Allah ile kul arasına girilmez

Evet Allah ile kulu arasına Girilmez...

Lakin

kişi ile Allah arasına şeytan girer.....
kişi ile Allah arasına melekler girer...
kişi ile Allah arasına cinler girer.....

kişi ile Allah arasına KUL girer

Kul.. kendi kemalatını tamamlamış kişidir...kişi kendini bildi mi Allah ile KUL'u arasına kimse giremez.. artık o KUL'luğunun vazifesi olarak Allah ile kişiler arasında ki köprüdür...

kendini bilmeyen kişinin kalbi o kadar doludur ki boş yer kalmamıştır hakikate.. bu sebeple bakar görmez... duyar anlamaz... konuşur ne konuştuğunu bilmez

Bu yüzden kişi ile Allah arasında ki Bağlantı da kopmuş olur...

Ali efendimizin şöyle bir sözünü duyduk... Kuran Fatihada gizlidir.. Fatiha Bismillahirrahmanirrahim'de... Besmele B'de... bende B'nin altındakiyim

kişi tüm isteklerini bir noktada toplayarak tüm gayrılardan arınır... o Nokta Velayettir... ve Beyanın tecellisidir...

birde büyüklerime Soru sorayım...

Kuranda Deve iğne deliğinden geçme misali var... bu deve ile iğne deliği arasında ki bağlantıyla... yukardaki nokta ile Beyanın ilişkisi aynı mı :uzgunum[1]:

kişi ile Allah arasına şeytan girer.....
kişi ile Allah arasına melekler girer...
kişi ile Allah arasına cinler girer.....
alıntı yegen

şeytan,melek,cin....bunların hepside kişide mevcut zaten...
dolayısıyle kişiyle allahın arasına kişi kendisi girer....

yeğen kardeş,
araf 40 ayette rabbimiz şöyle buyurur;
Bizim ayetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremiyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız! *

kibir duygusu,yani benlik,kişinin kendini dev aynasında görmesine neden olduğundandır ki,enfus ve afaktaki ayetleri görmeye yanaşmazlar.
hiçliğini bilmeyen iğne deliğinden geçemez.
o deve gibi benlikle nasıl geçsinki.
gök kapısı işte o delik;kalpteki süveyda.yani nokta.
ve geçince çıkacağı yer daha dünyadayken cennet. için dış olması.
incelmeden,benliğini,ruhunu ipliğe çevirmeden geçilmez o delikten. ve geçmeyenler azaptadır. azcık nefes alsalarda azap bırakmaz peşlerini.......daha dünyadayken cehennemi yaşarlar.
sizin açınızdan açıklaması nedir bilmeyiz. bizim pencereden görüneni ifade edelim dedik.
rabbim sıratı müstakime hidayet eyle bizi ve sıratı müstakim üzere sabit kadem eyle . hidayet senden yâ Hâdi,Yâ Hâdi,yâ Hâdi
haza min fadlı rabbi.

bak yeğenim süveydayla ilgili iskender pala bey ne demişler;
Kâbe’nin içine, yine altı cihetten münezzeh olan Taala’nın girmesi, gayrı bir şeyin girmemesi... İnsanın kalbine Harem-i can denilmesi bu yüzden. İnanışa göre bedenin içinde yürek ne ise dünyaya göre Kâbe o. Yüreğin içinde can, canın içinde de gönül gizlenmiş. Kâbe’nin içinde Allah aşkı, onun içinde de sevmenin gizli olması gibi. Gönlün içindeki kara nokta, yani süveyda (habbetü’s-sevda); insanın idrak ve tecelli noktası. Süveyda, Allah ile kulun buluşması ve hak tecellisi. Bu yüzden Kâbe-i dîdâr bir sûret ve araz; Kâbe-i vuslat bir sîret ve cevher. Arabî’ye göre Beytullah, İlahî sûreti kabul ile vücûdî tecelliye mazhar olan bir kuldur. Nitekim kulun kalbi de Hakk’ı içine sığdırdığı için Beytullah hükmünde. Onu Hak bizzat bina etmiş, mamûr eylemiş (Beytülmamûr).

............................
Beşerî vücud dağını geride bırakmadıktan, şehvanî ve nefsanî ilgilerden geçmedikten sonra Kâbe’nin ruhaniyetine dahil olmak Vuslat Kâbesi’ne erişmek zor. Bu yüzden Harem de bir cennet kılınmıştır. Nitekim Hz. Adem cennetten çıkarıldığında Kâbe haremine indirilmiş. Ta ki cennet ile dünya arasındaki geçiş kolay olsun.