuçta kimileri çok işler yaptı; ama işe yarar iş bulunamadı.
-Kavramlara yeni anlamlar kazandırıldı. Cihaddan ihsana kadar pek çok
-kavram, keyfe uygun kalıplarda anlaşıldı. Yetişen yeni nesil de o değişkenliğe uygun bir Müslüman olarak yetişti.
bir hoca efendinin ders notlarından
 

MUSAB21

Paylaşımcı
Katılım
11 Kas 2006
Mesajlar
314
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web sitesi
www.huzuriklimi.com
Kavramlara yeni anlamlar kazandırıldı. Cihaddan ihsana kadar pek çok
-kavram, keyfe uygun kalıplarda anlaşıldı. Yetişen yeni nesil de o değişkenliğe uygun bir Müslüman olarak yetişti.


kardeş ALLAH razı olsun.. önemli noktalara parmak basmışsın.. umarım her kez okur bu yazıyı... örnek alıncak çok önemli noktalar var.....

ALLAH bizi sorumlu müminlerinden eylesin ürtürülünce kaçan değil.. karşısında durup göğüs geren kullarından eylesin...

...
 

uzAyli

İhvan Forum Üye
Katılım
23 Ağu 2006
Mesajlar
7,903
Tepkime puanı
2,001
Puanları
0
Yaş
123
Konum
Uzay
Kavramlara yeni anlamlar kazandırıldı. Cihaddan ihsana kadar pek çok
-kavram, keyfe uygun kalıplarda anlaşıldı. Yetişen yeni nesil de o değişkenliğe uygun bir Müslüman olarak yetişti.


kardeş ALLAH razı olsun.. önemli noktalara parmak basmışsın.. umarım her kez okur bu yazıyı... örnek alıncak çok önemli noktalar var.....

ALLAH bizi sorumlu müminlerinden eylesin ürtürülünce kaçan değil.. karşısında durup göğüs geren kullarından eylesin...

...

AMIN
 
Üst